Posts Tagged ‘yaşlar’

Nazlı Yar

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Ölüyorum gitme nazlı yar
Sen gidersen yaramı nasıl sararlar
Gelmesin istemem lokman hekim
Bana sen gereksin nazlı yar

Gitme gurbet ellere yalvarırım
İnsafsız babanı çeker vururum
Kara gözlerini ayırma benden
Biriciğim gidersen mahvolurum

Sen iste Ferhat olup dağ deleyim
Mecnun olup seni belleyeyim
Sen gitme nazlı yar
Bu aşkı ben nereye gömeyim

Ayırmışlar bizi üç kuruş hatrına
Sevgimiz herşey boşuna
Vursunlar beni zincirlere
Gitme yarim Allah aşkına

Gözlerimde yaşlar kurudu
Kalmadı hayatta umudu
Hayalin hep karşımda durdu
Son mekanım mezar taşı oldu

Not : Kendi yazmış olduğu bi şiiri siznle paylaşmak istedim…

can dündar’dan

Cuma, Haziran 22nd, 2012

İnsan 5 yaşına gelmeden anlıyor; açlığın öldürdüğünü, soğuğun dondurduğunu,
ateşin yaktığını…
Sevgisizliğin insanın canını acıttığını…
Duyguları, nesneleri, kişileri, çevresini tanıyor.
Her şey ona çok büyük görünüyor:
Ev, masa, anne, baba…
10´una gelmeden oyunla, sayılarla, harflerle tanışıyor. Azgın bir iştahla
öğreniyor. Kız ya da erkek olduğunu fark ediyor. Dünyanın evde, okulda
kendisine anlatılandan da büyük olduğunun ayırdına varıyor.
15´inde, tam da en çok kendini sevdireceği çağda, sivilcelenen yüzünden,
değişen bedeninden utanırken aşkı keşfediyor.
Dış dünya kadar iç dünyanın da büyük salonları ve kendisinin bile bilmediği
odaları olduğunu, açıldıkça o odalardan devasa bahçelere çıkıldığını
hissediyor, büyüleniyor. Şarkıların içinde sevdalar gezdirdiğini, şiirin her
türden hasreti dindirdiğini anlıyor. Aşk acısını öğreniyor. Yine de seviyor;
ille seviyor, inadına seviyor.
20´sinde putlarını yıkıyor, başkaldırıyor, kanatlanıyor. Her şey ona küçük
görünüyor:
Ev, masa, anne, baba…
“Dünya küçükmüş; büyük olan benim” efelenmeleri başlıyor. Lakin dünya bunu
bilmiyor.
25´inde ayaklar biraz yere değiyor. Okul bitiyor, iş telaşı başlıyor.
Sınıfta öğrenilenlerin akı, sokaktaki gerçeklerin karasına çarpıp
grileşiyor.
Yolu hızlı gelenler çabuk yorularak, sevdiğini bulanlarsa kalbinden
vurularak evleniyor genelde… 5 yıl önce uzak bir ülke olan “istikbal”,
daha yakına geliyor. “Bir denizde yangın çıkarma” hayali erteleniyor.
“Dünya zor”laşıyor.30´unda muhasebeye başlıyor insan:
“Dünya hâlâ beni tanımadı, üstelik galiba ben de dünyayı tam tanımıyorum”
dönemi…
Mevcut bilgilerin sorgu yeri…
Kuşkunun beyliği…Tehlikeli yaşlar: “Bunun nesine hayran oldum ki ben”
pişmanlıkları, “Hakkımı yediler” sızlanmaları, sırta saplanan hançerler,
çelmeler, dost kazıkları, ağır ağır olgunlaştırıyor insanı…
35, yolun yarısı…
Hiç okul asmadan, evden kaçmadan, bir terasta sevdiğiyle öpüşüp bir çadırda
uyanmadan 20´sine gelenler için gecikmiş telafi çağları…
Daha önce hiç yüz verilmemiş ana-babaların sözüne yeniden kulak kabartılan
yaşlar… Olgunluğun karasuları…
40´ında eski kotlar dar gelmeye, saçlara ak düşmeye, aile büyükleri yaşlanıp
ölmeye başladığında bocalıyor insan…
Panik, kadınları kuaföre sürüklüyor, erkekleri araba galerilerine; ve
ikisini birden yeni sevda hayallerine…
Yiten gençliğe, boyalı saçlarla, içe çekilen karınlarla, kırmızı arabalarla
çare aranıyor.
45´inde “istikbal” denilen o uzak ülkenin toprağına ayak basıyor insan…
Hem ölüm yarınmış gibi, hem hiç ölmeyecekmiş gibi yaşamasını öğreniyor. Eski
dostlar, hatıralar kıymete biniyor.
Didişmenin yerini sükûnet, böbürlenmenin yerini nedamet, kinin yerini
merhamet alıyor. “Keşke”ler “iyi ki”lerle, hırslar hazlarla yer
değiştiriyor.
Bu dünyayı silkelemekten, daha iyi bir dünya için kavga vermekten
vazgeçmeseniz de, öbür dünya umuduna da kulak kabartıyorsunuz, ara sıra…
Genellenemez tabii; bunlar benim yaşlarım.
Sonrasını bilmiyorum henüz; öğrendikçe yazarım.

Can DÜNDAR

Bilmem Neden

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Bilmem Neden Bilmem neden böyle oldu
Gül olmadan goncalar soldu
Deniz gözlerine hüzün doldu
Bilmem neden böyle oldu

Bahar gelmeden kış geldi
Ayrılık hasreti yüreğimi deldi
Tek isteğim sevgiyle uzanan bir eldi
Bilmem neden bana hüzün geldi

Yeşili soldu doğanın kalmadı rengi
Bulamadım bir türlü gönlüme dengi
Ben başlatmadım kalbimdeki bu cengi
Bilmem neden gelmez gönlümün dengi

Ne güneşim kaldı ne de ayım
Tükendi sevdadan yana payım
Başladı ömrümde geri sayım
Bilmem neden boşa geçti günüm ayım

Ne dağlar dayandı, ne de yollar
Birbir geçip gitti yıllar
Ağardı bak işte saçlar
Bilmem neden dökülür gözümden yaşlar

Artık ne desem, nere gitsem
Ömrü tutup geri çeksem
Hüzün bağlarına umut eksem
Bilmem neden boşa beklesem

Bilmem neden tükendi gelecek
Kimbilir, kim bilecek
Gün gelecek ağlayan da gülecek
Bilmem neden bu can ölecek
Bunu herkes bildi, kimse bilmeyecek

Yaşa Göre Kilo Verme

Perşembe, Haziran 21st, 2012

Yaşa Göre Kilo Vermek,

Yaşa Göre Kilo ,

Yaşınıza ve boyunuza Göre uygun kilonuzun olması sağlınız açısından çok önemlidir. İdeal kilonuzdan ne fazla nede çok zayıf olmamalısınız. Ortasını tespit ederek ideal kilonuza gelmek sizin için en doğrusu olacaktır.

Fazla kilonun zararlarını hepimiz bilmekteyiz.
kiloverme İse; Başta kalp rahatsızlıkları olmak üzere ciddi sağlık sorunlarına sebep oluyor. Ayrıca çok zayıf olmanın zararları nedir. Zayıf olmanında şişman olmaktan sağlık yönünden pek bir artısı bulunmuyor.

Japonya’da yapılan araştırma ise aynen bize bunu gösteriyor. Yapılan araştırmada zayıf kişilerin erken hayatlarını kaybettiği saptanmıştır. Yaşınıza uygun kilo hesaplamak için farklı yöntemler vardır. Onlardan biri şöyledir.

İdeal kilo hesaplama:
Boyunuzu 150′den çıkarın.
Bulduğunuz rakamı 4′e bölün. Buna 100 ekleyin.
Şimdide en son bulduğunuz sayıyı boyunuzu cm cinsinden değeri olandan çıkarın.
Elde edilen sayı ideal kilonuzdur. Kadınlarda bulunan sayıdan 1-2 kilo aşağısı daha düşük değeri alınır.

Örnek:
Boyunuzu 186 cm olarak baz alırsak. Bundan 186-150=36′dır.36/4=9 olur. 100+9=109 bu sayıdanda boyumuzun ölçüsü olan 186yı çıkartıyoruz. 186-109=77dir. Boyu 186 olan kişinin ideal kilosunu hesapladık. 77 o kişinin boyuna ideal kilosudur.

20 ‘li yaşlardaki gençlerde ergenlikten kalma 1,2 kilo fazlalık görülebilir. Rejime başlamadan önce beden kitle endeksinizi hesaplatarak kilo vermeye ihtiyacınız olup olmadığını tesbit edin. Bu yaşlarda kilo vermek çok kolaydır metabolizma çok hızlı çalışmakta , daha çok enerji harcamaktadır. Bu yaşlarda yapılan diyetle beslenme alışkanlıklarınızı düzene sokabilir gelecekte daha ince ve sağlıklı olabilirsiniz. Çok çabuk ve sıkı rejim yaparsanız verdiğiniz kiloları tekrar almanız mümkündür. Sağlıklı ve düzenli beslenerek verdiğiniz kilolar yaşam boyu sizi rahatsız etmeyecektir.Eğer abur cubur alışkanlıklarınız varsa cips , cola , çikolata vb. şeyler yerine kuru meyveler , çiğ sebze salataları , meyveli yoğurt , domates , salatalık gibi yiyecekler atıştırabilirsiniz.

30 ‘lu yaşlar ; bu yaşlardaki insanlar kilo verme adına birçok bilgi birikimine sahiptir. İdeal kilolarını bilirler ve bu kilolarını korumayı başarırlar. Beslenme alışkanlıkları düzenlidir. Yine de fazla kilolarınız varsa ve günlük hayatınızda diyet uygulayamıyorsanız en azından kahvaltıya mutlaka zaman ayırın , öğle ve akşam yemeklerinizi hazırlarken önceden planlayın sağlıklı olmasına dikkat edin. Fazla yağların özellikle tereyağının ileriki yaşlarda kalp – damar hastalıklarına yol açtığını biliyoruz ancak yağı tamamen hayatımızdan çıkarmakta yanlıştır. Hiç yağ tüketmemek sinir hücrelerine zarar verir ve cildiniz ihtiyaç duyduğu yağ asitlerinden mahrum kalır.

40 ‘ lı yaşlar ;
doğumlar fazla kiloların en büyük sebebidir. Bu yaşlarda yavaşlayan metabolizmadan dolayı vücut yağ yakmamaya başlar , iştahınızı kontrol etmeniz gerekmektedir. Osteoporoz ( kemik erimesi ) dan korunmak için süt , yoğurt tüketimine ağırlık verilmelidir. Spor yapamıyorsanız bile mutlaka yürüyüş yapın.