“Bir savaştı yıllardır seninle yaşanan Ey hayat sen galipsin eğdin başımı…”
Azat et beni hayat Ateş saçan şimşeklerden ürkerek kuytu saçak altlarına sığınan serçeler misali bezdim yorgun günlere ilticalardan. Ben inatçı bir dalgaydım umut sahiline vurmaya çalışan sense acımasız dalgakıran…
Azat et beni hayat Büyüdü yüreğim masallarına kanmam. Senin ömür dediğin gücenmişlikti kirpiğimin ucunda tutunup kalan. Sevda dediğin yaralı bir gül, hercâi bülbülün nağmeleriyle avunan…
Azat et beni hayat Bir mânâsı yok artık nedâmetlerin. Sararan yapraklar yeniden yeşermez çırp beni dallarından. En yazık yerinden vur avazımı Nâmerdim eğer karşı koyarsam…
Şair Nazım Hikmet’i ,107. doğum gününde rahmetle anıyoruz.
SALKIM SÖĞÜT
Akıyordu su gösterip aynasında söğüt ağaçlarını. Salkımsöğütler yıkıyordu suda saçlarını! Yanan yalın kılıçları çarparak söğütlere koşuyordu kızıl atlılar güneşin battığı yere! Birden bire kuş gibi vurulmuş gibi kanadından yaralı bir atlı yuvarlandı atından! Bağırmadı, gidenleri geri çağırmadı, baktı yalnız dolu gözlerle uzaklaşan atlıların parıldayan nallarına!
Ah ne yazık! Ne yazık ki ona dörtnal giden atların köpüklü boynuna bir daha yatmayacak, beyaz orduların ardında kılıç oynatmayacak!
Akar suyun sesi dindi. Gölgeler gölgelendi renkler silindi. Siyah örtüler indi mavi gözlerine, sarktı salkımsöğütler sarı saçlarının üzerine!
Ağlama salkımsöğüt ağlama, Kara suyun aynasında el bağlama! el bağlama! ağlama!
NAZIM HİKMET
BELKİ BEN
Belki ben o günden çok daha evvel, köprü başında sallanarak bir sabah vakti gölgemi asfalta salacağım. Belki ben o günden çok daha sonra , matruş çenemde ak bir sakalın izi sağ kalacağım… Ve ben o günden çok daha sonra: sağ kalırsam eğer, şehrin meydan kenarlarında yaslanıp duvarlara son kavgadan benim gibi sağ kalan ihtiyarlara, bayram akşamlarında keman çalacağım… Etrafta mükemmel bir gecenin ışıklı kaldırımları Ve yeni şarkılar söyleyen yeni insanların adımları…
Akıyordu su gösterip aynasında söğüt ağaçlarını. Salkımsöğütler yıkıyordu suda saçlarını! Yanan yalın kılıçları çarparak söğütlere koşuyordu kızıl atlılar güneşin battığı yere! Birden bire kuş gibi vurulmuş gibi kanadından yaralı bir atlı yuvarlandı atından! Bağırmadı, gidenleri geri çağırmadı, baktı yalnız dolu gözlerle uzaklaşan atlıların parıldayan nallarına!
Ah ne yazık! Ne yazık ki ona dörtnal giden atların köpüklü boynuna bir daha yatmayacak, beyaz orduların ardında kılıç oynatmayacak!
Akar suyun sesi dindi. Gölgeler gölgelendi renkler silindi. Siyah örtüler indi mavi gözlerine, sarktı salkımsöğütler sarı saçlarının üzerine!
Ağlama salkımsöğüt ağlama, Kara suyun aynasında el bağlama! el bağlama! ağlama!
AÇLIK ORDUSU YÜRÜYOR
Açlık ordusu yürüyor yürüyor ekmeğe doymak için ete doymak için kitaba doymak için hürriyete doymak için.
Yürüyor köprüler geçerek kıldan ince kılıçtan keskin yürüyor demir kapıları yırtıp kale duvarlarını yıkarak yürüyor ayakları kan içinde.
Açlık ordusu yürüyor adımları gök gürültüsü türküleri ateşten bayrağında umut umutların umudu bayrağında.
Açlık ordusu yürüyor şehirleri omuzlarında taşıyıp daracık sokakları karanlık evleriyle şehirleri fabrika bacalarını paydostan sonralarının tükenmez yorgunluğunu taşıyarak.
Açlık ordusu yürüyor ayı ini köyleri ardınca çekip götürüp ve topraksızlıktan ölenleri bu koskoca toprakta.
Açlık ordusu yürüyor yürüyor ekmeksizleri ekmeğe doyurmak için hürriyetsizleri hürriyete doyurmak için açlık ordusu yürüyor yürüyor ayakları kan içinde.
ASYA-AFRİKA YAZARLARINA
Kardeşlerim bakmayın sarı saçlı olduğuma ben Asyalıyım bakmayın mavi gözlü olduğuma ben Afrikalıyım ağaçlar kendi dibine gölge vermez benim orda sizin ordakiler gibi tıpkı benim orda arslanın ağzındadır ekmek ejderler yatar başında çeşmelerin ve ölünür benim orda ellisine basılmadan sizin ordaki gibi tıpkı bakmayın sarı saçlı olduğuma ben Asyalıyım bakmayın mavi gözlü olduğuma ben Afrikalıyım okuyup yazma bilmez yüzde sekseni benimkilerin şiirler gezer ağızdan ağıza türküleşerek şiirler bayraklaşabilir benim orda sizin ordaki gibi kardeşlerim sıska öküzün yanına koşulup şiirlerimiz toprağı sürebilmeli pirinç tarlalarında bataklığa girebilmeli dizlerine kadar bütün soruları sorabilmeli bütün ışıkları derebilmeli yol başlarında durabilmeli kilometre taşları gibi şiirlerimiz yaklaşan düşmanı herkesten önce görebilmeli cengelde tamtamlara vurabilmeli ve yeryüzünde tek esir yurt tek esir insan gökyüzünde atomlu tek bulut kalmayıncaya kadar malı mülkü aklı fikri canı neyi varsa verebilmeli büyük hürriyete şiirlerimiz
Cetin bir kis gecesiydi martti soguktu Her taraf bembeyaz gök zifiri karanlikti Icim üsüyordu cocuktum agliyordum Gizli gizli hickira hickira Sesim duyulmasin diye yorganin altina girmistim Cok korkuyordum agliyordum Son kez öpmüstü ablam beni kala kalmistim Sus dedi isaret parmagini dudaklarina degdirerek Hastanelerde gördügüm hemsire ablalarin fotograflarina benzemisti Sakin sesini cikarma Ahmetimi de öp benim yerime annemi de Sizi cok seviyorum Bende dedim icimden Bende seni cok seviyorum abla Bende seni bende seni cok seviyorum Ablam gitmisti Nereye diye soramadim Bi islik sesi duydum inceden Aklimda hep bu ses kaldi o geceden O islik felaketi oldu ablamin Ve yillar süren suskunlugu babamin Iyice icine kapandi babam Mahallede kimselerin yüzüne bakamaz oldu Hayata küstü aylarca yillarca Annem agladi o sustu Hep bir haber bekleyerek gecti günleri Sormuyordu ama bekliyordu Dedikleri dogruydu Ne olursa olsun et tirnaktan kopmuyordu Ablam bir daha dönmedi Kim bilir belki de dönemedi Söz verdim kendime ben hic kopmayacaktim onlardan Evlenmeyecektim Tek umutlari bendim Gözümün icine bakardi babam Bir tane kizim benim der basini öne egerdi Icim titrerdi Pek belli etmezdi ama babam en cok beni severdi Canimi istesinler kizimi istemesinler derdi babam O daha cok kücük kücücük diyerek geri cevirirdi kismetleri Hic büyümeyen kiziydim babamin Sonunda benim de istedigim birine olur dedi babam Hayirlisi olsun Beyaz gelinligimi giyecegim güne kadar hep sustu Agzini bicak acmiyordu Bir gece annemle konusurlarken duydum Acaba dogru mu yaptik hanim Uzaklara verdik kizi gurbet ellere verdik Taht yaptik da baht yapamadik su kizlara Yazik bize yazik diyordu Iyi olur insallah bey dedi annem iyi olur insallah Sikma canini ablasina benzemesin kaderi Nerden bilirdim gurbet ellere gelin gidecegimi Zordu gurbet dedikleri Simdiden yakti icimi Kim bilir nasil özlerim annemi babami kardeslerimi Evimi memleketimi Gözyaslari icerisinde yatagima girdim Yorgani basima cektim Cocuklugumu biraktigim bu evde son gecemdi Agliyordum Bu evde dogmustum Ve ilk defa bu evde aglamistim Duvarlara baktim Sokak lambasindan sizan isikta sararmis aile fotografimizi gördüm Hersey eskimeye mahkumdu demek Hemen yaninda ablamin astigi Orhan Gencebay posteri duruyordu Bir teselli ver yaziyordu üzerinde Ama hic bir teselli vermiyordu Inadina acitiyordu iste Icimde bir seyler kopuyordu Paramparca olmustum Hepimiz paramparca olmustuk Kitapligin üzerine cizdigim cöp adamlari gördüm sonra Nasilda azar isitmistim annemden Bu cocuklar hic bir seyin degerini bilmiyorlar diye bagirmisti Biliyorum anne simdi her seyin degerini biliyorum iste Senin de babamin da kardeslerimin de Hepinizin degerini cok iyi biliyorum Sizi cok seviyorum anne sizi cok seviyorum Sevinci ve hüznü ayni anda yasiyordum Yorulmustum tam dalmak üzereydim ki kapi gicirtisiyla uyanmistim Babami gördüm Uyur gibi gözlerimi kapattim Yatagimin yanina diz cöktü Üstümü örttü siki siki Ilk defa saclarimi oksadi Saclarimi oksadi babam Ne kadar da gec kalmisti Aglamamak icin zor tutuyordum kendimi Bi taraftan hic bitmesin istiyordum bu rüya Alnimdan öptü babam Gözyaslari yanaklarimda kaldi Daha fazla dayanamadim Baba dedim boynuna sarildim Istemezsen gitmem baba Istemezseniz gitmem Allaha emanet ol yavrum dedi Cok mutlu oldum Canim babam benim canim babam Ellerini öpüyordum Hem agliyor hem gidiyordum Canim babam canim canim…
Ahmet Haşimin Şiirleri Ahmet Haşimin tüm şiirleri Ahmet Haşim şiir Ahmet Haşim şiirleri oku Ahmet Haşim Şiiri Merdiven
AĞAÇ
Gün bitti. Agacta nes`e söndü. Yaprak ates oldu, kus da yakut; Yaprakla kusun pariltisindan Havzun suyu erguvana döndü
Bir Günün Sonunda Arzu
Yorgun gözümün halklarında Güller gibi fecr oldu nümayan, Güller gibi…sonsuz, iri güller Güller ki kamıştan daha nalan; Gün doğdu yazık arkalarında!
Altın kulelerden yine kuşlar Tekrarını ömrün eder ilan. Kuşlar mıdır onlar ki her akşam Alemlerimizden sefer eyler?
Akşam, yine akşam, yine akşam Bir sırma kemerdir suya baksam; Üstümde sema: Kavs-i mutalsam!
Akşam, yine akşam, yine akşam Göllerde bu dem bir kamış olsam!
AKŞAM YİNE TOPLANDI DERİNDE
Canan gülüyor eski yerinde Canan ki gündüzleri gelmez Akşam görünür havuz üzerinde,
Mehtab, kemer taze belinde Üstünde sema, gizli bir örtü Yıldızlar, onun gülüdür elinde
BAHÇE
Bir Acem bahçesi, bir seccade Dolduran havzı ateşten bade. Ne kadar gamlı bu akşam vakti Bakışın benzemiyor mutade.
Gök yeşil, yer sarı, mercan dallar Dalmış üstündeki kuşlar yâda. Bize bir zevk-i tahattur kaldı Bu sönen, gölgelenen dünyada.
BİR GÜNÜN SONUNDA ARZU
Yorgun gözümün halkalarında Güller gibi fecr oldu nümâyân, Güller gibi… sonsuz iri güller, Gün doğdu yazık arkalarından! Altın kulelerden yine kuşlar, Tekrârını ömrün eder i’lân, Kuşlar mıdır onlar ki her akşam, Âlemlerimizden sefer eyler? Akşam, yine akşam, yine akşam, Bir sırma kemerdir suya baksam; Akşam, yine akşam, yine akşam, Göllerde bu dem bir kaçmış olsam!
BİRLİKTE
Bütün bizimçündür Nukuş-ı encüm-i vahdetle işlenen bir tül Gibi üstünde titreyen bu sema; Gecenin dallarında şimdi açan Bu kamer, Bu altın gül…
Bütün bizimçündür Ne varsa aşk ile bidar-ı ra’şe, ya naim, Ne varsa aid olan leyl-i hande-me’nusa, Sana aid lebimdeki buse, Lebinin surh-ı bizevali benim. BİR YAZ GECESİ HATIRASI
İsveyle, fısıltıyla, gülüşle Olmuş sebi sevda yine bihap Oklar gibi saplanmada kalbe Düştükce semadan yere mehtap…
Buseyle kilitlenmiş ağızlar Gözler neler eyler neler israp! … Uçmakta bu ateşli havada Vuslat demi bir kuş gibi bitap…
BÜLBÜL
Bir gamlı hazânın seherinde, Isrâra ne hâcet yine bülbül?
Bil, kalbimizin bahçelerinde, Cân verdi senin söylediğin gül.
Savrulmada gül şimdi havada, Gün doğmada bir başka ziyâda.
Tugbam sitesinde en güzel Yaşamla İlgili Anlamlı Sözler sizler için hazırlandı . Buyurun Kısa Yaşamla İlgili Anlamlı Sözler Yaşamla İlgili Anlamlı Sözler Hayatla İlgili Anlamlı Sözler
Yaşamla İlgili Anlamlı Sözler – Çalıştırdığımız insanlara iyi davrandığımızda, onların da müşteriye iyi davrandıklarını öğrendim.
– Kiminle evleneceğim kararının, hayatta verilen en önemli karar olduğunu öğrendim.
– Hayatta her zaman bir son tren olduğunu düşündüm fakat; yıllar içerisinde bu son trenin hiç gelmediğini öğrendim.
– Emek olmadan yemek olmayacağını düşündüm ve buna inandım. Sonra bir baktım ki; emeksizde yemek oluyormuş bunu da öğrendim.
– Dostuma gülümsedim, daha arkamı döndüğümde onu bana gülerken gördüm.
– Hayatın sarp ve dikenli yolları olmuyormuş, bu yollarda gezdikçe yolları sarp ve dikenli yapan insanlar oluyormuş. Ve suçu ne yazık ki hayata atıyorlarmış
– Her şey iyi olacak diye düşündük, sonunda bir baktık ki, üşüttük.
– İyilikten zarar gelmeyeceğini öğrettiler; fakat; arkamızdan enayi denileceğini ne yazık ki; öğretmediler.
– Nereye gideceğini bilmiyorsan bu hayatta durakların çok olur.
– Neyi arayacağını bilmiyorsan bu hayatta, göçebe kuşlar gibi oradan oraya savrulursun.
– Nedensiz gidişlerin ardında mutlaka vardır bir gerçek açıklama.
– Gülerken hep ne zaman ağlayacağımı merak ettim.
– Kimse istediği için ağlamadı bu dünyada.
– Kaderin cilvesi dediler, bukalemun gibi hep renk değiştirdiler.
– Arkadaşlıkların, dostlukların en başında saygı yüreklere kök salmalıdır. Kökü güçlü olan yüreklerde sevgi yeşermeye başlamalıdır.
– Mutluluk kapısı kapandığı zaman bir gün mutlaka bir diğeri açılır, fakat kapalı kapıya o kadar çok bakarız ki, yeni açılan kapıyı göremeyiz.
– Ne istiyorsanız onun hayalini kurun. Gitmek istediğiniz yere gidin. Olmak istediğinizi olun. Çünkü sadece bir hayatınız var. Ve bütün yapmak istediklerinizi yapmak için sadece bir şansınız var.
– Cehaletle deha arasındaki gerçek fark nedir biliyor musunuz? Dehanın sınırları var cehaletinse hiçbir sınırı yoktur.
– İyi dostu olanın aynaya gereksinimi yoktur.
– Rüyaları gerçekleştirmenin en iyi yolu uyanmaktır.
– Boş zaman yoktur boşa geçen zaman vardır.
– Acınmaktansa kıskanılmak daha iyidir.
– Doğruluk sonsuzluğun güneşidir. Nasıl olsa doğar.
Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz.
– Hayat, duygulananlar için bir trajedi, düşünenler için bir komedidir
– Hayat, iki dipsiz karanlık ortasında bir kibrit alevidir
– Hayat, insana bağışlanmış değil, ödünç verilmiştir
– Hayat kendiliğinden ne iyi, ne kötüdür; Ona iyiliği kötülüğü katan sizsiniz
– Hayat bir tiyatro gibidir, en kötü insanlar en iyi yerde otururlar
– Hayat mücadeleden ibarettir. Bundan dolayı hayatta yalnız iki şey vardır, galip olmak, mağlup olmamak
– Hayat, uzun bir insanlık dersidir
– Hayat üç günden ibarettir; dün, bugün, yarın
– Hayat yaşla değil, yaşamakla anlaşılır
– Hayat, zafer değil, savaştır
– Hayatın değeri uzun yaşanmasında değil, iyi yaşanmasındadır
– Hayatın gayesi çalışmaktır; aksi takdirde gaye diye bir şey yoktur
– Hayatın her anı bir karar zamanıdır
– Hayatta rövanş yoktur.
– Yaşamda en önemli şey kazançlarımızı kullanmak değildir. Bunu herkes yapar. Asıl önemli olan kayıplarımızdan kazanç sağlamamızdır. Bu zeka gerektirir; akıllı insanlarla aptal insanlar arasındaki fark budur.
– Dünyanın her yerinden herkesin yenileceği bir yer vardır. Kimilerini yenilgi yıkar , kimileriyse zaferle küçülür, bayağılaşırlar. Büyüklük, hem yenilgiyi, hem de zaferi kabullenebilen kişilerde yaşar.
– Aşktan korkmak, yaşamdan korkmak demektir ve yaşamdan korkanlar şimdiden üç kez ölmüşlerdir.
– İki tür insan daima açtır. Biri bilimi arayan, diğeri de parayı.
– Doğruluk sonsuzluğun güneşidir. Nasıl olsa doğar.
– Bir daha asla deme! Çünkü yalan söylersin.
– Bazı şeyler nedensiz de güzeldir, neden aradığınız zaman, onu bulursunuz, ama güzelliğini yitirirsiniz…
– Bildiğim en iyi şey, zamanla öğreneceğimdir.
– Bir şeyi çok önceden beri biliyorsan, geçirdiği değişikliklerden haberin yok demektir.
Tugbam sitesinde en güzel Ahmet Haşim Sözleri sizler için hazırlandı . Buyurun Kısa Ahmet Haşim Sözleri Ahmet Haşimin güzel sözleri Ahmet Haşimin özlü sözleri
Akıl; nar, ayva ve portakal gibi geç renk ve koku kazanan bir sonbahar ürünüdür.
Aşık, yüz bulamayan adamdır.
Aşk, değişmeyince ölür.
Büyük dinlenme zulmet denizine dalıp bir daha ışığa kavuşmamaktır.
En güzel şiirler, manalarını okuyucunun ruhundan alan şiirlerdir.
Eti tadan köpek, artık kuru ekmeğe dönmez.
Fikirlerine emin mahfazalar bulamayan bir medeniyetin, tefekkür kabiliyetini kaybetmekte gecikmeyeceğinden hiç şüphe etmemelidir.
Günün doğma saati, neşe ve umudun başlangıcıdır.
Güzel, yalanın çocuğudur.
Hayat, kitaba sığmayacak kadar geniştir.
Namus kavramı, zaman, din, iklim, gelenek ve bilhassa giyim şekline göre değişen kararsız bir erdemdir.
Ne yazık ki vücudun çökmesi aklın olgunluk dönemine rastlar.
Sevgiyi bilmeyen, ölmeyi bilmez.
Yarın dudağından getirilmiş bir katre alevdir bu karanfil.
Yaşlıları gençlik, gençleri ise aşk ölüme götürür.
Arkaya bakmadan, yere yuvarlanmaksızın istenilen istikamette kaç adım gidilebilir?
Tugbam sitesinde en güzel Ahmet Haşim Güzel Sözleri sizler için hazırlandı . Buyurun Kısa Ahmet Haşim Güzel Sözleri Ahmet Haşim Güzel Sözleri Ahmet Haşim Sözleri Güzel Sözler Ahmet Haşim
Ahmet Haşimin Sözleri,
Akıl; nar, ayva ve portakal gibi geç renk ve koku kazanan bir sonbahar ürünüdür. Aşık, yüz bulamayan adamdır. Aşk, değişmeyince ölür. Büyük dinlenme zulmet denizine dalıp bir daha ışığa kavuşmamaktır. En güzel şiirler, manalarını okuyucunun ruhundan alan şiirlerdir. Eti tadan köpek, artık kuru ekmeğe dönmez. Fikirlerine emin mahfazalar bulamayan bir medeniyetin, tefekkür kabiliyetini kaybetmekte gecikmeyeceğinden hiç şüphe etmemelidir. Günün doğma saati, neşe ve umudun başlangıcıdır. Güzel, yalanın çocuğudur. Hayat, kitaba sığmayacak kadar geniştir. Namus kavramı, zaman, din, iklim, gelenek ve bilhassa giyim şekline göre değişen kararsız bir erdemdir. Ne yazık ki vücudun çökmesi aklın olgunluk dönemine rastlar. Sevgiyi bilmeyen, ölmeyi bilmez. Yarın dudağından getirilmiş bir katre alevdir bu karanfil. Yaşlıları gençlik, gençleri ise aşk ölüme götürür. Arkaya bakmadan, yere yuvarlanmaksızın istenilen istikamette kaç adım gidilebilir?
Tugbam sitesinde en güzel Ömer Hayyamdan sizler için hazırlandı . Buyurun Ömer Hayyamdan
Dünyada akla değer veren yok madam, Aklı az olanın parası çok madem, Getir şu şarabı, alsın aklımızı: Belki böyle beğenir bizi el alem!
Ezeli sırları ne sen bilirsin ne de ben Bu muammayı ne sen okuyabilirsin ne de ben Perde ardında sen ben dedikodusu var amma… Perde kalktı mı ne sen kalırsın ne de ben
Sevgiyle yoğurulmamışsa yüreğin, Tekkede manastırda eremezsin. Bir kez gerçekten sevdinmi bu dünyada, Cennetin, Cehennemin üstündesin.
Bir kalb ki onun sevmesi aldanması yok Tutkunluğu yok , bir güzele yanması yok Bin kez yazık olsun sevisiz yüreğe Aşksız geçecek günlerin faydası yok