Posts Tagged ‘yazık’

Hiç rastlaşmadık..!!!

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Yüzüm yüzüne, gözüm gözüne değmedi hiç…

Ne sözüm sözüne ne de, gönlüm gönlüne yakın geçmedi…

Ne seni aradım, ne de beni bulmanı istemedim hiç…

Karşılaşmayı, rastlaşmayı, tesadüfü bekledim…

Karşılaşmadık, rastlaşmadık

Ve hiç; yan yana gelmedik…

Sensizim demek, bencillik…

Bensizsin demek, haddim değil…

Dedim ya, aslında biz hiç tanışmadık;

Ve hiç ayrılmadık…

Senden habersiz, seni düşünmek haksızlık…

Benden habersiz, seviyorsan beni;

Bana yazık…

Aşk,

sevgiliden başkasını seyre dalarsa,

bu aşk değildir.

Aslı yok bir sevdadır…

Hz.MevLânâ

Azat et beni hayat

Cuma, Haziran 22nd, 2012

“Bir savaştı yıllardır seninle yaşanan
Ey hayat sen galipsin eğdin başımı…”

Azat et beni hayat
Ateş saçan şimşeklerden ürkerek
kuytu saçak altlarına sığınan serçeler misali
bezdim yorgun günlere ilticalardan.
Ben inatçı bir dalgaydım
umut sahiline vurmaya çalışan
sense acımasız dalgakıran…

Azat et beni hayat
Büyüdü yüreğim
masallarına kanmam.
Senin ömür dediğin gücenmişlikti
kirpiğimin ucunda tutunup kalan.
Sevda dediğin yaralı bir gül,
hercâi bülbülün nağmeleriyle avunan…

Azat et beni hayat
Bir mânâsı yok artık nedâmetlerin.
Sararan yapraklar yeniden yeşermez
çırp beni dallarından.
En yazık yerinden vur avazımı
Nâmerdim eğer karşı koyarsam…

Alıntı

Nazım Hikmet Ran Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012
Şair Nazım Hikmet’i ,107. doğum gününde rahmetle anıyoruz.

SALKIM SÖĞÜT

Akıyordu su
gösterip aynasında söğüt ağaçlarını.
Salkımsöğütler yıkıyordu suda saçlarını!
Yanan yalın kılıçları çarparak söğütlere
koşuyordu kızıl atlılar güneşin battığı yere!
Birden
bire kuş gibi
vurulmuş gibi
kanadından
yaralı bir atlı yuvarlandı atından!
Bağırmadı,
gidenleri geri çağırmadı,
baktı yalnız dolu gözlerle
uzaklaşan atlıların parıldayan nallarına!

Ah ne yazık!
Ne yazık ki ona
dörtnal giden atların köpüklü boynuna bir daha yatmayacak,
beyaz orduların ardında kılıç oynatmayacak!

Nal sesleri sönüyor perde perde,
atlılar kayboluyor güneşin battığı yerde!

Atlılar atlılar kızıl atlılar,
atları rüzgâr kanatlılar!
Atları rüzgâr kanat…
Atları rüzgâr…
Atları…
At…

Rüzgâr kanatlı atlılar gibi geçti hayat!

Akar suyun sesi dindi.
Gölgeler gölgelendi
renkler silindi.
Siyah örtüler indi
mavi gözlerine,
sarktı salkımsöğütler
sarı saçlarının
üzerine!

Ağlama salkımsöğüt
ağlama,
Kara suyun aynasında el bağlama!
el bağlama!
ağlama!

NAZIM HİKMET

BELKİ BEN

Belki ben
o günden
çok daha evvel,
köprü başında sallanarak
bir sabah vakti gölgemi asfalta salacağım.
Belki ben
o günden
çok daha sonra ,
matruş çenemde ak bir sakalın izi
sağ kalacağım…
Ve ben
o günden
çok daha sonra:
sağ kalırsam eğer,
şehrin meydan kenarlarında yaslanıp
duvarlara
son kavgadan benim gibi sağ kalan
ihtiyarlara,
bayram akşamlarında keman
çalacağım…
Etrafta mükemmel bir gecenin
ışıklı kaldırımları
Ve yeni şarkılar söyleyen
yeni insanların
adımları…

NAZIM HİKMET

Şiir Nazım Hikmet

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Nazım Hikmet Ran Şiirleri
Nazım Hikmet Şiirleri

SALKIMSÖĞÜT

Akıyordu su
gösterip aynasında söğüt ağaçlarını.
Salkımsöğütler yıkıyordu suda saçlarını!
Yanan yalın kılıçları çarparak söğütlere
koşuyordu kızıl atlılar güneşin battığı yere!
Birden
bire kuş gibi
vurulmuş gibi
kanadından
yaralı bir atlı yuvarlandı atından!
Bağırmadı,
gidenleri geri çağırmadı,
baktı yalnız dolu gözlerle
uzaklaşan atlıların parıldayan nallarına!

Ah ne yazık!
Ne yazık ki ona
dörtnal giden atların köpüklü boynuna bir daha yatmayacak,
beyaz orduların ardında kılıç oynatmayacak!

Nal sesleri sönüyor perde perde,
atlılar kayboluyor güneşin battığı yerde!

Atlılar atlılar kızıl atlılar,
atları rüzgâr kanatlılar!
Atları rüzgâr kanat…
Atları rüzgâr…
Atları…
At…

Rüzgâr kanatlı atlılar gibi geçti hayat!

Akar suyun sesi dindi.
Gölgeler gölgelendi
renkler silindi.
Siyah örtüler indi
mavi gözlerine,
sarktı salkımsöğütler
sarı saçlarının
üzerine!

Ağlama salkımsöğüt
ağlama,
Kara suyun aynasında el bağlama!
el bağlama!
ağlama!

AÇLIK ORDUSU YÜRÜYOR

Açlık ordusu yürüyor
yürüyor ekmeğe doymak için
ete doymak için
kitaba doymak için
hürriyete doymak için.

Yürüyor köprüler geçerek kıldan ince kılıçtan keskin
yürüyor demir kapıları yırtıp kale duvarlarını yıkarak
yürüyor ayakları kan içinde.

Açlık ordusu yürüyor
adımları gök gürültüsü
türküleri ateşten
bayrağında umut
umutların umudu bayrağında.

Açlık ordusu yürüyor
şehirleri omuzlarında taşıyıp
daracık sokakları karanlık evleriyle şehirleri
fabrika bacalarını
paydostan sonralarının tükenmez yorgunluğunu taşıyarak.

Açlık ordusu yürüyor
ayı ini köyleri ardınca çekip götürüp
ve topraksızlıktan ölenleri bu koskoca toprakta.

Açlık ordusu yürüyor
yürüyor ekmeksizleri ekmeğe doyurmak için
hürriyetsizleri hürriyete doyurmak için açlık ordusu yürüyor
yürüyor ayakları kan içinde.

ASYA-AFRİKA YAZARLARINA

Kardeşlerim
bakmayın sarı saçlı olduğuma
ben Asyalıyım
bakmayın mavi gözlü olduğuma
ben Afrikalıyım
ağaçlar kendi dibine gölge vermez benim orda
sizin ordakiler gibi tıpkı
benim orda arslanın ağzındadır ekmek
ejderler yatar başında çeşmelerin
ve ölünür benim orda ellisine basılmadan
sizin ordaki gibi tıpkı
bakmayın sarı saçlı olduğuma
ben Asyalıyım
bakmayın mavi gözlü olduğuma
ben Afrikalıyım
okuyup yazma bilmez yüzde sekseni benimkilerin
şiirler gezer ağızdan ağıza türküleşerek
şiirler bayraklaşabilir benim orda
sizin ordaki gibi
kardeşlerim
sıska öküzün yanına koşulup şiirlerimiz
toprağı sürebilmeli
pirinç tarlalarında bataklığa girebilmeli
dizlerine kadar
bütün soruları sorabilmeli
bütün ışıkları derebilmeli
yol başlarında durabilmeli
kilometre taşları gibi şiirlerimiz
yaklaşan düşmanı herkesten önce görebilmeli
cengelde tamtamlara vurabilmeli
ve yeryüzünde tek esir yurt tek esir insan
gökyüzünde atomlu tek bulut kalmayıncaya kadar
malı mülkü aklı fikri canı neyi varsa verebilmeli
büyük hürriyete şiirlerimiz

gurbet gelini

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Cetin bir kis gecesiydi martti soguktu
Her taraf bembeyaz gök zifiri karanlikti
Icim üsüyordu cocuktum agliyordum
Gizli gizli hickira hickira
Sesim duyulmasin diye yorganin altina girmistim
Cok korkuyordum agliyordum
Son kez öpmüstü ablam beni kala kalmistim
Sus dedi isaret parmagini dudaklarina degdirerek
Hastanelerde gördügüm hemsire ablalarin fotograflarina benzemisti
Sakin sesini cikarma
Ahmetimi de öp benim yerime annemi de
Sizi cok seviyorum
Bende dedim icimden
Bende seni cok seviyorum abla
Bende seni bende seni cok seviyorum
Ablam gitmisti
Nereye diye soramadim
Bi islik sesi duydum inceden
Aklimda hep bu ses kaldi o geceden
O islik felaketi oldu ablamin
Ve yillar süren suskunlugu babamin
Iyice icine kapandi babam
Mahallede kimselerin yüzüne bakamaz oldu
Hayata küstü aylarca yillarca
Annem agladi o sustu
Hep bir haber bekleyerek gecti günleri
Sormuyordu ama bekliyordu
Dedikleri dogruydu
Ne olursa olsun et tirnaktan kopmuyordu
Ablam bir daha dönmedi
Kim bilir belki de dönemedi
Söz verdim kendime ben hic kopmayacaktim onlardan
Evlenmeyecektim
Tek umutlari bendim
Gözümün icine bakardi babam
Bir tane kizim benim der basini öne egerdi
Icim titrerdi
Pek belli etmezdi ama babam en cok beni severdi
Canimi istesinler kizimi istemesinler derdi babam
O daha cok kücük kücücük diyerek geri cevirirdi kismetleri
Hic büyümeyen kiziydim babamin
Sonunda benim de istedigim birine olur dedi babam
Hayirlisi olsun
Beyaz gelinligimi giyecegim güne kadar hep sustu
Agzini bicak acmiyordu
Bir gece annemle konusurlarken duydum
Acaba dogru mu yaptik hanim
Uzaklara verdik kizi gurbet ellere verdik
Taht yaptik da baht yapamadik su kizlara
Yazik bize yazik diyordu
Iyi olur insallah bey dedi annem iyi olur insallah
Sikma canini ablasina benzemesin kaderi
Nerden bilirdim gurbet ellere gelin gidecegimi
Zordu gurbet dedikleri
Simdiden yakti icimi
Kim bilir nasil özlerim annemi babami kardeslerimi
Evimi memleketimi
Gözyaslari icerisinde yatagima girdim
Yorgani basima cektim
Cocuklugumu biraktigim bu evde son gecemdi
Agliyordum
Bu evde dogmustum
Ve ilk defa bu evde aglamistim
Duvarlara baktim
Sokak lambasindan sizan isikta sararmis aile fotografimizi gördüm
Hersey eskimeye mahkumdu demek
Hemen yaninda ablamin astigi Orhan Gencebay posteri duruyordu
Bir teselli ver yaziyordu üzerinde
Ama hic bir teselli vermiyordu
Inadina acitiyordu iste
Icimde bir seyler kopuyordu
Paramparca olmustum
Hepimiz paramparca olmustuk
Kitapligin üzerine cizdigim cöp adamlari gördüm sonra
Nasilda azar isitmistim annemden
Bu cocuklar hic bir seyin degerini bilmiyorlar diye bagirmisti
Biliyorum anne simdi her seyin degerini biliyorum iste
Senin de babamin da kardeslerimin de
Hepinizin degerini cok iyi biliyorum
Sizi cok seviyorum anne sizi cok seviyorum
Sevinci ve hüznü ayni anda yasiyordum
Yorulmustum tam dalmak üzereydim ki kapi gicirtisiyla uyanmistim
Babami gördüm
Uyur gibi gözlerimi kapattim
Yatagimin yanina diz cöktü
Üstümü örttü siki siki
Ilk defa saclarimi oksadi
Saclarimi oksadi babam
Ne kadar da gec kalmisti
Aglamamak icin zor tutuyordum kendimi
Bi taraftan hic bitmesin istiyordum bu rüya
Alnimdan öptü babam
Gözyaslari yanaklarimda kaldi
Daha fazla dayanamadim
Baba dedim boynuna sarildim
Istemezsen gitmem baba
Istemezseniz gitmem
Allaha emanet ol yavrum dedi
Cok mutlu oldum
Canim babam benim canim babam
Ellerini öpüyordum
Hem agliyor hem gidiyordum
Canim babam canim canim…

Okuyan:şebnem kısaparmak

Hasretlik….

Cuma, Haziran 22nd, 2012
Bir coşkun ırmağı, taşımaz dere,
Sellere kapıldım, göz göre göre.
Sevgi bahçesini, yaktım bir kere,
Dozunu şaşıran, nazlara yazık.

Kapısı göz olan, hastanelerde,
Bir ilaç bulunmaz, düştüğüm derde.
Yüzünde sımsıcak, güzellik var da,
İçinde çoğalan, buzlara yazık.

Kızıl ufukların, ardına bakan,
Her batan güneşle, umutlar yakan,
Hayalle yaşayan, hasretlik çeken,
Ferleri tükenen, gözlere yazık.

Beynimi bağlamış, çelik kördüğüm,
Uçsuz bir karanlık, bakıp gördüğüm.
Gönlümün başına, vurup kırdığım,
Telleri duygudan, sazlara yazık.

Sevgi, özlem, hüzün, hayal, sabırla,
İçimde başlayan, cümbüşler gırla.
Seven gözlerimden, yağan yağmurla,
Sönmeyi bilmeyen, közlere yazık.

En gerçek sevdalar, bir hoş masalmış,
Masal dinleyerek, hayale dalmış,
Eski kitap gibi, buruşmuş kalmış,
Hüzünden maskeli yüzlere yazık.

Alıntı..

Ahmet Haşim Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Ahmet Haşimin Şiirleri
Ahmet Haşimin tüm şiirleri
Ahmet Haşim şiir
Ahmet Haşim şiirleri oku
Ahmet Haşim Şiiri Merdiven

AĞAÇ

Gün bitti. Agacta nes`e söndü.
Yaprak ates oldu, kus da yakut;
Yaprakla kusun pariltisindan
Havzun suyu erguvana döndü

Bir Günün Sonunda Arzu

Yorgun gözümün halklarında
Güller gibi fecr oldu nümayan,
Güller gibi…sonsuz, iri güller
Güller ki kamıştan daha nalan;
Gün doğdu yazık arkalarında!

Altın kulelerden yine kuşlar
Tekrarını ömrün eder ilan.
Kuşlar mıdır onlar ki her akşam
Alemlerimizden sefer eyler?

Akşam, yine akşam, yine akşam
Bir sırma kemerdir suya baksam;
Üstümde sema: Kavs-i mutalsam!

Akşam, yine akşam, yine akşam
Göllerde bu dem bir kamış olsam!

AKŞAM YİNE TOPLANDI DERİNDE

Canan gülüyor eski yerinde
Canan ki gündüzleri gelmez
Akşam görünür havuz üzerinde,

Mehtab, kemer taze belinde
Üstünde sema, gizli bir örtü
Yıldızlar, onun gülüdür elinde

BAHÇE

Bir Acem bahçesi, bir seccade
Dolduran havzı ateşten bade.
Ne kadar gamlı bu akşam vakti
Bakışın benzemiyor mutade.

Gök yeşil, yer sarı, mercan dallar
Dalmış üstündeki kuşlar yâda.
Bize bir zevk-i tahattur kaldı
Bu sönen, gölgelenen dünyada.

BİR GÜNÜN SONUNDA ARZU

Yorgun gözümün halkalarında
Güller gibi fecr oldu nümâyân,
Güller gibi… sonsuz iri güller,
Gün doğdu yazık arkalarından!
Altın kulelerden yine kuşlar,
Tekrârını ömrün eder i’lân,
Kuşlar mıdır onlar ki her akşam,
Âlemlerimizden sefer eyler?
Akşam, yine akşam, yine akşam,
Bir sırma kemerdir suya baksam;
Akşam, yine akşam, yine akşam,
Göllerde bu dem bir kaçmış olsam!

BİRLİKTE

Bütün bizimçündür
Nukuş-ı encüm-i vahdetle işlenen bir tül
Gibi üstünde titreyen bu sema;
Gecenin dallarında şimdi açan
Bu kamer,
Bu altın gül…

Bütün bizimçündür
Ne varsa aşk ile bidar-ı ra’şe, ya naim,
Ne varsa aid olan leyl-i hande-me’nusa,
Sana aid lebimdeki buse,
Lebinin surh-ı bizevali benim.

BİR YAZ GECESİ HATIRASI

İsveyle, fısıltıyla, gülüşle
Olmuş sebi sevda yine bihap
Oklar gibi saplanmada kalbe
Düştükce semadan yere mehtap…

Buseyle kilitlenmiş ağızlar
Gözler neler eyler neler israp! …
Uçmakta bu ateşli havada
Vuslat demi bir kuş gibi bitap…

BÜLBÜL

Bir gamlı hazânın seherinde,
Isrâra ne hâcet yine bülbül?

Bil, kalbimizin bahçelerinde,
Cân verdi senin söylediğin gül.

Savrulmada gül şimdi havada,
Gün doğmada bir başka ziyâda.

Yaşamla İlgili Anlamlı Sözler

Pazartesi, Haziran 18th, 2012

Yaşamla İlgili Anlamlı Sözler

Tugbam sitesinde en güzel Yaşamla İlgili Anlamlı Sözler sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa Yaşamla İlgili Anlamlı Sözler
Yaşamla İlgili Anlamlı Sözler
Hayatla İlgili Anlamlı Sözler

Yaşamla İlgili Anlamlı Sözler

– Çalıştırdığımız insanlara iyi davrandığımızda, onların da müşteriye iyi davrandıklarını öğrendim.

– Kiminle evleneceğim kararının, hayatta verilen en önemli karar olduğunu öğrendim.

– Hayatta her zaman bir son tren olduğunu düşündüm fakat; yıllar içerisinde bu son trenin hiç gelmediğini öğrendim.

– Emek olmadan yemek olmayacağını düşündüm ve buna inandım. Sonra bir baktım ki; emeksizde yemek oluyormuş bunu da öğrendim.

– Dostuma gülümsedim, daha arkamı döndüğümde onu bana gülerken gördüm.

– Hayatın sarp ve dikenli yolları olmuyormuş, bu yollarda gezdikçe yolları sarp ve dikenli yapan insanlar oluyormuş. Ve suçu ne yazık ki hayata atıyorlarmış

– Her şey iyi olacak diye düşündük, sonunda bir baktık ki, üşüttük.

– İyilikten zarar gelmeyeceğini öğrettiler; fakat; arkamızdan enayi denileceğini ne yazık ki; öğretmediler.

– Nereye gideceğini bilmiyorsan bu hayatta durakların çok olur.

– Neyi arayacağını bilmiyorsan bu hayatta, göçebe kuşlar gibi oradan oraya savrulursun.

– Nedensiz gidişlerin ardında mutlaka vardır bir gerçek açıklama.

– Gülerken hep ne zaman ağlayacağımı merak ettim.

– Kimse istediği için ağlamadı bu dünyada.

– Kaderin cilvesi dediler, bukalemun gibi hep renk değiştirdiler.

– Arkadaşlıkların, dostlukların en başında saygı yüreklere kök salmalıdır. Kökü güçlü olan yüreklerde sevgi yeşermeye başlamalıdır.

– Mutluluk kapısı kapandığı zaman bir gün mutlaka bir diğeri açılır, fakat kapalı kapıya o kadar çok bakarız ki, yeni açılan kapıyı göremeyiz.

– Ne istiyorsanız onun hayalini kurun. Gitmek istediğiniz yere gidin. Olmak istediğinizi olun. Çünkü sadece bir hayatınız var. Ve bütün yapmak istediklerinizi yapmak için sadece bir şansınız var.

– Cehaletle deha arasındaki gerçek fark nedir biliyor musunuz? Dehanın sınırları var cehaletinse hiçbir sınırı yoktur.

– İyi dostu olanın aynaya gereksinimi yoktur.

– Rüyaları gerçekleştirmenin en iyi yolu uyanmaktır.

– Boş zaman yoktur boşa geçen zaman vardır.

– Acınmaktansa kıskanılmak daha iyidir.

– Doğruluk sonsuzluğun güneşidir. Nasıl olsa doğar.

Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz.

– Hayat, duygulananlar için bir trajedi, düşünenler için bir komedidir

– Hayat, iki dipsiz karanlık ortasında bir kibrit alevidir

– Hayat, insana bağışlanmış değil, ödünç verilmiştir

– Hayat kendiliğinden ne iyi, ne kötüdür; Ona iyiliği kötülüğü katan sizsiniz

– Hayat bir tiyatro gibidir, en kötü insanlar en iyi yerde otururlar

– Hayat mücadeleden ibarettir. Bundan dolayı hayatta yalnız iki şey vardır, galip olmak, mağlup olmamak

– Hayat, uzun bir insanlık dersidir

– Hayat üç günden ibarettir; dün, bugün, yarın

– Hayat yaşla değil, yaşamakla anlaşılır

– Hayat, zafer değil, savaştır

– Hayatın değeri uzun yaşanmasında değil, iyi yaşanmasındadır

– Hayatın gayesi çalışmaktır; aksi takdirde gaye diye bir şey yoktur

– Hayatın her anı bir karar zamanıdır

– Hayatta rövanş yoktur.

– Yaşamda en önemli şey kazançlarımızı kullanmak değildir. Bunu herkes yapar. Asıl önemli olan kayıplarımızdan kazanç sağlamamızdır. Bu zeka gerektirir; akıllı insanlarla aptal insanlar arasındaki fark budur.

– Dünyanın her yerinden herkesin yenileceği bir yer vardır. Kimilerini yenilgi yıkar , kimileriyse zaferle küçülür, bayağılaşırlar. Büyüklük, hem yenilgiyi, hem de zaferi kabullenebilen kişilerde yaşar.

– Aşktan korkmak, yaşamdan korkmak demektir ve yaşamdan korkanlar şimdiden üç kez ölmüşlerdir.

– İki tür insan daima açtır. Biri bilimi arayan, diğeri de parayı.

– Doğruluk sonsuzluğun güneşidir. Nasıl olsa doğar.

– Bir daha asla deme! Çünkü yalan söylersin.

– Bazı şeyler nedensiz de güzeldir, neden aradığınız zaman, onu bulursunuz, ama güzelliğini yitirirsiniz…

– Bildiğim en iyi şey, zamanla öğreneceğimdir.

– Bir şeyi çok önceden beri biliyorsan, geçirdiği değişikliklerden haberin yok demektir.

Ahmet Haşim Sözleri

Pazartesi, Haziran 18th, 2012

Ahmet Haşim Sözleri

Tugbam sitesinde en güzel Ahmet Haşim Sözleri sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa Ahmet Haşim Sözleri
Ahmet Haşimin güzel sözleri
Ahmet Haşimin özlü sözleri

Akıl; nar, ayva ve portakal gibi geç renk ve koku kazanan bir sonbahar ürünüdür.

Aşık, yüz bulamayan adamdır.

Aşk, değişmeyince ölür.

Büyük dinlenme zulmet denizine dalıp bir daha ışığa kavuşmamaktır.

En güzel şiirler, manalarını okuyucunun ruhundan alan şiirlerdir.

Eti tadan köpek, artık kuru ekmeğe dönmez.

Fikirlerine emin mahfazalar bulamayan bir medeniyetin, tefekkür kabiliyetini kaybetmekte gecikmeyeceğinden hiç şüphe etmemelidir.

Günün doğma saati, neşe ve umudun başlangıcıdır.

Güzel, yalanın çocuğudur.

Hayat, kitaba sığmayacak kadar geniştir.

Namus kavramı, zaman, din, iklim, gelenek ve bilhassa giyim şekline göre değişen kararsız bir erdemdir.

Ne yazık ki vücudun çökmesi aklın olgunluk dönemine rastlar.

Sevgiyi bilmeyen, ölmeyi bilmez.

Yarın dudağından getirilmiş bir katre alevdir bu karanfil.

Yaşlıları gençlik, gençleri ise aşk ölüme götürür.

Arkaya bakmadan, yere yuvarlanmaksızın istenilen istikamette kaç adım gidilebilir?

Acılar gece çözülür..

Ahmet Haşim Güzel Sözleri

Pazartesi, Haziran 18th, 2012

Ahmet Haşim Güzel Sözleri

Tugbam sitesinde en güzel Ahmet Haşim Güzel Sözleri sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa Ahmet Haşim Güzel Sözleri
Ahmet Haşim Güzel Sözleri
Ahmet Haşim Sözleri
Güzel Sözler Ahmet Haşim

Ahmet Haşimin Sözleri,

Akıl; nar, ayva ve portakal gibi geç renk ve koku kazanan bir sonbahar ürünüdür.
Aşık, yüz bulamayan adamdır.
Aşk, değişmeyince ölür.
Büyük dinlenme zulmet denizine dalıp bir daha ışığa kavuşmamaktır.
En güzel şiirler, manalarını okuyucunun ruhundan alan şiirlerdir.
Eti tadan köpek, artık kuru ekmeğe dönmez.
Fikirlerine emin mahfazalar bulamayan bir medeniyetin, tefekkür kabiliyetini kaybetmekte gecikmeyeceğinden hiç şüphe etmemelidir.
Günün doğma saati, neşe ve umudun başlangıcıdır.
Güzel, yalanın çocuğudur.
Hayat, kitaba sığmayacak kadar geniştir.
Namus kavramı, zaman, din, iklim, gelenek ve bilhassa giyim şekline göre değişen kararsız bir erdemdir.
Ne yazık ki vücudun çökmesi aklın olgunluk dönemine rastlar.
Sevgiyi bilmeyen, ölmeyi bilmez.
Yarın dudağından getirilmiş bir katre alevdir bu karanfil.
Yaşlıları gençlik, gençleri ise aşk ölüme götürür.
Arkaya bakmadan, yere yuvarlanmaksızın istenilen istikamette kaç adım gidilebilir?

Çerkez Atasözleri

Pazar, Haziran 17th, 2012

Çerkez Atasözleri

Tugbam sitesinde en güzel Çerkez Atasözleri sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa Çerkez Atasözleri
Çerkez Atasözleri

Güzel; iyi olandır.

Çerkesler misafiri severler.

Misafir her şeyden önde gelir.

Fakirin dünyası sonbahar gibidir.

Utanması olmayandan daha kıymetsiz yoktur.

Utanması olanın nasibi de vardır.

Güzeli güzelleştiren huyudur.

Kalp kalbe karşıdır.

Gözün beğendiğini kalp de beğenir.

Candan önce onur gelir.

Su akacağı yolu kendi bulur.

Geçmişi olmayanın geleceği de yoktur.

İhtiyar kimse çocuk gibidir.

Söylenmeyen şey duyulmaz.

Güzel söylersen güzel cevap alırsın.

Kafa bomboşsa ayağa yazık olur.

Yoldaşın korkaksa ayı ile boğuşma.

Ömer Hayyamdan

Pazar, Haziran 17th, 2012

Ömer Hayyamdan

Tugbam sitesinde en güzel Ömer Hayyamdan sizler için hazırlandı
. Buyurun Ömer Hayyamdan

Dünyada akla değer veren yok madam,
Aklı az olanın parası çok madem,
Getir şu şarabı, alsın aklımızı:
Belki böyle beğenir bizi el alem!

Ezeli sırları ne sen bilirsin ne de ben
Bu muammayı ne sen okuyabilirsin ne de ben
Perde ardında sen ben dedikodusu var amma…
Perde kalktı mı ne sen kalırsın ne de ben

Sevgiyle yoğurulmamışsa yüreğin,
Tekkede manastırda eremezsin.
Bir kez gerçekten sevdinmi bu dünyada,
Cennetin, Cehennemin üstündesin.

Bir kalb ki onun sevmesi aldanması yok
Tutkunluğu yok , bir güzele yanması yok
Bin kez yazık olsun sevisiz yüreğe
Aşksız geçecek günlerin faydası yok