Posts Tagged ‘yerde’

Hayat İle İlgili Şiirler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Çok Güzel Hayat İle İlgili Şiirler Kısa,

Hayat Üzerine Şiirler,

YalanDünya

Boşa üzülmüş ,boşa gülmüşüm
Hepsi hayalmiş,rüya görmüşüm
Boş yere sana değer vermişim
Yalan dünya;boşa aldattın beni

Aldandım sözüne,düştüm peşine
Malına ,mülküne,güzelliğine…
Uysaydım keşke hakkın sözüne
Yalan dünya; boşa aldattın beni

Ne ana kaldı,ne baba; nerede evlat?
Her şeyi aldın , ettin mi rahat?
Görmedim gerçeği bende kabahat
Yalan dünya; boşa aldattın beni

Verdiğin bu muydu, bu nasıl yatak?
Doldurdun gözümü taş ile toprak
İster ağla , ister gül halime bir bak
Yalan dünya; boşa aldattın beni

Bir Hayatın Anatomisi

Hayat dediğin oyun üç,bilemedin beş perde
Kural yoktur tınısı hep aynıdır her telde
Açılışı dünyaya gelmekle yaparsın
Sonra zamanı saati kendin göre kurarsın
Dünyaya gelerek başlattığın diriliş
Onbeşsene sonra olurmu sana bir serpiliş
Farkında değilsindir yaşıyorsundur en güzel günleri
Karşına çıkan ilk kızı sanarsınki bir huri
Heyelana kapılmış kaya misali geçer zaman
Birden yapaylnız kalırsın nedenini anlamadan
İşte ilk perde tam burda kapanır
Sınav denilen illetle ikinci perde aralanır
Hazırsan geçersin sınavı ilk seferde
Eğerki değilsen sayarsın olduğun yerde
Aşılmayacak engel yoktur atlatırın bunuda
Artık kendine güvenirsin sözlerin kalmaz havada
Sahneye bi çıkarsın karşında kocaman kitle
Kendince düşünürsün işte budur kapalı gişe
Tadını alamadan elvedda derin mutlu günlere
Çıkarsınsabah yeliyle uzun bir sefere
Şafak saymakla geçermi dörtyüzaltmış gün
Onbeş aydan daha yoksun kalır kısacık ömrün
Onbeş aydan sonra hiç bozmadan kafiyeyi
Kapatırsın uzun bir aradan sonra perdeyi
Herkes gibi kurmak istersin mutlu mesur bir yuva
Bu arada bir perde daha katılır kuyruğa
Artık benimde olsun dersin bir kaç çocuk
Derken anlarsınki kolay değilmiş yoksulluk
Dertler belini büksede bunlarıda atlatırsın
Hepsini bir bir katlayıp cebinde saklarsın
Bundan sonra kalmamıştır ben diye birisi
Sende anlarsın yalanmış aileden gerisi
Yıllar birbirii kovalarken dört nala
Yavrunda düşüverir uzun bir yola
Çok geçmeden alırsın kucağına bir iki torun
Onlar için herşeyi yaparsın dinlemezin hiçbir kanun
Artık birşey düşünmezsin dalmadan önce uykuya
Yüreğinde yer yoktur en ufak korkuya

Altmış beş senelik hapisten sonra hayat
Açıklar kararını artık;’hakkın beraat’
Yakan yapışır alaşağı eder ölüm ummadığın yerde
Tam burada anlarsın açılmıştır artık son perde
Önünden geçek üzeredir ayrılık treni
Bir telaş başlar duymadan son sireni
Şehadet getirerek çıkarsın dönüşü olmayan yola
Yoktur artık hiçbir durakta bir nefeslik mola
Ağır ağır uzaklaşırken kıpırdayamadan yerinden
El bile sallayamazsın buğulu pencerenden
Cenazende okunan senin içindir bu son beste
Kimse bulamaz artık seni herzamanki adreste.!

Sonsuza Kadar

Güz gülleri gibi ömür olmasa
Engelleri aşsak sonsuza kadar
Gök ekinler biçilerek solmasa
Baharlar yaşasak sonsuza kadar

Yürek yangınları acıtır teni
Ateş hâleleri henüz çok yeni
Derin acılara atmayın beni
Huzura kavuşsak sonsuza kadar

Gönül güzelliği olmalı her an
Yürek sesleriyle geçmeli zaman
Hoyrat bakışları istemem aman
Kemale ulaşsak sonsuza kadar

Gülistan içinde güller açmalı
Nefisten, şeytandan hemen kaçmalı
Hakikati bulup her dem uçmalı
Hikmeti konuşsak sonsuza kadar

Sureti cemali seyretmek güzel
Âşıklarla olmak arife özel
Bülbül gülü için şakıyor gazel
Cananla buluşsak sonsuza kadar.

Ömür Dediğin

Debelenip dursun akıl ‘niçin’de,
Bir varmış bir yokmuş ömür dediğin.
Gönül sanki zindan, zindan içinde,
Bağrımdaki okmuş ömür dediğin.

Gel seyre dal bir ırmağın başında,
Çölün ortasında, dağın başında,
Bir gurbet ki gözlerinin yaşında,
Ne yaman firakmış ömür dediğin.

Adım adım menziline yürüyen,
Gece-gündüz damla, damla eriyen,
Bahtımın yeline düşüp titreyen,
Bir sarı yaprakmış ömür dediğin.

‘La rahate’..bitmez dertler, çileler..
Şeytanda tuzaklar, ‘ben’de hileler,
Yüzümde gül olup açsın haleler,
Ahiri toprakmış ömür dediğin…

Hayat Devam Ediyor

Hayat yaşamaksa bir lokma nasılsa gelir.
Bir bak doğaya.
Kelebek bile doyuyorsa eğer.
Ezdim diye sevinme üzül bence.
Ezildiğinde bile yemdir birilerine.
Bilen bilir bilmeyen inler dercesine.
Hayat devam ediyor.

Ne çağlayanlar dayanamadı kurudu.
Bir bak doğaya.
Karıncalar bile doyuyorsa eğer.
Basıp ezdiğine üzülme sevin bence.
Ölüsünü bile diğerleri ambara taşır.
Yaşam biri için biterken.
Öteki için yeniden başlamaktadır.
Hayat devam ediyor.

Hani Harun’dan kalan mallar.
Karşındakinde büyük mal var.
Bitirmen mümkün değil.
Yüklen ezdim diye sevin..
Ye yiyebildiğin kadar.
Öyle bir yürek ki bitiremezsin.
Kendini geleceğine bırakmış zaten.
Hayat devam ediyor.

Neler çaldın dünyada görebildin mi?
Çantana bakma bulamazsın.
Aldıklarını sende bırakacaksın.
Bırakmasan bile alacaklar elinden.
Ağlama o zaman.
Bir bak doğaya hepsi geçiciydi de.
İşte o zaman iş işten geçmiştir.
Hayat devam ediyor.

Bütün kalbimle her şeyi vereceğim.
Dönülmez yolda bende yalnız gideceğim.
Hissetmekse acıyı sende bileceksin.
Doğduğumda yalnızdım ya.
Ben o yalnızlığıma geri döndüm.
Yürü artık sen git gidebiliyorsan.
O anılarla maddiyatınla mutlu ol yeter.
Geriye bir söz kalır.
Hayat devam ediyor.

Hayat Yolu

Zaman çizgisinde kaybolan yollar,
Yürümen içindir durmadan yürü.
Sağından solundan uzanan eller,
Üstüne kirini sürmeden yürü.

Dört yana dizilmiş kahpeler mertler,
Karşında sıralı çileler dertler.
Arkandan kuyuyu kazar namertler,
Sırrını düşmana vermeden yürü.

Hayal mi gerçek mi düşün bir kere.
Nefsine hükmeden düşer mi yere?
Yüreğin mahkûmsa bitmez kedere,
Mutluluk düşleri kurmadan yürü.

Sevdanı nadasa bırak yaşasın,
Hasreti bitirmez arttırır yasın.
Deryada fırtına ortasındasın,
Dümeni meçhule kırmadan yürü.

Haritan çizildi doğmadan önce,
Düzenin kuruldu inceden ince.
Çıkmayan sokağa gafil girince,
Kadere hesabı sormadan yürü.

Durağı bulunmaz ömür yolunun,
Zannetme hayatı bitti ölünün.
Üstüne eğilen rahmet dalının,
Köküne baltayla vurmadan yürü.

Sevdanın çamurlu bataklığında,
Ürkek bir ceylanın ataklığında,
Masum meleklerin yüz aklığında,
Ruhuna kirleri sarmadan yürü.

Hakkın huzurunda çıktın sefere.
Geçici mekânın adı yerküre.
Er geç döneceksin geldiğin yere,
Günah kuyusuna girmeden yürü.

Kimseye olmadan ne borç ne diyet,
Onurlu yaşamak ömre meziyet.
Yunus’un yolundan gitmekse niyet,
Kötülük sırrına ermeden yürü.

Aslan İle İlgili Şiirler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Aslan İle İlgili Şiirler

Aslan İle İlgili Şiirler

Meydan Kedisi

Her ortamda baş gösterir yalaka,
Söz dinlemez fayda etmez salaka,
Leke sürer alnı açık yüzü aka,
Aslan boğar aslan meydan kedisi.

İyi kötü kimdir görmez kör deve,
Dürüst doğrulara layık yetki merteve,
Alın teri ekmek götürmek için eve,
Aslan boğar aslan meydan kedisi.

Vermez yalakalar bozuk huzurlar,
Dürüst çalışanın sonun hazırlar,
Kovar dokuz köyden kökün kazırlar,
Aslan boğar aslan meydan kedisi.

Yalakalar bazen aşar çizmeyi,
Hiç hoş değil taşa vurur kazmayı,
Dünya fani bence değmez üzmeyi,
Aslan boğar aslan meydan kedisi.

Düzen bozuk düzen bozuktur çarkı,
Her insan yerinde beydir yok farkı,
Ayrım kayrım yapıp sorulmaz ırkı,
Aslan boğar aslan meydan kedisi.

Düşün Adem baba Havva anamı,
Hep kardeşiz garez kinin banamı,
Gerçek dersem kapa dersin çenemi,
Aslan boğar aslan meydan kedisi.

Her olur olmaza neden eğilem,
Varsa içinde kurdun bende ne bilem,
Senin gibi olmaktansa aç ölem,
Aslan boğar aslan meydan kedisi.

Akrep hisli iki ayaklı kediler,
Veysel derki; pay etmeden yediler,
Çoktur memlekette böyle adiler,
Aslan boğar aslan meydan kedisi.

Veysel Şimşek

Aslan Kayapınarlı

Tarih yazarsın sen şanlı
Haydi aslan Kayapınarlı
Sen azimli, sen kararlı
Haydi aslan Kayapınarlı

İlk sanatımız çerçilik
Gömleğinde yoktu ilik
Bize yapsalar bencillik
Haydi aslan Kayapınarlı

Gurbet gurbet gezdin durdun
Bazan aç, kimi gün yorgun
El kapısında uyudun
Haydi aslan Kayapınarlı

Hep gördüler bizi cahil
Cahil gören oldu gafil
Sıra bizde işte delil
Haydi aslan Kayapınarlı

Mastır yapan ögretmenler
Yetişiyor bak şair’ler
Avrupada var vekiller
Haydi aslan Kayapınarlı

Birlik beraberlik olsun
Gönlümüz hep neşe dolsun
Her günümüz, Bayram olsun
Haydi aslan Kayapınarlı


ASLAN MEHMED’İM

Umudun yarına, seferi için
Bayrağı tutandır, aslan Mehmed’im
Barışın dünyada, zaferi için
Yüreği atandır aslan Mehmed’im

Tırnakla, diş ile siperler kazıp
Tarih sayfasına, destanlar yazıp
Oynanan oyunu, sabırla bozup
Feleğe çatandır aslan Mehmed’im

Düşmana her yerde, göğsünü gerip
Anafartalar’da ihtarı verip
Nusret’le denize mayınlar serip
Boğaza katandır aslan Mehmed’im

Tabyadan tabyaya, durmadan koştu
Yüreği inançla, sel gibi coştu
Zaferdi emeli, gerisi boştu
Tek derdi vatandır aslan Mehmed’im

Cesurdur yiğittir, çeker soyuna
Şehitlik yakıştı, fidan boyuna
Anzak’la beraber, koyun koyuna
Şerefle yatandır aslan Mehmed’im

Sevim Aslanalp


Aslan

Kuyruğu var yelesi var
Önü geniş arkası dar
Görkemli bir gövdesi var
Hayvanlar kralı aslanın
Ormanda yüzlerce cariyesi
Binlerce kölesi var

Parkları meydanları
Müzeleri süsler yontusu
Ağzı mağara kapısıdır
Dişleri diş değil hançer
Yoktur kimseden korkusu

Ali YÜCE

Yahya Kemal Beyatlı Bütün Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Yahya Kemal Beyatlı Tüm Şiirleri,

Yahya Kemal Beyatlı Şiirleri,

OK

Yavuz Sultan Selim Hân’ın önünde
Ok atan ihtiyar Bektaş Subaşı,
Bu yüksek tepeye dikti bu taşı
O Gaazî Hünkâr’ın mutlu gününde..

Vezir, molla, ağa, bey, takım takım,
Güneşli bir nîsan günü ok attı.
Kimi yayı öptü, kimi fırlattı;
En er kemankeşe yetti üç atım.

En son Bektaş Ağa çöktü diz üstü.
Titrek elleriyle gererken yayı,
Her yandan bir merak sardı alayı.
Ok uçtu, hedefin kalbine düştü.

Hünkâr dedi ‘Koca! Pek yaman saldın,
Eğerçi bellisin benim katımda,
Bir sır olsa gerek bu ilk atımda.
Bu sihirli oku nereden aldın? ‘

İhtiyar elini bağrına soktu,
Dedi ki: ‘İstanbul muhâsarası,
Başlarken aldığım gazâ yarası,
İçinden çektiğim bu altın oktu!..’

Yahya Kemal Beyatlı

AŞK HİKAYESİ

Ah o akşam o tirenden gülüşün!
O gülüş kalbime aksettiği an
Duymadım ilk ateşin düştüğünü;
Şavka benzer bir ışık zannettim.
Macera başlamak üzereymiş o gün.
Sürecekmiş bu ateş yıllarca.

Bir taraftan Yakacık, mor dağlar…
Bir taraftan da deniz, şuh adalar…
O gün ömrümde, kader
Geçecek aşkı resimleştirmiş
Bu güzel çerçevede.

Yine dün geçtim o yoldan;
Aynı raylarda tirenler geçiyor…
Karşı dağlar, hep o dağlar…
Kıyı hep aynı kıyı
Ve deniz aynı deniz;
O gülüşten bir eser yok yalnız;
O güzel çerçeve bomboş!
Belki kalbim daha boş!

Yahya Kemal Beyatlı

SES

Günlerce ne gördüm ne de kimseye sordum,
‘Yârab! Hele kalp ağrılarım durdu!’ diyordum.
His var mı bu âlemde nekahat gibi tatlı?
Gönlüm bu sevincin helecâniyle kanatlı
Bir tâze bahâr âlemi seyretti felekte,
Mevsim mütehayyil, vakit akşamdı Bebek’te;
Akşam!.. Lekesiz, sâf, iyi bir yüz gibi akşam!..
Tâ karşı bayırlarda tutuşmuş iki üç cam;
Sâkin koyu, şen cepheli kasriyle Küçüksu,
Ardında vatan semtinin ormanları kuytu;
Bir neş’eli hengâmede çepçevre yamaçlar
Hep aynı tehassüsle meyillenmiş ağaçlar;
Dalgın duyuyor rüzgârın âhengini dal dal,
Baktım süzülüp geçti açıktan iki sandal;

Bir lâhzada bir pancur açılmış gibi yazdan
Bir bestenin engin sesi yükseldi Boğaz’dan.
Coşmuş yine bir aşkın uzak hâtırasıyle,
Aksetti uyanmış tepelerden sırasıyle,
Dağ dağ o güzel ses bütün etrâfı gezindi:
Görmüş ve geçirmiş denizin kalbine sindi.
Âni bir üzüntüyle bu rü’yâdan uyandım.
Tekrâr o alev gömleği giymiş gibi yandım,
Her yerden o, hem aynı bakış, aynı emelde,
Bir kanlı gül ağzında ve mey kâsesi elde;
Her yerden o, hem aynı güzellikte, göründü,
Sandım bu biten gün beni râmettiği gündü.

Yahya Kemal Beyatlı

GECE

Kandilli yüzerken uykularda
Mehtâbı sürükledik sularda.

Bir yoldu parıldayan gümüşten,
Gittik… Bahs açmadık dönüşten.

Hulyâ tepeler hayâl ağaçlar…
Durgun suda dinlenen yamaçlar…

Mevsim sonu öyle bir zaman ki
Gâip bir mûsikîydi sanki.

Gitmiş, kaybolmuşuz uzakta…
Rü’yâ sona ermeden şafakta.(1)

Yahya Kemal BEYATLI

SESSİZ GEMİ

Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.

Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.

Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.

Biçare gönüller. Ne giden son gemidir bu.
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.

Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
Bilmez ki, giden sevgililer dönmeyecekler.

Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden.
Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden

YAHYA KEMAL BEYATLI

Bir Başka Tepeden

Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!
Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer.
Ömrüm oldukça gönül tahtına keyfince kurul!
Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.

Nice revnaklı şehirler görünür dünyada,
Lakin efsunlu güzellikleri sensin yaratan.
Yaşamıştır derim en hoş ve uzun rüyada
Sende çok yıl yaşayan, sende ölen, sende yatan

Yahya Kemal Beyatlı

AKINCILAR

Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik
Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik

Haykırdı ak tolgalı beylerbeyi “ilerle”
Bir yaz günü geçtik tunadan kafilelerle

Şimşek gibi atıldık bir semte yedi koldan
Şimşek gibi Türk atlarının geçtiği yoldan

Bir gün yine doludizgin atlarımızla
Yerden yedi kat arşa kanatlandık o hızla

Cennette bu gün gülleri açmış görürüzde
Hala o kızıl hatıra gitmez gözümüzde

Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik
Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik

YAHYA KEMAL BEYATLI

ENDÜLÜS’TE RAKS

Zil, şal ve gül. Bu bahçede raksın bütün hızı…
Şevk akşamında Endülüs üç def’a kırmızı…

Aşkın sihirli şarkısı yüzlerce dildedir.
İspanya neşesiyle bu akşam bu zildedir.

Yelpâze çevrilir gibi birden dönüşleri,
İşveyle devriliş, saçılış, örtünüşleri…

Her rengi istemez gözümüz şimdi aldadır;
İspanya dalga dalga bu akşam bu şaldadır.

Alnında halka halkadır âşüfte kâkülü,
Göğsünde yosma Gırnata’nın en güzel gülü…

Altın kadeh her elde, güneş her gönüldedir;
İspanya varlığıyle bu akşam bu güldedir.

Raks ortasında bir durup oynar, yürür gibi;
Bir baş çevirmesiyle bakar öldürür gibi…

Gül tenli, kor dudaklı, kömür gözlü, sürmeli…
Şeytan diyor ki sarmalı, yüz kerre öpmeli..

Gözler kamaştıran şala, meftûm eden güle,
Her kalbi dolduran zile, her sîneden: ‘Ole!’

YAHYA KEMAL BEYATLI

ERENKÖY’DE BAHAR

Cânan aramızda bir adındı,
Şîrin gibi hüsn ü âna unvan,
Bir sahile hem şerefti hem şan,
Çok kerre hayâlimizde cânan
Bir şi’ri hatırlatan kadındı.

Doğmuştu içimde tâ derinden
Yıldızları mâvi bir semânın;
Hazzıyla harâb idim edânın,
Hâlâ mütehayyilim sadânın
Gönlümde kalan akislerinden.

Mevsim iyi, kâinât iyiydi;
Yıldızlar o yanda, biz bu yanda,
Hulyâ gibi hoş geçen zamanda
Sandım ki güzelliğin cihanda
Bir saltanatın güzelliğiydi.

İstanbul’un öyledir bahârı;
Bir aşk oluverdi âşinâlık…
Aylarca hayâl içinde kaldık;
Zannımca Erenköyü’nde artık
Görmez felek öyle bir bahârı.

YAHYA KEMAL BEYATLI

EYLÜL SONU

Günler kısaldı. Kanlıca’nın ihtiyarları
Bir bir hatırlamakta geçen sonbalarları.

Yalnız bu semti sevmek için ömrümüz kısa…
Yazlar yavaşça bitmese, günler kısalmasa…

İçtik bu nadir içki’yi yıllarca kanmadık…
Bir böyle zevke tek bir ömür yetmiyor, yazık!

Ölmek kaderde var, bize ürküntü vermiyor;
Lakin vatandan ayrılışın ıztırabı zor.

Hiç dönmemek ölüm gecesinden bu sahile,
Bitmez bir özleyiştir, ölümden beter bile.

YAHYA KEMAL BEYATLI

GEÇMİŞ YAZ

Rüya gibi bir yazdı. Yarattın hevesinle
Her anını, her rengini, her şiirini hazdan.
Hala doludur bahçeler en tatlı sesinle!
Bir gün, bir uzak hatıra özlersen o yazdan

Körfezdeki dalgın suya bir bak, göreceksin:
Geçmiş gecelerden biri durmakta derinden;
Mehtap… iri güller… ve senin en güzel aksin…
Velhasıl o rüya duruyor yerli yerinde!

YAHYA KEMAL BEYATLI

HATIRLATAN

Hicran, gün ortasında öten bir horoz gibi,
Seslendi pek vakitsiz… İçim yandı ansızın.

Mazi yosunla örtülü bir göl ki yok gibi,
Mevsim serin ve bahçede yaprak yığın yığın.

Hicran gün ortasında neden böyle seslenir,
Birden hatırlatır unutan kalbe sevgiyi?

Keskin bir özleyişle hayal ettiren nedir.
Bir devre varsa insanın ömründe en iyi?

Ey sevgi anladım bu uzakta seda ile,
Ömrün yegâne lezzetidir hatıran bile.

YAHYA KEMAL BEYATLI

HAZAN BAHÇELERİ

Kalbim yine üzgün, seni andım da derinden
Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden
Yorgun ve kırılmış gibi en ince yerinden
Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden

Senden boşalan bağrıma gözyaşları dolmuş
Gördüm ki yazın bastığımız otları solmuş
Son demde bu mevsim gibi benzimde kül olmuş
Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden

YAHYA KEMAL BEYATLI

MEHLİKA SULTAN

Mehlika Sultan’a aşık yedi genç
Gece şehrin kapısından çıktı:
Mehlika Sultan’a aşık yedi genç
Kara sevdalı birer aşıktı.

Bir hayalet gibi dünya güzeli
Girdiğinden beri rü’yalarına;
Hepsi meşhur, o muamma güzeli
Gittiler görmeye Kaf dağlarına.

Hepsi, sırtında aba, günlerce
Gittiler içleri hicranla dolu;
Her günün ufkunu sardıkça gece
Dediler: ”Belki bu son akşamdır”

Bu emel gurbetinin yoktur ucu;
Daima yollar uzar, kalp üzülür:
Ömrü oldukça yürür her yolcu,
Varmadan menzile bir yerde ölür.

Mehlika’nın kara sevdalıları
Vardılar cikrigi yok bir kuyuya,
Mehlika’nın kara sevdalıları
Baktılar korkulu gözlerle suya.

Gördüler: ”Aynada bir gizli cihan..
Ufku çepçevre ölüm servileri…..”
Sandılar doğdu içinden bir an
O, uzun gözlu, uzun saçlı peri.

Bu hazin yolcuların en küçüğü
Bir zaman baktı o viran kuyuya.
Ve neden sonra gümüş bir yüzüğü
Parmağından sıyırıp attı suya.

Su çekilmiş gibi rü’ya oldu!..
Erdiler yolculuğun son demine;
Bir hayal alemi peyda oldu
Göçtüler hep o hayal alemine.

Mehlika Sultan’a aşık yedi genç
Seneler geçti, henüz gelmediler;
Mehlika Sultan’a aşık yedi genç
Oradan gelmeyecekmiş dediler!..

YAHYA KEMAL BEYATLI

MOHAÇ TÜRKÜSÜ

Bizdik o hücumun bütün aşkıyle kanatlı;
Bizdik o sabah ilk atılan safta yüz atlı.

Uçtuk Mohaç ufkunda görünmek hevesiyle,
Canlandı o meşhur ova at kişnemesiyle!

Fethin daha bir ülkeyi parlattığı gündü;
Biz uğruna can verdiğimiz yerde göründü.

Gül yüzlü bir afetti ki her pusesi lale;
Girdik zaferin koynuna, kandık o visale!

Dünyaya veda ettik, atıldık dolu dizgin;
En son koşumuzdur bu! Asırlarca bilinsin!

Bir bir açılırken göğe, son def’a yarıştık;
Allaha giden yolda meleklerle karıştık.

Geçtik hepimiz dört nala cennet kapısından;
Gördük ebedi cedleri bir anda yakından!

Bir bahçedeyiz şimdi şehitlerle beraber;
Bizler gibi ölmüş o yiğitlerle beraber.

Lakin kalacak doğduğumuz toprağa bizden
Şimşek gibi bir hatıra nal seslerimizden!

YAHYA KEMAL BEYATLI

ÖZLEYEN

Gönlümle oturdum da hüzünlendim o yerde,
Sen nerdesin, ey sevgili, yaz günleri nerde!
Dağlar ağarırken konuşmuştuk tepelerde,
Sen nerde o fecrin ağaran dağları nerde!

Akşam, güneş artık deniz ufkunda silindi,
Hulya gibi yalnız gezinenler köye indi
Ben kaldım, uzaklarda günün sesleri dindi,
Gönlümle, hayalet gibi, ben kaldım o yerde.

YAHYA KEMAL BEYATLI

Yahya Kemal Beyatlı Uzun Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Yahya Kemal Beyatlı Şiirleri Uzun,

Yahya Kemal Beyatlı Şiirleri,

SÜLEYMANİYEDE BAYRAM SABAHI

Artarak gönlümün aydınlığı her saniyede
Bir mehabetli sabah oldu Süleymaniye’de
Kendi gök kubbemiz altında bu bayram saati,
Dokuz asrında bütün halkı, bütün memleketi
Yer yer aksettiriyor mavileşen manzaradan,
Kalkıyor tozlu zaman perdesi her an aradan.
Gecenin bitmeğe yüz tuttuğu andan beridir,
Duyulan gökte kanad, yerde ayak sesleridir.
Bir geliş var!.. Ne mübarek, ne garib alem bu!..
Hava boydan boya binlerce hayaletle dolu…
Her ufuktan bu geliş eski seferlerdendir;
O seferlerle açılmış nice yerlerdendir.
Bu sukünette karıştıkca karanlıkla ışık
Yürüyor, durmadan, insan ve hayalet karışık;
Kimi gökten, kimi yerden üşüşüp her kapıya,
Giriyor, birbiri ardınca, ilahi yapıya.
Tanrının mabedi her bir tarafından doluyor,
Bu saatlerde Süleymaniye tarih oluyor.
Ordu-milletlerin en çok döğüşen, en sarpı
Adamış sevdiği Allah’ına bir böyle yapı.
En güzel mabedi olsun diye en son dinin
Budur öz şekli hayal ettiği mimarının.
Görebilsin diye sonsuzluğu her yerden iyi,
Seçmiş İstanbul’un ufkunda bu kudsi tepeyi;
Taşımış harcını gazileri, serdarıyle,
Taşı yenmiş nice bin işcisi, mimarıyle.
Hür ve engin vatanın hem gece, hem gündüzüne,
Uhrevi bir kapı açmiş buradan gökyüzüne,
Taa ki geçsin ezeli rahmete ruh orduları..
Bir neferdir bu zafer mabedinin mimari.
Ulu mabed! Seni ancak bu sabah anlıyorum;
Ben de bir varisin olmakla bügün mağrurum;
Bir zaman hendeseden abide zannettimdi;
Kubben altında bu cumhura bakarken şimdi,
Senelerden beri ru’yada görüp özlediğim
Cedlerin mağfiret iklimine girmiş gibiyim.
Dili bir, gönlü bir, imanı bir insan yığını
Görüyor varliğının bir yere toplandığını;
Büyük Allah’ı anarken bir ağızdan herkes
Nice bin dalgalı Tekbir oluyor tek bir ses;
Yükselen bir nakaratın büyüyen velvelesi,
Nice tuğlarla karışmış nice bin at yelesi!
Gördüm ön safta oturmuş nefer esvaplı biri
Dinliyor vecd ile tekrar alınan Tekbir’i
Ne kadar saf idi siması bu mu’min neferin!
Kimdi? Banisi mi, mimarı mı ulvi eserin?
Taa Malazgirt ovasından yürüyen Türkoğlu
Bu nefer miydi? Derin gözleri yaşlarla dolu,
Yüzü dünyada yiğit yüzlerinin en güzeli,
Çok büyük bir iş görmekle yorulmuş belli;
Hem büyük yurdu kuran hem koruyan kudretimiz
Her zaman varlığımız, hem kanımız hem etimiz;
Vatanın hem yaşıyan varisi hem sahibi o,
Görünür halka bu günlerde teselli gibi o,
Hem bu toprakta bugün, bizde kalan her yerde,
Hem de çoktan beri kaybettiğimiz yerlerde.
Karşı dağlarda tutuşmus gibi gül bahçeleri,
Koyu bir kırmızılık gökten ayırmakta yeri.
Gökte top sesleri var, belli, derinden derine;
Belki yüzlerce şehir sesleniyor birbirine.
Çok yakından mı bu sesler, cok uzaklardan mı?
Üsküdar’dan mı? Hisar’dan mı? Kavaklar’dan mı?
Bursa’dan, Konya’dan, İzmir’den, uzaktan uzağa,
Çarpıyor birbiri ardınca o dağdan bu dağa;
Şimdi her merhaleden, taa Beyazıd’dan, Van’dan,
Aynı top sesleri birbir geliyor her yandan.
Ne kadar duygulu, engin ve mübarek bu seher!
Kadın erkek ve çocuk, gönlü dolanlar, yer yer,
Dinliyor hepsi büyük hatıralar rüzgarını,
Çaldıran topları ardınca Mohaç toplarını.
Gökte top sesleri, bir bir, nerelerden geliyor?
Mutlaka her biri bir başka zaferden geliyor:
Kosva’dan, Niğbolu’dan, Varna’dan, İstanbul’dan..
Anıyor her biri bir vak’ayı heybetle bu an;
Belgrad’dan mı? Budin, Eğri ve Uyvar’dan mı?
Son hudutlarda yücelmiş sıra-dağlardan mı?
Deniz ufkunda bu top sesleri nerden geliyor?
Barbaros, belki, donanmayla seferden geliyor!..
Adalar’dan mı? Tunus’dan mı, Cezayir’den mi?
Hür ufuklarda donanmış iki yüz pare gemi
Yeni doğmuş aya baktıkları yerden geliyor;
O mübarek gemiler hangi seherden geliyor?
Ulu mabedde karıştım vatanın birliğine.
Çok sükür Tanrıya, gördüm, bu saatlerde yine
Yaşıyanlarla beraber bulunan ervahı.
Doludur gönlüm ışıklarla bu bayram sabahı.

YAHYA KEMAL BEYATLI

VUSLAT

Bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar,
Ömrün bütün ikbalini vuslatta duyanlar,
Bir hazzı tükenmez gece sanmakla zamanı,
Görmezler ufuklarda, şafak söktüğü anı…

Gördükleri ru’ya ezeli bahçedir aşka;
Her mevsimi bir yaz ve esen ruzgarı başka.
Bülbülden o eğlencede feryad işitilmez;
Gül solmayı; mehtab, azalıp gitmeyi bilmez…

Gök kubbesi her lahza, bütün gözlere mavi…
Zenginler o cennette fakirlerle müsavi;
Sevdaları hülyalı havuzlarda serinler,
Sonsuz gibi, bir fiskiye ahengini dinler.

Bir ruh, o derin bahçede bir defa yaşarsa
Boynunda O’nun kolları, koynunda O varsa,
Dalmışsa O’nun saçlarının rayihasiyle,
Sevmekteki efsunu duyar her nefesiyle.

Yıldızları, boydan boya doğmuş gibi, varlık
Bir mucize halinde o gözlerdendir artık.
Kanmaz, en uzun buseye, öptükçe susuzdur
Zira, susatan zevk, o dudaklardakı tuzdur.

İnsan ne yaratmışsa yaratmıştır o tuzdan…
Bir sır gibidir azçok ilah olduğumuzdan.
Onlar ki bu güller tutuşan bahçededirler.
Bir gün nereden hangi tesadüfle gelirler?

Aşk, onları sevkettiği günlerde, kaderden
Rüzgar gibi bir sevk alır, oldukları yerden.
Geldikleri yol, ömrün ışıktan yoludur o!
Alemde bir akşam ne semavi koşudur o!

Dört atlı o gerdune, gelirken dolu dizgin,
Sevmiş iki ruh ufku görürler daha engin,
Simaları her lahza parıldar bu zeferle;
Gök, her tarafından, donanır meş’alerle!

Bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar,
Varlıkta bütün zevki o cennette duyanlar
Dunyayı unutmuş bulunurken o sularda,
-Zalim saat ihmal edilen vakti çalar da-

Bir an uyanırlarsa leziz uykulardan,
Baştanbaşa, heryer kesilir kapkara, zindan…
Bir faciadır böyle bir alemde uyanmak…
Günden güne, hicranla bunalmış gibi, yanmak…

Ey tali! Ölümden ne beterdir bu karanlık!
Ey aşk! O gönüller sana maloldular artık!
Ey vuslat! O aşıkları efsuna ramet!
Ey tatlı ve ulvi gece! Yıllarca devam et!

YAHYA KEMAL BEYATLI

MEHLİKA SULTAN

Mehlika Sultan’a aşık yedi genç
Gece şehrin kapısından çıktı:
Mehlika Sultan’a aşık yedi genç
Kara sevdalı birer aşıktı.

Bir hayalet gibi dünya güzeli
Girdiğinden beri rü’yalarına;
Hepsi meşhur, o muamma güzeli
Gittiler görmeye Kaf dağlarına.

Hepsi, sırtında aba, günlerce
Gittiler içleri hicranla dolu;
Her günün ufkunu sardıkça gece
Dediler: ”Belki bu son akşamdır”

Bu emel gurbetinin yoktur ucu;
Daima yollar uzar, kalp üzülür:
Ömrü oldukça yürür her yolcu,
Varmadan menzile bir yerde ölür.

Mehlika’nın kara sevdalıları
Vardılar cikrigi yok bir kuyuya,
Mehlika’nın kara sevdalıları
Baktılar korkulu gözlerle suya.

Gördüler: ”Aynada bir gizli cihan..
Ufku çepçevre ölüm servileri…..”
Sandılar doğdu içinden bir an
O, uzun gözlu, uzun saçlı peri.

Bu hazin yolcuların en küçüğü
Bir zaman baktı o viran kuyuya.
Ve neden sonra gümüş bir yüzüğü
Parmağından sıyırıp attı suya.

Su çekilmiş gibi rü’ya oldu!..
Erdiler yolculuğun son demine;
Bir hayal alemi peyda oldu
Göçtüler hep o hayal alemine.

Mehlika Sultan’a aşık yedi genç
Seneler geçti, henüz gelmediler;
Mehlika Sultan’a aşık yedi genç
Oradan gelmeyecekmiş dediler!..

YAHYA KEMAL BEYATLI

MOHAÇ TÜRKÜSÜ

Bizdik o hücumun bütün aşkıyle kanatlı;
Bizdik o sabah ilk atılan safta yüz atlı.

Uçtuk Mohaç ufkunda görünmek hevesiyle,
Canlandı o meşhur ova at kişnemesiyle!

Fethin daha bir ülkeyi parlattığı gündü;
Biz uğruna can verdiğimiz yerde göründü.

Gül yüzlü bir afetti ki her pusesi lale;
Girdik zaferin koynuna, kandık o visale!

Dünyaya veda ettik, atıldık dolu dizgin;
En son koşumuzdur bu! Asırlarca bilinsin!

Bir bir açılırken göğe, son def’a yarıştık;
Allaha giden yolda meleklerle karıştık.

Geçtik hepimiz dört nala cennet kapısından;
Gördük ebedi cedleri bir anda yakından!

Bir bahçedeyiz şimdi şehitlerle beraber;
Bizler gibi ölmüş o yiğitlerle beraber.

Lakin kalacak doğduğumuz toprağa bizden
Şimşek gibi bir hatıra nal seslerimizden!

YAHYA KEMAL BEYATLI

SES

Günlerce ne gördüm ne de kimseye sordum,
‘Yârab! Hele kalp ağrılarım durdu!’ diyordum.
His var mı bu âlemde nekahat gibi tatlı?
Gönlüm bu sevincin helecâniyle kanatlı
Bir tâze bahâr âlemi seyretti felekte,
Mevsim mütehayyil, vakit akşamdı Bebek’te;
Akşam!.. Lekesiz, sâf, iyi bir yüz gibi akşam!..
Tâ karşı bayırlarda tutuşmuş iki üç cam;
Sâkin koyu, şen cepheli kasriyle Küçüksu,
Ardında vatan semtinin ormanları kuytu;
Bir neş’eli hengâmede çepçevre yamaçlar
Hep aynı tehassüsle meyillenmiş ağaçlar;
Dalgın duyuyor rüzgârın âhengini dal dal,
Baktım süzülüp geçti açıktan iki sandal;

Bir lâhzada bir pancur açılmış gibi yazdan
Bir bestenin engin sesi yükseldi Boğaz’dan.
Coşmuş yine bir aşkın uzak hâtırasıyle,
Aksetti uyanmış tepelerden sırasıyle,
Dağ dağ o güzel ses bütün etrâfı gezindi:
Görmüş ve geçirmiş denizin kalbine sindi.
Âni bir üzüntüyle bu rü’yâdan uyandım.
Tekrâr o alev gömleği giymiş gibi yandım,
Her yerden o, hem aynı bakış, aynı emelde,
Bir kanlı gül ağzında ve mey kâsesi elde;
Her yerden o, hem aynı güzellikte, göründü,
Sandım bu biten gün beni râmettiği gündü.

Yahya Kemal Beyatlı

Yahya Kemal Beyatlı Tüm Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Yahya Kemal Beyatlı Şiirleri


Yahya Kemal Beyatlıya Ait Tüm Şiirler


RİNDLERİN AKŞAMI

Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Geçince başlayacak bitmeyen sükunlu gece.
Guruba karşı bu son bahçelerde, keyfince,
Ya şevk içinde harab ol, ya aşk içinde gönül!
Ya lale açmalıdır göğsümüzde yahud gül.

YAHYA KEMAL BEYATLI

RİNDLERİN ÖLÜMÜ

Hafız’ın kabri olan bahçede bir gül varmış;
Yeniden her gün açarmış kanayan rengiyle.
Gece; bülbül ağaran vakte kadar ağlarmış
Eski Şiraz’ı hayal ettiren ahengiyle.

Ölüm asude bahar ülkesidir bir rinde;
Gönlü her yerde buhurdan gibi yıllarca tüter.
Ve serin serviler altında kalan kabrinde
Her seher bir gül açar;her gece bir bülbül öter.

YAHYA KEMAL BEYATLI

SİSTE SÖYLENİŞ

Birden kapandı birbiri ardınca perdeler…
Kandilli, Göksu, Kanlıca, İstinye nerdeler?

Som zümrüt ortasında, muzaffer, akıp giden
Firuze nehri nerde? Bugün saklıdır, neden?

Benzetmek olmasın sana dünyada bir yeri;
Eylül sonunda böyledir İsviçre gölleri.

Bir devri lanetiyle boğan şairin Sis’i.
Vicdan ve ruh elemlerinin en zehirlisi.

Hülyama bir eza gibi aksetti bir daha;
-Örtün! Muebbeden uyu! Ey şehr! -O beddua…

Hayır bu hal uzun süremez, sen yakındasın;
Hala dağılmayan bu sisin arkasındasın.

Sıyrıl, beyaz karanlık içinden, parıl parıl
Berraklığında bilme nedir hafta, ay ve yıl.

Hüznün, ferahlığın bizim olsun kışın, yazın,
Hiç bir zaman kader bizi senden ayırmasın.

YAHYA KEMAL BEYATLI

SÜLEYMANİYEDE BAYRAM SABAHI

Artarak gönlümün aydınlığı her saniyede
Bir mehabetli sabah oldu Süleymaniye’de
Kendi gök kubbemiz altında bu bayram saati,
Dokuz asrında bütün halkı, bütün memleketi
Yer yer aksettiriyor mavileşen manzaradan,
Kalkıyor tozlu zaman perdesi her an aradan.
Gecenin bitmeğe yüz tuttuğu andan beridir,
Duyulan gökte kanad, yerde ayak sesleridir.
Bir geliş var!.. Ne mübarek, ne garib alem bu!..
Hava boydan boya binlerce hayaletle dolu…
Her ufuktan bu geliş eski seferlerdendir;
O seferlerle açılmış nice yerlerdendir.
Bu sukünette karıştıkca karanlıkla ışık
Yürüyor, durmadan, insan ve hayalet karışık;
Kimi gökten, kimi yerden üşüşüp her kapıya,
Giriyor, birbiri ardınca, ilahi yapıya.
Tanrının mabedi her bir tarafından doluyor,
Bu saatlerde Süleymaniye tarih oluyor.
Ordu-milletlerin en çok döğüşen, en sarpı
Adamış sevdiği Allah’ına bir böyle yapı.
En güzel mabedi olsun diye en son dinin
Budur öz şekli hayal ettiği mimarının.
Görebilsin diye sonsuzluğu her yerden iyi,
Seçmiş İstanbul’un ufkunda bu kudsi tepeyi;
Taşımış harcını gazileri, serdarıyle,
Taşı yenmiş nice bin işcisi, mimarıyle.
Hür ve engin vatanın hem gece, hem gündüzüne,
Uhrevi bir kapı açmiş buradan gökyüzüne,
Taa ki geçsin ezeli rahmete ruh orduları..
Bir neferdir bu zafer mabedinin mimari.
Ulu mabed! Seni ancak bu sabah anlıyorum;
Ben de bir varisin olmakla bügün mağrurum;
Bir zaman hendeseden abide zannettimdi;
Kubben altında bu cumhura bakarken şimdi,
Senelerden beri ru’yada görüp özlediğim
Cedlerin mağfiret iklimine girmiş gibiyim.
Dili bir, gönlü bir, imanı bir insan yığını
Görüyor varliğının bir yere toplandığını;
Büyük Allah’ı anarken bir ağızdan herkes
Nice bin dalgalı Tekbir oluyor tek bir ses;
Yükselen bir nakaratın büyüyen velvelesi,
Nice tuğlarla karışmış nice bin at yelesi!
Gördüm ön safta oturmuş nefer esvaplı biri
Dinliyor vecd ile tekrar alınan Tekbir’i
Ne kadar saf idi siması bu mu’min neferin!
Kimdi? Banisi mi, mimarı mı ulvi eserin?
Taa Malazgirt ovasından yürüyen Türkoğlu
Bu nefer miydi? Derin gözleri yaşlarla dolu,
Yüzü dünyada yiğit yüzlerinin en güzeli,
Çok büyük bir iş görmekle yorulmuş belli;
Hem büyük yurdu kuran hem koruyan kudretimiz
Her zaman varlığımız, hem kanımız hem etimiz;
Vatanın hem yaşıyan varisi hem sahibi o,
Görünür halka bu günlerde teselli gibi o,
Hem bu toprakta bugün, bizde kalan her yerde,
Hem de çoktan beri kaybettiğimiz yerlerde.
Karşı dağlarda tutuşmus gibi gül bahçeleri,
Koyu bir kırmızılık gökten ayırmakta yeri.
Gökte top sesleri var, belli, derinden derine;
Belki yüzlerce şehir sesleniyor birbirine.
Çok yakından mı bu sesler, cok uzaklardan mı?
Üsküdar’dan mı? Hisar’dan mı? Kavaklar’dan mı?
Bursa’dan, Konya’dan, İzmir’den, uzaktan uzağa,
Çarpıyor birbiri ardınca o dağdan bu dağa;
Şimdi her merhaleden, taa Beyazıd’dan, Van’dan,
Aynı top sesleri birbir geliyor her yandan.
Ne kadar duygulu, engin ve mübarek bu seher!
Kadın erkek ve çocuk, gönlü dolanlar, yer yer,
Dinliyor hepsi büyük hatıralar rüzgarını,
Çaldıran topları ardınca Mohaç toplarını.
Gökte top sesleri, bir bir, nerelerden geliyor?
Mutlaka her biri bir başka zaferden geliyor:
Kosva’dan, Niğbolu’dan, Varna’dan, İstanbul’dan..
Anıyor her biri bir vak’ayı heybetle bu an;
Belgrad’dan mı? Budin, Eğri ve Uyvar’dan mı?
Son hudutlarda yücelmiş sıra-dağlardan mı?
Deniz ufkunda bu top sesleri nerden geliyor?
Barbaros, belki, donanmayla seferden geliyor!..
Adalar’dan mı? Tunus’dan mı, Cezayir’den mi?
Hür ufuklarda donanmış iki yüz pare gemi
Yeni doğmuş aya baktıkları yerden geliyor;
O mübarek gemiler hangi seherden geliyor?
Ulu mabedde karıştım vatanın birliğine.
Çok sükür Tanrıya, gördüm, bu saatlerde yine
Yaşıyanlarla beraber bulunan ervahı.
Doludur gönlüm ışıklarla bu bayram sabahı.

YAHYA KEMAL BEYATLI

TERCİH

Dünyada ne ikbal ne servet dileriz
Hattâ ne de ukbâda saadet dileriz
Aşkın gül açan bülbül öten vaktinde
Yaranla tarab yâr ile vuslat dileriz.

YAHYA KEMAL BEYATLI

VUSLAT

Bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar,
Ömrün bütün ikbalini vuslatta duyanlar,
Bir hazzı tükenmez gece sanmakla zamanı,
Görmezler ufuklarda, şafak söktüğü anı…

Gördükleri ru’ya ezeli bahçedir aşka;
Her mevsimi bir yaz ve esen ruzgarı başka.
Bülbülden o eğlencede feryad işitilmez;
Gül solmayı; mehtab, azalıp gitmeyi bilmez…

Gök kubbesi her lahza, bütün gözlere mavi…
Zenginler o cennette fakirlerle müsavi;
Sevdaları hülyalı havuzlarda serinler,
Sonsuz gibi, bir fiskiye ahengini dinler.

Bir ruh, o derin bahçede bir defa yaşarsa
Boynunda O’nun kolları, koynunda O varsa,
Dalmışsa O’nun saçlarının rayihasiyle,
Sevmekteki efsunu duyar her nefesiyle.

Yıldızları, boydan boya doğmuş gibi, varlık
Bir mucize halinde o gözlerdendir artık.
Kanmaz, en uzun buseye, öptükçe susuzdur
Zira, susatan zevk, o dudaklardakı tuzdur.

İnsan ne yaratmışsa yaratmıştır o tuzdan…
Bir sır gibidir azçok ilah olduğumuzdan.
Onlar ki bu güller tutuşan bahçededirler.
Bir gün nereden hangi tesadüfle gelirler?

Aşk, onları sevkettiği günlerde, kaderden
Rüzgar gibi bir sevk alır, oldukları yerden.
Geldikleri yol, ömrün ışıktan yoludur o!
Alemde bir akşam ne semavi koşudur o!

Dört atlı o gerdune, gelirken dolu dizgin,
Sevmiş iki ruh ufku görürler daha engin,
Simaları her lahza parıldar bu zeferle;
Gök, her tarafından, donanır meş’alerle!

Bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar,
Varlıkta bütün zevki o cennette duyanlar
Dunyayı unutmuş bulunurken o sularda,
-Zalim saat ihmal edilen vakti çalar da-

Bir an uyanırlarsa leziz uykulardan,
Baştanbaşa, heryer kesilir kapkara, zindan…
Bir faciadır böyle bir alemde uyanmak…
Günden güne, hicranla bunalmış gibi, yanmak…

Ey tali! Ölümden ne beterdir bu karanlık!
Ey aşk! O gönüller sana maloldular artık!
Ey vuslat! O aşıkları efsuna ramet!
Ey tatlı ve ulvi gece! Yıllarca devam et!

YAHYA KEMAL BEYATLI

OK

Yavuz Sultan Selim Hân’ın önünde
Ok atan ihtiyar Bektaş Subaşı,
Bu yüksek tepeye dikti bu taşı
O Gaazî Hünkâr’ın mutlu gününde..

Vezir, molla, ağa, bey, takım takım,
Güneşli bir nîsan günü ok attı.
Kimi yayı öptü, kimi fırlattı;
En er kemankeşe yetti üç atım.

En son Bektaş Ağa çöktü diz üstü.
Titrek elleriyle gererken yayı,
Her yandan bir merak sardı alayı.
Ok uçtu, hedefin kalbine düştü.

Hünkâr dedi ‘Koca! Pek yaman saldın,
Eğerçi bellisin benim katımda,
Bir sır olsa gerek bu ilk atımda.
Bu sihirli oku nereden aldın? ‘

İhtiyar elini bağrına soktu,
Dedi ki: ‘İstanbul muhâsarası,
Başlarken aldığım gazâ yarası,
İçinden çektiğim bu altın oktu!..’

Yahya Kemal Beyatlı

AŞK HİKAYESİ

Ah o akşam o tirenden gülüşün!
O gülüş kalbime aksettiği an
Duymadım ilk ateşin düştüğünü;
Şavka benzer bir ışık zannettim.
Macera başlamak üzereymiş o gün.
Sürecekmiş bu ateş yıllarca.

Bir taraftan Yakacık, mor dağlar…
Bir taraftan da deniz, şuh adalar…
O gün ömrümde, kader
Geçecek aşkı resimleştirmiş
Bu güzel çerçevede.

Yine dün geçtim o yoldan;
Aynı raylarda tirenler geçiyor…
Karşı dağlar, hep o dağlar…
Kıyı hep aynı kıyı
Ve deniz aynı deniz;
O gülüşten bir eser yok yalnız;
O güzel çerçeve bomboş!
Belki kalbim daha boş!

Yahya Kemal Beyatlı

SES

Günlerce ne gördüm ne de kimseye sordum,
‘Yârab! Hele kalp ağrılarım durdu!’ diyordum.
His var mı bu âlemde nekahat gibi tatlı?
Gönlüm bu sevincin helecâniyle kanatlı
Bir tâze bahâr âlemi seyretti felekte,
Mevsim mütehayyil, vakit akşamdı Bebek’te;
Akşam!.. Lekesiz, sâf, iyi bir yüz gibi akşam!..
Tâ karşı bayırlarda tutuşmuş iki üç cam;
Sâkin koyu, şen cepheli kasriyle Küçüksu,
Ardında vatan semtinin ormanları kuytu;
Bir neş’eli hengâmede çepçevre yamaçlar
Hep aynı tehassüsle meyillenmiş ağaçlar;
Dalgın duyuyor rüzgârın âhengini dal dal,
Baktım süzülüp geçti açıktan iki sandal;

Bir lâhzada bir pancur açılmış gibi yazdan
Bir bestenin engin sesi yükseldi Boğaz’dan.
Coşmuş yine bir aşkın uzak hâtırasıyle,
Aksetti uyanmış tepelerden sırasıyle,
Dağ dağ o güzel ses bütün etrâfı gezindi:
Görmüş ve geçirmiş denizin kalbine sindi.
Âni bir üzüntüyle bu rü’yâdan uyandım.
Tekrâr o alev gömleği giymiş gibi yandım,
Her yerden o, hem aynı bakış, aynı emelde,
Bir kanlı gül ağzında ve mey kâsesi elde;
Her yerden o, hem aynı güzellikte, göründü,
Sandım bu biten gün beni râmettiği gündü.

Yahya Kemal Beyatlı


GECE

Kandilli yüzerken uykularda
Mehtâbı sürükledik sularda.

Bir yoldu parıldayan gümüşten,
Gittik… Bahs açmadık dönüşten.

Hulyâ tepeler hayâl ağaçlar…
Durgun suda dinlenen yamaçlar…

Mevsim sonu öyle bir zaman ki
Gâip bir mûsikîydi sanki.

Gitmiş, kaybolmuşuz uzakta…
Rü’yâ sona ermeden şafakta.(1)

Yahya Kemal BEYATLI

SESSİZ GEMİ

Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.

Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.

Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.

Biçare gönüller. Ne giden son gemidir bu.
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.

Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
Bilmez ki, giden sevgililer dönmeyecekler.

Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden.
Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden

YAHYA KEMAL BEYATLI

Bir Başka Tepeden

Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!
Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer.
Ömrüm oldukça gönül tahtına keyfince kurul!
Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.

Nice revnaklı şehirler görünür dünyada,
Lakin efsunlu güzellikleri sensin yaratan.
Yaşamıştır derim en hoş ve uzun rüyada
Sende çok yıl yaşayan, sende ölen, sende yatan

Yahya Kemal Beyatlı

AKINCILAR

Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik
Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik

Haykırdı ak tolgalı beylerbeyi “ilerle”
Bir yaz günü geçtik tunadan kafilelerle

Şimşek gibi atıldık bir semte yedi koldan
Şimşek gibi Türk atlarının geçtiği yoldan

Bir gün yine doludizgin atlarımızla
Yerden yedi kat arşa kanatlandık o hızla

Cennette bu gün gülleri açmış görürüzde
Hala o kızıl hatıra gitmez gözümüzde

Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik
Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik

YAHYA KEMAL BEYATLI

ENDÜLÜS’TE RAKS

Zil, şal ve gül. Bu bahçede raksın bütün hızı…
Şevk akşamında Endülüs üç def’a kırmızı…

Aşkın sihirli şarkısı yüzlerce dildedir.
İspanya neşesiyle bu akşam bu zildedir.

Yelpâze çevrilir gibi birden dönüşleri,
İşveyle devriliş, saçılış, örtünüşleri…

Her rengi istemez gözümüz şimdi aldadır;
İspanya dalga dalga bu akşam bu şaldadır.

Alnında halka halkadır âşüfte kâkülü,
Göğsünde yosma Gırnata’nın en güzel gülü…

Altın kadeh her elde, güneş her gönüldedir;
İspanya varlığıyle bu akşam bu güldedir.

Raks ortasında bir durup oynar, yürür gibi;
Bir baş çevirmesiyle bakar öldürür gibi…

Gül tenli, kor dudaklı, kömür gözlü, sürmeli…
Şeytan diyor ki sarmalı, yüz kerre öpmeli..

Gözler kamaştıran şala, meftûm eden güle,
Her kalbi dolduran zile, her sîneden: ‘Ole!’

ERENKÖY’DE BAHAR

Cânan aramızda bir adındı,
Şîrin gibi hüsn ü âna unvan,
Bir sahile hem şerefti hem şan,
Çok kerre hayâlimizde cânan
Bir şi’ri hatırlatan kadındı.

Doğmuştu içimde tâ derinden
Yıldızları mâvi bir semânın;
Hazzıyla harâb idim edânın,
Hâlâ mütehayyilim sadânın
Gönlümde kalan akislerinden.

Mevsim iyi, kâinât iyiydi;
Yıldızlar o yanda, biz bu yanda,
Hulyâ gibi hoş geçen zamanda
Sandım ki güzelliğin cihanda
Bir saltanatın güzelliğiydi.

İstanbul’un öyledir bahârı;
Bir aşk oluverdi âşinâlık…
Aylarca hayâl içinde kaldık;
Zannımca Erenköyü’nde artık
Görmez felek öyle bir bahârı.

EYLÜL SONU

Günler kısaldı. Kanlıca’nın ihtiyarları
Bir bir hatırlamakta geçen sonbalarları.

Yalnız bu semti sevmek için ömrümüz kısa…
Yazlar yavaşça bitmese, günler kısalmasa…

İçtik bu nadir içki’yi yıllarca kanmadık…
Bir böyle zevke tek bir ömür yetmiyor, yazık!

Ölmek kaderde var, bize ürküntü vermiyor;
Lakin vatandan ayrılışın ıztırabı zor.

Hiç dönmemek ölüm gecesinden bu sahile,
Bitmez bir özleyiştir, ölümden beter bile.

GEÇMİŞ YAZ

Rüya gibi bir yazdı. Yarattın hevesinle
Her anını, her rengini, her şiirini hazdan.
Hala doludur bahçeler en tatlı sesinle!
Bir gün, bir uzak hatıra özlersen o yazdan

Körfezdeki dalgın suya bir bak, göreceksin:
Geçmiş gecelerden biri durmakta derinden;
Mehtap… iri güller… ve senin en güzel aksin…
Velhasıl o rüya duruyor yerli yerinde!

YAHYA KEMAL BEYATLI

HATIRLATAN

Hicran, gün ortasında öten bir horoz gibi,
Seslendi pek vakitsiz… İçim yandı ansızın.

Mazi yosunla örtülü bir göl ki yok gibi,
Mevsim serin ve bahçede yaprak yığın yığın.

Hicran gün ortasında neden böyle seslenir,
Birden hatırlatır unutan kalbe sevgiyi?

Keskin bir özleyişle hayal ettiren nedir.
Bir devre varsa insanın ömründe en iyi?

Ey sevgi anladım bu uzakta seda ile,
Ömrün yegâne lezzetidir hatıran bile.

HAZAN BAHÇELERİ

Kalbim yine üzgün, seni andım da derinden
Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden
Yorgun ve kırılmış gibi en ince yerinden
Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden

Senden boşalan bağrıma gözyaşları dolmuş
Gördüm ki yazın bastığımız otları solmuş
Son demde bu mevsim gibi benzimde kül olmuş
Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden

MEHLİKA SULTAN

Mehlika Sultan’a aşık yedi genç
Gece şehrin kapısından çıktı:
Mehlika Sultan’a aşık yedi genç
Kara sevdalı birer aşıktı.

Bir hayalet gibi dünya güzeli
Girdiğinden beri rü’yalarına;
Hepsi meşhur, o muamma güzeli
Gittiler görmeye Kaf dağlarına.

Hepsi, sırtında aba, günlerce
Gittiler içleri hicranla dolu;
Her günün ufkunu sardıkça gece
Dediler: ”Belki bu son akşamdır”

Bu emel gurbetinin yoktur ucu;
Daima yollar uzar, kalp üzülür:
Ömrü oldukça yürür her yolcu,
Varmadan menzile bir yerde ölür.

Mehlika’nın kara sevdalıları
Vardılar cikrigi yok bir kuyuya,
Mehlika’nın kara sevdalıları
Baktılar korkulu gözlerle suya.

Gördüler: ”Aynada bir gizli cihan..
Ufku çepçevre ölüm servileri…..”
Sandılar doğdu içinden bir an
O, uzun gözlu, uzun saçlı peri.

Bu hazin yolcuların en küçüğü
Bir zaman baktı o viran kuyuya.
Ve neden sonra gümüş bir yüzüğü
Parmağından sıyırıp attı suya.

Su çekilmiş gibi rü’ya oldu!..
Erdiler yolculuğun son demine;
Bir hayal alemi peyda oldu
Göçtüler hep o hayal alemine.

Mehlika Sultan’a aşık yedi genç
Seneler geçti, henüz gelmediler;
Mehlika Sultan’a aşık yedi genç
Oradan gelmeyecekmiş dediler!..

MOHAÇ TÜRKÜSÜ

Bizdik o hücumun bütün aşkıyle kanatlı;
Bizdik o sabah ilk atılan safta yüz atlı.

Uçtuk Mohaç ufkunda görünmek hevesiyle,
Canlandı o meşhur ova at kişnemesiyle!

Fethin daha bir ülkeyi parlattığı gündü;
Biz uğruna can verdiğimiz yerde göründü.

Gül yüzlü bir afetti ki her pusesi lale;
Girdik zaferin koynuna, kandık o visale!

Dünyaya veda ettik, atıldık dolu dizgin;
En son koşumuzdur bu! Asırlarca bilinsin!

Bir bir açılırken göğe, son def’a yarıştık;
Allaha giden yolda meleklerle karıştık.

Geçtik hepimiz dört nala cennet kapısından;
Gördük ebedi cedleri bir anda yakından!

Bir bahçedeyiz şimdi şehitlerle beraber;
Bizler gibi ölmüş o yiğitlerle beraber.

Lakin kalacak doğduğumuz toprağa bizden
Şimşek gibi bir hatıra nal seslerimizden!

ÖZLEYEN

Gönlümle oturdum da hüzünlendim o yerde,
Sen nerdesin, ey sevgili, yaz günleri nerde!
Dağlar ağarırken konuşmuştuk tepelerde,
Sen nerde o fecrin ağaran dağları nerde!

Akşam, güneş artık deniz ufkunda silindi,
Hulya gibi yalnız gezinenler köye indi
Ben kaldım, uzaklarda günün sesleri dindi,
Gönlümle, hayalet gibi, ben kaldım o yerde.

YAHYA KEMAL BEYATLI

Kapalı Alan Fobisi

Perşembe, Haziran 21st, 2012

Kapalı Alan Fobisi hakkında bilgi
Kapalı Alan Fobisi nedir

Klostrofobi, kapalı yerde kalma fobisinin tıptaki ismidir. Klostrofobisi olan kişiler asansör gibi küçük ve kapalı yerlerde panik atak geçirebilir veya bu tip yerlerde panik atak geçirmekten, nefes alamamaktan, boğulmaktan korkabilir. Çocukken yaşanan travmatik bir olay klostrofobiye sebep olabilir.Bu kişiler ayrıca bir yerde kilitli kalmaktan da korkarlar.Bu yüzden bu kişilerin bu tür yerlerde kalmaması gerekir.

Anjioplasti (Balon)

Perşembe, Haziran 21st, 2012

Balon nedir, nasıl yapılır ?
Balon yada PTCA anjionun benzeri olup tanı amaçlı değil, tedavi amaçlı yapılan bir girişimdir. Burada da aynı anjiodaki gibi hasta bayılmaz, işlem sırası aynıdır. Hastanın koroner damannın içine “guide” denilen özel tellerle girilerek, balon sönük olarak yerleştirilip darlık olan yerde şişirilerek tıkanıklık açılır. Sonra balon söndürülerek tekrar geri çekilir. İşlem vakadan vakaya, damarın yapısı ve darlığın türüne göre değişken sürelerde olur.. 15-20 dk sürebildiği gibi, daha da uzayabilir.

Kimlere yapılması gerekir ?

Balonla açılması uygun olan damar yapısı müsait olan herkese uygulanabilir.

Hasta balon öncesi hastaneye gelmeden ne yapmalı ?
* Bir gün önce banyo yapıp kasık bölgesini iyice temizlemelidir.
* Gelirken daha önceki tıbbi tetkik sonuçlarını ve bu arada koroner anjiografi rapor ve CD filmini de beraberinde getirmesi gerekir.
* Yanına pijama, terlik gibi kişisel eşyalarını da alması gerekiyor. Çünkü işlemden sonra 1 gece hastane kalması gerekebiliyor.
* Gelmeden önce sabah hafif bir kahvaltı yapması, daha sonra bir şey yememesi ve içmemesi konusunda doktorları tarafından uyarılıyor.
* Kullanmakta olduğu ilaçlar, aksi söylen mediği takdirde randevu günü de dahil olmak üzere aynen devam edebiliyor. İşlem öncesi plavix ya da ticlid adındaki ilaçları doktorun önerdiği şekilde kullanması gerekiyor.
* İşlem sırasında hasta uyanık halde oluyor, fakat rahatlamak için hemşire tarafından bir sakinleştirici ilaç uygulaması yapılıyor. İşlemin uygulanacağı kasık bölgesi veya kol temizleniyor. Hasta daha sonra katater laboratuarına alınıyor, bu sırada hastanın yakınları da bekleme odasında bekliyor.

Balon işlemi sırasında ne tür uygulamalar yapılıyor ?
Katater laboratuarına alındığında hasta üzerinde X ışını kamerası olan bir masaya yatırılıyor. Hastanın üzerinize steril bir örtü örtülüyor. Balon işlemi uygulanması sırasında doktor hastaya her basamağı anlatıp bilgilendiriyor. Kalpten alınan tüm görüntüler daha sonra incelenmek üzere bir CD’ye kaydediliyor. Dilerse hasta da bu CD kaydını evde izleyebiliyor. Kalp ritmi ve tansiyon, bu işlem sırasında sık olarak kontrol ediliyor. İşlemin bazı safhalarında doktor derin nefes almayı veya öksürmeyi yasaklıyor. Doktor işleme kasığın bir bölümünü uyuşturarak başlıyor. Eğer koldan uygulanacaksa dirsek içini uyuşturuyor. Uyuşturma işlemi sırasında kasıkta yanma veya arı sokmasına benzer bir his oluşabiliyor. Daha sonra uyuşturulan alanda bisturi ile küçük bir delik açılarak özel bir kılıf kasık atardamarına takılıyor. Rehber katater ve balon katateri daha sonra bu kılıftan içeri tıkalı damara kadar itiliyor. Rehber kataterin yerine oturabilmesi için X ışını ile görülebilen boya maddeleri kataterin içinden veriliyor ve katater tıkanma veya daralma olan damara oturtuluyor. Balon katateri daralma olan bölge içine yerleştirilerek şişiriliyor. Şişirme işle
mi esnasında hasta göğüs ağrısı hissedebiliyor. Bu ağrı, bir şeylerin ters gittiği anlamına gelmiyor. Balon şişirildiğinde halihazırda daralmış olan bölge çok kısa süreliğine tamamen tıkanıyor ve kalp kasınız, size kan akımının kesildiğini bu ağrı yoluyla anlatıyor. Ağrı oluştuğunda hastanın doktoru ağrı konusunda uyarması gerekiyor. Balon indirilir indirilmez ağrının geçmesi gerekiyor. Balon şişip damarda daralma veya tıkanmaya neden olan plağı kırıyor ve damarın daralmış kısmı ortadan kaldırılmış oluyor. Daha sonra balon indirilip balon katateri ve rehber katater çekilerek çıkartılıyor. Hastanın kasığındaki kılıf 6 saat yerinde kalıyor. Balon uygulaması damardaki darlığı ortadan kaldırarak kalp kasma daha fazla kan gitmesini sağlıyor. Bu da daha az göğüs ağrısı anlamına geliyor.

Balon uygulama sonrasmda hasta neler yaşıyor ?
* Balon Anjiyoplasti işleminden sonra hasta servise alınıyor.
* Serviste hafif bir şeyler yiyip içebiliyor.
* Servis doktoru hastayı görüp genel durumu ve kasığını kontrol ediyor.
* İşlem sırasında kullanılan boya maddesi böbreklere zarar verebileceğinden hastanın bol bol sıvı alması isteniyor.
* Hastanın kasığındaki kılıf 6 saat sabit duracağından, uzanması ve bacağını düz tutması isteniyor.
* Kalp hızı, kan basıncı, kasıktaki kılıfın durumu ve o bacaktaki nabız, hemşireler tarafından düzenli olarak kontrol ediliyor.
* 6 saat sonra bacaktaki kılıf doktor tarafından yerinden çıkartılıyor ve bir süre basınç uygulanıyor.
* Bu işlemden sonra kasığın üzerine kum torbası konup 4 saat daha bacağı düz tutması isteniyor,
* Kılıfın çıktığı yerde hasta fazla yoğun olmayan bir ağrı hissediyor. Bu ağrı basit bir ağrı kesici ilaçla dindirilebiliyojr. Kum torbası alındıktan sonra ayağa ilk defa kalkarken uzun süre aynı pozisyonda yatmaktan dolayı hastanın başı dönebiliyor.
* Eğer hastanın göğsünde ağrı, işlemin yapıldığı bacakta soğukluk, şiddetli ağrı veya kanama varsa, hemen doktora haber vermesi gerekiyor.

Kaç saat sürer ?

Her hangi bir komplikasyon gelişmediği müddetçe 30-60 dk sürer.

Stent nedir, kimlere yapılır, nasıl bir işlemdir ?
Stent balon işleminin prosedür olarak tamamen aynısıdır. Ancak bu kez balonun üstü stent denilen bir kafes ile kaplanmıştır balon şişirilmesi ile bu kafes açılır ve sonra balon söndürülüp geri alındığında, stent açıldığı ve yerleştirildiği yerde kalır. Günümüzde balon işlemi sonucu gelişebilecek yeniden daralma riskini azaltmak üzere kullanılmakta olan stentler gerçekten de bu riski oldukça azaltmış olup, özellikle ilaç kaplı stentlerle, bu oran oldukça düşük oranlara indirgenmiştir.

Şehitler Günü Hakkında Bilgi

Perşembe, Haziran 21st, 2012

Şehitler Günü Hakkında yazı
Şehitler Günü ne zaman

18 Mart günü, 1915 Çanakkale Deniz Zaferi’nin yıldönümüdür. Bugün, 2002 yılından itibaren, “Şehitler Günü” olarak kabul edilmiştir.

Yıl 1915. Tarih boyunca birçok savaşlara alan olan Çanakkale Boğazı, en çetin savaşını veriyor, Türk kahramanlığına en büyük destanını yazdırıyordu. Türkler Birinci Dünya Savaşı’nda Almanya ve Avusturya-Macaristan imparatorlukları yanındaydı. Düşman devletler İngiltere, Fransa ve Rusya’ydı.

Ondokuz Şubat günü boğazdaki kaleleri topa tutarak Seddülbahir ve Kumkale’ye asker çıkardılar. Onsekiz Mart sabahı onaltı savaş gemisi ile boğaza girdiler. Kıyıları korku veren bir top ateşine tuttular. Çanakkale şehri ateşler içindeydi. Türk kaleleri susmuştu. Düşman artık bu kıyılarda canlı hiç kimsenin kalmadığına inanmıştı. Onun için gemilerini boğazdan içeriye sürdüler ve Nusret mayın gemisinin bir gece önce gizlice döktüğü mayınlara çarptılar ve battılar. Kıyılarda sustuğu sanılan Tük topçusu da Ulu Önder Mustafa Kemal önderliğinde top ateşine başlamıştı. Düşman büyük bir şaşkınlığa uğramıştı. Hepsini korku sarmıştı. Geri kalanlar da savaşı bırakmak zorunda kaldılar. 18 Mart, böylece Çanakkale’de Türk’e zafer günü oldu.
Düşman kuvvetleri savaşı kazanacaklarından o kadar emindiler ki daha savaşın başında “Boğaz geçildikten sonra izlenecek olan siyaset” konusunda raporları ve planları bile hazırlanmışlardı.
Çanakkale Savaşları’nda mehmetçik çelik siperlerin yerine göğsünü germiş, merminin bittiği yerde sürgüsünü, onun olmadığı yerde de yumruğunu kullanmıştır.
Çanakkale Zaferi Türk Milletinin tarihinde kazandığı ve uğursuz talihini değiştirdiği birkaç zaferden biridir. Öyle bir zafer ki, iç ve dış düşmanların Türklüğü yok etmek için üzerine çullandığı bir devirde kazanılmıştır. Türk’ün “hasta adam” olmadığını bütün dünyaya göstermiştir.
Çanakkale Savaşları’nda vatanımızın herbir köşesinden gelen yüzbinlerce Mehmetçik şehit olmuştur. Cesur, vatansever Mehmetçik Çanakkale’de son sözü söylemiştir;

Çanakkale geçilmez !

“Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir.

Emin olmalısınız ki, Çanakkale Muharebeleri’ni kazandıran bu yüksek ruhtur.”

M. Kemal ATATÜRK


Kutsal vatan topraklarını canları pahasına koruyarak şehitlik onuruna erişen aziz şehitlerimizi minnet ve şükranla anıyoruz.

En Anlamlı Atasözleri

Salı, Haziran 19th, 2012

En Anlamlı Atasözleri

Tugbam sitesinde en güzel En Anlamlı Atasözleri sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa En Anlamlı Atasözleri
En Anlamlı Atasözleri

Anlamlı Atasözleri

Altın ateşle, kadın altınla, erkek kadınla imtihan edilir.

Ne kadar az yüksekten uçarsan, düştüğün zaman o kadar az incinirsin.

Susmak, dayanılması çok güç bir cevaptır.

Para; çoğu kapıyı açar, ama kilitleyemez.

Cahil savaş davuluna benzer; sesi çok, içi bostur.

Kadın gölge gibidir, kendisini takip edenden kaçar, önünden gidenin arkasından koşar.

Evlenmeden evvel gözlerinizi dört açın. Evlendikten sonra yarı yarıya kapayın.

Kar kuytuda, para pintide eğleşir.

İnsan, Gözleri Kapalı Olduğu Zaman da Görebilir.

Bütün Mesele, Ruhları Görebilecek Gözler Edinmektir.

Aşkın nevi bir, taklidi bin türlüdür.

Aşk kızamık hastalığı gibidir; insan ne kadar geç yakalanırsa, o kadar ağır geçirir

Dikenler arasında güller yetişir.

Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.

Kadınlar gülebildikleri zaman gülerler, istedikleri zaman ağlarlar.

İnsanlar yaşadıkça ihtiyarladıklarını sanırlar, halbuki yaşamadıkça ihtiyarlarlar.

Hak yenir ama hazmedilmez.

Bir adam en çok sevgilisini, en iyi sekilde ailesini, en uzun da annesini sever.

Tebdil-i mekânda ferahlık vardır.

Ağaç ne kadar yüksek olursa olsun, yapraklari yine de yere dökülür.

Küçük kazançlar servet getirir.

Eski sevgi paslanmaz.

Hakiki sevgi ayrılıkta unutulmaz.

İnsanın En Büyük Düşmanı Kendisidir.

Bir Tek Düşmanı Olan, Her Yerde Onunla Karşılaşır.

Allah’ın gülü dikenli yarattığına hayret edeceğiniz yerde, dikenler arasında gül yarattığına hayret ediniz.

Tırnağın varsa başını kaşı.

Biri öteki kadar zengin olunca, kardeşler birbirlerini severler.

alıntı

İğneli Sözler

Salı, Haziran 19th, 2012

İğneli Sözler

Tugbam sitesinde en güzel İğneli Sözler sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa İğneli Sözler
İğneli Mesajlar,

En Güzel İğneli Sözler,

Fazla Kasma kendini Kramp girecek bir yerlerine.

Dünya Yuvarlak,Ozon Delik.Abi Ne Sapık Bir Gezegende Yaşıyoruz

Senin yanında Okadar Mutluyumki her eve Senden 1 Tane Lazım

Yazılıdan Sıfır Aldım Ama Önemli Olan Katılmaktı

Yüzmeyi Bilmiyorsan Balık taklidi yapmıyacaksın, Aynalı Sazan..

Üniversite Öğrencisinden Profosyonel Okey, Bilardo Dersleri Verilir

Kiraz Dudaklım Elma yanaklım Manavcımı Baban Senin Aşkım

Boks Spor’sa Savaş Olimpiyattır

Seni Düşünürken Kendimide Düşünüyorum Sonumuz Ne olucak Acaba..

Bedavaya Sadece Güneş Doğar

Sevgiyi Çekinerek Yaşayacağıma Sevgiyi Dert Olarak çekerim öyle Yaşarım!

Gül Nedir Ki.? Solar Gider, Ateş Nedir Ki.? Söner Gider, Ama Sana Sevgim Sonsuzdur Ancak Mezarda Biter

Ben insanın güzelliğine değil hayatına öNem veririm..

Sen Benim Hayatımda Piyon’sun Kaybedersem 2 Paun’ım Gider,Ben Senin Hayatında Şah’ım Beni Kaybedersen Oyun Biter

Sen Başkası Olma Kendin Olki Seni Sana Sorsunlar.

Bu Vatan’ın Ekmeğini Yediğimiz Gibi,Uğruna Kurşun Yemesinide Biliriz

Hastayı ALLAH iyi eder parayı doktor alır

Yirmi Yaşında istek, Otuz Yaşında Zeka, Kırk Yaşında Akıl Önemlidir

Parayı aydan uzak tutun gitmediği bitek orası kaldı

Silahla Yaşayan Silahla Ölür ,

Kopya Çekmek Aslında Bir Sanattır Ama Nedense öğretmenle Bu Sanattan Anlamıyor

Ben Seni Seven Budala Sen iSe Sevgime Layık Olmayan Bir ukalasın!

2 Şey Akıl Hafifliğini Gösterir. Söylenecek Yerde Susmak, Susacak Yerde Söylemek!

Tüm Güzel Umutlarım Suya Düştü Ama Boğulmadılar Sahil Güvenlikte 3 Sene Eğitim Aldılar

Not Verecek Hocadan Yalakalık Esirgenmez

Dereceye Girmek için Çok Çalıştı, Ama Hasta Oldu Derece Ona Girdi

Aşk Hissederek yaşa Sonunda Ağlama..

Dış Görünüşe Önem Vermem, Röntgen Filmi Çektirip Gelin

Aşk Acısı Çekeceğime Hayatın Çilesini Çekerim Daha iyi.

İnsanların Seni Ezmesine izin Verme; Ehliyet Al, Sen Onları Ez

Sen hayallerimin Altında Ezilcek kadar Ufaksın benim için..

Ruhunuzu Satmayın! Kiralayın Daha Ekonomik

Saçma Saçma Konuşma hepsini Topla Birden Konuş

Senin Gibi Olmak Vardı Ama ALLAH ım Beni insan oLarak yarattı!

Yalnızlık benim Saltanatımdır, Acıların içinde Tek Kralım!

Ne Sevdim Nede Sevildim Bu Dünyaya Tek Geldim tek Giderim..

İnsanların Birbirini Tanıması için En iyi Zaman, Ayrılmalarına En Yakın Zamandır

Kimseye Ait olmam herkeze Sahip Olurum!

Akıllı Sözler

Pazartesi, Haziran 18th, 2012

Akıllı Sözler

Tugbam sitesinde en güzel Akıllı Sözler sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa Akıllı Sözler
Akıllı Sözler Kısa,

Akıllı Güzel Sözler,


Yarin bambaska bir insan olacagim diyorsun. Niye bugunden baslamiyorsun?

Yasam geriye bakarak anlasilir, ileriye bakarak yasanir.

Yasamimizda isledigimiz hatalarin cogu dusunmemiz gereken yerde

Yeni arkadaslar edin ama eskilerin de kiymetini bil

Yerinde söz söylemesini bilen, özür dilemek zorunda kalmaz…

Yeryüzü tasla doludur. Ama pek azi boyunlara kolye olur.

Yilda en az bir kez günesin dogusunu seyret

Yükselmenin en alçakçasi, zayiflarin sirtina basarak yükselmektir.

Baskalarini avutmakla kendi acilarini unutursun.

Bazi yikilislar daha parlak kalkinislarin tesvikçisidir.

Beklemeyi bilen insan herseyi elde edebilir.

Bir düsmani bagislamak, bir dostu bagislamaktan daha kolaydir.

Bir kadinin yüzünde tasidigi ifade, sirtina giydigi elbiseden daha önemlidir.

Bir kavgada ilk sen vur ve sert olsun

Biri sana sarildiginda, önce onun kollarini gevsetmesini bekle

Birisine seni seviyorum deme firsatini asla kaçirma

Bugün halledemedigimiz bir sorunun nedeni, dün onu dogru yapmak için zaman ayirmamis

Böcek olmayi kabullenenler, ezilince sikayet etmemelidirler.

Büyük mutluluklar, büyük acilarin yanibasindadir.

Alay, çogu zaman akil yoksullugundan ileri gelir.

Askin ilk solugu mantigin son solugudur.

Asla birilerinin umudunu kirma. Belki de sahip olduklari tek sey odur

Ayakta olmek diz ustu yasamaktan daha cok onur vericidir…!

Ayni hatayi iki kez yapma

Ayrilik, sevdanin merhemi oldugu gibi öfkeyi de kini de azaltir.

Barisi korumanin en iyi yolu savasa hazir olmaktir.

Caresiz kaldiginizda bilin ki tek care yine kendinizsiniz…!

Cesaret ölmek degil yasamakla ölçülür.

Cesur ol. Degilsen bile öyle davran. Hiç kimse aradaki farki anlayamaz

Devler gibi eser vermek için karincalar gibi çalismak gerekir.

Dinlemeyi ögren. Bazi firsatlar kapiyi hafif tiklatir

Dostu da severim düsmani da. çünki dost gücümü, düsman ise ödevimi

Düsmanlarin en büyügü düsmanligini gizleyendir.

Düsünceniz ne ise yasaminizda odur, yasaminizin gidisini

Düsünmeden ögrenmek vakit kaybetmektir.

Eger bir yerde küçük insanlarin büyük gölgeleri olusuyorsa orada günes batiyor demektir

Eger çok kisa bir süre sonra öleceginizi biliyorsaniz ve tek bir telefon konusmasi

En çabuk kuruyan sey göz yasidir.

En önemli vazifemiz; kulaklarimizi, söylediklerimizi duymaya alistirmamizdir.

Erismek istedikleri bir hedefi olmayanlar, çalismaktan da zevk almazlar.

Felaketin bir iyiligi varsa oda hakiki dostlarimizi tanitmasidir..!

Gerçegi insanlarin ölçüleri ile degil, insanlari gerçegin ölçüsü ile tani.

Gerçek ilerleme ilerici olmaktan degil, ilerliyor olmaktan meydana gelir?

Geçmise dönük keskelerle yasamaktansa, gelecege dönük belkilerle yasamayi tercih ederim.

Gomlegin ilk dugmesi yanlis iliklenince digerleri de yanlis gider.

Günese bakarsan gölgeleri göremezsin.

Hal ve hareketlerine kendin karar ver. Baskalarinin seni yönetmesine izin verme

Hatalarini kabul et

Hayati seviyorsaniz, zamaninizi bosa geçirmeyin. çünkü zaman hayatin

Hayatta en aci sey ;Insanoglunun yasam surecindeki kacirmis oldugu firsatlardir…!

Hepimiz hayatin kisaligindan söz ederiz de, bos geçen zamanimizi

Her zaman dogruyu söyle; ne dedigini hatirlamak zorunda kalmazsin.

Herkesin istedigini yapabilecegi bir yerde hiç kimse istedigini yapamaz.

Herkesin önünde öv, elestirilerini bir kenara çekerek söyle

Hiç kimse duymak istemeyenler kadar sagir olamaz.

Ilerlediginiz yolda hic bir zorlukla karsilasmiyorsaniz,bilinki o yol asla sizi dogruya ulastirmaz…!

Ilk önce sen merhaba de

Iyi olmak istiyorsan kötü olduguna inan.

Iyiligi yalniz iyiler anlar, kötülügü herkes.

Kalbin, mantiga sigmayan ayri bir mantigi vardir.

Karanliklara sitem edecegimize hepimiz bir mum yaksak, karanliklar aydinliga dönerdi..

Kazanacaklarina inananlar kazanirlar.

Kelimelerin gucunu bilmiyorsan insanlarin kuvvetini asla tahmin bile edemezsin…!

Kendilerine yardim etmeyen insanlara yardim etmege çalismak faydasizdir.

Keske sözcügü yerine, bir dahaki sefere demeyi dene

Konusmak ihtiyac olabilir, ama susmak bir sanattir…

Kucuk seylere gereginden cok onem verenler , elinden buyuk is gelmeyenlerdir

Köprüleri atma. Ayni nehri kaç kez daha geçmek zorunda kalacagina sasiracaksin

Senden iyilere yerini vermesini bil.

Sessizlik de bir çesit konusma sanatidir.

Sevdiklerine küçük beklenmedik hediyelerle sürpriz yap

Sevgililer, güzellige zamanla alisip onu gözleriyle degil duygulariyla görmeye baslarlar.

Sevgiline önce çiçegi yolla nedenini sonra bul

Sevginin gücünü asla küçümseme

Sevinçleri erteleme

Sevmek, bir baskasinin hayatini yasamaktir.

Sıkı tokalas

Silginiz kaleminizden önce bitiyorsa, yanlisiniz çok demektir.

Sirt üstü uzan ve yildizlara bak

Surada burada güçlü adimlarla dolasmaktansa dogru yolda sekerek yürümek daha iyidir.

Tanidigin en olumlu ve coskulu insan sen ol

Tartismayi bilmeyenler kavga ederler.

Tecrübe, bir insanin basindan geçenler degil, basindan geçenlerin biraktigi izlerdir.

Tecrübeler en iyi ögretmenlerdir. Yalniz masraflari biraz çoktur.

Tekme yiyen köpegin disleri daha sivridir.

Testinin içinde ne varsa disina da o sizar.

Korkuyla İlgili Sözler

Pazartesi, Haziran 18th, 2012

Korkuyla İlgili Sözler

Tugbam sitesinde en güzel Korkuyla İlgili Sözler sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa Korkuyla İlgili Sözler
Korkuyla İlgili Anlamlı Sözler,


Korkuyla İlgili Manalı Sözler,

Allah korkusundan ağlayan Cehenneme girmez.Hadis-i Şerif

Allah korkusundan ürperip tüyleri kalkanın ağaçtan yaprak dökülür gibi günahları dökülür.Hadis-i Şerif

Allahü teâlâ’dan korkandan her şey korkar. Allah’tan korkmayanı her şeyle korkuturlar. Hadis-i Şerif

Başkalarını korkutanın, kendisi de hep bir korku içinde yaşar. A.Claudius

Cenâb-ı Hak katında, Allah korkusundan akan gözyaşından ve Allah yolunda akan kandan sevgili damla yoktur.Hadis-i Şerif

Çok defa korku, yalan söylemesini öğretir. Alfred de Vigniy

Dünyada yapılacak en büyük iyilik, korku içinde yaşayan bir kimseyi emniyete kavuşturmaktır. Beydeba

Etrafa korku salanın kendisi de korkuyordur. Epukuros

Hak’dan korkan, halktan korkmamalı, işini düzgün yapanın içi de düzgün olur. Süleyman Hilmi Tunahan

Hikmet ve ilmin başı Allah korkusudur. Hadis-i Şerif

İnsan, sevdiğinden korkar, fakat korktuğunu sevemez. Cenap Şehabettin

Kendinden çok kişinin korktuğu kimse, çok kişiden korkmalıdır. Publilius Cyrus

Korkacağımız tek şey, korkunun kendisidir. Goethe

Korku içinde yaşayan asla hür değildir. Horatius

Korkak insanlar, başaklı buğday sapını bile yılan sanır. G.Gardony

Korkak, tehlike olmadığı zamanlarda yumruğunu sallar. Goethe

Korkaklar hiçbir zaman zafer anıtları dikmemişlerdir. Eflatun

Korku bazen kafasızlıktan gelir, yüreksizlikten de geldiği gibi. Montaigne

Korku nedir, utanma nedir bilen bir adam için daima bir kurtuluş yolu vardır. Sophokles

Korku, yalan doğurur. Dostoyevski

Saygı olan yerde korku olur ama, korku olan yerde her zaman saygı olmaz. Eflatun

Sizin en akıllınız, Allah’tan en çok korkanınızdır. Hadis-i Şerif

Testi, taştan korkar. Mevlana

Ürkütücü Sözler

Pazartesi, Haziran 18th, 2012

Ürkütücü Sözler

Tugbam sitesinde en güzel Ürkütücü Sözler sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa Ürkütücü Sözler
Ürkütücü Mesajlar

Ürkütücü Kısa Sözler

-Ben kimseyi öldürmedim, kimseyi öldürtmedim, bıçaklarıyla üzerinize gelen çocuklar, onlar sizin çocuklarınız, onlara ben öğretmedim. Siz öğrettiniz.
Charles Manson

-Bana yukarıdan bakarsanız aptalın tekini görürsünüz.Bana aşağıdan bakarsanız tanrıyı görürsünüz.Bana tam karşıdan bakarsanız, kendinizi görürsünüz.
Charles Manson

-Bana kadın düşmanı olarak hitap etmeniz beni derinden yaralıyor.Değilim, ben bir canavarım. Ben Sam’ın oğluyum. Ben küçük yaramaz bir çocuğum.
David Berkowitz

-Onları incitmek istemedim. Onları sadece öldürmek istedim.
David Berkowitz

-Ben hasta bir insanım bunu biliyorum. Normal biri benim yaptıklarımı nasıl yapabilir? Sanki içimde başka biri var gibiydi.
Albert de Salvo

-Acele et. Sen etrafta ahmakça dolaşırken, ben bir düzine adamı asardım.
Carl Panzram

-Biz seri katiller sizin oğlunuzuz ve sizin kocanızız biz her yerdeyiz. Ve gelecekte daha çok çocuğunuz ölmüş olacak.
Ted Bundy

-Sokakta yürüyen güzel bir kız gördüğünde ne düşünürsün? Bir tarafım onunla flört etmeyi, onunla iyi vakit geçirmeyi, diğer tarafım ise kazığa geçirilmiş kafasının nasıl duracağını düşünür
demişler

-Yaşayan bedenindeki soluğu hissediyorsun. Onların gözlerine bakıyorsun. Bu pozisyondaki insan tanrıdır
Ted Bundy

-Yaşama ve ölüme hükmetmek istiyorum.
Ted Bundy

-Bir insanın ölüm ve yaş – Yasak, KeLime – Yasak, KeLime – Yasak, KeLime – Yasak, KeLime – Yasak, KeLime karar verebilme gücünden daha büyük ne olabilir ki?
Ted Bundy

Korkuyla İlgili Sözler

Pazartesi, Haziran 18th, 2012

Korkuyla İlgili Sözler

Tugbam sitesinde en güzel Korkuyla İlgili Sözler sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa Korkuyla İlgili Sözler
Korkuyla İlgili Sözler kısa
Korkuyla İlgili Sözler facebook

Başkalarını korkutanın, kendisi de hep bir korku içinde yaşar. A.Claudius

Çok defa korku, yalan söylemesini öğretir. Alfred de Vigniy

Dünyada yapılacak en büyük iyilik, korku içinde yaşayan bir kimseyi emniyete kavuşturmaktır. Beydeba

Etrafa korku salanın kendisi de korkuyordur. Epukuros

Hak’dan korkan, halktan korkmamalı, işini düzgün yapanın içi de düzgün olur. Süleyman Hilmi Tunahan

İnsan, sevdiğinden korkar, fakat korktuğunu sevemez. Cenap Şehabettin

Kendinden çok kişinin korktuğu kimse, çok kişiden korkmalıdır. Publilius Cyrus

Korkacağımız tek şey, korkunun kendisidir. Goethe

Korku içinde yaşayan asla hür değildir. Horatius

Korkak insanlar, başaklı buğday sapını bile yılan sanır. G.Gardony

Korkak, tehlike olmadığı zamanlarda yumruğunu sallar. Goethe

Korkaklar hiçbir zaman zafer anıtları dikmemişlerdir. Eflatun

Korku bazen kafasızlıktan gelir, yüreksizlikten de geldiği gibi. Montaigne

Korku nedir, utanma nedir bilen bir adam için daima bir kurtuluş yolu vardır. Sophokles

Korku, yalan doğurur. Dostoyevski

Saygı olan yerde korku olur ama, korku olan yerde her zaman saygı olmaz. Eflatun

Testi, taştan korkar. Mevlana

Sevgilime Romantik Sözler

Pazartesi, Haziran 18th, 2012

Sevgilime Romantik Sözler

Tugbam sitesinde en güzel Sevgilime Romantik Sözler sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa Sevgilime Romantik Sözler
Romantik Sözler kısa
Sevgilime Romantik Sözler facebook

Ruhumu yerlere serip hasret cektirende olsan, ne askina bedduam nede sana kinim var,Deryada akar gibi binbir dertle dolsamda, seni mahsere kadar sevmeye yeminim var!

– Sözlerin aklımda yada aklımın ardında, Hayalin karşımda yada sesin kulağımda, Ya ben çıldırıyorum, yada çok özlüyorum, Ya özlemek, yada özlenen çok özel BİRTANEM.

– Bir tatlı aşk gülüşü özledi gözlerim, Ve sen hangi alemde hangi düşlerde isen gel, Çünkü gülüşünü çok özledim…

– O sessiz aksamda ay ışığı geceme girdi, karanlıkta kalan kalbimi aydınlattı, ardından yakamozun ışıltıları ressamları kıskandıran resmini yansıttı deryaların kalbine bebeğim…

– Eğer şu an konuşacak durumda olsaydım, Sesini duymak için neler vermezdim, Seni ne kadar çok sevdiğimi anlatamam, Yolunu bulabilseydim zaten şu anda çile çekmezdim..

– Gecenin karanlığındasın, güneşin ışığında, Suyun damlasında, selin coşkusunda Kimi yanımdasın kimi rüyamda Ama hep aklımdasın sakın unutma…

– Sevgimi bir yerde gökyüzüne yerleştirdim, Kimse beni farketmedi, gözyaşı olup yağdım, Sıcak günlere inat, Yağmurun gözyaşı olduğunu kimse anlamadı, Sen bile…

– Yüreğim umulmayan yaralarla başedemezken, Bir tatlı aşk gülüşü özledi gözlerim, Ve sen hangi alemde hangi düşlerde isen gel, Çünkü gülüşünü çok özledim…

– Kimine göre ateştim cayır cayır yanan, Kimine göre bir yıldız hep parlayan, Kimi çiçeğe benzetirdi hiç solmayan, Ama ben senin için su olmak isterdim hep muhtaç olunan.

– Elbet rüzgar ve deniz taşır emanetlerini, Bekle gün gelir güneşim bulacaktır seni, Akşamları balkona çık, gözlerini kapat, Rüzgar benim yerime öpecek seni…

– Sana Binlerce Gül Vermek Isterdim Ama Güller Solar, Sana ömrümü Vermek Isterdim Ama Bir Gün ölecegim, Sana Sadece Sevgimi Veriyorum Sonsuza Dek Süreceği Için…

– Sevgiyi Gostereceksin Soylemek Yetmez,sevgi Gozlerinde Olacak Sozlerin Yetmez, Sevgi Herseydir Kalbe Hapsedilmez, Seveceksin Benim Gibi Ama Yuregin Yetmez

– Gökyüzünden Bir Yıldız Seç Bu Gece. Gözlerin Gibi Parlak Ve İşıl İşıl Olsun. Benim Içinde Bir Yıldız Seç. Parlak Olmasına Gerek Yok. Sana Yakın Olsun Yeter…

– Dost deniz kenarindaki ta$lara benzer, önce birer birer toplarsin. Sonra birer birer atmaya ba$larsin. Yalniz bazilarini atmaya kiyamazsin. I$te sen onlardansin..

– ßir gün öLe çok SevmeLiyimki Sonsuza dek içimdE kaLmaLı, kar$ımdaki inSan kar$ı koyamamaLı, ßir gün öLe çok SevmeLiyimki beni yaktıkLarında biLe kaLbim sapasağLam kaLmaLı, bu Sevgiden utanmamaLı, bu Sevgiyi boşa harcamamaLı..

– Seni tanıdığım gün,Hiç ihtimal vermemiştim aşk’a,Dudaklarımda gecenin ıslaklığı,Ben sendeydim,istanbul suskun, istanbul mağrur istanbulda yapayalnız bir geceydim,Zamandı yüreğim, Zaman seni tanıdığım her güne, Alışkanlıktı bildiğim,Hep araya girerlerdi oysa, İlk görüşte değil, İlk öpüşte öldü bütün duygularım..

– Bu aşkın biletini istediğin gibi kes Nasılsa gidiyorsun, biliyorum git Ama ardında ağlayan bir çift göz Paramparça bir yürek Ve yıkılmış bir dağ görmek istemiyorsan Çek silahı daya sırtıma Titrersem namerdim Sen vurdun da ben ölmedimmi

– Sesin Değdiğinde Yüreğime Yüreğim Titriyorsa Avuçlarında ve Her Kapayışta Gözlerimi Üşüyen Bakışlarım Isınıyorsa Bakışlarında Tek Çarem Fısıldamaksa Eğer Avazım Çıktığı Kadar Fısıldayacağım…Seni seviyorum.

– Çilgin gibi sevmistik, Kullar ayirdi bizi. Kader degil sevgilim, Diller ayirdi bizi…

– İliklerimde ki seni sensizlige ilikliyemedim…

– aLaca KaranLıkta oLsun öLümüm Kısın LambaLarı Kısın aLın GötüRün BüTün umutLarımı Kaderim DünYada KaLsın…okuSun öLüm FeRmanımı SaVcı TopLansın üÇ BeŞ dosT oN YaBaNcı KuruSun aRtıK DaRaĞcı…BeNi HayaLLeRimin BiTTiği YerDe aSın.

– Ben çiçek gibi taşımıyorum göğsümde aşkı Ben aşkı göğsümde kurşun gibi taşıyorum Gelmiş dayanmışım demir kapısına sevdanın Ben yaşamıyor gibi yaşamıyor gibi yaşıyorum Ben aşkı göğsümde kurşun gibi taşıyorum..

– Deprem gibi girdin içime, fay hattı çizdin kalbime, enkazlar bIraktın üstümde, artçılar hala devam etmekte yüreğimde… Özlenmektesin bir tanem 8,4 şiddetinde….

– Bir hüzündür aldı yine yüreğimi, Gözlerim doldu ağladım zamansız.. Çıkmıyor aklımdan gözlerin! Sevgi doluydu, masum ve abartısız.. Ayrılıktır bu! Yaşanmadıkça bilinmez amansız.. Acı çekiyor bedenim, dönmek istiyor sana, Ama ruhum kararsız

– Hani Gözler Vardır ya Sözleri Anlatır Hani Sözler Vadır ya Gözleri Ağlatır Hani Anılar Vardır ya Değeri Geç Anlaşılır Birde Aşk Vardır Sseni Anlatır..!! Dostluk Kura Bİlmek İçin Zorlukları AŞmaya Gerek Yok. Dost Olabilmek İçin Tatlı Bİr Tebessüm Bİle Yeter İnan

– Biz kimleriz diye sorma, biz hayata bosvermislerdeniz. Bize hayat nedir diye sorma, biz hayat deryasinda yüzenlerdeniz. Bizi arama lüks meyhanelerde ,biz dost sarabı icenlerdeniz.Bize dost, arkadas nedir diye sorma, biz onlar için ölüme gidenlerdeniz.

– ÖLüMü TeSLimALDı HüZüN İçİmDe SeNdeN KaLaN CaM KıRıKLaRı AyNaDa SenSiz HüzüN SeNSiz HiçKiMSe DinDiReMeDi Bu HıçKıRıKLaRı BiRGeCe YaRıSı AnSıZıN GöReCeKSiN KöŞe BaŞıNdA NöBeT TuTuYoRDu HüzüN ÖyLe KoLaY DeĞiLDiR BeNi UnUtMaK HaLa SoKaKLaRıMDaDıR AYaK İzİM..

– seNi YıLdızLara Benzetiyorum onLar Kadar etkiLeyici,Çekici ve GüzeLsin Ama AraNızda Tek Fark Var OnLar MiLyonLarca Sen BirtanesiN

– Sesini duyamasam Yüzünü göremesem Varlığını hissetmesem Seni özlemesem Yüreğini sevmesem Yazılarını okuyamasam da Yanımdasın Biliyorum… SENİN YANINDA SENİN ELLERİNLE YAPMAK İSTİYORUM HER ŞEYİ SENİNLE YÜRÜMEK SENİNLE KONUŞMAK SENİNLE PAYLAŞMAK SEVGİYİ VE…. SENİNLE YAŞAYABİLMEK HER ANI…

– HER BAKTIGIMDA SENİ GÖRÜYORSAM, HER İSİTTİGİMDE SENİ DUYUYORSAM, HER DOKUNDUGUNDA SENİ HİSSEDİYORSAM, Bu Seni ÇOK ÖZLEDİGİMDENDİR

– Kalk gel hangi uzak yerdeysen,erimeden karlar.gel gör daldaki beyazını soğunu havanın..Duy sesini yağanın,havadaki sessizligin sensizligini..Karlar erimeden GEL…

– AŞK DENİZİNDE YÜZÜYORUM, BOGULMAMAK İÇİN KULAÇLARIMI SIKLAŞTIRIYORUM,AMA NE FAYDA O DENİZİN İÇİNDE BOĞULUYORUM VE VE BİR BAŞKA ALEME GEÇİYORUMBU ALEMDE NE NEFRET NE İKİ YÜZLÜLÜK VAR.SADECE MASMAVİ DENİZİNDE AŞKIN VAR…

– SENI SEVDIM; GOZLERIN ICIN SENI SEVDIM; SOZLERIN ICIN SENI SEVDIM; GULUSLERIN ICIN SENI SEVDIM; KENDIMI SENDE BULDUGUM ICIN GORMEZ OLDU BU GOZLERIM,HER GECE SENIN ICIN AGLAMAKTAN; KALBIM IFLAS ETTI ARTIK,SUREKLI BU ACIYLA YASAMAKTAN….

– İçimden bir şiir yazmak geldi, Yazıyorum,çünkü seviyorum, Seviyorum,çünkü hissediyorum, Hissediyorum,çünkü yaşıyorum, Yaşıyorum,çünkü seninleyim!…

– Sabahları seninle dogar içimdeki güneşin,gülücüklerinle sıcaklıgımı arttırır ve batmazcasına daha çok ısınırım…Kaynagı sevgi olan ne batar ki hayatta ?

– Şu anda ağlıyorum ama sevinçten.. Niye mi??? sana sahip oldum için,sevgilim birtanem,minik kelebegim,aşkım,dağ çilegim….

– Soguk havalarda hiç üşümedim biliyo musun??? Hep senin sıcaklıgın ısıttı beni… sevginin sıcaklığıydı beni ısıtan.kalbime yazılmışsın bir tanem….

– ÖZLETİYOR SENİ BU YAĞMURLAR Burada yağmur yağıyor Aralıksız yağıyor günlerdir Ama sen yine de şemsiyeni Almadan gel ilk otobüsle Buğulanan camlara usulca Yüzünü çiziyorum ki yüzün Bir yağmur damlası olup Düşüyor yapraklarına gülün Güller de bozamıyor bu uzun Karanlık sessizliğini kentin Anılarını yitiriyor sokaklar Bezirganlaşıyor bulvar ışıkları Tarih de kekemeleşiyor bazan Ki o zaman aşktır tek bilici Aşksa yürümek gibi bir şey Duyabilmek kuşların gelişini Anısı bizsek eğer bu kentin Unuttuğu türküler bizsek Acıyı rehin bırakıp bir güle Anımsatmalıyız bunları bir bir Seni tanımadan önceBiri gelip sorsa ki sen hiç şiir yazdın mıGüler geçerdim Hep gülerdim sevda için şiir yazanlara Nasıl anlatılır derdim duygular-kağıt ve kalemle İnsan sevdiğini söylemeli göğsünü gere gereAma şimdi anlıyorum yazanları Ve sevgiliye yazılmıs sözcüklerinNe anlama geldiğiniÇünkü artık ben de yazıyorum Çünkü artık bende seviyorumVe işte bunu söyleyemiyorum Kağıt ve kalemin gözyaşı ile yapmış olduğu dansa Ben sadece titreyen ellerle eşlik ediyorum.

– Ben,Sende sevdim gülümsemeyi, Sende gördüm bakışların en derinini,Yaralı bir kuşu okşar gibi, usulca… Yüreğime yavaş yavaş dolan kelimeleri sende duydum. Bu hasret kalmışlığımızı, gözlerinde parlayanyıldızlarla vurdum. Ben senin, o gamzeli gülüşlerine vuruldum. Kaybettiğim aşk anahtarını ben, senin yüreğindebuldum. Gamzeli gülüşlerine güldüm ben en çok… Bir de bana bakan minicik o kara gözlerine.Ben, bir tek sana güldüm içten, Bir tek seni sevdim, yürekten.Bir tek, seninle birlikte, başbaşa söylediğimiz şarkıyı doladım dilime.Ben senin gamzeli gülüşlerini sevdim, Öylesine içten, öylesine deli dolu, öylesine berrak……..

– Sana öyle muhtacım ki, telefondaki sesine, erkeğim diyen diline, seni seviyorum diyen kalbine.. Sana öyle muhtacım ki o ufacık ellerine bana öyle bakan, dokunmaya kıyamadığım tenine…

– Birgün dudakların kurursa okyanusu getiririm sana, Bir gün gelipte ayrılacak olursak Aradaki mesafe ,yollar ve menziller Ne kadar uzak olursa olsun Sen yine de omzunu bir yokla Elimi yine orada hissedeceksin !!!

– Sen çatlayan dudaklarıma Bir damla su ıçimdeki yaşama Tutkusu Avuçlarıma düşen Bir kartanesi Sen Sevgilim, sevdigim,taptıgım HERŞEYiMSiN… Seni ne kadar sevdiğimi bilmek istersen Gökyüzünden düşen yağmur damlacıklarını Tek tek tutmaya çalış Tutamadığın her damla Seni sevdiğimin ispatıdır…

– Gerçek aşkı bana tattıransın Özlemle tanrıdan dilediğim, hayatımın anlamısın Gözlerinde içimin titrediği tek insansın Bir tanem, sevdiğim, herşeyimsin aşkım Sabırsız gecem, derin nefesimsin Sevgisine doyamadığım, en güzelisin en güzel çiçeğin Yaşama sebebimsin, herşeyimsin aşkım Bir tanem, sevdiğim, herşeyimsin tatlım Dalgın bakışım, buğulu gözlerimsin Yokluğuna dayanamadığım diğer yarımsın Yürek atışım, gönülden sevdiğimsin

– Seni düşünürken ya bir tebessüm yapışıyor yüreğimden yüzüme , ya gözlerim dayanamıyor ölümcül hasretine baktığım herşey gördüğüm hiç bir şey sana benzemiyor. Hiç bir acı hiç bir hasret seninki kadar ölümcül olamıyor..

– Günesin buz tuttugu yerde bir alev görürsen, Bil ki o yalniz senin için yanan kalbimdir.

– Bu dünya yalanci bir dünyadir, gözleri görmeyen asik olandir, gördüklerimizin hepsi yalandir, Allah’im bu yolcuyu uyandir.

-Kalbim seni unutacak kadar adi ise ellerim onu parcalayacak kadal asildir.

Basini gögsüme yasladiginda tek bir düsmanim vardir:geçip giden zaman.

Seni benim kadar sevenler , sana benim kadar hasret kalsin.

Sen elimden tutunca, deniz basardi içimi. Sen elimden tutunca, yüregim yesil yosunlara takilip günlerce dip akintilarinin pesisira gitmk isterdim.

Yanagina konan kar tanesi eriyip dudaklarina indiginde o bir damla serinligi biriyle paylasmak istediginde yönünü rüzgara dön yeter. Çünkü ben o rüzgardayim….

Ben seni dün sevmedim, çünkü dün bitti. Ben seni bugün sevmedim çünkü bugün bitecek. Ben seni yarin sevdim çünkü yarinlar hiç bitmeyecek…

Ask bir elma sekeridir. Sekeri yersin sapi kalir…

Rüyalarini gül yapraklaiiyla yatagini papatyalarla süsledim, üzerini sevgiyle örtüp tüm kabuslari aldim ki en güzel rüyalari sen göresin..

Yillar vardir nasil geçtigini bilmezdim, bir gün vardir yasamin anlamini degistirdi bana dair; hissetmedigimi, bilmedigimi yasatti, iste o ani senle yasadim senle sevdim.

Kalem olsa dünyadaki bütün agaçlar ve bütün denizler mürekkep olsa senin siirini yazamam yinede…

Yaprak döken gençligimin satir aralarinda alti kirmiziyla çizilmis ve tirnak içine alinmis suskunlugumun bas harflerisin.

Utanirim , söyleyemem yasadigim yalnizligi , kelimeler yetmiyor ki , bu mu sevda dedikleri.

Yaninda benden yakin baska biri de olsa , her seyi inkar etmis inandirmis olsanda , ve ona duygulanmis sevdalanmis olsanda , biliyorum bu gece beni düsüneceksin.

Sevgilime En Güzel Mesajlar

Pazartesi, Haziran 18th, 2012

Sevgilime En Güzel Mesajlar

Tugbam sitesinde en güzel Sevgilime En Güzel Mesajlar sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa Sevgilime En Güzel Mesajlar
Sevgilime En Güzel Mesajlar kısa
Sevgilime En Güzel Mesajlar facebook

Ne dünden daha az Ne yarından daha çok Seni bugünde, Dün olduğu gibi Yarın olacağı gibi Çoooooooooooooooook seviyorum.

Meleklerin saçları salkım salkım, havada dondurmadan kaleler ve her yerde kuştüyü vadiler. Bulutlara öyle baktım. Ama şimdi yalnıca güneşin önünü kesiyorlar, yağmur ve karla kaplıyorlar her yeri. Çok şey var yapabileceğim, bulutlar çıkmasalar yoluma…

Aşk dudaklarda kahkaha değil, gözlerdeki yaştır. Maksat sevgi uğrunda ölmek değil, uğrunda ölecek sevgili bulmaktır…

Seni düşünür , seni özlerim , sevgilerin özlemlerin derinliğinde ne olur kır şeytanın bacağını birkez beni hatırla , bir sonbahar serinliğinde… Seni , senden uzakta , sensiz ,seninle yaşıyorum.

En büyük felaketler içinde dahi ümidini kaybetme , unutmaki en yumuşak ilik en sert kemiğin içinden çıkar. Gülmek senin için bir tutku olsun , olurda bir gün ağlarsan o da mutluluktan olsun.

Kaplanla göz göze gelmiş bir ceylan gibi , ürkek bakışlarımda sensizlik , ıskalanmış hayallerimde gençliğim ,eremediğim vuslatlarda ümidin.

Sokakta bir kız gördüm takıldı gözlerim gözlerine, Aşığım zannetti beni kendine, Halbuki ne bilsin, Benziyordu GÖZLERI GÖZLERINE.

Rüzgara hakim olamıyorsan yelkenlerini ona göre ayarla ve unutma ki hayat karşılaştığın güçlüklerle değil gemiyi limana getirip getiremediğinle ilgilenir.

Dostlar ırmak gibidir, kiminin suyu az, kiminin çok… Kiminde ellerin ıslanır yalnızca kiminde ruhun yıkanır boydan boya.

Sevgi basittir, karmaşık olan bizleriz. Sevgi güven verir, insanlar aldatır. Sevgiye her zaman güvenilir, insanlara asla!..

Gözlerin gözlerimde, ellerin ellerimde, aşkın içimde ve ruhun bedenimde olduğu sürece seni çok sevmeye devam edeceğim…

Yağmurlu bir günde sana koşar gelirsem ıslak saçlarımı düzelt…Başımı omzuna yasla nemli dudaklarımı dudaklarına ansızın değdir.Masum ve üzgün bir çocuk gibi konuşursam.Anla sana muhtacım ver ellerini ellerime yalanda olsa Seni seviyorum de….

Bir yürek nelere yeterse, bir can bir canı ne kadar severse bir damardan ne kadar çok kan geçerse, yaşam ölüme ne kadar değerse, sen de benim için o kadar değerlisin.

Seni yıldızlara benzetiyorum onlar kadar etkileyici,çekici ve güzelsin ama aranızda tek fark var onlar milyonlarca sen bir tanesin…

Bugün mavi bulutları avucunuza mutluluğu baş ucunuza sevgimi de usulca kalbinize koyuyorum. Güneş yalnızca sizin için doğsun sizi seviyorum! Sevgililer gününüz kutlu olsun.

Sabah seni izlemesi için bir melek yolladım peşinden ama düşündüğümden de erken döndü. Ne oldu dedim? “Bir melek asla başka bir meleği izleyemez” dedi Canım…

Seni ne kadar sevdiğimi öğrenmek istersen yere düşen her yağmur damlasını tutmaya çalış;tutabildiklerin senin sevgin, tutamadıklarınsa; benim sana olan sevgimdir.

Gözlerinde mutluluk, aşk, sevgiyi gördüm Aşkım

Hayatta iki kör tanıyorum ; 1.’si senden başkasını görmeyen ben, 2.’si beni göremeyen sen…

Bir Gün Cehennemde Karsılaşabiliriz. Sen Kalp Hırsızı Olduğun için , Bense Tanrıyı Bırakıp Sana Taptığım için

GÜNEŞİN BUZ TUTTUĞU YERDE BİR ALEV GÖRÜRSEN O BİL Kİ YALNIZ VE YALNIZ SENİN İÇİN YANAN KALBİMDİR.

Dünyadaki en güzel şeyi sana vermek isterdim ama seni sana veremem ki ?

insanlar kırmızı güllerin peşinde koşarken ayakları altında ezilen papatyaların farkına bile varmazlar

Aşkın ilk soluğu mantığın son soluğudur.

Bir delinin seni öpmesine izin ver ,ama bir öpücüğün seni delirtmesine izin verme

İnsanlar hep birilerinin peşinden koşarlar, ama dönüpte kendi peşlerinden koşanlara hiç bakmazlar

Nice insanlar gördüm kalpleri bomboş ama mutlu, çok az insanlar gördüm kalpleri sevgiyle dolu ama aşk ateşiyle yanıp kavrulan, hüzünlü ve mutsuz!

Ben seni unutmak için sevseydim sana olan tutkunluğumu kalbime değil günesin çıktığı zaman kaybolan buğulu camlara yazardım

Gökyüzündeki bütün yıldızları toplasan bir tek sen etmez, fakat bir tek sen hepsine bedelsin.

Aşk Çoraba Benzer ; Çifttir ve birbirine uymalıdır

Sen benim hayatımda olduğun sürece, ne sen kimseye rakip ne de kimse sana rakipti..Çünkü sen benim için daima tektin

Eğer geceler seni düşündüğüm kadar uzun olsaydı asla sabah olmazdı…

Sen gözlerimde bir damla yas olsaydın seni kaybetmemek için ömür boyu ağlamazdım!!!

Aşkımızın suya düşeceğini bilseydim , balık olurdum

Hayatta üç şeyi sevdim. Seni, Kalbimi, Ümit Etmeyi. Seni sevdim, sensin diye. Kalbimi sevdim, seni sevdi diye. Ümit etmeyi sevdim, belki seversin diye.

Seni Sevdiğim kadar ibadet etseydim ; cennette köşküm olurdu…

Rüzgarın kemanini çaldığı ve damlaların pencerene vurduğu bir gecede yatağına uzanıp hayalini kurduğun ve keşke dediğin tüm güzellikler senin olsun…

Tek başıma değilim ben ve ümitsiz aşkım var

GECEYE İNAT GÜN AĞARMAKTA, AĞACA İNAT DAL ÇOĞALMAKTA,ÖLÜME İNAT İNSANLAR ÇOĞALMAKTA, BENSE SANA İNAT SENİ SEVMEKTEYİM İNAT BU YA HEPTE SEVECEĞİM…

RÜZGAR ALABİLDİĞİNE HIRÇIN, YAĞMUR ALABİLDİĞİNE İNATÇI ,YÜREĞİN İSE ONLARA İNAT SANKİ BİR LİMAN… TIPKI GÖZLERİNDEKİ HUZUR GİBİ…

Böyle basit bir dünyada sen benim için çok özelsin

AŞK:GÜLÜ DİKENİYLE AVUÇLAMAYA BENZER. ELLERİN KAN İÇİNDE KALIR AMA DİKENLERİN HESABINI GÜLDEN SORAMAZSIN…..

Eğer aşkta güzel bir an varsa oda başkalarını baştan çıkartan o yüreğin benim için kan ağladığı zamandır.

Ne insanlar tanıdım yıldızlar gibiydiler. hepsi göklerdeydi parlıyordu. ama ben seni güneşi seçtim. bir güneş için bin yıldızdan vazgeçtim…

Nasıl ki uzaktaki yıldız parlak gelirse insana,uzakta olduğun için tutkunum sana! hani en güzel aşklar imkansız gelir ya insana, imkansız olduğun için tutkunum sana

Aşk bir su damlası olsaydı okyanusları, bir yaprak olsaydı bütün ormanları, bir yıldız olsaydı tüm kainatı sana vermek isterdim. Ama, sadece seni seven kalbimi verebiliyorum…

Seni sevdiğim kadar yaşasaydım; ölümsüzlüğün adını aşk koyardım…

Önce düştüğümde kalkmayı,sonra aleve dokunduğumda acıyı,sevmeyi öğrendim,sevilmeyi. her şeyi öğrendim de yalnız seni unutmayı öğrenemedim .!

Bir gül olmak isterdim neden mi? beni koparıp kokladığında vücudunun derinliklerine girip bir daha oradan çıkmamak için

Hayata niye geldim diye düşünmeye başlamıştım 19umdan sonra seninle tanışınca anladım dünyaya geliş sebebimi..

BEN SENİNLE SONSUZDAN GELEN İKİ IŞIN OLUP İNCE KENARLI MERCEĞİN ODAK NOKTASINDAN KESİŞEBİLME İHTİMALİNİ SEVDİM

SESİNE MEVSİMLERİN EĞİLDİĞİ, GÖZLERİNE BAHARIN AĞLADIĞI,AĞLAR GİBİ GÜLMENİ,DOKUNUŞLAR GÜLECEK GİBİ DURAN YÜZÜNÜ ÖZLEDİM..

ACI VE HÜZÜN BİR YILDIZ KADAR UZAK, MUTLULUK GÖZBEBEĞİN KADAR YAKIN OLSUN. UMUTLARIN GERÇEK, GERÇEKLERİN MUTLULUK, MUTLULUKLARIN SONSUZ OLSUN..

DÜNDE, BUGÜNDE, YARINDA, YÜREĞİN KADAR YANINDAYIM. KENDİNİ YALNIZ HİSSETTİĞİNDE ELİNİ KALBİNE KOY; BEN HEP ORDAYIM

Sen sahra çöllerinde bir gül olsan seni kurutmamak için göz yaşlarımla sulardım seni

AŞK BİTTİKTEN SONRA ARKADAŞ KALALIM DEDİLER.. GÜLE BAŞKA İSİM VERSEN DEĞİŞİK KOKAR MI ???

VE TANRI İNSANLARA SEVMEYİ ÖĞRETTİ İNSANLARDA BİRBİRLERİNE ACI ÇEKTİRMEYİ

AY IŞIĞININ AYDINLATTIĞI BİR KUMSALA KÜÇÜK BİR DAL PARÇASIYLA SENİ SEVİYORUM YAZMAK İSTERDİM AMA SEN HIRÇIN BİR DALGA OLUP SİLERSİN DİYE YAZMAKTAN KORKTUM

ALIP KIRSALAR KALEMİMİ KANIMLA YAZARIM SENİ SEVDİĞİMİ

En büyük okyanusta bir su damlası olmak, uçsuz bucaksız sahilde bir kum tanesi olmak ama en önemlisi
milyonlarca insanın içinden senin sevgilin olmak…

Her yağmur damlası seni seviyorum demek olsaydı her yeri sel götürürdü…

KÜL OLMUŞ ATEŞ YANAR MI? BUZ TUTMUŞ SU AKAR MI? BU GÖZLER SENİ SEVDİ BAŞKASINA BAKAR MI

Bir yudum mutluluk, Peşinden koşuyorum, ne olacak halim bilmiyorum, Sevmişim seni bir kere, Doyamadan gidiyorum …

Konuşmak İle İlgili Güzel Sözler

Pazartesi, Haziran 18th, 2012

Konuşmak İle İlgili Güzel Sözler

Tugbam sitesinde en güzel Konuşmak İle İlgili Güzel Sözler sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa Konuşmak İle İlgili Güzel Sözler
Konuşmak İle İlgili Güzel Sözler
Konuşmak İle İlgili Sözler

Konuşmak İle İlgili Güzel Sözler

  • İnsanlar ne kadar az düşünürse, o kadar çok konuşur.
  • Önce düşün sonra söyle.
  • İnsan şişirilmiş bir tulum gibidir, ağzı açılınca söner.
  • Kimin söylediğine değil, ne söylediğine bak.
  • Öfkeli konuş göreceksin ki, pişman olacağın en güzel konuşmayı yapacaksın.
  • Söylediklerinizi duyurmak için, hiç kimsenin kolundan tutmayın, çünkü insanlar sizi dinlemeye isteklideğillerse, onları tutacağınıza çenenizi tutmanız daha iyi olur.
  • Söz yaş deriye benzer, nereye çekersen oraya gider.
  • Söze iyi başlayın iyi bitirin, arasını ne ile doldurursanız doldur.
  • İstediğini söyleyen, istemediğini işitir.
  • Saygısız ağız, anahtarsız açılır.
  • El yarası onar, dil yarası onmaz.
  • Yüz kelime ile ifade edilemeyen bir düşünceyi, ne söylemeli ve ne de yazmalıdır.
  • İnsanlara akılları ölçüsünde söyleyiniz.
  • Herkes ancak anladığını duyar.
  • Herkese anlayabildiği kadar söyleyiniz.
  • Dinlemekten akıl, söylemekten pişmanlık doğar.
  • Dilin söylediği iyi söz ise akarsu gibidir. Nereye akarsa orada çiçek açar.
  • Kelimeler değil onu söyleyen ağız önemlidir.
  • Laf bilirsen söyle, seni ibret alsınlar; laf bilmezsen sukut et, seni adam sansınlar.
  • Edebiyat, muhatabın anladığı dilden konuşmaktır.
  • İnsan çenesini tutunca, daha rahat nefes alır.
  • Dil pek keskin kılıçtır, kan akıtmadan adam öldürür.
  • Söz ilaç gibidir, gereği kadar sarf edilirse fayda verir. Fazlası zarardır.
  • Konuşmanın zamanını bilmeyen, dinlemenin zamanını da bilmez.
  • Tamimiyle doğru olsa bile, sert söz insanı yaralar.
  • Düşünmeden konuşmanın cezası, konuştuktan sonra, düşünmeye mahkûm olmaktır.
  • Bakacağınız yüze, utanılacak söz söyleme.
  • Tereddüt edenin sözü kesilir.
  • Acı söz insanı dinden çıkarır, tatlı söz yılını deliğinden çıkarır.
  • Sözün bütün gayesi, anlaşmaktır.
  • İnsanlar sadece söylediklerinden değil, söylemesi gerekirken söylemediklerinden de sorumludur.
  • Dilin kemiği yoktur ama, kemiği kırar.
  • Dil söyler saklanır, baş belaya katlanır.
  • Bir şey bilirsen konuş, seni alim sansınlar; bir şey bilmezsen sus, seni bilir sansınlar.
  • Söylenecek yerde susmak, susulacak yerde konuşmak akıl hafifliğini gösterir.
  • Bir insanın zekâsı, vereceği karşılıklarla değil, soracağı sorulardan anlaşılır.
  • Kötü söz duyanları hep düşman eder,Ederse insanı söz sultan eder;
  • Ne yumruktan ne kılıçtan iz kalır,İnsan ölür arkasından söz kalır.

Msn Güzel Sözler

Pazartesi, Haziran 18th, 2012

Msn Güzel Sözler

Tugbam sitesinde en güzel Msn Güzel Sözler sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa Msn Güzel Sözler

En Güzel Msn Sözleri
msn Kısa Sözler
Kısa msn Nickleri

Dostluk yürekten gelir

“..ßeN SevmeYi ßeceremediM ßelKi de SevilmeYi..ßeniM SevmeYe eNgeL eVciL aCılarıM VarDı..”

KalaNa GiT GideNe KaL DemeM..!

SeNi SeviyoruM DiyebilmeK DünyanıN eN GüzeL eSeridiR..!

eSkideN PiyaSa NerDe ßiZ oRDa aRtıK ßiZ NerDe PiyaSa oRDa..!

DerDi oLaNı DinleriM DerdiM VarSa DerDe YoL aÇaNı SileR GeçeriM..!

aSlanlaRa SöZ VerdiM ÇakallaRa YeM oLmaM..!

DağlarıN TepesiNe eŞkiyanıN aLnıNa duygusal KızlarıN KalbiNe “öLümsüZ MehmetçiK” YazacağıM..!

öYLe MasuM DurduğuMa KanMa SakıN ŞafaK 295 oLsaDa “FiRaRıM” YakıN..!

aKıLLı oLupTa DünyanıN KahrıNı ÇekeceğiMe DeLi oLurum DünYa ßeniM KahrıMı ÇekeR..!

SeN SeN oL ßiR iNsaNa HattindeN FazLa DeğeR VerMe eĞeR HattindeN FazLa DeğeR VerirseN o iNsaNı ÇoK ÇabuK KaybedersiN..!

ßakMa ßaNa öYLe ! NefretLe DoluyuM..!

TıpKı ŞairiN DediĞi GiBi eVlaT ßiZ Ki uStasıyıZ VataN SevmeniN..!

KolaY oLmıcaK SeNi uNutmaK… ßelKi lanetli GeCe GündüZ aĞlıcaM… Ne oLurSa oLsuN ßirtaneM SensiZ YaşamaYa aLışcaM…

öLüM öLüM DediğiN NediR Ki GülüM ßeN SeniN iÇiN YaşamaYı GöZe aLmışıM..!

DerT SofrasındaN ßaL YediK BaŞ VerdiK ßaş eĞmediK..!

iNsanlaRı TanıdıkCa SevdiM SevdikCe De TanıdıM (aYNı SeNi SeviP TanıdığıM GiBi)

HayaT YaşandıĞı KadardıR GeriSi Ya HatıralarDa BiR iZ YaDa HayallerDe BiR uMuttuR..!

eRkekleriN “SeNi SeviyoruM” DemeSi ßiR MumuN “aSLa SönmeyeceğiM” DemesiNe ßenzeR..!

“..ÇaY ßardağınDa ßırakılaN DudaK PaYı psikolojik KadaR ßiLe uZaK KalamaM GözleriNe..”

iÇiNe DerT oLacaK SaNa SoN ßakışıM..!

“..KıZ DediğiN iStanbuL GiBi oLmaLı; FetiH’i ZoR FatiH’i TeK oLmaLı..”

uNutmayıN; HeR aŞK ßiR ßitKi iSmiyLe ßaşlaR aMa HayvaN iSmiyLe SoN ßuluR..!

aKlımDa ÇekiP GitmeleR VaR Şu GünlerDe..!

iSkeletleR DiyarınDa ßiR eT ParçasıyıM..!

“..MutluluK ßiR ÇimendiR ßastığıN YerDe ßiteR YalnızlıK GittiğiN YoldaN GeliR..”

uÇurumuN KenarınDa Da oLsaN SırF HayaTa GıcıKLıK oLsuN DİYe GüLümSe..!

FarkımıZ TarzımıZ BiziM MoLLaaRaPLı oLmamıZ Ya KaN KustururuZ Ya Da TaM SustururuZ ßu HususTa Ne KuraL NeDe KraL TanırıZ..!

aLtı EvLiya üsTü EşkiYa iŞTe ßuraSı MoLLaaRaP ŞimDi DağılıN uLeyNnN..!

KaderimSe ÇekeriM ÇilemSe GüleR GeçeriM..!

“EğeR ßiR YerDe KüçüK aDamlarıN ßüyüK GölgeleRi oLuşuyorSa oRaDa GüneŞ ßatıyoR DemektiR..!”

ßiZ Bu aLemDe ÇaydanlıĞa KaN KoyaR ßıçakLa KarıştırırıZ DosT DeriZ CaN VeririZ aNcaK DosT uNutunCa öLürüZ..!

ßabaMa DedimKi; “ßeniM DeğeriM Ne KadaR? DünyalaR KadaR” DeDi.. PeKi DünyanıN DeğeRi Ne KadaR? DediM. “ßeŞ PaRa eTmeZ” DeDi..

“aNadaN DoğmaK öLmeK iÇindiR.”

“YaşamıN uZunluĞu DeğiL NasıL YaşandıĞı öNemlidiR.”

“HayaT BiR HikaYe YaşasaN Ne oLuR öLseN Ne oLuR?”

*Sen mukemmeli aradin ve simdi kendi mukemmelin var..Senin gibi birisi icin ben cok fazla mukemmelim…

En Etkileyici Damar Sözler

Pazar, Haziran 17th, 2012

En Etkileyici Damar Sözler

Tugbam sitesinde en güzel En Etkileyici Damar Sözler sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa En Etkileyici Damar Sözler

En Etkileyici Damar Nickler
Damar Sözler
En etkili damar cümleler
Etkili Damar Mesajlar
Msn Damar Sözler

bir tek sen varsın birtek sen adını anmadığım yüzüne bakmadığım bir tek gün bile üzülüp ağlamadığım bir tek sen varsın salırıp doyamadığım

aLaca KaranLıkta oLsun öLümüm Kısın LambaLarı Kısın aLın GötüRün BüTün umutLarımı Kaderim DünYada KaLsın…okuSun öLüm FeRmanımı SaVcı TopLansın üÇ BeŞ dosT oN YaBaNcı KuruSun aRtıK DaRaĞcı…BeNi HayaLLeRimin BiTTiği YerDe aSın.

Kederle yoğrulmuş ruhum, bedenim kayboldu ümidim bitti emelim koskoca dünyada yokmuş sevenim bu hayat böyleyken gelde çıldırma

Gözüm ağladıkça gamzelerim gülmemekte, Ruhum yıpranmadıkça kalemim hareket etmemekte …

insani yaslandiran yasadigi yillar degil, ulasamadigi arzularidir hayatta en aci sey felaketler degil, yasanmasi mümkün iken yasanmayan mutluluklardir!!

Daglarda cicek soldugu zaman Göklerde bulut oldugu zaman Yagmurlar sel gibi aktigi zaman Anlaki BITANEM ben geliyorum!!

Damardır sözlerim keserim en derin yerinden..Duvardır yüregin ne kesebilirim nede girebilirim cano..

Cesedim çalgılı meyhanenin yıllanmış sokagın da bulunmuş içki dolu bedenim musalla taşına konulmuş ardım dan dua yerine ferdiden bir şarkı okunmuş ne orhan ne ferdi anlar derdimi söylesin müslüm baba nereden sevdim o zalimi….

Bu dunya bana cok dar aşk seni ummadığın bi anda satar yine de takma aga en azından bu devran dönene kadar..!!!

SAPLA HANÇERİ KALBİME NE KADAR KANARSA KANASIN FAZLA DERİNE İNME ÇÜNKÜ ORADA SEN VARSIN BE GÜLÜM

Ağlıyorsam Sebebi Vardır Geceleri resmine Bakıp içiyorsam Bir Sebebi Vardır Herşeyin bir sebebi vardır Sebep Aşksa Herşey Vardır!

EGER BENI BU SOKAKTA, BU MAHALLEDE, BU SEHIRDE BULAMAZSAN,SEVGILIM BILKI BEN, GOZLERININ DALDIGI YERDEYIM.

Ateşler taşırım sevdalarıma, Sözüm yemin olsa özüm aşk olur..

RAP dinleyip hayatımı sallicama DAMAR dinleyip jilet atıcama SENİ KALBİMDEN SİLER ATAR HAYATIMI YAŞARIM

Bir gün aglamayı düşünursen sakın yapma çünkü bir yerlerde senin tek gülüşün için yaşayan biri var

ben uyumuyorum hiç bir gece duvarlara takılı gözlerim penceremden küçük bir ay ışığı aydınlatır odamı elim telefonda nezaman arayacak diye beklerken sen parfümlü yastığında uyuyorsun güzelim bilemezsin kalbinde façası olan gönlünde yangını olan gencin seni beklediğini sen nerden bileceksin aşak böyle birşey işte sen şair olmasanda dolduruyor insanın yüreğini söyletiyor o tatlı dili ben allahına kadar sevdim ve seveceğim

19 YaŞinda Gİrsem Kara TopraĞa Sevgİlİm Sen AĞlarmisin DÖnse YÜzÜm Kara TopraĞa BaŞkasina GÖnÜl BaĞlarmisin BiLİR MiSiN?

ßîzdé SâßâH oLmâz, ßîzdé GünéŞ Doğmâz, ßîz ¡§¥ãNKãR’ıZ Kızım ßîzLé DoSt oLmâk Sîze YaKıŞmaz… TopLumdâ Hép îtîLîrîz SanmaKî ßunâ îSteKLiyiz, ßîz SadeCe SêvdiKLêrimizin éSériyiz..!!

Madem ayrılığa hüküm giymiş bu yürek ; O zaman ölmek için yaşamak gerek !!!

Tek tesellim kadehler başka birşey istemez ssahoş etsin yeter ki rakı şarap fark etmez..

ßiz isyankar sokaklarda buyuduk kizim. anlamayiz senin gibi balli ekmek yameyi. Biz 17 yasinda dunyaya, 18 yasinda kasip kavuran asklara isyan etmisiz, bilmeyiz kaygan pistte dans etmeyi. Satmayiz 10 kurus icin bize.., bize hakki olan sevenler

aLaca KaranLıkta oLsun öLümüm Kısın LambaLarı Kısın aLın GötüRün BüTün umutLarımı Kaderim DünYada KaLsın…okuSun öLüm FeRmanımı SaVcı TopLansın üÇ BeŞ dosT oN YaBaNcı KuruSun aRtıK DaRaĞcı…BeNi HayaLLeRimin BiTTiği YerDe aSın.

Ayağıma prangalar vurulmuş olsa bile. Nemli baltalarda yürüyüşümüz var arkadaş. Ne dostlarım arar ne düşmanlarım sorar. Kaderime terk edilmiş bedenim var arkadaş. Biz öyle insanlarız ki kimimiz park köşelerinde. Kimimiz ise hücre evlerinde yaşarız. Çok konuşma gardiyan sanada bi üçlü sararız..

Seni Özlemek Acı Çekmekse O Acıyı Severek Çekiyorum, Seni Sevmek Günahsa Hiç Çekinmeden Günaha Giriyorum, Sana tutkun Olmak Ölmekse Al Sana Canımı Veriyorum.

Duyuyorum sana dokunamamanin ezikligini yasiyorum askin rezilligini,inan bitanem yanimdayken çekiyorum en çok hasretini..

Kötü günümde katkısı olmayanın iyi günümde hissesi yoktur.

Şişeyi elime alınca gelir dost bildiklerin, şise dibine vurunca gider dost bildiklerin.

Biz hiç bir gemiyi kaçırmadık. Onlar eksik gittiler

Sarapsız duramayız, esrarsız kalamayız, çekerız emaneti, severiz adaleti.

Kardeşlik sözleri

Pazar, Haziran 17th, 2012

Kardeşlik sözleri

Tugbam sitesinde en güzel Kardeşlik sözleri sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa Kardeşlik sözleri
Kardeşlik sözleri anlamlı, Kardeşlik sözler, Anlamlı kardeşlik sözleri, güzel kardeşlik sözleri, güzel kardeşlik mesajları

KARDEŞLİK HAFTASI GÜZEL SÖZLER

Her kardeş dost olmayabilir ama dost her zaman kardeştir. (Anonim)

İyiler asla düşman olamazlar. (A.Manzoni)


Sevginin ekildiği yerde sevinç yeşerir. (Shakespeare)


Kuşlar gibi uçmayı,balıklar gibi yüzmeyi öğrendik.Ama basit bir sanatı unuttuk;kardeş olarak yaşamayı. (M.L.King)

Hardal tanesi kadar sevgiyi ve sevgiyle yapılan ibadeti, sevgisiz yetmiş yıllık ibadete tercih ederim. (Yahya Bin Muaz)

Varlığımızın merkezi yürektir. (Anonim)

Yüz dost az, bir düşman çoktur. (Kızılderili atasözü)

İnsanlar köprü kuracakları yerde, duvar ördükleri için yalnız kalırlar. (Newton)

İnsan brüt sevilmelidir,net değil. (Sabina)

Aynı dili kullananlar değil, aynı duyguları paylaşanlar daha iyi anlaşırlar. (Mevlana)