Posts Tagged ‘yine’

Sevgi Şiirleri Uzun

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Uzun Sevgi Şiirleri,
En güzel Sevgi Şiirleri Uzun,
Sevgi Üzerine Şiirler



SEVGİLİYE

Ah o aşk deden duygu
Hepimizin yüreğini içten içe yakmıyo mu?
Evet yakıyo hemde öle bir yakıyo ki
Katlanıyosun o yangına katlanmak zorundasın onu istiyosn

Ben aşık olduğum zaman yanmıyo bu yüreğim her zman
Çünki benim yüreğim sevdiğim için yanıyor bir başkasına yanmıyor
Ama bu yüreğim ne zman yanar blior musun?
Ben seviosam ve onun sevgisni görmüyorsam

İşte o zman yüreğim yanmaz acı çeker ve bu acı giderek büyür
Kimse ama kimse dindiremez bu yürekteki acıyı
Bunu anca bir tek şey dindire blir
Ölüm…Evet ölüm

Ben o kadar çok sevmişken
Onun uğruna canımı bile ortaya koymuşken
Onun sevmediğini anlarsam aklıma tekşey gelir
Ben bunca zaman kimi sevdim?

Kimin için attı bu kalp…
Sorarım kendi kendime kimin için yandı bu yürek
Son mektubumu bıraktım sana sevgilim
Sen bunu okuduğunda ben hayatta olmicam

Seninle başladığım bu hayata
Seninle tanıştığım ilk yerde veda ediyorum
Ama şunuda bilmeni isterimki
Ben seni sevdim ve sevmeyede devam edeceğim.

Sevgi Nedir

Gecenin bir saatinde uykuya inat
Ağlayan bebesini emzirmektir sevgi.
Bülbülün güle figan edişi,
Gülün umursamaz tavrıdır sevgi.
Sevgi merhamet demek.
Sevgi çile çekmek..

İhtiyacı olana yalvartmadan vermek,
Masum bir tebessümdür sevgi.
İçi dolu sımsıcak bir bakış,
Yumuşak bir dokunuştur sevgi.
Sevgi dokunuş demek.
Sevgi almadan vermek.

Bir kuşun özgürlüğe kanat çırpışı,
Kardelenin inanılmaz çıkışıdır sevgi.
Avın avcıya yalvaran bakışı,
Tuzaktan salıverilişidir sevgi.
Sevgi bedel ödemek.
Sevgi acı çekmek.

Derviş Yunus’un kırk yıl of demeden,
Tekkeye odun taşıyışıdır sevgi.
Yusuf’un kör kuyudaki sabrı,
Mısır’a sultan oluşudur sevgi.
Sevgi sabırla beklemek,
Sevgi istemeyi bilmek.

Hallac-ı Mansur’un Ene’l Hak deyişi,
Mevlana’nın Mecusi’ye çağrısıdır sevgi.
Çölde kalmışa bir testi su,
İdam mahkumunun son arzusudur sevgi.
Sevgi ateşten gömlek,
Sevgi sehpaya gitmek.

Ferhat’ın aşılmaz denen demir dağı,
İnanarak sabırla delişidir sevgi.
Mecnun’un Leyla’da kainatı görüşü,
Çöle kendini vuruşudur sevgi.
Sevgi sırrı keşfetmek,
Sevgi emek sarfetmek.

Tomurcuğun patlayıp toprağı zorlayışı,
Rüzgarın bulutu taşımasıdır sevgi.
Derenin yatağını kendi buluşu,
Kıvrım kıvrım akışıdır sevgi.
Sevgi çekip gitmek,
Sevgi özgürlük demek.

Çaresiz kaldığı anlarda tıbbın,
Hastanın Rab’bine yönelişidir sevgi.
Çalınmadık kapı bırakmamak,
Yelkensizde denize açılmaktır sevgi.
Sevgi umut demek,
Sevgi beklemeyi bilmek.


Bebeğimsin

Sen bana küsebilir misin bebeğim
Hasta olursun göremediğin anlarda
Eririm gözlerinde yanar yüreğim
Bakışlarını kaçırsan da yakalanırsın gizli bakışlarında

Nasıl ertelersin göz yaşlarını gözümden
Kanaryalar kanatırken yaramı bestelerinde
Sen ki cansın canansın biricik özümden
Baharısın ömrümün içine düşen esintilerinde

Haydi koş kollarıma boşluğumdaki can
Yasla başını omuzum özleminle yanar
Damladın yüreğime minik bir odayken oldun han
Kalk kırdığın bu kalbi gülümseyerek onar

Haydi bebeğim biricik sevdam

BEN SENLE VARIM

Ben seni senden çok uzakta sevdim
ben bir yıldızdım evrende
sense varlıgımdan habersiz dönen dünya
yanındaydım bilki her anında
sevincinde de hüznünde de gamında da
ama sen bilemezdin bunları asla ve asla
içimde kopardıda tufanlar ardı ardına
şimşekler çakardı da
sen yine aldırmadan dönerdin yanımda
bense yalnız seni izlerdim evrenin başıboşluğunda
işte benim hayatımın masalı burda
geçmişimde sen hayalimde sen
ve bilki her anımda yine sen
SENSİZLİK ÖLÜM BANA
ÜLÜM ACIR SENLEYKEN
DESİNLERKİ ECELİNDİR GELEN
GELEN SEN OLDA GÜLEREK ÖLEYİM BEN
GÜL YÜZÜNE BAKAMAZSAM
SON KEZ SARILAMAZSAM
ÇIKAR MI Kİ BU CAN BU BEDENDEN
bilki bu kalp senin
ölesiye sevildin ÇÜNKÜ BİTANEM

Sevgi Şiirleri Nazım Hikmet

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Nazım Hikmet Sevgi Şiiri
Nazım Hikmet in sevgi ile ilgili şiirleri

NE GÜZEL ŞEY HATIRLAMAK SENİ

Ne güzel şey hatırlamak seni:
ölüm ve zafer haberleri içinden,
hapiste
ve yaşım kırkı geçmiş iken…

Ne güzel şey hatırlamak seni:
bir mavi kumaşın üstünde unutulmuş olan elin
ve saçlarında
vakur yumuşaklığı canımın içi İstanbul toprağının…
İçimde ikinci bir insan gibidir
seni sevmek saadeti…
Parmakların ucunda kalan kokusu sarduya yaprağının,
güneşli bir rahatlık
ve etin daveti:
kıpkızıl çizgilerle bölünmüş
sıcak koyu bir karanlık…

Ne güzel şey hatırlamak seni,
yazamak sana dair,
hapiste sırt üstü yatıp seni düşünmek:
filanca gün, falanca yerde söylediğin söz,
kendisi değil
edasındaki dünya…

Ne güzel şey hatırlamak seni.
Sana tahtadan birşeyler oymalıyım yine:
bir çekmece
bir yüzük,
ve üç metre kadar ince ipekli dokumalıyım.
Ve hemen
fırlayarak yerimden
penceremde demirlere yapışarak
hürriyetin sütbeyaz maviliğine
sana yazdıklarımı bağıra bağıra okumalıyım…

Ne güzel şey hatırlamak seni:
ölüm ve zafer haberleri içinde,
hapiste
ve yaşım kırkı geçmiş iken…

Nazım Hikmet Ran

SEN BENİM SARHOŞLUĞUMSUN

Sen benim sarhoşluğumsun
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
üstüm başım çamur içinde
yanıp sönen ışığına düşe kalka giderim.

Nazım Hikmet Ran

YİNE SANA DAİR

Sende; ben, kutba giden bir geminin sergüzeştini,
Sende; ben, kumarbaz macerasını keşiflerin,
Sende uzaklığı,
Sende; ben, imkansızlığı seviyorum.

Güneşli bir ormana dalar gibi dalmak gözlerine
Ve kan ter içinde, aç ve öfkeli,
Ve bir avcı iştahıyla etini dişlemek senin.

Sende, ben, imkansızlığı seviyorum,
Fakat asla ümitsizliği değil…

Nazım Hikmet Ran

İnadina seveceĞİm

Cuma, Haziran 22nd, 2012

… İNADINA SEVECEĞİM …
Bugün kaçıncı sigaramın dumanında hayalin canlanır bilmiyorum…
Ya da kaçıncı kadehte gözlerin değer gözlerime
Hangi şarkıda, hangi türküde düşersin dilime
Belki bağlamanın tellerin de belki bir keman taksimin de
Belki de bir neyin özünde ne zaman dolarsın ruhuma
Ne zaman dolupta taşarsın gözlerimden
Alırsın beni benden
Salarsın diyarlara, çöllere, dönüşü olmayan yollara
Bunu da bilmiyorum….

Ama bildiğim bir şey var;
Seni sevmenin bedeli
Her gün tükenmekse, her gün biraz daha ölmekse
Mecnun misali yürekte bir yangınla dolaşmaksa,
Bu bedeli her gün paşa paşa öder, yine de severim seni…
Sana, kadere, hayata inat
Sırf gıcıklık olsun diye
İnadına seveceğim seni
Şair: Mecnun Turgay ÖZTÜRK

♥♥♥

Sensizlik Taciz Eder Durur Ruhumu, Kirlenir Düşlerim Gidersen…Yanarım Ateşinle ve Bir Akşam Vakti Ege Denizine Savrulur Küllerim… Gidersen Gözümdeki Işıkta Gider, Beynimdeki Yarınlarıda Götürürsün Gidersen, İçimdeki Çoçuğu da Öldürürsün…Bende ki Seni Öldürürsün Örneğin Beni Öldürürsün…Yani Gidersen Bizi Öldürür…sün…Sen Yine de Kimse Ölmesin Diye Zorlama Kendini Kalmaya. Ben Alışkınım Sevdiğim Simurg Gibi Ölüp Ölüp Doğmaya…

Her Mevsim Bahardır

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Döndüm daldan kopan kuru yaprağa
“özgür dağ havası koklamış insanların örselenmiş gururuna…”
siz, boğdunuz hayatı
savruldu aşkların külleri kalplerimizden
o sevinçler
göz kırparak geçtiler düşlerimizden!

bilinir, dışarıda zemheri vardır
ama barış için, aşk için
yine de her mevsim bahardır

aşklarımızın gözbebeğinde kıvılcım
her mevsim bahardır yine de…

Yılmaz Odabaşı

Ahmet Selçuk İLKAN Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Ayrılık Çanları

Ayrılık çanları çalsa ansızın
Elveda sevgilim diyecek misin?
Önünde diz çöksem, gitme kal desem
Bakmadan ardına gidecek misin?

Ayrı yönde akan ırmaklar gibi
Dalından uçuşan yapraklar gibi
Ümitsiz, çaresiz aşıklar gibi
Kalbinden aşkımı silecek misin?
Son ümidi yere serecek misin?

Kendini boş yere teselli edip
Sevdadır nasılsa geçici deyip
Yaşlı gözlerini gizlice silip
Bakıp da yüzüme gülecek misin?

Beni Unutamazsın

Beni unutamazsın bilirim, beni unutamazsın
Denizin durgunluğu, gözlerimi
Coşkunluğu, saçlarımı hatırlatır
Kulaklarını tırmalar sesim, hayatından silemezsin
Beni unutamazsın bilirim.

Parkın tozlu yollarında yalnız dolaşacaksın
Mutsuz gökyüzünde bir-iki yıldız, ışık tutacak karanlığına
Delikanlının biri uzanacak ellerine ansızın
Çaresizliğine, yalnızlığına irkileceksin
Ve daha sonra tarakta kalan saçlardan anlayacaksın ihtiyarladığını
Dudaklarının pembeliği solacak
Cilâsı çıkmış bir mobilya gibi eskiyecek güzelliğin
Kahrolacaksın!
Ve bir gün gelip, beni anlayacaksın.
Oysa; vakit çoktan geçmiş olacak

Ama sen yine de sözlerime aldırma.
Gözlerin zamansız ıslanmasın.
Çünkü, artık çocuk değilsin
Güneşin nereden doğduğunu bilirsin
Başka bir İstanbul olmadığını bilirsin
Ve seni nasıl sevdiğimi bilirsin
Ama gitmek istiyorsan, yine de sen bilirsin…

Bu Nasıl Ayrılık

bu nasıl ayrılık, bu nasıl veda
gözlerin kal diyor, dudakların git.
bakışın anahtar, ellerin kilit,
gözlerin aç diyor, dudakların git.

ayrılık dönüşü olmayan bir nehir
yalnızlık bomboş bir şehir.
kaç sevda kül oldu böyle kimbilir,
gözlerin kal diyor, dudakların git.

gidersem bir daha dönmeyeceğim,
kalırsam kalbime yenileceğim.
çözemedim seni delireceğim.
gözlerin kal diyor diyor, dudakların git.

duvardan insin mi resimlerimiz,
yabancı olsun mu isimlerimiz.
ya deli dolu günlerimiz,
anılar kal diyor, dudakların git.

bu roman da biter belki birazdan,
ne aşklar yıkıldı gururdan nazdan.
ağlıyor besteler yine hicazdan,
şarkılar kal diyor, dudakların git…

Nankör

Hani ”pazara kadar” değil
”Mezara kadardı” aşkımız
Gel gör ki
”Pazartesine” kadar bile sürmedi
Senin gibi nankörden
Başka ne beklenirdi

Benide götür aydınlığa

Cuma, Haziran 22nd, 2012

BENİ DE GÖTÜR AYDINLIĞINA

İçimde ufkuma çizdiğin dağlar,
Adına gül gibi uzanıyorum…
Her çığlık kahrın önünde ağlar,
Seni yüreğimle selâmlıyorum.

Nasıl gizler yüreğini bir çocuk,
Islak yorganının karanlığına?
Sığmaz düşlerime bu koca boşluk,
Al beni de götür aydınlığına…

Ziller çalsın, yine sen dağları çiz,
Sevginin rengine boya suları.
Kucaklasın hasretimi bu deniz,
Büyüsün ellerinde güneşin yolcuları.

Bütün yıldızları sersem geceye,
Bütün çocuklara seni anlatsam,
Adın sığmaz kurduğum her tümceye,
Kıyametler kopar seni unutsam.

ben şimdi yine yalnızım

Cuma, Haziran 22nd, 2012

BEN ŞİMDİ YİNE YALNIZ

ben şimdi yine yalnız
dostlar ağlasın

ben şimdi yine yalnız
eller sevinsin

yalnızlığımdan usanmışken
sen çıkıverdin karşıma
severken delicesine
ayrılık canım ne diye

sevmiştik biz umursuzca
dünyalar bizimdi sanki
yüreklerimiz bir atıyordu
gidipte gelmedin ne diye

ben şimdi yine yalnız
bırak dünyam kararsın

ben şimdi yine yalnız
düşmanlar gülüp oynasın

SENİ BEKLERKEN

Bitmiyor hasretler…
Anlamsız geliyor seneler…
Kendinden geçti ümitler…
Sevdam diz çöküp;
Yollarını bekler.

Gözlerimdeki ışıltıya,
Karanlıklar yağar
Bekleyişlerim azar!
Uykusuzluğum yalnızlığımla,
Rüyalarına dalar.

Kalmamışsa senden bir umut;
Ne çıkar, tahtım tacım olmuş(!)
Felek vermişse ayrılıktan bir komut;
Neye yarar, dört mevsim bahar olmuş(!)
Yaşama sevincim varsa!!!
O da senin sevdan olmuş.

Buz tutmuş engeller,
Sevda terimle çözülsün.
Sevda külfeti çileler!
Miadı dolup, mükafatını görsün…

İçimdeki ateş lav olsa da!
Teninden mahrum bedenim üşüyor.
Her damla göz yaşım bin umut boğuyor!
Dualarım benimle el açıp;
Feryad u figanla seni bekliyor.

Sen hayalinle de…
Sen zahirinle de…
Sen inan ki;
Her şeyinle, sevmeye değersin…

Unutma!!!
Yorgun değil yüreğim,
Seni sevmekten.
Beyhude değil dileğim ,
Seni beklemekten.

Sevdamdan güçlü olamaz,
Kahrolası engeller.
Sevdamdaki istikrarı bozamaz,
Umutsuz olsa da hasretler.

Pişman değil ömrüm,
Seni tanımaktan.
Bahtiyardır gecem gündüzüm,
Sevdanı yaşamaktan.

Turizm haftası şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Turizm Haftası İle İlgili Şiirler
Turizm Haftası Konulu şiirler
15-22 Nisan Turizm haftası Şiirleri
Turizm Şiirleri

Ülkemiz

Bu ülke bizim ülke,
Tertemiz olmalıyız.
Böyle yakışır Türk’e,
Ve böyle kalmalıyız.

Güler yüzlü milletiz,
Severiz misafiri.
Çok güçlü bir devletiz,
Koruruz turistleri.

Dünya bizi tanısın,
Tanısın ülkemizi.
Gittiği yerde ansın,
Dürüstlük ilkemizi.

Şanlıdır tarihimiz
Onurlu, guruluyuz,
Parlak istikbalimiz,
Uygarlık yolundayız.

Kasım KAPLAN

****************************************

Turizm’dir Mesleğim

Turizm’dir mesleğim,
Güleryüzdür görevim.
Gece gündüz çalışır,
Harekettir bereketim.

Uluslararasıdır hedefim.
Ama vatandaşımdır önceliğim,
Ayşe, Fatma, Hasan, Mustafa
Sizleride beklerim.

İşletmenin öz kişiliği,
Sevmektir mesleğini.
Yarınlardır geleceği,
Yine bekleriz derken.

Güzel anılarınızı bırakırken,
Hatırlanmak isteriz.
Size hoşçakalın derken.

*******************************************

Cennetim Türkiyem

Cennetim Türkiyem.
Doğu ayrı bir güzeldir,
Etsunlanmış gibidir, Van Kalesi,
Ortasında gölünün, AHTAMARA adası,
Gaziler diyan Antep,
Halil Ibrahim Sofrası,Balıklıgöl,
Tüm mevsimlerin bir arada yaşandığı Hakkâri,.
Zap suyundan geçilemese de
Bakir bir güzeldir Çölemerik.
Kapadokyada. ihlara vadisi,
Gözel bir rüyadır, Peri bacaları,
Toroslardan inilince Güneye
Akdeniz kucaklar bembeyaz suIarıyla,
Karadenizin HA UŞAKLARİNİ unuttum sanma!
Yeşilden başka renk tanımayan,
Finduklar, çaylar, hamsiler diyarı
Cennetim TÜRKİYEM

Münevver Erilmez

******************************************

Hayat Turizm

O gider
Sen seyredersin sadece..
Elini kaldırdığında durmaz dinlemez
geri dönüşlerin yoktur hep gidersin..
Mola veremez
camından baktığın kadardır gördüklerin
Birisi inmişse eğer
Belki en iyi yol arkadaşın
Belki sana uzak ama yine mekanı paylaştığın,
Bilirsin ki son görüş, son sözcükler, son bakışlardır..
Hep birileri iner,belki yüreğin gider
kalanlarla yetinir, yolun sonuna dek görmeye umarak geçer..
Geçer zaman..
Camdan güneş vurur bazen değerini bilmezsin, bunalır kaçmak istersin
Sonra bir fırtına çıkar
Kaçırdığın güneşe üzülürsün..
Belki yine görürüm umuduyla gözün gökyüzünde..
Yolculuğun seni boğsa da
Bunaltsa da
İnmek istesen de inemezsin..
Bilmelisin ki bitmeden yolculuk
Sen içindekileri bitirmemelisin..
Ömründür çıktığın yolculuk..
Her dakikanı ayrı güzel ayrı yaşa..
Bil ki her koltukta bir anın olacak..
her camda seni bir kez daha görmek isteyenler..
Gökyüzünde uğurladıkların…
Ömrün bu
Bildiğin gibi doyasıya yaşa…

Duygu İdemen

***************************************

Tarsus’un Çağlayanı

Gelir kıvrıla kıvrıla,
Artar yavrula yavrula,
Düşer savrula savrula,
Tarsus’un çağlayanı.

Akar devrile devrile,
İner çevrile çevrile,
Oyar sivrile sivrile,
Tarsus’un çağlayanı.

Üzeri aynadır kırılır,
Taht yapar kendi kurulur,
Bulanır bulanır durulur,
Tarsus’un çağlayanı.

Suyun hırslanıp dinişi,
Köpüğün köpüğe binişi,
Parsın merdivenden inişi,
Tarsus’un çağlayanı.

Gökten elene elene,
Yerden dolana dolana,
Sudur ki çıkmış törene,
Tarsus’un çağlayanı.

Behçet Kemal ÇAĞLAR

************************************

Yurt Türküsü

Güzel yurdum dağlarını,
Uzaktan göresim gelir.
Keskin esen yellerine,
Kendimi veresim gelir.

Gözümde tüter damların,
Sakız kokulu çamların,
Türkü söyler akşamların,
Bana kendi sesim gelir.

Su içtim kaynaklarından,
Gölgelerinde uyudum.
Kuşlarının söylediği
Şen türkülerle büyüdüm.

Ninniyle salladın beni,
Şefkatle kokladın beni,
Sevginle bağladın beni,
Güzel yurdum, güzel yurdum.

Vasfi Mahir KOCATÜRK

Atatürk’ü Anma İle ilgili Şiir

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Atatürk’ü Anma ile İlgili şiir
Atatürk Şiirleri
10 Kasım şiirleri
10 Kasım ile ilgili Şiir


ATAM

Atam’ın gözleri kapalı,
Yatıyor mezarında.

Şiirleri okuduk ağlaya,ağlaya
O adam o adam vatanımızı kurtaran

Hayatteyken her yerde barışı sağlayan

Şimdi yatıyor mezarında o büyük kahraman
onsuz kalbimize hançer saplanız
bizi bu acıdan ölüm kurtarı


10 KASIM

Ben hiç 10 Kasım’a
“Günaydın” demem ki
Ben sensiz 23 Nisan’a
Hoş geldin diyemem ki

Seni özlesek bile
Elden ne gelir ki
Bir daha senin gibi
Gelecek mi ne belli

Bak 10 Kasım yine geldi
Gözlerde yaşlar tükendi
Aradan 78 yıl geçse bile
Senin hatıran hiç bitmedi

Sabahlar her zaman güzeldir
Seni hatırlatmadıkça
Günaydın denir ama


10 kasım

yine geldi 10 kasım
mutluklar ve üzüntüler
yine gelir buraya
atatürk ü anarız

ah şu atatürk
hiç unutulurmu
bize hayat verdi
10Kasımı gönderdi

ne güzel sabah var
ne güzel bayram var
keşke hiç bitmese
10 kasım

atatürk ölmeseydi
herkes onu karşılayacaktı.
onu sevecekti
ama öldü


10 kasım

on kasım sabahında
kuşlar bile ötmüyor
seni tarif etmeye
kelimeler yetmiyor

seni kaybettiğinde
millet kara bağlandı
bütün yurt hatta düya
sana içten ağladı

tarihi karıştırırsın
bilmeyen ibret alsın
dileğimiz ALLAH’DAN
mekanın cennet olsun


10 kasım

Yıl otuzsekiz, on kasım perşembe
Hatırdan çıkmayacak bir sonbahar
Sarsılıyor İstanbul yedi tepe
Yaman geçmiş Dolmabahçe/de rüzgar

Gerçek olamaz olsa bile bir düş
Dokuzu beş geçe Atatürk ölmüş
Böyle toptan bir yas nerde görülmüş
Berabar ağlıyoruz kurtlar, kuşlar

Bu memlekete en çok hizmet eden
Bu aşk ile dağlara gücü yeten
On sekiz milyonun omuzunda giden
Atam Ankara sırtlarında yatar.


10 kasım

Saat 9′5 geçe
Atam dolma bahçedei
Gözlerini kapamış,
bütün dünya ağlamış.

Doktor,doktor kalksana
Lambalarını yaksana
Atam elden gidiyor
Çağresine baksana

Uzun,uzun kavaklar,
Dökülüyor yapraklar
Ben atama doymadım
Doysun kara topraklar


10 Kasım Türküsü

Atatürk! Anıtkabir devrimlerini söyler
Bozkır ovalarına, Erciyes’e, Ağrı’ya
Ulusun egemen olduğunu
Özgür olduğunu
Haykıracağım haykıracağım işte
Senin sustuğunca!

Yolunda yürüyeceğim Atatürk;
Ana baba oğul kız
Dere tepe bucak köy
Yeryüzü yaşamalarımla değil
Oralarda, senin gittiğince!

Atatürk, taşıyacağım
Çanakkale’de, Sakarya’da, Çankaya’da, al al
Senin taşıdığını;
Yurdun gök ülküsü
Dalgalanırken
Senin bayrağını yücelteceğim.
Senin çıktığınca

Şiirlerle Türkiye

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Şiirlerle Türkiye
Türkiye Şiirleri


Türkiye

Her karış toprağın bir başka cevher
Vatanım vatanım canım Türkiyem
Dağların bir zümrüt, suyun bir güher
Vatanım vatanım canım Türkiyem

Dörtbiryanda akarsuyun çağlıyor
Mevsiminde bulutların ağlıyor
Senden ayrılması yürek dağlıyor
Vatanım vatanım canım Türkiyem

Bir tarafın kara, üç yanın deniz
Cennetten parçadır her bir beldemiz
Dört mevsim bulunur güneş, kum, deniz
Vatanım vatanım canım Türkiyem

Binbirçeşit kuşu barındırırsın
Nice kirlileri arındırırsın
Bütün gönülleri yarındırırsın
Vatanım vatanım canım Türkiyem

Etlerin lezzetli, avların semiz
Toprakların temiz, denizin temiz
Meyvelerin, sebzen leziz mi leziz
Vatanım vatanım canım Türkiyem

Her suyun kenarı kavak, söğüttür
Kişileri insan yapan öğüttür
İnsanların çalışkandır, yiğittir
Vatanım vatanım canım Türkiyem

Cami, kervansaray, örenin, hanın
Buram buram tarih kokar her yanın
Sığmaz kitaplara senin bir anın
Vatanım vatanım canım Türkiyem

ağacın ne güzel, dalın ne güzel
Bülbülün ne güzel, gülün ne güzel
Vadin, ovan, yaylan, yolun ne güzel
Vatanım vatanım canım Türkiyem

Sayısız bitkiye bağrında yer var
Söyleme yadlara sende çok sır var
Uğruna adanmış milyonca ser var
Vatanım vatanım canım Türkiyem

Kaplıcan var, dertlilere devadır
Hastalığa çare temiz havadır
Herbir dalın bin tür kuşa yuvadır
Vatanım vatanım canım Türkiyem

Kışın hoş olursun, yazın başka hoş
Sözün başka hoştur, sazın başka hoş
Sevincin başka hoş, hüzün başka hoş
Vatanım vatanım canım Türkiyem

Biz sana güvendik, sana inandık
Yıl, ay, gün,saat adını andık
Güneyinde limon, kuzeyde fındık
Vatanım vatanım canım Türkiyem

Buğday yetiştirir İç Anadolu
Ağ gibi sarmıştır her yanı yolu
Sayısız tarifsiz güzellik dolu
Vatanım vatanım canım Türkiyem

Yeşilden örtüdür otların senin
Dünyayı bağlıyor hatların senin
Limanların senin, yatların senin
Vatanım vatanım canım Türkiyem

Yurttaşların güleç olur yüzleri
Şeker gibi tatlı, baldır sözleri
Çalışkandır erkeği ve kızları
Vatanım vatanım canım Türkiyem

Güreş tutar, ata biner erlerin
Saymakla tükenmez bitki türlerin
Gezilesi, görülesi yerlerin
Vatanım vatanım canım Türkiyem

Erkeklerin yiğit olur mert olur
Dosta yumşak, düşmanlara sert olur
Ter dökeriz dört bir yanın yurt olur
Vatanım vatanım canım Türkiyem

Ozanın var, şiirini yazıyor
Yontucun var tarihini kazıyor
Seni mahzun görmek bizi üzüyor
Vatanım vatanım canım Türkiyem

Pırıl pırıl aydınlansın yüzeyin
Birçok dertler çektin artık düze in
Hoştur doğu, batı, güney, kuzeyin
Vatanım vatanım canım Türkiyem

Yarışın zamanla çağla yarışın
Ödenmez değerde her bir karışın
Dünyada sembolü sen ol barışın
Vatanım vatanım canım Türkiyem

Suyun berrak, havan temiz, gün ışık
İnsanların modern birbirinden şık
Kin husumet yoktur herkes barışık
Vatanım vatanım canım Türkiyem

Minarende hoş bülbüller ötüyor
Fabrikanda bacaların tütüyor
Avların var avcıların tutuyor
Vatanım vatanım canım Türkiyem

Her günün bir başka neşe kaynağı
Her yolun sılaya hasret ırmağı
Sathının tamamı bir sır yumağı
Vatanım vatanım canım Türkiyem

Kızları güzeldir ceylan bakışlı
Belleri incedir keklik sekişli
Giysileri binbir çeşit nakışlı
Vatanım vatanım canım Türkiyem

Dağın ovan yiğit ile doludur
Senin bağrın kahramanlar yoludur
Meyven, sebzen, suyun oğul balıdır
Vatanım vatanım canım Türkiyem

Envayi tür nebat verir toprağın
Her anda bir başka çağlar ırmağın
Dua ediyoruz boş kalmaz ağın
Vatanım vatanım canım Türkiyem

Yazmak kifayetsiz hoş gelir göze
Bitmez ömür boyu bil geze geze
Birkere tatil yap gerek yok söze
Vatanım vatanım canım Türkiyem

Huzur güven senin olma kaygılı
Orduların Peygamberden övgülü
İnsanların birbirine saygılı
Vatanım vatanım canım Türkiyem

Yeleni hiçbir Türk doyamaz sana
Dünyada başka yer uyamaz sana
Düşmanlar ‘benimsin’ diyemez sana
Vatanım vatanım canım Türkiyem

Bayram Yelen

En güzel Babalar Günü Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Babalar Gününe özel en güzel şiirler, Babalar günü için şiirler

Baba
Sakın ha aldırma çileye derde,
Bunları çok çabuk aşarsın Baba
Ağzından kötüsöz çıkmaz biryerde
Sen hep şerefinle yaşarsın Baba.

Şefkatle kol kanat açarken bize,
Ciğerde hastalığa almışsın vize
Yer yoktur kalbinde karabir ize
Sen hep şerefinle yaşarsın Baba.

Bizim üstümüzde çoktur emeğin
Herkesede yeter aşın yemeğin
Söze hakkıyoktur birkaç ineğin
Sen hep şerefinle yaşarsın Baba.

Duygularım katkat kabardı yine,
Sanki Dev sokmuşlar küçük bir ine
Çoğu değişirken parayı Dine,
Sen hep şerefinle yaşarsın Baba.

Şu anda birdöksem gönül bendimi,
İnanki dolupta taşarsın Baba.
Şerefsizler bir b… sansın kendini,
Sen hep şerefinle yaşarsın BABA.

Durmuş Karakuş

Babalar Gününe

Yanağımda Kuruyan Bir Damlasın…
Geceden bir damla düşer gökyüzünden
Ve takılı kalır kirpiklerimde
İki kişi sedanın derinliğinde
Terennümde…

Birler bir’i bilebilirler mi? ..
Şimdilerde zaman uğultu renginde
Eriyip gidiyor tuval denen hüzünlerden
Ellerim yok ki tutayım
Yetmezmiş gibi
Yarenidir zamanın gözyaşım
Ardında ki ellerde özlem dolu kovayım
Döküyorlar zamanın peşinden geri gelsin diye..
Yada bilmem niye.

Onlar O’nu Görebilirler mi? ..
İç profilimin saman renkli duvarlarında
Özlemlerimin elinde bir fırça
Boyadıkça boyuyor, çizdikçe çiziyor
Ardında ne var ne yok demeden
Çizdiği yere göçüp gidiyor
Çizgi ötesini görmeden
Neyin ne olduğunu bilmeden.
Orada O var ya!

Yüzler Yüz’ü Tanıyabilirler mi? ..
Yalnızlar içinde bile yalnızken
“Şahadet parmağımı” kaldırıyorum
-Ben yalnızım ben yalnızım
Üşüyor parmağım sonsuzluğu delerken
Kimseler duymuyor Ondan başka
Yalnızlık ağlarken, vakit değimliydi çok erken
Ah! çok erken çok erken…
Avuçlarımda zaman boğulurken.
Sınıf Çok kalabalık
Yine ben çok yalnızım…

Zaman derken …sonra eklerdin
Ah aman! Çok yaman.
Aklımda kalmış, Kızılırmağın kıyısındaki taş ocağı
Kimbilir nasıl vuruyordun
hınçla toprağın bağrına kazmayı
Sonra yine ekliyordun,
Oğlum! Nefsin tanımamalı “azmayı”
Hani bir bisikletin varmış
Sonra askere gitmişsin,
babandan harçlık istemişsin
Baban, yani cicibıyığın Yusuf
Satmış bisikletini yollamış harçlığını.
Sende, askerden gelecende, velesbitine bineceksin…
Bilirim, en çok bir anana yangındın. Bir de avradına
Yani anama…
Helal sana. Harama uşkur yok…

Bilirsin senin gibiydim bende
Yani sen öyle derdin…
En Çok Z_amansız ayrılıklardan nefret ederdik
Sadece ikimiz, ne kızın ne karın
Ne çocuğun, nede oğulun!
Hep şuna kızdık ikimiz
Ardına dönmeden, gidiyorum bile demeden
Çekip gitimelere! Ah gitmelere
Suçluymuşum gibi neden bakıyorsun ki!
Bırakıp giden benmiyim sanki..
Giderken bıraktığın Gözlerin, halâ Gözlerimde saklı…

Orkun Işık

Babama

Sana, çiçekler getirdim baba,
Sana, torunlarından sevgiler
İğde kokularını getirdim sana,
Hanımeli ballarını…
İyot kokusunu Ege’nin..
Toprağın kokusunu örtmek için,
Bebek kokusu getirdim sana.

Bak üçüncü pazarı geliyor Haziranın,
Ezgisi yanık türküler getirdim sana
Yılların söndüremediği
Yangın alanı yürekte,
Özlemlerimi getirdim sana.
Toprağın karanlığını kaybetmek için,
Sevginin ışığını getirdim sana.

Babam, yarım kalmış bir öykünün
Hazan yapraklarını getirdim sana
Bugün hergün gibi senin günün
Bugün hergün gibi senin özlemin
Babalar günün kutlu olsun.

Uyan Baba

Hadi uyan baba…
Sabah olmadan çık balığa
Oltan hasret kaldı sana
Çaparin paslanacak dura dura
Hem tam balığa çıkılacak hava
Hadi uyan baba!

Hadi uyan baba…
Tıraş takımların banyoda
Aynanın önünde durmakta
Hepsi bıraktığın yerde
Uzamıştır sakalların tıraş olsana
Hadi uyan baba!

Hadi uyan baba…
Bak palton eskidi dolapta
Güz geldi geçti,kış kapıda
Paltonu giy baba,hastalanma
Bu soğuk havada,ayazda
Hadi uyan baba!

Hadi baba uyansana…
Uyansana baba!
Üzerinde yeşiller var
Sen yeşili sevmezsin ki baba
Baba?
Sıkılırsın orada
O daracık dört duvar arasında
Baba hadi uyansana
Uyan baba uyansana
Uyansana…

Şehnaz Baykuş

Ben Hayatta En Çok Babamı Sevdim

Ben hayatta en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpı bacaklarıyla -ha düştü ha düşecek
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim

Bilmezdi ki oturduğumuz semti
Geldi mi de gidici – hep , hep acele işi
Çağın en güzel gözlü maarif müfettişi
Atlastan bakardım nereye gitti
Öyle öyle ezber ettim gurbeti

Sevinçten uçardım hasta oldum mu,
Kırkı geçerse ateş, çağırırlar İstanbul’a
Bi helallaşmak ister elbet , diğ’mi oğluyla!
Tifoyken başardım bu aşk oy’nunu,
Ohh dedim, göğsüne gömdüm burnumu,

En son teftişine çıkana değin
Koştururken ardından o uçmaktaki devin,
Daha başka tür aşklar, geniş sevdalar için
Açıldı nefesim, fikrim, canevim
Hayatta ben en çok babamı sevdim

CAN YÜCEL

Tut ELLerimden Hadi..

Cuma, Haziran 22nd, 2012
Tut ellerimden hadi,
Şarkılar söyleyelim yine
Sahilde martılara
Dallarda kuşlara inat
Tut ellerimi hadi
Ateşle donat!

Tut ellerimden hadi
Şarkılar söyleyelim yine
Derelerde yasemenlere
Çayırlarda çimenlere
Bulutlar yelken
Enginler imbat
Tut ellerimi hadi
Nabzınla kanat!

Tut ellerimden hadi
Şarkılar söyleyelim yine
Gökyüzü sen
Yeryüzü ben
Gülüver, gülüşünle
Yeri yerinden oynat
Tut ellerimi hadi
Kalbine at!

Durmuş Kaya

Yılbaşı şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Yeniyıl şiirleri, yılbaşı için şiirler, yılbaşına özel şiirler, yeniyıl için güzel şiirler

Yılbaşı
Eski takvimden bir yaprak kaldı,
Demek geçen yıl iyice usandı,
Umutlar bu yeni yıla dayandı,
Geldi yılbaşı,yılbaşı,yılbaşı.

Dünyamız bir yaş daha ihtiyarladı,
Nice insanlarla doldu boşaldı,
Sevinciyle kederiyle bir yıl geride kaldı,
Geldi yılbaşı,yılbaşı,yılbaşı.

Hangi canlı dünyada ebedi kaldı,
Yaşımız bir yıl daha çoğaldı,
Söylemek istemesemde ömür daraldı,
Geldi yılbaşı,yılbaşı,yılbaşı.

Mustafa Yazka

Yılbaşı
Bugün yine yılbaşı
Viskiler su oldu sanki akıyor
Bosnalı çeçenli çocuk
Nefes yok gözler bakıyor
Hava soğuk kar yağıyor
Beyazlar arama kardı
Kar kara bulaşmış
Ama bugün yılbaşı
Zehir olsun küfrün aşı
Yine çatladı islamın kaşı
Bugün yine yılbaşı
Ağaçlar kesildi çamlar dikildi
İslamın beli büküldü
Yavrular aç perişan bağrı söküldü
Bugün yine yılbaşı
Kesilmeli küfrün başı
Dinmeli, dinmeli bu gözyaşı
Zehir olmalı bu yılbaşı
Bugün yine yılbaşı…

Feramuz Görel

Yılbaşı
Ömür yaprağımdan bir sene sildi
Bakarak yüzüme yeni yılbaşı
Geçen yıldan birkaç hatıra kaldı
Hoş gelmez gözüme yeni yılbaşı

Hayatta bizleri neler bekliyor
İnsan yaşlandıkça beden tekliyor
Dert üstüne gamı derdi ekliyor
Düşer mi özüme yeni yılbaşı

Dışarı çok soğuk dağlarda karlı
Yaşarım hayatta edepli arlı
Bir yanım yaralı bir yanım zarlı
Yarar mı çözüme yeni yılbaşı

Alemin tümünü yıllar eylemiş
Kimi iyi kimi kötü söylemiş
Felek bizi eğri büğrü eylemiş
Rast gelmez düzüme yeni yılbaşı

Çağlari bilir mi ne yazmış Huda
Ömür bağlanmıştır belli mi yada
Bir sen mutlaka derim elveda
İnan bu sözüme yeni yılbaşı

Mehmet Akçay

Türk Büyükleri ilgili şiir Şiirler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Türk Büyükleriyle ilgili şiirler,Türk Büyükleri ile ilgili şiirler,Türk Büyükleri şiirleri

Türk Büyükleri Günü İle İlgili Şiir

Fatih Sultan Mehmet Hana

Geçmiş tarihimin şerefi, şanı.
Yüce Peygamberin dostu Fatihim!
İslam ordusunun,sultanı, hanı…
On dördünde serdi postu Fatihim!

Hüzünlü İstanbul,tütmez bacası.
Osmanlı peşinde,genci,kocası…
Ak Şemsettin,Molla Hüsrev hocası…
Allah Allah dedi coştu Fatihim!

Marmara’yı topa tuttu taşırdı.
Gemileri kara yerden aşırdı.
İnanmadı Kahpe,Bizans şaşırdı.
Ulubatlı önde koştu Fatihim!

Peygamber müjdesi olunca ayan,
Geliyorum! dedi, İstanbul dayan!
Böyle bir serdarı eyledim beyan.
Yirmi bire girmiş baştı fatihim!

Küheylanlar saf saf şaha kaktılar.
Gürlediler, şimşek olup çaktılar.
Köpürdüler,seller gibi aktılar.
Denizleri yardı, taştı Fatihim!

Topkapıdan çalınınca mehteran…
Kalbimizde yaşıyorsun Mehmet Han.
Bayrağım kaleye dikildiği an,
Gülen yüzden güller saçtı Fatihim!

Ramazanım der ki nice sefere…
Bulaşmasın bize hiç bir kefere!
Allah’ın lütfuyla erdik zafere.
Geleceğe bir yol açtı Fatihim!

Ramazan Kurt

Dedem Korkut

Ulu bir çınardır, dikilir barkım
Tarih sahnesinde, bilinir farkım
Rabbe niyazımla, silinir çarkım
Şarkımız Dedemden, bolumuz olsun

Ne nefesim yeter, ne de sözlerim
Kifayet göstermez, çare çözlerim
Ben benden geçerken, yine özlerim
Çarkımız Korkutdan, dolumuz olsun…

Damıtırım seni, korkularımdan
Çileyle geçerim, sorgularımdan
Kalbim ki sustadır, vurgularımdan
Farkımız Başımdan, yolumuz olsun

Ölüm! Öz kardeşim, ahı sondadır
Gerçeklerim ben de, gizlim ondadır
Ötüken yaylam da, özüm kondadır
Barkımız Buğumdan, kolumuz olsun

Orkun Işık

MUSTAFA KEMAL’ İ DÜŞÜNÜYORUM

Mustafa Kemal’ i düşünüyorum
Yeleleri alevden al bir ata binmiş
Aşıyor yüce dağları, engin denizleri
Altın saçları dalgalanıyor rüzgarda
Işıl ışıl yanıyor mavi gözleri

Mustafa Kemal’ i düşünüyorum;
Yanmış, yıkılmış savaş meydanlarında
Destanlar yaratıyor cihanın görmediği,
Arkasından dağ dağ ordular geliyor

Her askeri Mustafa Kemal gibi.
Mustafa Kemal’ i düşünüyorum;
Gelmiş geçmiş kahramanlara bedel
Hükmediyor uçsuz bucaksız göklere.

Al bir ata binmiş yalın kılıç
Koşuyor zaferden zafere…
Mustafa Kemal’ i düşünüyorum;
Ölmemiş bir kasım sabahı!

Yine bizimle beraber biryerde,
Yaşıyor dört köşesinde vatanın.
Yaşıyor damar damar yüreklerde.
Mustafa Kemal’ i düşünüyorum;

Altın saçları dalgalanıyor rüzgarda
Mavi gözleri ışıl ışıl, görüyorum
Uykularıma giriyor her gece.
Ellerinden öpüyorum.

ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN

ilköğretim haftası hakkında şiir

Cuma, Haziran 22nd, 2012

İlköğretim haftası hakkında kısa şiir
ilköğretim haftası hakkında şiirler
ilköğretim haftasıyla ilgili şiirler

İLK TÖREN

Bu yıl yine törenle,
Açılı okulumuz,
Büyük, küçük sevindik,
Neşelendi gönlümüz…

Ona bütün bir tatil,
Nasıl özlem duymuştuk,
Yazın ayrıldık ama,
Bugün yine kavuştuk…

Tahsin BİLENGİLİN

İlköğretim Haftası

Kaldırımlar gülüyor!
Sınıflar kahkahada!
Okullar çiçek çiçek
Umutla kaynamada!

İşte açıldı yine
Bilginin kapıları
Ülkemin en verimli
En güzel yapıları.

Gitti kara bulutlar
Semalarda güneş var!
Yurdumun her yanında
Cehaletle savaş var.

Annelerle babalar
Gururla bakıyorlar.
Atatürk çocukları
Okula akıyorlar!

Emaneti devralan
Birer nefer her biri
Silip süpürecekler
Ülkemden cehaleti!

Kalmayacak tüm yurtta
Okumayan, yazmayan.
Cehalet zincirini
Sökeceğiz bu yurttan!

Başöğretmen Atatürk
Bu yolda önderimiz.
Gönlümüz inanç dolu
Bilimdir rehberimiz.

İlköğretim bilginin
En sağlam temel taşı.
Atamızdan armağan
Tuttu bu çağdaş aşı!

Okuyup öğrenelim
Çalışalım birlikte
Güzel Cumhuriyeti
Yükseltelim el ele.

Ali Koç Elegeçmez

İlköğretim Haftası

Yedi ve on beş yaş arası,
İlköğretim tüm çocukların yuvası,
Bu sıralar,tahtalar Ata’mızın hatırası,
Kutlu ve mutlu olsun İlköğretim Haftası.

Okuma-yazmabilecek ki tüm insanlar,
Bir gün ‘cehalet’ duvarını aşacaklar.
Bir insan kendini düşünmüyorsa,
Unutulmamalıdır genç yarınlar…

Türkiye’miz dünyada lider olacak,
Şimşek gibi Türk çocukları göklerde çakacak,
Başarılı Türk nesline yeni güneşler,
Tarihe adını altın harflerle kazıyacak.

Uğuralp Dilek

Doğum günü unutulanlara

Cuma, Haziran 22nd, 2012

doğum günü unutulanlar,
doğum günü unutulanlara şiir

Geceler
Sessiz sedasız karanlık geçen
Geceden geceye sürükleyen
Yalnızlık!!!
Yine bir gecede yazıyorum sana!
Yine isyan ediyorum sensizliğe ve sana..!
Unutmazsın sanmıştım beni!
Böyle karanlık bir senenin sonunda
Ummadığım anda sen aydınlatsaydın bari!
Unutmasaydın!
Beni ve benle geçen günlerimizi…
Unutmasaydın be bitanem
Doğum günümü unutmasaydın
Bari sen hatırlasaydın benliğimi,
Yosun tutmuş düşlerimi,
Kaybolmuş inançlarımı,umutlarımı
HATIRLASAYDIN!!!….
Unut canım unut
Bugun doğum günüm
Ve yeniden doğuyorum
sensiz ve sensiz geçecek olan br hayata
MERHABA
Sana ELVEDA..

alıntı

Doğum günü mesajları şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

doğum günü şiirleri
doğum günü sözleri
doğum günü mesajları
Doğum Günü şiirler Mesajları

Doğum Günü Hediyesi

…Kim derdi ki gün gelip te
ellerin elleri ellerinde terleyecek
ve kim derdi ki
yaşananlar acımasızca
tarihin zalim diliminde silinecek?

Gözler ilk kez sensiz ağlıyor
İlk kez sözler sustuğunda
Dudaklar dudaklarda
Yalnız kalıyor
Oysa doğum günümdü
Mayısın son günü
Beni sevdiğini söylediğinde
Durdu zaman yürüdüğü yolda
Şahitlik yaptı sevgiye,yüzüme güldüğünde

Şimdi çok uzaklardasın
Tarih yine aynı
Yine birşeyler karalıyorum beyaz sayfalara
Tek ilham gözlerin yok odamda

Bu sana sayısız bir şiirim
Bilinmeyenler içinde değil asla
İlk te son da aynı olacak
Hepsinde sen olacak

Ve ilk kez kendi doğum günümde
Bir başkasına hediye veriyorum
Belki bana verdiğin eşsiz hediyenin ışığını
Sana yansıtıyorum…

Doğum günü kutlu olsun sevginin
Kim yaşıyorsa sonuna kadar
Unutulmayanların,için için kanayanların
Tesellisi olsun ölene kadar…

Ferdi Gökharman

Bugün doğumgünün olduğu için farklı ve özel olduğunu mu sanıyorsun sen? Oysa sen benim için sadece bugün değil her gün farklı ve özelsin… Dostluğunun, arkadaşlığının verdiği keyfi sana anlatmam çok zor. Kalbim hep seninle. İyi ki varsın.. Birlikte daha nice yaşlara…

Sesim güzel olmadığından sana bir doğumgünü şarkısı söyleyemiyorum. Bu yüzdendir ki böyle kısa bir mesaj çekiyorum. Yeni yaşında da hep olduğun gibi sevgi dolu ve neşeli kal. Sana koskocaman mutlu bir yıl dilerim! Gönlünden ne geçiyorsa hepsinin gerçekleşmesi dileğiyle..

Bugün belki de çok kişiden doğumgünü mesajı alacaksın, ancak şu an okuduğun içlerinde en farklısı. Çünkü bu mesajın her harfi tamamen sevgiden oluşuyor. Hayatının her döneminde mutlu ve sağlıklı olmanı diliyorum. Tüm hayallerin gerçekleşsin, hayat güneşi her daim seni aydınlatsın! İyi ki doğdun ve iyi ki varsın…

Dikkat! Bu mesaj sevgi, neşe ve iyi dilek içermektedir. Bir dakika için yaşamın ve seni düşünen birinin olduğunun sevincini hisset ve mutlu ol! Bu mutluluğun her zaman sürsün. İyi ki doğdun. Nice mutlu yaşlara…

Arkadaşlar yıldızlar gibidir, onları her zaman göremezsin ama senin için her daim varolduklarını ve seni düşündüklerini bilirsin. Bugün beni göremezsen de bil ki yanındayım! Doğumgünün kutlu olsun… İyi ki varsın varsın.. Birlikte daha nice yaşlara…

Kısa bir mesaj olmalı bu. Sana binlerce öpücük ve sevgi yolluyorum buradan.. Bil ki unutulmadın.. Doğumgünün kutlu olsun!

Doğum Günü

Kutlu olsun doğum günün, kötülükler uzak olsun
Mutlu ol ömrünce, üzülmeler sana yasak olsun
Kalbin kırılmasında, üzerinde kir pasak olsun
Sen üzülme sakın, üzülmelerim sana feda olsun

İyiki doğdun, iyiki vermiş yaradan seni bizlere
Yıldırım gibi çaktın, güneş gibi açtın üstümüze
Söz oldun, mani oldun, saz oldun bestemize
Kutlu olsun doğum günün,nice mutlu senelere

Muhterem Aslan

öldün ahiretten haber ver

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Hızlı yaşayıp genç ölmek isterdin
Cesedim yakışıklı olmalı derdin
Tahtalıköy diye alay ederdin
Öldün, ahiretten bana haber ver.

Bir kaza sonucu öldün aniden,
Yüzünü gördüm, farksızdı caniden
İstemezdin-imam geldi camiden;
Öldün, ahiretten bana haber ver.

Nasıl sarıldın kabrinde telkine.
Saldırırdın sık sık yaşarken dine.
Biraz sahip olamadın diline.
Öldün, ahiretten bana haber ver.

Nasıl davrandılar Münkirle Nekir.?
Cevabı hazır soru kolay gelir.
Sünnettir yinede telkin edilir.
Öldün, ahiretten bana haber ver.

Mayan olan çamur; şimdi de sine.
‘Maymundan türedim’dermisin yine.
Çok muhtaçsındır İhlâsla, Yasine
Öldün, ahiretten bana haber ver.

Günahkârlığı bırak yakındın şirke
Bu haller içinde gelmiştin kırka.
Hakk8217;a kulluktur Âdemdeki ilke.
Öldün, ahiretten bana haber ver.

Sana bir faydam olur mu bilemem
Elimden geleni hiç esirgemem.
Akibetim nasıl olur düşüncem
Öldün, ahiretten bana haber ver.

Bugünde kabrinin ziyaretindeyim.
Bütün kabirlerin seyrındeyim
Endişeler, korkular içindeyim.
Öldün, ahiretten bana haber ver.

ORHAN AFACAN

Ahmet Haşim Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Ahmet Haşimin Şiirleri
Ahmet Haşimin tüm şiirleri
Ahmet Haşim şiir
Ahmet Haşim şiirleri oku
Ahmet Haşim Şiiri Merdiven

AĞAÇ

Gün bitti. Agacta nes`e söndü.
Yaprak ates oldu, kus da yakut;
Yaprakla kusun pariltisindan
Havzun suyu erguvana döndü

Bir Günün Sonunda Arzu

Yorgun gözümün halklarında
Güller gibi fecr oldu nümayan,
Güller gibi…sonsuz, iri güller
Güller ki kamıştan daha nalan;
Gün doğdu yazık arkalarında!

Altın kulelerden yine kuşlar
Tekrarını ömrün eder ilan.
Kuşlar mıdır onlar ki her akşam
Alemlerimizden sefer eyler?

Akşam, yine akşam, yine akşam
Bir sırma kemerdir suya baksam;
Üstümde sema: Kavs-i mutalsam!

Akşam, yine akşam, yine akşam
Göllerde bu dem bir kamış olsam!

AKŞAM YİNE TOPLANDI DERİNDE

Canan gülüyor eski yerinde
Canan ki gündüzleri gelmez
Akşam görünür havuz üzerinde,

Mehtab, kemer taze belinde
Üstünde sema, gizli bir örtü
Yıldızlar, onun gülüdür elinde

BAHÇE

Bir Acem bahçesi, bir seccade
Dolduran havzı ateşten bade.
Ne kadar gamlı bu akşam vakti
Bakışın benzemiyor mutade.

Gök yeşil, yer sarı, mercan dallar
Dalmış üstündeki kuşlar yâda.
Bize bir zevk-i tahattur kaldı
Bu sönen, gölgelenen dünyada.

BİR GÜNÜN SONUNDA ARZU

Yorgun gözümün halkalarında
Güller gibi fecr oldu nümâyân,
Güller gibi… sonsuz iri güller,
Gün doğdu yazık arkalarından!
Altın kulelerden yine kuşlar,
Tekrârını ömrün eder i’lân,
Kuşlar mıdır onlar ki her akşam,
Âlemlerimizden sefer eyler?
Akşam, yine akşam, yine akşam,
Bir sırma kemerdir suya baksam;
Akşam, yine akşam, yine akşam,
Göllerde bu dem bir kaçmış olsam!

BİRLİKTE

Bütün bizimçündür
Nukuş-ı encüm-i vahdetle işlenen bir tül
Gibi üstünde titreyen bu sema;
Gecenin dallarında şimdi açan
Bu kamer,
Bu altın gül…

Bütün bizimçündür
Ne varsa aşk ile bidar-ı ra’şe, ya naim,
Ne varsa aid olan leyl-i hande-me’nusa,
Sana aid lebimdeki buse,
Lebinin surh-ı bizevali benim.

BİR YAZ GECESİ HATIRASI

İsveyle, fısıltıyla, gülüşle
Olmuş sebi sevda yine bihap
Oklar gibi saplanmada kalbe
Düştükce semadan yere mehtap…

Buseyle kilitlenmiş ağızlar
Gözler neler eyler neler israp! …
Uçmakta bu ateşli havada
Vuslat demi bir kuş gibi bitap…

BÜLBÜL

Bir gamlı hazânın seherinde,
Isrâra ne hâcet yine bülbül?

Bil, kalbimizin bahçelerinde,
Cân verdi senin söylediğin gül.

Savrulmada gül şimdi havada,
Gün doğmada bir başka ziyâda.

Ahmet Haşim Önemli Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Ahmet Haşimin Önemli Şiirleri,
Ahmet Haşim’in Şiirleri
Ahmet Haşim Önemli Şiirleri nelerdir

Ahmet Haşim Ağaç şiiri

Gün bitti. Agacta nes`e söndü.

Yaprak ates oldu, kus da yakut;

Yaprakla kusun pariltisindan

Havzun suyu erguvana döndü

——————————————————————————–

AKŞAM YİNE TOPLANDI DERİNDE

Canan gülüyor eski yerinde

Canan ki gündüzleri gelmez

Akşam görünür havuz üzerinde,

Mehtab, kemer taze belinde

Üstünde sema, gizli bir örtü

Yıldızlar, onun gülüdür elinde…

——————————————————————————–

BAHÇE

Bir Acem bahçesi, bir seccade

Dolduran havzı ateşten bade.

Ne kadar gamlı bu akşam vakti

Bakışın benzemiyor mutade.

Gök yeşil, yer sarı, mercan dallar

Dalmış üstündeki kuşlar yâda.

Bize bir zevk-i tahattur kaldı

Bu sönen, gölgelenen dünyada.

——————————————————————————–

BİR GÜNÜN SONUNDA ARZU

Yorgun gözümün halkalarında

Güller gibi fecr oldu nümâyân,

Güller gibi… sonsuz iri güller,

Gün doğdu yazık arkalarından!

Altın kulelerden yine kuşlar,

Tekrârını ömrün eder i’lân,

Kuşlar mıdır onlar ki her akşam,

Âlemlerimizden sefer eyler?

Akşam, yine akşam, yine akşam,

Bir sırma kemerdir suya baksam;

Akşam, yine akşam, yine akşam,

Göllerde bu dem bir kaçmış olsam!

——————————————————————————–

BİRLİKTE

Bütün bizimçündür

Nukuş-ı encüm-i vahdetle işlenen bir tül

Gibi üstünde titreyen bu sema;

Gecenin dallarında şimdi açan

Bu kamer,

Bu altın gül…

Bütün bizimçündür

Ne varsa aşk ile bidar-ı ra’şe, ya naim,

Ne varsa aid olan leyl-i hande-me’nusa,

Sana aid lebimdeki buse,

Lebinin surh-ı bizevali benim.

——————————————————————————–

BİR YAZ GECESİ HATIRASI

İsveyle, fısıltıyla, gülüşle

Olmuş sebi sevda yine bihap

Oklar gibi saplanmada kalbe

Düştükce semadan yere mehtap…

Buseyle kilitlenmiş ağızlar

Gözler neler eyler neler israp! …

Uçmakta bu ateşli havada

Vuslat demi bir kuş gibi bitap…

——————————————————————————–
BÜLBÜL

Bir gamlı hazânın seherinde,

Isrâra ne hâcet yine bülbül?

Bil, kalbimizin bahçelerinde,

Cân verdi senin söylediğin gül.

Savrulmada gül şimdi havada,

Gün doğmada bir başka ziyâda.

——————————————————————————–

GECE

Titreyen ellerimle penceremi

Açtım afaki leyle karşı… Yine

Gecenin gölgeden manazırına

İmtizac eylemiş nücumü bahar…

Sihri eb`at içinde şimdi gümüş

Bir sehap andıran miyah uyumuş..

Kalbi seydayı leyl olan rüzgar

Esiyor gölgelerde velvelekar…

Ah o bir aşkı bi-tenahi mi

Geceden, tudei manazırdan

Yükselen rasei humarü buhar?

Sanki hulyayı vasla müstağrak

Sebi bir itri hisle doldurarak

Dolaşan, titreşen kadınlardı…

Sanki bir savti gaibü mühtez

Kalbe bir aşkı bi-vefa yetmez

‘Seviniz, muttasıl sevin! ‘ derdi

——————————————————————————–

GELDİN

Bir gün

Akşamın ölgün

Duran o namütenahi ziya denizlerine

Gark olan eşcar,

Gark olan ovalar

Oluyorken sükut ü hüzne makar

Geldin alam-ı kalbi teskine

Ey şebabın hayal-ı cavidi,

O melul akşamın havası kadar

Gelişin bir sükun-ı saridi…

——————————————————————————–

GELMEDEN EVVEL

Kalbim

Benim bir ormandı,

İsimsiz, asude,

Bir büyük orman;

Ve gölgelerinde revan

Olan hafi suların aks-i şevk-i müttaridi

Dağıtırken sükutu bihude,

Düşünürdüm ki, hangi gün, ne zaman,

Ne zaman

Girecektin o kalb-i mes’ude?

Etmeden zehr-bad-ı fasl-ı elem

Reng-i eşcar ü abı fersude,

Dolacak mıydı seslerin, bilmem

O tehi saye zar-ı mesdude?

Sanki hicrana bir teselliydi

Şeceristan-ı kalb içinde revan

Olan hafi suların musiki-i nevmidi.