Posts Tagged ‘yollar’

Kefenimdeki Yama’ya

Cuma, Haziran 22nd, 2012

İncindiğim yerlerden acı bir gerçeklikle sarmalıyor düşkünlüğümü can yangınları. Bir gece daha karanlığa dönüyor isyankar yüzsüzlüğünü. Bir kalem daha tükeniyor ırmak kızıllığından kayıp. Cesetlerini yaralarına basıyor bir er meydanı..
Kayıt/sızı oynuyor bütün gölgeler..

Bir yürek mezata çıkarıyor en günahkar sızılarını. Bedellerinin ödenmişlerini beş para etmez bir alfabeye takas ediyor. Üç harfte susmayı öğreniyor kelâm. Ve sen bir sessizliğe “YAR” oluyorsun…

Yar! Bırakma bu nefesi kan kokan suskunluğu bana. Bir yokuşluk mecali kaldı ümitlerimin. Bölündükçe fazlalaşıyor sana adanmış asal sevdamın kahırları. Her virgülde parçalanıyorum.. Ben parçalandıkça gri bir gürültü akıyor şakaklarımdan.

Ölüm kusan gazab vadilerinden geçiyorum. Son bir umutla, belki açarsın diye, cansız düşüyorum canına.. Sığınmak istediğim tek yer zamandan ve mekandan münezzeh gözlerinken, önüne düşmüş gözbebeklerin kefenini dikiyor satırları senli dualarımın.. Halbuki ne çok istemiştim kaldırabilmeyi, aramızdaki o şarap kızılı karası perdeyi..

Kaç kimsesizlik tükendi bu katli vacip firarsızlığın kararsızlığında? Her yalpalayışta yine sana değil miydi diz çökmelerim? Beni her uğurlamanda kanıma hoş geldin diyen giyotin dişleri değil miydi gecenin? Ne kadar daha uzak tutacaksın ellerine yapışmış balçık sıvalı serüvenini kalbimin? Avuçlarından kaymalarımın cürmünü daha ne kadar taşıyacaksın boynunda? Sana aralanan kapılarımdan is doluyor sana meftun çehresizliğime, görmüyor musun?

Yar! yansın gece!.. Sana kavuşmayan yollar turab olsun!. Madem yoksun, bütün katliamlar suçtur parmak izime.

Yar! Bu sevdayı kan bozardı ancak, şimdi gözbebeklerime kadar kandayım. bir Tahir yetecek gök/yüzünden düşmeye. Bütün şehir helak olacak. Sen ki yoksun, bu laneti mahşerin atlıları paklar ancak. kirpiklerim ki senin küllerinle kapanacak, söktüm bil gözkapaklarımı bu şehrin sokaklarından. Sana değen kızıl benim kanımsa, damarlarını sökerim altından pınarlar akan tûba dallarının. Gök gürlemiş, yer çatlamış ne yazar..

Yar! He de kıyametini fitilleyeyim gecenin. Varım de yok olsun senden gayrı ne varsa.. Ama eğer yoksan. Vakit terk-i diyar. Fikr-i firar..

AYŞEGÜL MOR

Bilmem Neden

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Bilmem Neden Bilmem neden böyle oldu
Gül olmadan goncalar soldu
Deniz gözlerine hüzün doldu
Bilmem neden böyle oldu

Bahar gelmeden kış geldi
Ayrılık hasreti yüreğimi deldi
Tek isteğim sevgiyle uzanan bir eldi
Bilmem neden bana hüzün geldi

Yeşili soldu doğanın kalmadı rengi
Bulamadım bir türlü gönlüme dengi
Ben başlatmadım kalbimdeki bu cengi
Bilmem neden gelmez gönlümün dengi

Ne güneşim kaldı ne de ayım
Tükendi sevdadan yana payım
Başladı ömrümde geri sayım
Bilmem neden boşa geçti günüm ayım

Ne dağlar dayandı, ne de yollar
Birbir geçip gitti yıllar
Ağardı bak işte saçlar
Bilmem neden dökülür gözümden yaşlar

Artık ne desem, nere gitsem
Ömrü tutup geri çeksem
Hüzün bağlarına umut eksem
Bilmem neden boşa beklesem

Bilmem neden tükendi gelecek
Kimbilir, kim bilecek
Gün gelecek ağlayan da gülecek
Bilmem neden bu can ölecek
Bunu herkes bildi, kimse bilmeyecek

Işık ışıktır görene, ışıktan köre ne? ; MEVLAMA

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Işık ışıktır görene, ışıktan köre ne?

Bilmeyen ne bilsin seni, Gamlanma deli gönül..
Gönülden anlamayana, Bağlanma deli gönül..
İçi tatlı özlü yemiş, Kırıldıkça ballanır
Sendeki seni koyup, Avlanma deli gönül..

Bu görünen ben değilim, Ben ben dediğim nedir?
Dilimle söz söyleyen, Sözü söyletenmidir?
Baştan ayağa gömleksem, İçimdeki ben midir?
Sureti ben sanıp da, Avlanma deli gönül..

Sinenin içindekini, Aldanıp gönül sanma
Varacağın o menzili, Tesbih, seccade sanma..
Attığın üç beş adımla, Yollar tükendi sanma
Yolların başındayken, Sallanma deli gönül..

Padişaha vasıl olan, Elbet olur padişah
Sırların sırrı onda; La ilahe illAllah..
Görmeyerek yol yürüyen, Bela bulur ahü vah
Sarayda vahdet vardır, Canlanma deli gönül…

Mevlâna

Ahmet Haşim Yollar Şiiri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Ahmet Haşim Yollar Şiirİ
Şiir Ahmet Haşim Yollar
Ahmet Haşim Yollar

YOLLAR

Bir lamba hüzniyle
Kısıldı altın ufuklarda akşamın güneşi;
Söndü göllerde aks-i girye-veşi
Gecenin âvdet-i sükûniyle..

Yollar
Ki gider kimsesiz, tehî, ebedi,
Yollar
Hep birer hatt-ı pür sûkt oldu
Akşamın sine-i gubârında.
Onlar
Hangi bir belde-i hayâle gider,
Böyle sessiz ve kimsesiz şimdi?

Meftûr
Ve muhteriz yine bir
nefha-i hayâl esiyor;
Bu nefha dalları bîtâb ü bîmecâl uyutur.
Sonra eyler giyâhı nâlende,
Sonra âgûş-ı ufk içinde ölür…

Ey kalb!
Seni öldürmesin bir sâye-i şeb,
İşte bir dest-i sâhir ü mahfî
Sana nûr-ı nücûmu indirdi.

Kuruldu işte, mesâfât içinde, lâl-i mesâ
Bütün meâbid-i hiss ü meâbid-i hülyâ
Bütün meâbid-i meçhule-i ümîd-i beşer…

Gurûb içinde bir eşkâl-i bîhudud-ı zeheb
Zücâc-ı san’at ü fikretle yükselirler hep;
Büyük denizlere benzer eteklerinde sükût,
Sükût-ı nâ-mütenâhi, sükût-ı na-mahdût,
Sükût-ı afv u emel.

Bir el
Derîçelerde bir altın ziyâ yakıp indi.
Aktı âb-ı sükûta yıldızlar
Bütün sular zehebî lerzelerle işlendi.

Tâ öteden,
Şimdi zer gözleriyle tâ öteden,
Gam-ı ervâhı vecde da’vet eder
Bütün meâbid-i meçhule-i ümîd-i beşer.
Bütün meâbid-i vecdin soluk ilaheleri
Birer birer iniyor gözlerinde rüyalar;
Dudaklarında ziyâdâr ve muhteriz titrer
Akşamın buse-i huzû-eseri.

oluk ve gölgeli simalarında reng-i mesâ
Nakşeder bir teheyyüc-i rüyâ:
Biri yorgun semâ-yı lâle bakar,
Biri bir gölge meşy ü gâşyile
Miyâh-ı râkide-i samt ü hâb içinde akar;
Biri bir erganûn-ı eb’âdı
Dinliyor gölgelerde ser-be-zemin,
Biri altın gözüyle, güyâ ki,
Sana ey kalb-i mübhem ü bâkî
“Gel!” diyor.
Lakin
İniyor
İşte leylin zalâm-ı bîdâdı…

Yollar
Ah ey kimsesiz giden yollar,
Yolların ey sükût-ı hüzn-eseri,
Bugünün inmeden şeb-i kederi,
Meâbid-i emel ü histe sönmeden bu ziyâ,
Ölmeden onların ilaheleri,
Ah gitmez mi, kimsesiz, sessiz
Yollar,
Ah gitmez mi hatt-ı sâkitiniz,
Şimdi zer gözleriyle, tâ öteden
Tâ öteden
Gam-ı ervâhı vecde da’vet eden
Uzak meâbid-i pür-nûr-ı vecd ü rüyâya
Ki câ-be-câ kapıyor bâb-ı vâ’dini sâye…

Ahmet Haşim

Uğur Aslan Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Uğur Aslan Şiiri
Uğur Aslan şiir Kitapları
Uğur aslan Şiirleri oku

Adı Mehmet (Ene Mehmet)
Aziz Yarim
Bazen
Beni Sana Yönlendir
Beni Tanırsın Sen
Bir Çiçek Aldım
Deniz Feneri
Er Mektubu
Gölgeli Adam
Gözlerin
Günahsız Aşk
Kavuşursak Biteriz Biz
Karagümrük yanıyor
Korkuyla Umut Arası
Lise Fotoğrafı
Metris
Namın Yürüsün
Satılık Aşk
Sen Ve Ben
Seni Yağmurdan Sonra Seveceğim
Sultaniyegah Sirto
Son Hıçkırık
Urfalı
Uyuyan Güzel
Yedi Zılgıt
Yollar

Cahit Sıtkı Tarancı Otuz Beş Yaş Şiiri

Perşembe, Haziran 21st, 2012

Cahit Sıtkı Tarancı Yaş otuz beş! yolun yarısı eder şiiri

Otuz Beş Yaş Şiiri

Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim.
Nerde o günler, o şevk, o heyecan?
Bu güler yüzlü adam ben değilim;
Yalandır kaygısız olduğum yalan.
Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;
Hatırası bile yabancı gelir.
Hayata beraber başladığımız,
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
Gittikçe artıyor yalnızlığımız.
Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç farkettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.
Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
Her yıl biraz daha benimsediğim.
Ne dönüp duruyor havada kuşlar?
Nerden çıktı bu cenaze? ölen kim?
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar?
Neylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak.
Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında.

Arabanın Arkasına Yazılan Sözler

Salı, Haziran 19th, 2012

Arabanın Arkasına Yazılan Sözler

Tugbam sitesinde en güzel Arabanın Arkasına Yazılan Sözler sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa Arabanın Arkasına Yazılan Sözler
Arabanın Arkasına Yazılan Yazılar

Araba Arkası Yazıları

Ela gözlümün nazına, hastayım fordun ara gazına!

Nazar etme ne olur, çalış senin de olur.

Babam sağolsun.

Hatalıysam bunu yüz yüze görüşelim.

Hatalıysam sen çaldır ben ararım.

Tek rakibim Türk Hava Yolları.

Kızlar duruşuna yollar gidişine hayran.

İstedim vermediler sen şoförsün dediler.

Mavinin bahtı kara, şoförün gönlü yara.

Aşıksan vur saza şoförsen bas gaza.

Şov yapma evlat baba yorgun.

Kuzu kurdun yol fordun.

Rampaların ustasıyım, gözlerinin hastasıyım.

Gidişime yollar, duruşuma kızlar hasta!

Miras değil, alın teri.

Nazlı yarin cilvesi, diş yapar Ford’un 2. Vitesi.

Kolla beni şerit değiştiriyorum.

Rahmetlide sollardı.

alıntı

Yol İle İlgili Sözler

Salı, Haziran 19th, 2012

Yol İle İlgili Sözler

Tugbam sitesinde en güzel Yol İle İlgili Sözler sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa Yol İle İlgili Sözler
Yol İle İlgili Söz

Yol İle İlgili Özlü Sözler

En iyi yolu bulmak en kötüsünü bulmaktan çok daha kolaydır. Sir Thomas More

En kısa yol, sarp yollardır. Ibsen

Hakka giden yolu basmazlar. Hüseyni

Allah’a giden yollar, gökteki yıldızların sayısı kadardır. Ali Müzeyyen

Ben doğru yolda kaybolmuş kişi görmedim. Sadi

Herkesin yolu ayrı. Dostoyevski

Hiçbir yol yoktur ki sonu olmasın! Hafız

Hiçbir yol aşılamayacak kadar yüksekten geçemez. Andersen

Hanımefendilere giden yol hizmetçilerden geçer. Lessing

Yolcular yanılır, yollar yanılmaz. Seyrani

Yolun doğrusuna giden insanların kimseye ihtiyacı yoktur. Schiller

Bir insanı tanımak için kendisiyle yol arkadaşlığı etmelidir. Şinasi

Dağ ne kadar aşılmayacak kadar yüksekten geçmez. Anderson

Dönemeci olmayan yol uzun görünür. Sean O’Casay

Dünyada hiçbir yol, kalbi ile beyin arasındaki kadar uzun değildir. Selma Lagerlöf

Düz yolda da sürçer insan. Cheov

alıntı