Babamı dinliyorum gözlerim kapalı Önce bir yumruk hissediyorum hafiften Ardından tekmeler geliyor kafama Uçuyorum havalarda Uzaklarda, çok uzaklarda Annemin hiç durmayan çığlıkları Babamı dinliyorum gözlerim kapalı
Bu dönem sınıfı geçeceğim derken Geliyor sürü sürü kırıklar Ahlar çekiyorum odamda Gözümün önüne geliyor müdürün bakışları Babamı dinliyorum gözlerim kapalı
Seri eller dolaşıyor suratımda Cıvıl cıvıl kardeşlerim odada Hepsi almış takdiri teşekkürü Sırıtıyorum acı acı Babamı dinliyorum gözlerim kapalı
————————————–
BENİM GÜZEL VİŞNELİM
Sevdim seni birkere Kırdın beni bin kere Bendeki kalp değil şişe Doldur sevgini içine…
Okumazsan şiirimi Kırarım ben o şişeyi Seni nekadar sevdiğimi Bilemezsinki vişneli…
Sende meyve suyu yaparım Tüm millete satarım Saçılan o sevgiyi Denizlere bırakırım…
—————————————-
KİMYADA AŞK
Çarpıyor kalbim hızla Belki de kükürt gazla Seviyorum seni ben Sülfürik asitten fazla
Sana olan aşkımda Reaksiyon var benim Gerekirse uğrunda Elektron veririm
Sende istersen eğer İyonik bağ kurarız Olumsuz aşkımızı Atomlarla noktalarız
—————————————–
CEMİLEM
Saçları mısır püskülü gibi Gözleri sucuklu yumurta gibi Ağladımı anasını kaybetmiş sıpa gibi Böğürürsün Cemilem
Hatırlarmısın kuru pilav günlerini Tuvalete girdin mi başlardı bir senfoni Vücudun tam bir koni Mozart gibisin Cemilem
Ayağın çöp bidonu gibi Ağzın Amerikan tuvaleti Göbeğin Çin seddi Birleşmiş milletler gibisin Cemilem
Arabası yepyeni Bindimi iner tekerleri Geç artık birinci vitesi 5 kişiliksin Cemilem
Unuttun mu sumak soğan yiyişimi Unuttun mu toynaklarını silişimi Unuttun mu burnuna soktuğum elimi Balık hafızalısın Cemilem Geri zekalısın Cemilem
Kahvaltıda Bulunması Gereken gıdalar Kahvaltıda olması gerekenler
Protein içeriği yüksek (süt, yumurta, peynir gibi) besinler tüketilmelidir. Meyve ve sebze uzun süre doygunluk sağlamaktadır. Domates, maydanoz, taze biber gibi sebzelerle portakal ve elma gibi meyveler ya da taze sıkılmış portakal suyu kahvaltı sofrasında bulundurulması iyidir. Sebze ve meyve kahvaltının C Vitamini açısından dengeli olmasını sağlarken, demir mineralinin emilimini artırarak, kan kolesterol seviyesini düşürür. Kahvaltıda bir bardak süt içmek, bir yumurta yemek, bir portakal, salatalık yada domates gibi sebze ya da meyve tüketmek güne dinamik ve sağlıklı başlamak açısından atılabilecek en önemli adımdır. Özellikle büyüme ve gelişme çağındaki çocuklarm kahvaltısında daima bir bardak süt bulunmalıdır. Süt içmeyi sevmeyen çocuklarm ise yeterli peynir ya da yoğurt tüketmesi sağlanmalıdır. Kahvaltıda çocuklara verilecek ana besinler; peynir, zeytin, yumurta, reçel, ba pekmez, ekmek, kahvaltılık tahıl ürünleri sebze ve meyvelerdir.
Mineral Nedir Ve Vücudumuzdaki Önemi : Doğada yaygın olarak bulunan inorganik maddeler olan mineraller, vücudun %4 gibi çok küçük bir bölümünü oluşturmasına rağmen vücut sıvılarının, kan ve kemiklerin oluşumunda, sağlıklı sinir fonksiyonlarının devamı, kas gücünün düzenlenmesinde rol oynayan çok önemli yapı taşlarıdır.
Enzimleri etkinleştirmekten, kimyasal reaksiyonları harekete geçirmeye ve iyi bir kemik yapısı oluşturmaktan, sağlıklı beyin fonksiyonları sağlamaya kadar fonksiyonları bulunmaktadır. Vitaminlerin aksine mineraller inorganik maddelerdir.
Mineraller Sağlığımız İçin Neden Önemlidir?
* Vücudun kendi kimyasal dengesini sürdürmesi vücuttaki çeşitli minerallerin oranlarına bağlıdır. Vücuddaki her bir mineralin diğeri üzerinde etkisi olduğu için birinin dengesi bozulduğunda, diğer minerallerin de seviyesi etkilenir. Bu dengesizliğin giderilmemesi, hastalığa neden olacak zincirleme reaksiyonları başlatabilir.
* Vitaminler vücudumuzda minerallerin yardımı olmadan fonksiyon gösteremediklerinden, mineral eksikliği vucudumuz için vitamin eksikliğinden çok daha fazla zarar vericidir.
* Mineraller vücut tarafından üretilemediği için besinler yoluyla alınması gerekir. Besinlerin yanısıra mineraller takviye şeklinde de alınabilir. Gıda takviyesi olarak kullanılan desteklerin çoğunda vitamin ve mineral çeşitleri bir arada formüle edilmiştir.
* Vücudumuz, minerallerin emilime hazır hale gelebilmesini sağlamak için, mineralleri sindirim sistemimizde şelat edilmiş hale getirir. Ancak birçok kişide bu süreç olması gerektiği gibi çalışmadığından, mineraller emilememektedir. Bu nedenle, emilimi on kat daha fazla artırabilen şelat edilmiş mineralleri kullanmak daha uygun olabilir.
Minerallerin Faydaları ve Çeşitleri
İnsan vücudunun günlük ortalama 100 mikrogramdan fazla gereksinim duyduğu mineraller makro-mineraller, bu oranın altındakiler mikro-mineraller olarak ifade edilir.
Kalsiyum, magnezyum, sodyum, potasyum ve fosfor makromineraller, demir, selenyum, çinko, sülfür, bakır, germanyum, bor, brom, iyot, manganez, molibden, vanadyum gibi minerallerse mikromineraller olarak adlandırılır. Bütün mineraller ince bağırsaktan emilir, farklı yollarla taşınır ve depolanır. Bazıları gerekli hücrede kullanılır, fazlası idrarla atılır.
Demir Ne İşe Yarar? Kanda oksijenin dokulara taşınmasını sağlar. Vücutta oluşan karbondioksitin akciğerlere taşınıp solunumla atılmasında rol oynar. Büyüme, enerji üretimi ve sağlıklı bir bağışıklık sistemi için gereklidir. Demir Nelerde Bulunur? Kırmızı et, tavuk eti, balık eti, yumurta, kuru meyveler, kuru baklagiller, ıspanak, semiz otu, bezelye, pekmez. Demir Eksikliğinde Ne Olur? Kansızlık, halsizlik, kalp çarpıntısı, zihinsel işlevlerde zayıflama, saç dökülmesi, tırnakların kaşık şeklini alması gibi belirtilere yol açar.
Günlük İhtiyaç; Erkekler 8 mg/, kadınlar 18 mg.
Potasyum Ne İşe Yarar? Hücrelerin ve dokuların düzgün çalışmasında görev alır. Sodyumla beraber vücudun sıvı dengesini kontrol eder. Vücuttaki sıvılar ile hücreler arasında normal su dengesi için gereklidir. Glukozu glikojene dönüştürür. Asit/alkali dengesinin korunmasında rol oynar. Sağlıklı bir sinir sistemi ve düzenli bir kalp ritmi için önemlidir.
Potasyum Eksikliğinde Ne Olur? Kaslarda yorgunluk, halsizlik, tansiyon düşüklüğü,düşük kalp ritmi, vücutta sıvı birikimi, aşırı cilt kuruluğu, akne. Potasyum Nelerde Bulunur? Süt ve süt ürünleri, et, balık, muz, kayısı, şeftali, avokado, hurma, incir, kiraz, kuru üzüm, patates.
Günlük İhtiyaç; Yetişkinler için 2-4 gram
Kalsiyum Ne İşe Yarar? Kalsiyum kemiklerde ve dişlerde, fosforla birlikte kalsiyumfosfat şeklinde bulunur. Sağlıklı kemik, diş ve dişetleri oluşumu için gereklidir. Normal kan basıncının sağlanması, kanın pıhtılaşması, kasların hareketi ve sinirsel mesajların iletiminde görev alır. Kalsiyum Eksikliğinde Ne Olur? Kemiklerde zayıflık, eklem ağrıları, tırnaklarda kırılma, diş çürümesi, yüksek tansiyon, kalp çarpıntısına sebep olabilir. Kandaki kalsiyum 1 desilitrede 9- 11 mg seviyesinin altına düşerse kas kasılmaları, kramplar ve titremeler ortaya çıkar.
Kalsiyum Nelerde Bulunur? Süt, yoğurt, peynir, yumurta sarısı, susam, kuru incir, kuru kayısı, pekmez, şalgam, kuru baklagil ve yağlı tohumlar kalsiyum içerir. Bir bardak sütte 300 mg kalsiyum bulunur. Yeşil yapraklı sebzeler ve tahıllardaki kalsiyumun ise emilimi düşüktür. Günlük İhtiyaç; Yetişkinler için 1000 mg, hamile ve emziren kanlarda ise 1300 mg’dır.
Fosfor Ne İşe Yarar? Kemik ve diş oluşumu, hücre büyümesi ve onarımı, enerji üretimi, sinir ve kas hareketleri, kalp kasının kasılması, böbrek fonksiyonları için gereklidir. Vücut sıvılarının asit ortama dönüşümünü engeller.
Fosfor Eksikliğinde Ne Olur? Bedensel, ruhsal güçsüzlük, kaslarda yorgunluk ve kramplar, böbrek yetersizliği ve bağırsak sorunları ve çocuklarda dişlerin geç çıkması gibi sorunlara neden olur. Fosfor Nelerde Bulunur? Süt, et, tavuk, balık, yumurta, tahıllar, kuru baklagiller ve yağlı tohumlar.
Vitaminler sağlıklı yaşamın vazgeçilmez bir parçası olan organik bileşiklerdir.
Vitamin Latince yaşam anlamına gelen vita sözcüğünden kaynaklanır. Vitaminler yağda ve suda eriyenler olarak iki gruba ayrılır. YAĞDA ERİYEN VİTAMİNLER : A, D, E ve K vitaminleridir.
SUDA ERİYEN VİTAMİNLER : B grubu vitaminler ile C vitaminidir.
A vitamini
Kaynakları Hayvansal yiyeceklerden balık, karaciğer, süt ve süt yağı, yumurta sarısı, yeşil sebze ve meyveler.
Ne işe yarar Gözün değişik ışık durumlarında görebilmesi, büyüme ve gelişmeye yardımcı olur. Üreme fonksiyonlarında gereklidir. Enfeksiyonlara karşı koruyucudur.
E vitamini
Kaynakları Günlük yiyeceklerde yeterli miktarda bulunur.
Ne işe yarar Kan hücre hemolizini önleyerek aneminin önlenmesi, organizmada oluşan oksijen içeren serbest radikalleri etkisizleştirerek kanser oluşum riskini azaltma. Katarakt oluşumunu geciktirme.
D vitamini
Kaynakları Balık karaciğeri yağında yoğun olarak bulunur.
Ne işe yarar Kalsiyum metabolizmasını düzenler, kemiklerin ve dişlerin sertleşmesinde etkilidir.
K vitamini
Kaynakları Lahana, karnıbahar, ıspanak ve soya fasulyesinde bulunur.
Ne işe yarar Kanı pıhtılaştırır.
C vitamini
Kaynakları yeşil sebzeler, turunçgiller, çilek, domates, kuşburnu, maydanoz, kivi
Ne işe yarar Kılcal kan damarlarının olmasını sağlar. Yara iyileştirmesini hızlandırır. Vücudu enfeksiyon ve bakteri toksinlerinden korur. Kan kolestrol düzeyinin düzenlemesinde yararlıdır. Kanser riskini azaltır.
B5 vitamini
Kaynakları Dana eti, karaciğer, balık, tavuk, yumurta, peynir, fasulye, tüm tahıllar, hububatlar, karnabahar, bezelye, avakado, patetes, mısır, kuru yemişlerde de bolca bulunur.
Ne işe yarar Karbonhidrat, lipid ve protein metabolizmasında rol alır. Sinir sisteminin çalışmasında önemli olan asetil kolin oluşumunda etkindir.
B2 vitamini
Kaynakları Süt, et ve yumurta gibi hayvansal protein kaynağı yiyecekler, yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagil ve maya.
Ne işe yarar Protein ve yağ metabolizmasındaki enzimlerin çalışmasında yardımcı. B6 vitamini
Bağımlılık, yaşam boyu bir tedavi gerektiren ve ancak gerekli tedavi ile kontrol altına alınan bir hastalıktır (Şeker hastalığı gibi). Yani bağımlılık yaşam boyu sürer. Tedavi, bağımlısı olunan maddenin hayat boyunca tekrar kullanılmaması ile gerçekleşir.
Bağımlılık iki ana bölüme ayrılır: Kimyasal olan ve kimyasal olmayan. Kimyasal olan bağımlılık ise içerisinde yasal olan ve olmayan şeklinde ikiye ayrılır.
Alkol’e Biyolojik Yatkınlık, Alkol Bağımlılığı İle İlgili Bilgiler
Alkolizmin hastalık modelinin ortaya konması, genetik geçişin farkedilmesiyle olmuştur. Genetik geçiş, aileden alman genetik özellikler nedeniyle alkolizme yatkın oluşu vurgular. Aileden alınan genetik özelliklerle belirlenen biyolojik yapı bazı insanlarda alkolizmin gelişebilmesi için uygun bir zemin oluşturur.
Hastalık modeli ortaya konmadan önce, biyolojik yatkınlık alkolizmin, genetik geçişi daha iyi saptanmış başka hastalıklara bağlı olarak ortaya çıkışıyla açıklanmaktaydı. Örneğin iki uçlu mizaç bozukluğu, genetik geçişi olduğu iyi bilinen bir hastalıktır, sıklıkla da alkolizmle birlikte bulunabilir. Dolayısıyla alkolizmin genetik geçişi olmadığı ama iki uçlu mizaç bozulduğuyla birlikte görülen alkolizm vakalarının böyle bir izlenim yarattığı ileri sürülebilir. Daha sonra yapılan çalışmalarda bu nokta da dikkate alınarak, anne ya da babasından birisi alkolik olan çocukların, diğer tüm psikiyatrik bozukluklardan bağımsız olarak alkolizme yakalanma risklerinin toplumdaki ortalama riske göre 3-4 kez fazla olduğu gösterilmiştir. Aile çalışmaları, genetik geçişi ortaya koymak açısından yeterli değildir. Alkolik ailenin çocuğu yetiştirdiği de göz önüne alınırsa alkolizmin, yetiştirilmeye bağlı faktörlerle de çocuğa aktarılmış olması mümkündür.
İkiz çalışmaları genetik geçişin önemini ortaya koymak açısından daha elverişlidir. İkiz çalışmaları, tek yumurta ikizlerinde iki kardeşte birden alkolizm görülme şıklığıyla, çift yumurta ikizlerinde bu sıklığın karşılaştırılmasıyla yapılır. Tek yumurta ikizlerinde birlikte alkolizm görülme sıklığı, çift yumurta ikizlerine göre fazladır. Bu bulgu genetik malzemenin önemini ortaya koyar. Tek yumurta ikizlerinde genetik yapı tam olarak aynıdır. Çift yumurta ikizlerinin genetik yapısı ise herhangi iki kardeş kadar birbirine benzer. Genetik yapının benzerliği arttıkça alkolizmin birlikte görülme sıklığı da artmaktadır.
Genetik geçişi ortaya koyan üçüncü gurup araştırma evlat edinilmiş çocuklarla yapılan çalışmalardır. Bu çalışmaların genel olarak ortaya koyduğu: Biyolojik ailesi alkolik olan çocukların ilk altı ay içinde ailesinden ayrılıp başka ailelerin yanına verilenlerinde alkolizm sıklığı, yine aynı durumda evlat edinilmiş ama biyolojik ailesi alkolik olmayan çocuklara göre daha yüksek olduğudur. Her iki durumda da evlat edinen ailede anne ya da baba alkolik değildir. Biyolojik anne babasından biri alkolik olan, ama evlat edinen ailesinde alkolik olmayan çocukların alkolizme yakalanma riski, biyolojik ailesinde alkolik olmayan ama evlat edinen ailede anne ya da babanın alkolizm geliştirdiği durumlara göre de daha fazladır. Evlat edinilmiş çocuklarla yapılan çalışmalar da genetik geçişin önemini ortaya koyduğu gibi, bunun yetiştirilmeyle ilgili etkenlere göre daha belirleyici olduğunu da vurgulamıştır.
Sözü edilen çalışmalar genetik geçişle belirlenen biyolojik bir yatkınlığın varlığını ortaya koymakla birlikte bu yatkınlığı açıklayabilecek özgün biyolojik bulgular bu denli açıklıkla saptanamamaktadır, bu yönde sürdürülen çalışmalar alkolizme yatkınlığı hazırladığı düşünülen bazı özellikleri ortaya koymuştur.
Alkol etkisine dirençli olmak, alkolizm gelişmesi riskini arttıran bir özelliktir. Alkolün sarhoş edici etkisi beyin hücrelerinin alkolden ne kadar etkilendiğiyle ilgilidir. Aynı dozlarda alkol, bireylere göre farklı düzeyde sarhoşluğa yolaçar. Anne ya da babalarında alkolizm saptanan bireylerle yapılan çalışmalarda bunların alkol etkisine daha dirençli oldukları görülmüştür.
Bir diğer biyolojik özellik, beynin elektriksel işlevinin bir göstergesi olan P 300 dalgasında saptanan değişikliklerdir. P 300 dalgası, bir uyaran verildikten (genelde ışık çakması) 300 milisaniye sonra saptanan elektriksel bir dalgadır. Genelde uyaranın tanınmasını simgelediği varsayılır.
Özel testlerle saptanabilen bilişsel yeteneklerdeki bazı farklılıkların da alkolizm için belirleyici olabileceği düşünülmüştür. Alkoliklerde saptanabilen değişiklikler özellikle beyinin ön bölgesi olarak adlandırılabilecek frontal lobun işlevleriyle ilgili değişikliklerdir. Bu bulgular beyin görüntüleme yöntemleri olan bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans teknikleriyle saptanan değişikliklerle de uyumludur.
Alkolün vücuttaki yıkımının son aşamasını gerçekleştiren enzim olan aldehit dehidrogenaz aktivitesi bireyler arasında farklılık gösterir.
Beyindeki iletiden sorumlu olan kimyasal maddelerin parçalanmasıyla ilgili olan mono amin oksidaz (MAO) adlı enzim pekçok psikiyatrik rahatsızlığın oluşumunun açıklanmasında önemli bir role sahiptir. Alkoliklerde de MAO aktivitesinin düşük olduğu tespit edilmiştir. Alkol kesildikten sonraki dönemlerde de normale dönmediği ileri sürülür.
Bu bulgular aile çalışmalarıyla varolduğu ortaya konan biyolojik yatkınlığı nelerin ortaya çıkardığım araştırmaya yönelik çalışmalardır. Pekçoğu alkoliklerle birlikte alkoliklerin çocuklarında da tekrarlanmıştır. Henüz kesin ifade edilebilecek düzeyde olmamalarına karşın yatkınlığın dayandığı birtakım biyolojik özelliklerin habercisi durumundadırlar.
Diğer taraftan alkolizmin kendi başına bir hastalık olduğu fikrini desteklerken, alkolizm hakkındaki ahlak değerlerinden kökünü alan önyargıların ortadan kalkması için önayak olmaktadırlar.
Saptanabilen biyolojik özelliklerin farklılığı bunların tek bir biyolojik süreç içinde açıklanmasını güçleştirmektedir. Örneğin P 300 dalgası merkezi sinir sisteminin çalışmasıyla ilgiyken ALDH enzimi karaciğerde etkinliğini göstermektedir. Bu durum, alkolizme yatkınlığın çok faktör tarafından ortaya konan bir genel sonuç olduğunu düşündürür.
Genetik geçişin ve biyolojik yapının da yatkınlığı tamamıyla belirlemediği ortadadır (diğer türlü tek yumurta ikizlerinde birlikte alkolizme yakalanma oranı % 100 olmalıydı oysa % 55-60 arasındadır). Çevresel etkenlerin de biyolojik etkenlere katılarak alkolizme yatkınlığın belirlenmesinde etkili olduğu açıktır.
– OLUM KORKUSU SUREKLI DEGIL, MEZARDA BITEN GECICI BIR DUYGUDUR...
– ALLAH YURU YA KULUM DEDI,BEN DE ARABAMI SATTIM.
– ELLERIYLE BEYAZ VUCUDUMA ELLEDILER, DUDAKLARIYLA EMDILER, ATESLERIYLE YAKTILAR, BILMEM NE ISTEDILER BENIM GIBI SIGARADAN
– BUTUN GECE UGRASTIM BIR TURLU DELINMEDI, O KADAR ZORLADIM BANA MISIN DEMEDI, SABRET SEVGILIM SIMDI OLACAK OOOOHHHHH, DELINDI,KULAKLARINA TAKABILIRSIN KUPENI
– AMERIKAN UROLOJI UST KURULUNUN YAPTIGI BIR ARASTIRMA SONUCU SEX HAYATINDA BASARISIZ OLAN INSANLAR MESAJLARI OKURKEN TELEFONLARI SAG ELLERINDE TUTUYORLAR.
– BABA DER KI:”OGLUM MUJDE SANA IS BULDUM.” COCUK HEYECANLANIR:”NE ISI BABA?” BABA CEVAPLAR:”ASAGIDAKI BUFEDE YEDIGUN VERECEKSIN
askim seni seviyorum! Ama parayi daha cok lakin paranin ne onemi var , muhim olan miktari 🙂
ask bir muz kabugudur , dikkat etmezsen ayagin degil , hayatin kayar…
Allah ini öptüğüm tavuk, yumurtan niye yamuk ….
Ay işigi pencereden süzülüyordu yavaşça yanina yaklaştim bacaklarini ayiriyo arasina girdim elim memelerine degdi çok müthiş bir şeydi yavaşça sikiyordum memelerini süt akiyordu bu benim ilk inek sagişim oldu..
Dün okuldan arkadaşlarla karşilaştik.hep beraber topluca eğlendik, güldük.daha sonra toplu bir resim çektirelim dedik..ama sen yoktun.biz de topsuz çektirdik :))
hatirlarmisin küçükken beraber gezer trenle yolculuk yapardik sen pencereden kafani cikarirdin bende g..tumu bizi görenler ikiz sanirdi…
Adamin biri yumurta kirmiş yumurta ona küsmüş!!
Bulutlari pembeye boyasak yağmur pembe yağarmi??
Can boğazdan gelir canan çay bahçesinden..
Baba der ki:”oğlum müjde sana iş buldum.” çocuk heyecanlanir:”ne işi baba?” baba cevaplar:”aşağidaki büfede yedigün vereceksin
; amerikan üroloji üst kurulunun yaptiği bir araştirma sonucu sex hayatinda başarisiz olan insanlar mesajlari okurken telefonlari sağ ellerinde tutuyorlar.
Bütün gece uğraştim bir türlü delinmedi, o kadar zorladim bana misin demedi, sabret sevgilim şimdi olacak oooohhhhh, delindi, kulaklarina takabilirsin küpeni
elleriyle beyaz vücuduma ellediler, dudaklariyla emdiler, ateşleriyle yaktilar, bilmem ne istediler benim gibi sigaradan
allah yürü ya kulum dedi, ben de arabami sattim.
ölüm korkusu sürekli değil, mezarda biten geçici bir duygudur…