Güzel yarim, sen bana, Sorma. “Bu saat niçin?” Uykulardan vaz geçtim, “Günaydın!..” demek için…
Aşkım, güneşin olsun. Gönlün, huzurla dolsun. Bundan böyle sevdiğim, Günlerin aydın olsun!..
Günaydın
şimdi vakit senli bir şiirdir doğan günde… bayram sabahı telaşlarımdır sana gelen yollarda… toplayıp en çocuksu yanlarımı mavi patiskalar içinde uzak hayaller kurmaktır gözlerine dair..
şimdi vakit… yeniden başlamak gibidir hayata neresinden başlarsan orasından kâr… günaydın… günün aydın olsun..
Uyandıracağım seni, Dudağımda adınla… Buselerim teninde, Binlerce “Günaydın!”la…
Günaydın
Günaydın o gül yüzlü sevdiğime, Günaydın yeryüzünü aydınlatan yeni güne, Günaydın gün görmek için bekleyene, Günaydın, günaydın, günaydın.
Günaydın benim derdime derman dostlarıma, Günaydın, dert ortağım komşularıma, Günaydın yardan uzak sevgiliye, Günaydın, günaydın,günaydın.
Günaydın güle hasret bülbüle, Günaydın bülbülün aşkı güle, Eyy dostlar, Uyandığınızda öyle bir günaydın deyin ki, Yazıklar olsun, Ömründe bir kez günaydın demeden ölene
Candır, cana can veren. Ümit veren, şevk veren. Hayatıma renk veren, Cana, candan “Günaydın”!..
Günaydın Yaşamak
Bu sabah neşeliyim, harika bir gün, Olmasın istiyorum, bir damla hüzün, Çözün gönlünüzü, özgürlüğe çözün, Günaydın çiçekler, günaydın güller…
Hayat çok kısadır, üzülmeye değmez, Sevdası olmayan kalp, asla sevinmez, Bırakın aşkı gelsin, sevgiler silinmez, Günaydın yüzyıllar, günaydın günler…
Tebessümle bak, aynadaki kendine, Sevdaları kat, çırpınan deli kalbine, Bir oh çekip, el salla mavi gökyüzüne, Günaydın bulutlar, günaydın kuşlar…
Güneş seninle doğsun, mehtap seninle, Yıldızlar dans etsin, bir tek işaretinle, Aşık et evreni kendine, güzel sözlerinle, Günaydın gönüller, günaydın aşklar.
Günaydın Sevgili
Günaydın seninle başlayan bu güzel güne, günaydın kalbimin deli atışı,gözümün hayran baktığı günaydın. Ellerinin sıcaklığına,yüreğine,o saf masumiyetine günaydın… Günaydın şu an senden uzak olsamda yüreğimde olduğun için günaydın… Beni kuşlar misali göklere çıkardığın için günaydın… Sana evet sana günaydın sevgili yürekçe günaydın.
Yüzyıllar öncesinden Yüzyıllar sonrasından sesleniyorum size Ben Mustafa Kemal’im heyy… Ben Mustafa Kemal’im. Büyük büyük denizlerim vardır benim Hürriyeti içmiş dalgalarım. Hürriyetle kabarmış dalgalarım vardır benim Ulusumun yarınında sevincim Ben Mustafa Kemal’im heyy… Karanlığı deler gözlerim. Dalgalara binip gelmiş kahraman, Gökçe gözlerine türküler yaktığımız… Hâni bir güneş doğmuştu ya Samsun’dan İşte benim… Ben… Mustafa Kemal… Ölmek yaşamaktır vatan uğrunda Deyip, öyle girdim savaşa Komut verdim Şahlandı cümle vatan Boğdum kör talihi zindanında. Bahtı gülen anaları yurdumun Gökleri, dağları, denizleri Yarınları, güvenip de uyuduğum Aslan yeleli ışığı sınırlarımın Mehmetleri Tutun ellerinden yüreklerinizin Sevgilerinizle beni yıkayın. Yüzyıllar öncesinden Yüzyıllar sonrasından gelir sesim Sevdiğim Bir tanem Türkiye’lim Sen varoldukça belli ki Ben Mustafa Kemal’im. Sen var oldukça belli ki Ben Mustafa Kemal’im.
B.Kemal ÇAĞLAR
MUSTAFA KEMAL’IN GÖK YAZILARI
Ben Mustafa Kemal, elimde tebeşir, Kocaman, Mavicek bebelerin, ak kızların, Taş ninelerin, çatal dedelerin gözleri, kocaman, Bir 1O Kasım gecesi Yazıyorum ateşten çağrımı karşınıza: -Ey Türk gençliği…
Ben Mustafa Kemal, doyamadım haykırmaya, Şimdi destan ellerimle yazıyorum, Yeşiline suyun, Kuşun, Yelin, Yaprağın: “Ne Mutlu Türküm Diyene.”
Ben Mustafa Kemal, önümde kırk bin köy, Kırk bin ovaya karşı bir tek dağ gibiyim Bayraklarım değerken evren bayraklarına şimdi, Elimde tebeşir Yazıyorum kara gecenin üstüne Yazıyorum armağanımı: “Övün, Çalış, Güven.”
F. Hüsnü DAĞLARCA
10 KASIM TÜRKÜSÜ
Atatürk! Anıtkabir devrimlerini söyler, Bozkır ovalarına, Erciyes’e Ağrı’ya, Ulusun egemen olduğunu Özgür olduğunu Haykıracağım haykıracağım işte, Senin sustuğunca!
Yolunda yürüyeceğim Atatürk; Ana baba oğul kız, Dere tepe bucak köy, Yeryüzü yaşamalarımla değil Oralarda, Senin gittigince!
Atatürk, taşıyacağım Çanakkale’de, Sakarya’da, Çankaya’da, al al, Senin taşıdığını; Yurdun gök ülküsü Dalgalanırken, Senin bayrağını yücelteceğim. Senin çıktığınca.
F. Hüsnü DAĞLARCA
ATATÜRK
Sen Atatürk’ü tanımazsın çocuğum Ne insandı O, ne insandı. İzmir’e gelişini görseydin. Ne şanlıydı O, ne şanlıydı.
Benzerdi sana, bana Bizim gibiydi eli, ayağı Ama bir yol baksaydın yüzüne. İçin sevgisiyle dolardı.
Vapura biniyorsak dilediğimizde, Sokakta geziyorsak hür, İyi bak dört yana, Atatürk’ün aklı görünür.
Arı Türkçe konuşuyorsak, Türkçe düşünüyorsak bugün, Her işimizde O’nun gücü. Büyük öğretmeni Türk’ün.
Halkımızın arasında, halktan, Davul vurur dengi dengine. Dünya rastlamış mıdır? Atatürk’ün dengine.
N. Ulvi AKGÜN ATATÜRK’Ü DUYMAK
Ulu rüzgâr esmedikçe Yaşamak uyumak gibi. Kişi ne zaman dinç; Dalgalanırsa bayrak bayrak gibi.
Ne var şu dünyada ekmekten daha aziz? Sürdüğün tarlalara sevginle serpildik. Ekmek olmak için önce Buğday olmak gibi.
Silinir sözcüklerden sen hatıra geldikçe Cılız sözler: Uzanmak, yorulmak, durmak gibi. Kuvvettir yaptıkların her yeni yetişene Her ışık-kaynak gibi.
En yakınlar zamanla yüzyıllarca uzak gibi, Bir sen varsın kalacak, bir sen ölümsüz, Daha da yakınsın, daha da sıcak Bıraktığın toprak gibi.
Kaç Türk var şu dünyada, bir o kadar susuz, Hepsinin gönlünde sen, bir pınar bulmak gibi, Ancak senin havanda sağlıklar esenlikler: Olmaya devlet cihanda Atatürk’ü duymak gibi.
Behçet NECATİGİL ATATÜRK GÜLÜMSEDİ
Atatürk gülümsedi öğretmenim Siz sınıfa girince Dağıldı kara bulutlar Açıldı gonca.
Baktı ki okul yenidir Siz yenisiniz düşünceler yeni Atatürk gülümsedi öğretmenim Saklayamadı sevincini.
Baktı ki gençsiniz bilgili Eğitiyorsunuz yolunca yöntemince Atatürk gülümsedi öğretmenim Sevindi onca.
Baktı ki karışmış aramıza Çiziyorsunuz yolu Atatürk gülümsedi öğretmenim Gözleri dolu dolu.
Anlaşılan bütün yaz Atatürk gözünü kırpmamış Çünkü boşmuş sıralar Çünkü harf okunmamış.
Ama baktı ki gün doğmuş Bir koşu varmışız okula Özlemle açılmış kitaplar Bir iştah kızda oğlanda.
Baktı ki zil çalmış sınıfa girmişsiniz Bütün bakışlar sizde Günaydın demiş derse başlıyorsunuz Sımsıcak bir sevgi gözlerinizde
Baktı ki Türkiye’si Türkiye’miz Aydınlık ufuklara yürüyor hızla Atatürk gülümsedi öğretmenim Kürsüde kendini görünce.
Talât TEKİN
ATATÜRK YAZAR
Sordum seni; Dağına, taşına Türkiye’min, Herkes kendinden emin, Yükseldi gür sesler; Umutlar, sevgiler: O biziz, O bizleriz. Hepimiz bir parçayız Atatürk’ten, Bütün doğa, Atatürk’ü anar, Atatürk’ü şaşar. Herşeydir OTürkiyem’de. Göller, ırmaklar, ormanlar. İmza imza Atatürk yazar.
M. Vasfi SARAL
ATATÜRK’Ü GÖRDÜM DÜŞÜMDE
Sizler yaşadıkça çocuklarım Ben de yaşıyorum demek, İşte aranızdayım Ahmetler, Mehmetler’le, Sizler yaşadıkça çocuklarım Elele Yanınızdayım
Sizler yaşadıkça çocuklarım Daha ferah içim, Gök daha geniş denizler daha geniş, Vatan ya vatan, Vatan sonsuzluktan gelmiş Sonsuzluğa açılan yol Vatan siz.
Sizler yaşadıkça çocuklarım Bilin ki Ben de yaşarım, Bir sevinç düştü mü içinize Bir keder düştü mü içinize Bilin ki Aranızda ben varım.
A. Rıza ERGÜVEN
BİR TUTKUDUR MUSTAFA KEMAL
Bir Tutkudur Mustafa Kemal; Nice sevdalara değişilmeyen. Yitirilmiş Kasımlarda açan umuttur, Bir baştır, vazgeçilmeyen…
Bir Türküdür Mustafa Kemal; Suskun ağızlarda söyleşir, durur. Çaltıburnu’nda gözetir denizi. Köroğlu’nda bağdaş kurup oturur…
Bir İnançtır Mustafa Kemal; Yurdun dört yönünde, bir çağdır yaşayan. Sarmış kollarıyla, çepçevre ulusu. Sakarya boylarından Akdeniz’e taşıyan…
Bir Anlamdır Mustafa Kemal; Belkahve’den dürbünüyle seyrediyor İzmir’i. Özgürlük diyor, al atının üstünde, Kırıyor kılıcıyla, tutsak eden zinciri…
Bir Bayraktır Mustafa Kemal; Çekilmiş kalelere, rüzgârda dalgalanan. Bozkırın bağrında yol alan kağnılara, Işık tutan, güç veren, yol bulan…
Y.Doğan ERGENELİ KURTULUŞ ÖNCÜLERİ İÇİN
Yan yana iki çocuk görsem İşte Atatürk diyorum Özgürlüğün toprağı uyanıyor İçin için seviniyorum.
Koşuşan iki öğrenci görsem İçimin güneşi ısınıyor Yürüyen bir bakış gibi Mustafa Kemal geliyor.
Kol kola iki işçi görsem Ekmeğim çoğalıyor birden Bir ışık düşüyor ortalığa İşte Atatürk diyorum.
İşte Atatürk diyorum İlk kuruluş öncüleri Bir gül çağrısında hepsi Bize uzanmış elleri.
Mehmet KIYAT MUSTAFA KEMAL’LER TÜKENMEZ
Tükenir elbet gökte yıldız, denizde kum tükenir Bu vatan bu topraklar cömert Kutsal bir ateşim ki ben sönmez İnanın Mustafa Kemal’ler tükenmez
Ben de etten kemiktendim elbet Ben de bir gün geçecektim elbet İki Mustafa Kemal var iyi bilin Ben işte o ikincisi sonsuzlukta Ruh gibi bir şey görünmez İnanın Mustafa Kemal’ler tükenmez
Hep kardeşliğe bolluğa giden yolda Bilimin yapıcılığın aydınlığında Güzel düşünceler soyut fikirlerde ben Evrensel yepyeni buluşlarda Geriliği kovmuşum ben dönmez İnanın Mustafa Kemal’ler tükenmez
Başın mı dertte beni hatırla Duy beni en sıkıldığın an Baştan sona herşeyiyle bu vatan Sakın ağlamasın Kasım’larda Fatih’ler Kanunî’ler ölmez İnanın Mustafa Kemal’ler tükenmez
çorum Hattuşaş Antik Kenti hattuşaş nedir,hattuşaş resimleri hattuşaş hakkında bilgi Hattuşaş Antik Kenti nerede
Hattuşaş Antik Kenti Çorum
Hattuşaş, Hititler’in geç tunç çağı dönemindeki başkentidir. Çorum ilinin 82 km güneybatısındaki günümüzdeki adıyla Boğazkale ilçesinde bulunmaktadır.
Kent, tarih sahnesinde, Hitit İmparatorluğu’nun MÖ 17. ile 13. yüzyıllar arasında başkenti olarak yer almıştır. Hattuşaş’a 1986 yılında UNESCO Dünya Mirasları listesine dahil edilmiştir. Hattuşaş Çorum’un Sungurlu ilçesinin güneydoğusunda Boğazkale ilçesinin 4km doğusundadır.