Posts Tagged ‘Zileli Ceyhuni (1847 – 1912)’

Zileli Ceyhuni

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Aşık Ceyhuni, Ceyhuni Baba ve Ceyhuni diye de anılan Zileli Ceyhuni, 1847’de Zile’nin Çıkrıkçı mahallesinde doğdu. Asıl adı Ömer’dir. Babası Çördükoğulları’ndan Ahmet’tir. (Kimi yazarların Ceyhun’yi Çorumlu göstermeleri yanlıştır, belki de bu, onun Çorum’da Kahyaoğulları’ndan Meryem’le evlenmesinden doğmuştur.) Ceyhuni bir süre Aşık Tokatlı Nuri’ye çıraklık etti. (Ceyhuni adını da kendisine ustası takmış.) İyi saz çalan Zileli Ceyhun, geçimini bu yolla sağlardı. Düğünlerle derneklerde, kahvelerde çöğür denen 12 telli sazı beceriyle kullanırdı. Çevre köyleri, kentleri dolaşır, sık sık yolculuğa çıkardı. Bu arada Sivas, Çorum, Ankara ve İstanbul’a kadar gitmiş.

Çayırcı ve Veliefendi çayırları ile semai kahvelerinde saz çalmış, karşılaşmalara katılmıştır. Ankara’da iken Vali Faik Memduh Paşa Aşık Cemali ile onu konağına çağırmış, saz çaldırıp bağışta bulunmuştur.Ceyhuni, Tokatlı Nuri ile Erzurumlu Emrah’ı çok sever, ikisini de ustası sayardı. Kendisi de birtakım şairlere ustalık etmiştir: Niksarlı Bedri ve Cesuri, Zileli Mevci ve Nagami, Tokatlı Cemali ve Hicri, Yozgatlı Mes’udi ve Seyhuni, Sivaslı Pesendi vb. Bu ünlü çıraklar Ceyhuni’nin çevrede ne denli sevildiğini ve etkili olduğunu göstermektedir. Ceyhuni, 1912’de Çorum’un Alaca ilçesine bağlı İsa Hacılı köyünde vefat etti.

Bektaşiliğe bağlanan Ceyhuni şiirlerinde, hem inançlarını yansıtmış, hem de aşk, doğa, ayrılık temlerini işlemiştir. Arada bir çevresinde ki olaylardan (sıtma vb.) söz etmiştir. Dilinde Osmanlıca sözcüklere de yer vermiştir. Gazeller ve şarkılar da yazmıştır.
YAPITI
Ceyhuni’nin şiirleri cönklerle dergilerde (Çorumlu, No.6-7; Yeni Türk, No.37; Halk Bilgisi Haberleri, No.9 vb.) kalmıştır, kitaplaşmamıştır.

EL VURUP TABİBE İNCİTME BENİ

El vurup tabibe incitme beni
Zira aşk derdine derman bulunmaz
Ne derttir bilmezem sızlatan beni
Can gider visüle canan bulunmaz

Var iken sinede hezaran dağlar
Aşk oduna düştüm can evim yanar
Yar ile sine saf olacak dağlar
“At bulunur meydan bulunmaz”

Çok gördüm feleğin serencamını
Murat üzere kimler aldı kanımı
Kanda nuş ederse ecel camını
Göçen Ceyhuni’ den nişan bulunmaz

SEVDANA TUTULDUM BEN BİLE BİLE

Sevdana tutuldum ben bile bile
Ey nar-ı muhabbet yan içerimde
Firak-ı mihnetle derd-i hasretle
Uyuştu bağrımda kan içerimde

Dilber zülfü gibi aklım perişan
Gezerim alemi mest ü sergerdan
Yarı ağyar ile gördüğüm zaman
Boğazıma gelir can içerimde

Ceyhun elde teber başta bir külah
Gezerim alemi dergah-be-dergah
Zeminden semaya çıktı suz u
Bir külhan-ı aşk var san içerimde