Archive for the ‘Din’ Category

Cuma Namazı Tablosu

Cumartesi, Haziran 23rd, 2012

Cuma Namazı Nasıl Kılınır Tablosu,

Cuma Namazı Kılınışı Tablosu,





Cuma Namazının Önemi Kısaca

Cumartesi, Haziran 23rd, 2012

Cuma Namazının Önemi Nedir,

Cuma Namazının Önemi ,

Allahu teâlâ Cuma gününü müslümanlara Özel kılmıştır.. Cuma namazını kılmak, Allahü teâlânın emridir

Allahu teâlâ, Cuma sûresi sonundaki âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki,
Ey îmân etmekle şereflenen kullarım! Cuma günü, öğle ezânı okunduğu vakit hutbe dinlemek ve Cuma namazı kılmak için camiye koşunuz! Alışverişi bırakınız! Cuma namazı ve hutbe, size başka işlerinizden daha faydalıdır Cuma namazını kıldıktan sonra, camiden çıkar, dünya işlerinizi yapmak için dağılabilirsiniz Allahü teâlâdan rızık bekleyerek çalışırsınız Allahü teâlâyı çok hâtırlayınız ki, kurtulabilesiniz!

Namazdan sonra, isteyen işine gider çalışır, isteyen câmide kalıp namaz kılmak ile, Kur’ân-ı kerîm ve duâ ile meşgul olur Cuma namazı vakti girince, alış-veriş günahtır

Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” hadîs-i şerîflerinde buyurdu ki:

Bir müslüman, Cuma günü gusül abdesti alıp, Cuma namazına giderse, bir haftalık günahları affolur ve her adımı için sevâb verilir..

Cuma namazı kılmayanların kalblerini Allahü teâlâ mühürler Gâfil olurlar

Günlerin en kıymetlisi Cumadır Cuma günü, bayram günlerinden ve Aşûre gününden daha kıymetlidir Cuma, dünyada ve Cennette mü’minlerin bayramıdır

Bir kimse, mâni yok iken, üç Cuma namazı kılmazsa, Allahü teâlâ, kalbini mühürler Ya’nî iyilik yapmaz olur

Cuma namazından sonra bir an vardır ki, mü’minin o anda ettiği duâ red olmaz

Cuma namazından sonra, yedi defa İhlâs ve Mu’avvizeteyn yani Felak ve Nas surelerini okuyanı Allahü teâlâ, bir hafta kazâdan, belâdan ve kötü işlerden korur

Cuma günü Müslümanlara verildi ..Bu gün de, Müslümanlara hayır, bereket ve iyilik vardır..

Cuma günü yapılan ibâdetlere, başka günde yapılanların, en az iki katı sevâb verilir Cuma günü işlenen günahlar da iki kat yazılır

Cuma günü, ruhlar toplanır ve birbirleriyle tanışırlar Kabirler ziyaret edilir Bu günde kabir azâbı durdurulur Bazı âlimlere göre, mü’minin azâbı artık başlamaz Kâfirin azâbı, Cuma ve Ramazanda yapılmamak üzere, kıyâmete kadar sürer Bu gün ve gecesinde ölen mü’minler, kabir azâbı çekmez Cehennem, Cuma günü çok sıcak olmaz Âdem aleyhisselâm, Cuma günü yaratıldı Cuma günü Cennetten çıkarıldı Cennettekiler, Allahü teâlâyı Cuma günleri göreceklerdir..

Zemzem İçerken Okunacak Duâ

Cumartesi, Haziran 23rd, 2012

Zemzem İçerken Okunacak Duâ Nedir,

Zemzem İçerken Hangi Dua Okunur,

Dua :Allahümme inni es’elüke ılmen nefian ve rizgan vesian ve şifeen min külli dein vesegamin

Anlamı : Allahım! Senden faydalı ilim, bol rızık ve her türlü dert ve hastalığa karşı şifa niyaz ediyorum

Cuma Namazının İlk Sünneti Nasıl Kılınır

Cumartesi, Haziran 23rd, 2012

Cuma Namazının İlk Sünneti Nasıl Kılınır

Cuma Namazının 4 Rekat İlk Sünnetinin Kılınışı,

1.Rekat

Niyet Edilir(“Niyet ettim Allah rızası için cuma namazının ilk sünnetini kılmaya “)

Tekbir(“Allahü ekber” diyerek iftitâh tekbîri alınır.)

Kıyam da İken ;
Sübhâneke okunur,
Euzu Besmele çekilir,
Fâtiha sûresi okunur. (Ardından Amin denir.)
Zamm-ı sûre okunur.

Rükû _“Allahü ekber” Diyerek Ruku ya Geçeriz..
“Sübhâne rabbiyel-azîm” 3 kez söylenir..
Doğrulurken_“Semi’allahü limen hamideh”diyerek rükü’dan kalkılır ve tam doğrulunca da ayakta “Rabbenâ lekel-hamd” denilir.

Sonra, “Allahü ekber” diyerek secdeye varılır.
Secdede“Sübhâne rabbiyel-a’lâ” denilir.
“Allahü ekber” diyerek başını secdeden kaldırıp “Sübhânallah ” diyecek kadar kısa bir an oturulur.
Tekrar, “Allahü ekber” diyerek secdeye varılır.Burada üç kere “Sübhâne rabbiyel-a’lâ” denilir.

2. Rekat Başlangıcı

Kıyama Durulur
Secdeden “Allahü ekber” deyip ayağa kalkarız, ikinci rekat başlamış olur.
Ayağa kalkınca elleri bağlayıp Besmele çekeriz.
Fâtiha sûresi okur ve “Amin” deriz.
Ardından da zamm-ı sûrelerden birini okuruz. Meselâ, innâa’taynâ… okunur.
Sonra “Allahü ekber” diyerek rükûa gideriz.

Allahü ekber” diyerek rükü’a vardıktan sonra Rükûyda üç defa “Sübhâne rabbiyel-azîm” denilir.Doğrulurken
Rükûyda üç defa “Sübhâne rabbiyel-azîm” dedikten sonra, doğrulurken “Semi’allahü limen hamideh” diyerek rükü’dan kalkılır ve tam doğrulunca da ayakta “Rabbenâ lekel-hamd” denilir.

Allahü ekber” diyerek secdeye varılır.
Burada üç kere “Sübhâne rabbiyel-a’lâ” denilir.Oturulur “Allahü ekber” diyerek başını secdeden kaldırıp diz üstü oturulur. Tekrar Secdeye Varılır Tekrar, “Allahü ekber” diyerek secdeye varılır.Burada üç kere “Sübhâne rabbiyel-a’lâ” denilir

Oturulur
Allahü ekber” diyerek başını secdeden kaldırıp diz üstü oturulur.
Oturunca,
Ettehiyyâtü okunur.
Allahü ekber” diyerek ayağa kalkarız.

3. Rekat Başlangıcı

Kıyama Durulur
Allahü ekber” deyip ayağa kalktıktan sonra üçüncü rekat başlamış olur.
Ayağa kalkınca elleri bağlayıp Besmele çekeriz.
Fâtiha sûresi okur ve “Amin” deriz.
Ardından da zamm-ı sûrelerden birini okuruz.
Sonra “Allahü ekber” diyerek rükûa gideriz.

Allahü ekber” diyerek rükü’a vardıktan sonra Rükûyda üç defa “Sübhâne rabbiyel-azîm” denilir.
Doğrulurken “Semi’allahü limen hamideh” diyerek rükü’dan kalkılır ve tam doğrulunca da ayakta “Rabbenâ lekel-hamd” denilir.

Allahü ekber” diyerek secdeye varılır.Burada üç kere “Sübhâne rabbiyel-a’lâ” denilir.“Allahü ekber” diyerek başını secdeden kaldırıp diz üstü oturulur.Tekrar, “Allahü ekber” diyerek secdeye varılır.
Burada üç kere “Sübhâne rabbiyel-a’lâ” denilir.


4. Rekat Başlangıcı

Kıyama Durulur
Secdeden “Allahü ekber” deyip ayağa kalktıktan sonra dördüncü rekat başlamış olur.
Ayağa kalkınca elleri bağlayıp Besmele çekeriz.
Fâtiha sûresi okur ve “Amin” deriz.
Ardından da zamm-ı sûrelerden birini okuruz.
Sonra “Allahü ekber” diyerek rükûa gideriz.

“Allahü ekber” diyerek rükü’a vardıktan sonra Rükûyda üç defa “Sübhâne rabbiyel-azîm” denilir.Doğrulurken
Semi’allahü limen hamideh” diyerek rükü’dan kalkılır ve tam doğrulunca da ayakta “Rabbenâ lekel-hamd” denilir.

Allahü ekber” diyerek secdeye varılır.Burada üç kere “Sübhâne rabbiyel-a’lâ” denilir.“Allahü ekber” diyerek başını secdeden kaldırıp diz üstü oturulur.Tekrar, “Allahü ekber” diyerek secdeye varılır.
Burada üç kere “Sübhâne rabbiyel-a’lâ” denilir..“Allahü ekber” diyerek başını secdeden kaldırıp diz üstü oturulur.

Oturunca sırasıyla;
Ettehiyyâtü okunur,
Allâhümme Salli okunur,
Allâhümme Barik okunur,
Rabbenâ duaları ‘Rabbenâ âtina’ ve ‘Rabbenâğfirlî’ okunur.

Selam Verme

Dualar bitince yüzümüzü önce sağ tarafa çevirerek “Esselâmü aleyküm ve rahmetullah” deriz. Selâm verirken omuzlara bakılır. Sonra yüzümüzü sol tarafa çevirerek “Esselâmü aleyküm ve rahmetullah” deriz.

Böylece Cuma Namazının 4 Rekatlık İlk Sünnetini Kılmış Olduk..

Cuma Namazının Kılınışı Resimli

Cumartesi, Haziran 23rd, 2012

Cuma Namazının Kılınışı Resimli Anlatım,

Cuma Namazının Kılınışı ,

Cuma Namazı tek başına kılınmaz. Öğle vaktinde cemaatle kılınır.
Öğle ezânı okununca,
Hemen dört rek’at Cum’a namazının ilk sünneti kılınır.
Niyet ederken “Niyet ettim, Allah rızası için Cuma Namazının ilk sünnetini kılmaya” denilir.

Bu namaz aynı öğle namazının sünneti gibi kılınır. Yani bütün rekatlarda Fâtiha ve zamm-ı süre okunur.

İlk oturuşta sadece Etteahiyyatü okunur. Son oturuşta
“Etteahiyyatü, Allahumma Salli, Allahumme Barik, Rabbena duaları okunur.


Sonra, câmi’ içinde, ikinci ezân okunur.Sonra, İmam hutbe okumak için minbere çıkar. Hutbe okunur.

Hutbe okunurken cemâ’atin namaz kılması ve konuşması harâm olur. Hatîb efendi duâ ederken, cemâ’at sesli âmîn demez. İçinden sessiz denir. Namaz kılarken yapması harâm olan her şey, hutbe dinlerken de harâmdır. Hutbe okunup bittikten sonra müezzin kamet getirir.

Sonra, cemâ’at ile iki rek’at Cum’a namazının farzı kılınır. Bu namaz aynı sabah namazının farzı gibi kılınır. Niyet ederken şöyle denilir: “Niyet ettim, Allah rızası için Cuma namazının farzını kılmaya, uydum hazır olan imama””

Sonra, dört rek’at son sünneti, Niyeti şöyledir: “Niyet ettim Allah rızası için Cuma namazının son sünnetini kılmaya”. Bu sünnetde aynı ilk sünnet gibi kılınır.

Böylece esas itibariyle Cuma namazı farzı ve sünnetleriyle birlikte kılınmış olur.

Son sünnetin ardından zuhr-i ahir, niyetiyle dört rekat daha namaz kılınmaktadır. Niyet edilirken şöyle denilir: “Niyet ettim edâsı üzerime olup da henüz üzerimden sâkıt olmayan en son öğle namazının farzına.
Bu şekilde niyet edilirse, eğer o günün cuma namazı şartlarında bir noksanlıktan dolayı kabul olunmamışsa, öğle namazı kılınış olur.; kabul olunmuşsa, en son kazaya kalmış öğle namazına sayılır.
Bundan sonra, iki rek’at vaktin sünneti kılınır. “Vaktin sünnetine” diye niyet edilir.
Cum’a sahîh olmadı ise, bu on rek’at, öğle namazı olur.
Bundan sonra, Âyet-el-kürsî ve tesbîhler okunup, duâ edilir.

Cuma Namazının Son Sünneti

Cumartesi, Haziran 23rd, 2012

Cuma Namazının 4 Rekatlık Son Sünneti’nin Kılınışı,

Cuma Namazının Son Sünneti’nin Kılınışı,

Cuma Namazının 4 Rekat Son Sünnetinin Kılınışı


1.Rekat Başlangıcı

Niyet Edilir
Abdest alınıp, ayakta olarak kıbleye dönülür. Ayakların arası dört parmak açıklıkta olur. Kadınlar, vücûdun şekli belli olmayacak şekilde, tepeden tırnağa kadar örtünür. Yalnız eller ve yüz açık kalır. Ellerini kol ağzından dışarı çıkarmaz. Namazda, kadınlar için en iyi örtülü olmanın en kolay şekli, ellerini de örtecek geniş bir başörtüsü ve ayaklarını da örtecek, geniş ve uzun bir etektir.

Önce niyet ederiz “Niyet ettim Allah rızası için cuma namazının son sünnetini kılmaya

Tekbir

Allahü ekber” diyerek iftitâh tekbîri alınır.

Erkekler tekbîr alırken; ellerin içi kıbleye karşı ve parmak araları normal açıklıkta bulunur. Başparmaklar kulak yumuşağına değdirilerek eller yukarıya kaldırılır.

Kadınlar tekbîr alırken; ellerinin içi kıbleye karşı, parmak araları normal açıklıkta ve parmak uçları omuz hizâsına gelecek şekilde ellerini yukarıya kaldırırlar.

Kıyam

Tekbîrden sonra eller bağlanır. Kıyamda yani ayakta iken secde edilecek yere bakılır.

Erkekler sağ elin avucu, sol elin üzerinde ve sağ elin baş ve küçük parmağı sol elin bileğini kavramış olarak ellerini göbek altında bağlarlar.

Kadınlar Sağ el sol elin üzerinde olacak şekilde ellerini göğüs üstüne koyarlar. Erkeklerde olduğu gibi sağ elin parmakları ile sol elin bileğini kavramazlar. Elleri baş örtüsünün altında tutmaya çalışmalıdır.

-Sübhâneke okunur,
-Euzu Besmele çekilir,
-Fâtiha sûresi okunur. (Ardından Amin denir.)
-Zamm-ı sûre okunur.

Rükû

Allahü ekber” diyerek rükü’a varılır yani bel doksan derece eğilir ve burada üç defa “Sübhâne rabbiyel-azîm” denilir. Rükü’da iken ayakların üzerine bakılır.

Erkekler rükü’da, parmaklarını açıp, dizlerin üstüne kor. Sırtını ve başını düz tutar. Bacaklarını ve kollarını dik tutarlar.

Kadınlar rükûda, sırtını ve başını, bacaklarını, kollarını dik tutmaz. Sırtlarını biraz meyilli tutarak erkeklerden daha az eğilirler. Ellerini parmaklarını açmayarak dizleri üzerine koyarlar ve dizlerini biraz bükük bulundururlar.

Doğrulurken
Rükûyda üç defa “Sübhâne rabbiyel-azîm” dedikten sonra, doğrulurken “Semi’allahü limen hamideh” diyerek rükü’dan kalkılır ve tam doğrulunca da ayakta “Rabbenâ lekel-hamd” denilir.

Secdeye Varılır
Sonra, “Allahü ekber” diyerek secdeye varılır.

Secdeye inerken önce dizler, sonra eller, daha sonra da burun ve alın yere konur. Secdede baş iki elin arasında ve hizâsında bulunur. El parmakları birbirine bitişiktir. Secdede iken ayaklar kaldırılmaz. Secdede gözler kapalı olmaz. Burada üç kere “Sübhâne rabbiyel-a’lâ” denilir.

Erkekler, secdede dirseklerini yanlarından uzak, kollarını yerden kalkık bulundururlar. Ayaklar, parmaklar üzerine dik tutulur ve parmak uçları kıbleye gelecek şekilde yere konur.

Kadınlar, secdede kollarını yanlarına bitişik hâlde bulundururlar.
Ayaklar bitişik olarak parmaklar üzerine dik tutulur ve parmak uçları kıbleye gelecek şekilde kıvrılarak yere konur.

Oturulur

Allahü ekber” diyerek başını secdeden kaldırıp diz üstü oturulur. Otururken, parmaklar dizlerin hizâsına gelecek şekilde eller uylukların üzerine konur ve kucağa bakılır. Burada “Sübhânallah ” diyecek kadar kısa bir an oturulur.

Bu oturuşta erkekler, sol ayağını yere yayarak onun üzerine oturur, sağ ayak, parmakları kıbleye yönelmiş durumda dik tutulur. Kadınlar ise, ayaklarını yatık olarak sağ tarafına çıkarır ve öylece otururlar.

Tekrar Secdeye Varılır
Tekrar, “Allahü ekber” diyerek secdeye varılır.
Burada üç kere “Sübhâne rabbiyel-a’lâ” denilir.

2. Rekat Başlangıcı

Kıyama Durulur

Secdeden “Allahü ekber” deyip ayağa kalkarız, ikinci rekat başlamış olur.
Ayağa kalkınca elleri bağlayıp Besmele çekeriz.
Fâtiha sûresi okur ve “Amin” deriz.
Ardından da zamm-ı sûrelerden birini okuruz.
Sonra “Allahü ekber” diyerek rükûa gideriz.

Rükû

Allahü ekber” diyerek rükü’a vardıktan sonra Rükûyda üç defa “Sübhâne rabbiyel-azîm” denilir.

Doğrulurken
Rükûyda üç defa “Sübhâne rabbiyel-azîm” dedikten sonra, doğrulurken “Semi’allahü limen hamideh” diyerek rükü’dan kalkılır ve tam doğrulunca da ayakta “Rabbenâ lekel-hamd” denilir.

Secdeye Varılır

Allahü ekber” diyerek secdeye varılır.
Burada üç kere “Sübhâne rabbiyel-a’lâ” denilir.

Oturulur
Allahü ekber” diyerek başını secdeden kaldırıp diz üstü oturulur.

Tekrar Secdeye Varılır

Tekrar, “Allahü ekber” diyerek secdeye varılır.
Burada üç kere “Sübhâne rabbiyel-a’lâ” denilir.

Oturulur

Allahü ekber” diyerek başını secdeden kaldırıp diz üstü oturulur.

Oturunca,
Ettehiyyâtü okunur.
Allahü ekber” diyerek ayağa kalkarız.

3. Rekat Başlangıcı

Kıyama Durulur

Allahü ekber” deyip ayağa kalktıktan sonra üçüncü rekat başlamış olur.
Ayağa kalkınca elleri bağlayıp Besmele çekeriz.
Fâtiha sûresi okur ve “Amin” deriz.
Ardından da zamm-ı sûrelerden birini okuruz.
Sonra “Allahü ekber” diyerek rükûa gideriz.

Rükû

Allahü ekber” diyerek rükü’a vardıktan sonra Rükûyda üç defa “Sübhâne rabbiyel-azîm” denilir.

Doğrulurken
Rükûyda üç defa “Sübhâne rabbiyel-azîm” dedikten sonra, doğrulurken “Semi’allahü limen hamideh” diyerek rükü’dan kalkılır ve tam doğrulunca da ayakta “Rabbenâ lekel-hamd” denilir.

Secdeye Varılır

Allahü ekber” diyerek secdeye varılır.
Burada üç kere “Sübhâne rabbiyel-a’lâ” denilir.

Oturulur

Allahü ekber” diyerek başını secdeden kaldırıp diz üstü oturulur.
Tekrar Secdeye Varılır
Tekrar, “Allahü ekber” diyerek secdeye varılır.
Burada üç kere “Sübhâne rabbiyel-a’lâ” denilir.

4. Rekat Başlangıcı

Kıyama Durulur

Secdeden “Allahü ekber” deyip ayağa kalktıktan sonra dördüncü rekat başlamış olur.
Ayağa kalkınca elleri bağlayıp Besmele çekeriz.
Fâtiha sûresi okur ve “Amin” deriz.
Ardından da zamm-ı sûrelerden birini okuruz.
Sonra “Allahü ekber” diyerek rükûa gideriz.

Rükû

Allahü ekber” diyerek rükü’a vardıktan sonra Rükûyda üç defa “Sübhâne rabbiyel-azîm” denilir.

Doğrulurken
Rükûyda üç defa “Sübhâne rabbiyel-azîm” dedikten sonra, doğrulurken “Semi’allahü limen hamideh” diyerek rükü’dan kalkılır ve tam doğrulunca da ayakta “Rabbenâ lekel-hamd” denilir.

Secdeye Varılır

Allahü ekber” diyerek secdeye varılır.
Burada üç kere “Sübhâne rabbiyel-a’lâ” denilir.

Oturulur

Allahü ekber” diyerek başını secdeden kaldırıp diz üstü oturulur.

Tekrar Secdeye Varılır

Tekrar, “Allahü ekber” diyerek secdeye varılır.
Burada üç kere “Sübhâne rabbiyel-a’lâ” denilir.

Tahiyyata Oturulur!

Allahü ekber” diyerek başını secdeden kaldırıp diz üstü oturulur.

Oturunca sırasıyla;
Ettehiyyâtü okunur,
Allâhümme Salli okunur,
Allâhümme Barik okunur,
Rabbenâ duaları ‘Rabbenâ âtina’ ve ‘Rabbenâğfirlî’ okunur.

Selam Verme
Dualar bitince yüzümüzü önce sağ tarafa çevirerek “Esselâmü aleyküm ve rahmetullah” deriz. Selâm verirken omuzlara bakılır. Sonra yüzümüzü sol tarafa çevirerek “Esselâmü aleyküm ve rahmetullah” deriz.

Banyoya Girerken Çıkarken Okunacak Dua

Cumartesi, Haziran 23rd, 2012

Banyoya Girerken Çıkarken Okunacak Dualar,

Banyoya Girerken ve Çıkarken Okunacak Dua Nedir,


Banyoya girerken şu duâ okunur:

“Allahumme innî es’eluke min’el-cenneti ve naîmihâ ve eûzu bike mine’n-nâri ve hamîmihâ “ (Allahım senden cenneti ve cennet nimetlerini istiyorum, cehennemden ve cehennemin hararetinden sana sığınıyorum)

Banyodan çıkarken:

“Elhamdu lillâhillezi ezhebe annî’l-ezâ ve âfanî” denilir.

Hac Kura Sonuçları 2012

Cumartesi, Haziran 23rd, 2012

Hac Kura Sonuçları 2012

Kutsal topraklara gidecek hacı adaylarını belirleyecek kura tarihi 29 Mayıs 2012 Salı günü çekilecek.Diyanet İşleri Başkanlığı Hac ve Umre Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nden alınan bilgiye göre, Başkanlık Konferans Salonu’nda gerçekleşecek kura çekimi, saat 10.00′da başlayacak.

Bilgisayar ortamında ve halka açık gerçekleştirilecek kuranın sonuçları, aynı gün internette açıklanacak.

Kesin kayıtlar 4-15 Haziran tarihleri arasında yapılacak. Boş kalan kontenjanlar, kura sıra numarası gözetilerek 25-29 Haziran 2012 tarihleri arasında doldurulacak.

2012 hac sonuçları açıklandıktan sonra aşağıdaki bağlantıdan TC kimlik numarası ile sonucu öğrenebilirsiniz.

Hac Kura Sonuçları 2012

Cuma Namazının Şartları Nelerdir

Cumartesi, Haziran 23rd, 2012

Cuma Namazının Şartları ,

Cuma Namazının Şartları Nedir,

Cuma namazının farz olabilmesi için iki şart vardır:

1- Vücub şartları,

2- Eda şartları.

Eda şartlarından biri yoksa, namaz sahih olmaz. Vücub şartları yoksa, sahih olur.

Eda şartları yedidir:

1- Namazı şehirde kılmak.

2- Hükümetin izni ile kılmak. Hükümetin tayin ettiği imam, bir başkasını vekil edebilir.
Cumanın kabul olması şüpheli olan yerlerde, Cuma namazının son sünneti ile vaktin sünneti arasında dört rekat Âhir zuhur [Son öğle] namazı kılmalıdır.

3- Öğle namazının vaktinde kılmak.

4- Vakit içinde hutbe okumak.

5- Hutbeyi namazdan önce okumak.

6- Cuma namazını cemaat ile kılmaktır. İmamdan başka, Hanefi’de 3, Maliki’de 12, Şafii ve Hanbeli’de 40 erkek gerekir.

7- Cami herkese açık olmak. Kapıyı kilitleyip içerde kılmak caiz olmaz.

Vücub şartları:

Cuma namazının Vücub şartları 9’dur.

1- Mukim olmak, seferi olmamak.

2- Sağlam olmak, hasta olmamak.

3- Hür olmak.

4- Mahpus olmamak. Düşmanın yakalama korkusu olmamak.

5- Âkıl ve bâliğ olmak.

6- Kör olmamak.

7- Yürüyebilmek. Arabası olsa bile felçliye, ayaksıza farz değildir.

8- Erkek olmak. Cuma namazı kadınlara farz değildir.

9- Çok yağmur, kar, fırtına, çamur, çok soğuk olmamak.

Fakirlikten Kurtuluş Duâsı

Cumartesi, Haziran 23rd, 2012

Fakirlikten Kurtuluş için Duâ,

Fakirlikten Kurtulmak için Duâ,

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

“Eve girerken “İhlas” suresini okuyan, fakirlik görmez.”

“Sıkıntıya düşen veya borçlanan, bin kerre “La havle ve la kuvvete illa billahil aliyyil azim” derse, Allahü teâlâ işini kolaylaştırır.”

“Her gün yüz defa “La havle ve la kuvvete illa billah” diyen fakirlik görmez”

Rızık için endişe etmemelidir!

Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:

“Her canlının rızkı Allaha aittir.” [Hud 6]

“Şeytan, sizi fakirlikle korkutup, fahşaya sürükler (cimriliğe, her türlü kötülüğe teşvik eder.)” [Bekara 268]

Şu duâyı okuyan fakirlikten kurtulur demek, o duâ kabul olmuşsa, ona bir çalışma kapısı açılır veya ummadığı yerden rızka kavuşur demektir.

Çalışmak rızkı artırmaz. Rızkı veren Allahü teâlâdır. Çalışmak sebebe yapışmaktır. Sebeplere yapışmak sünnettir.

İhtiyaçtan kurtulmak, bereketli rızka kavuşmak için sebeplere yapışmalıdır! Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

“Ömrüm uzun, rızkım bol olsun diyen, akrabasını ziyaret etsin, görüp gözetsin!)

“Sabah uykusu rızka manidir.”

“İhtiyaçlarını insanlara açan, ihtiyaçtan kurtulamaz. Allahü teâlâya arz eden ise, ihtiyaçtan kurtulur.”

“Rızka kavuşan çok hamd etsin! Rızkı azalırsa istigfar etsin!”

Hamd, “Elhamdülillah”, İstigfar, “Estagfirullah” demektir. İstigfar etmek, günahların affına sebep olan iyilikleri yapmaktır.

Üç Ayların Başlangıcı 2012

Cumartesi, Haziran 23rd, 2012

Üç Ayların Başlangıcı,

2012 Üç Ayların Başlangıcı Nezaman ,

22 Mayıs 2012 Salı Günü Mübarek Üç Aylar Başlangıcı dir.
Üç Aylar sonu Mübarek ramazan ayı ile biten rahmeti, bereketi ve mağfireti bol,
feyizli ve bereketli bir zaman dilimidir. Bu aylar, kameri takvime göre Rece, Şaban ve Ramazan aylarıdır.

Bu aylar; Dini duyguların yoğunluk kazandığı merhamet, şefkat, yardımlaşma ve dayanışma hislerinin doruk noktaya ulaştığı aylardır.

Bu aylar, tövbe etmenin affın, manevi arınamnın ve kendini yenilenmenin habercisi olan Regaib, Mirac, Berat Kandili, Kadir Gecesi ve Ramazan Bayramı gibi mübarek gün ve geceleriyle bereketli bir maneviyat mevsimidir.

Sevgili Peygamberimizi (S.A.V) bu aylarda her zamankinde daha çok ibadet eder ve şöyle dua ederlerdi: “Allah’ım! Recep ve Şaban ayını hakkımızda hayırlı kıl, bizi Ramazan ayına kavuştur.”

Bu aylarda yapılacak dualar, tevbe istiğfarlar, kalıcı iyilik ve hayırlar, sevinç kederlerin gönülden paylaşılması rabbimizin Katında fazlasıyla bulacaktır

İslamiyette Evlilik Nasıl Olmalı

Cumartesi, Haziran 23rd, 2012

İslamda Evlilik Nasıl Olmalı

İslam Dini Evlilik Nasıl Olmalı

İslam Dini, her sahada olduğu gibi evlilik konusunda da ince eleyip sık dokumaktadır. Çünkü aile, İslam toplumunun can damarı, sarsılmaz temeli ve köşe taşı konumundadır. Aile yapısı ne kadar sağlam olursa, toplum o denli sağlam ve sağlıklı olur. Ailenin temel taşları, dikili direkleri ise anne ve babadır.

Sağlam ve sağlıklı, huzurlu ve mutlu, kalıcı ve sürekli, tutarlı ve dengeli bir toplum hedefleyen İslam, bu toplumu oluşturan ailelerin kuruluşunda izlenecek yolu, çok açık bir biçimde ortaya koymuştur.

Ailenin oluşumunda en önemli öğe, eş seçimidir. Kadın olsun erkek olsun eş seçimi, mü’minlerin en çok dikkat etmeleri gereken hususların başında gelmektedir. Eş konusunun çok titiz bir şekilde çözümlenmesinden sonra Müslüman için hayat daha anlamlı, daha kolay ve daha rahat olacaktır. Herşeyden önce yüce Allah’ı razı etme konusunda, bu durum çok açık bir şekilde kendisini gösterecektir.

Alemlerin Rabb’i olan yüce Allah’ı razı etme konusunda Müslüman eşler, birbirlerine yardımcı olacak, birbirlerinin eksikliklerini giderecek, birbirlerini teşvik edecek ve ideal Müslüman bir aile örneğini ortaya koyacaklardır. Böyle bir aile ortamında filizlenip yeşerecek çocuklar da toplumda örnek insanlar olacaklardır. Böyle insanlardan teşekkül edecek bir toplum ise, diğer toplumlar içinde örnek bir toplum olarak varlığını idame ettirecektir.

Kur’an’ı Kerim, sağlam prensipler ve temeller üzerine bina edilecek bir evliliğin, hayırlara vesile olacağını bildirmiş, bunun için aynı davaya inanan insanların bir araya gelmelerini istemiştir.

“Müşrik kadınlarla, onlara inanıncaya kadar, evlenmeyin. (Müşrik kadın) hoşunuza gitse dahi, mü’min bir câriye, müşrik (hür) bir kadından iyidir. Müşrik erkekler de inanıncaya kadar, onları(mü’min kadınlarla) evlendirmeyin. (Müşrik erkek) hoşunuıa gitse dahi, mü’min bir köle, müşrik bir adamdan iyidir. (Zira) onlar ateşe çağırıyorlar. Allah ise izniyle cennete ve mağfrete çağrıyor. İnsanlara ayetlerini (böyle) açıklıyor ki öğüt alsınlar” (2 BAKARA, 221)

İslam, evliliğin uzun ömürlü olması için iyi bir eş seçiminin yapılmasını esas alır. Yuvanın huzur, uyum, mutluluk ve karşılıklı güvene dayanan prensipler üzerine bina edilmesi için, bu yuvada din unsurunun ön planda olması gerekir. Çünkü din unsuru, insan yaşlandıkça artar, güzelleşir, gelişir ve bağları kuvvetlendirir. Oysa zenginlik, güzellik, soy-sop gibi unsurlar, hem geçici hem de insanın kibrini artırdığı için, huzursuzluğun temel nedeni sayılmaktadır.

İşte bu nedenle; Hz. Peygamber(a.s): “Kadın, dört şeyi için nikah edilir; malı, soyu, güzelliği ve dini; sen dindar olanını seç ki, evin bereket bulsun” buyurmuştur. (Kütüb-i Sitte ve İmamı Ahmed’in Müsned’i ile İslam Fıkıh Ansiklopedisi)

Diğer bir hadisi şerifte de Rasulullah(a.s), malın ve güzelliğin getirdiği problemlere dikkat çekerek evlilikte dindarlık dışındaki bir tercihi açıkça yasaklamıştır.

“Kadınları güzellikleri için nikahlamayınız, olur ki güzellikleri ahlakça düşmelerine sebep olur. Onları malları içinde nikahlamayın, zira malları azgınlıklarına yol açabilir. Kadınları dindarlıktan dolayı nikahlayın. Şüphesiz dindar olan yırtık elbiseli bir cariye (böyle olmayanlardan) daha üstündür.” (İslam Fıkıhı Ansiklopedisi 9.C SH. 14)

Kur’an ve Sünnet’in ortaya koyduğu esaslardan anlaşılacağı gibi, sağlıklı bir İslam toplumurıun oluşabilmesi için, mü’min erkek ve kadınların birbiriyle evlenmeleri esastır. Ancak böyle bir evlilik sonunda, İslami esaslar insanlara daha iyi bir şekilde ulaştırılabilir.

Erkek veya kadından birinin, mücadeleci ve davetçi bir Müslüman, diğerinin ise bunun zıddı olması, o mücadeleci Müslüman için en büyük zulüm, İslami esaslara vurulmuş çok büyük bir darbe ve İslami hareketi daha başında iken akamete uğratmaktır. Müslümanlar, evlilik konusunda çok hassas olmalıdırlar. Her ne olursa olsun, yeter ki evlilik olayı vukubulsun amacıyla evliliğin yapılmasını, İslam hoş görmemektedir. Her konuda olduğu gibi evlilik de, Müslümanların Allah’a yaklaşmasını temin eden bir vasıta olmalıdır. Aksi halde Müslüman, kendi tekerinin önüne kendisi taş koyacak ve kendi kendisini Allah yolundan alıkoyacaktır. Güzellik veya yakışıklılık, mal, servet için yapılan bir evlilik, İslami hareketin önüne konulmuş en büyük engeldir. Çünkü, evlilik olayı başka bir şeye benzemiyor ki, beğenmediğin zaman bozup yeniden iyisini yapasın. Mesela eş alımı, bir ayakkabı, bir elbise, bir araba alımı gibi değildir ki bozuk arızalı çıktı diye gidip yenisiyle değiştirilsin. Hiç kimse eşi geçimsiz, kendisini beğenmişin biridir diye, ailesine gidip ‘kusura bakmayın bu iyi çıkmadı, bana varsa daha iyi birini verin diye talepte bulunamayacağı için, işi baştan sağlam tutmak en iyisidir.İşte bunun için İslam, işi baştan sağlam tutarak, mü’minlerin birbirleriyle evlenmeleri emretmiştir.

Müminler, içinde yaşadıkları toplumun değer yargılarını değil, İslami değer yargılarını esas almalıdırlar. Allah ve Rasulü’nün ortaya koyduğu değer yargıları, toplumun değer yargılarındarı daha üstündür. Bir evlilik olayında, toplumun değer ölçülerine göre değil, Allah ve Rasulünün ortaya koyduğu değer ölçülerine göre hareket esas olmalıdır. Çünkü Allah ve Rasulû’nün ortaya koyduğu ölçüleri, nefsani istekler için terketmek, apaçık bir sapıklıktır. Sapıkların ise Müslüman olmaları şöyle dursun, Allah ve Râsulü’ne savaş açan kafirler olduğu gerçeğini, Kur’an bize bildirmektedir.

“Allah ve Rasülü, bir işte hüküm verdiği zaman, artık mü’min bir erkek ve kadına, o işi -kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Kim Allah’a ve Rasulüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.” (33 AHZAB, 36)

Bu yüce uyarının nuzül sebebi, siyak ve sibakı incelendiği zaman, Allah ve Rasulü’ne iman edip teslim olan mü’minlerin, evlenme ve boşanma konusunda da Allah ve Rasulü’ne tabi olmaları gerektiği anlaşılmaktadır. Bu uyarıdan hemen sonra gelen ayette, Hz. Zeyd bin Harise ile Hz. Zeyneb binti Cahş’ın evliliğindeki olumsuz durumlar ortaya konulmakta, uymaları gereken kurallar bildirilmektedir.

Allah ve Rasulü’nün hükümleri, her konuda olduğu gibi, evlilik konusunda da bugünkü Müslümanları bağlamaktadır. Heva ve heveslerine uymuyor diye, Allah ve Rasulû nün hükümlerini gözardı edenlerin, Müslüman olmaları mümkün değildir.

Şimdi Kur’an ve Sünnet, evlenecek eşlerde dindarlık hususunu ararken, Müslüman olduklarını söyleyenler yakışıklılık, güzellik, zenginlik, soy-sop gibi özelliklere aldanarak eş seçmeye kalkışmaktadırlar. Hele bu özelliklere sahip olanların tevhidi görüşte olup olmadıklarını araştırmayanlar, kendi ateşlerini ellerine alarak cehennemin yolunu tutmuşlardır.

İslam, bir yaşam biçimidir; evlenmekten boşanmaya, yemeden içmeye, yürümekten oturmaya, ibadetten çalışmaya, ticaretten siyasete, barıştan savaşa kadar tüm hareketlerini, İslami esaslar doğrultusunda düzenleyenler, gerçekten Müslüman olanlardır. İslami esasların bir bölümünü alıp bir bölümünü bırakanların ise, müşrik olduklarını Kuran’ı Kerim bildirmektedir.

alıntı

Rüya İle İlgili Hadisler

Cumartesi, Haziran 23rd, 2012

Rüya İle İlgili Hadisler

Rüya Hadisleri

Resulullah (sav) buyurdular ki:

“Rüya Allah`tan dır Hulm (sıkıntılı rüya) şeytandandırÖyle ise sizden biri hoşuna gitmeyen kötü bir rüya (hulm) görecek olursa sol tarafına tükürsün ve ondan Allah`a istiaze etsin (sığınsın) (Böyle yaparsa şeytan) kendisine asla zarar edemiyecektir”

“Kim görmediği halde rüya görme iddiasına kalkarsa (kıyamet günü) arpa daneciğine düğüm atması teklif edilir Kim de kendisinden hoşlanmadıkları halde bir grubun konuşmasını dinleme gayretine düşerse kıyamet günü kulağına erimiş kurşun dökülür Kim bir sureti tasvir ederse (kıyamet günü) azaba uğrar ve bu yaptığına ruh üflemesi emredilir ama üfleyemez”

” Sana gösterdiğimiz rüya ile ve Kur`an`da lanetlenmiş ağaçla sadece insanları denedik” (İsra60) mealindeki ayette geçen “rüya” için şu açıklamayı yaptı: “Bu Resulullah (sav) Mirac gecesinde Beytu`l-Mak-dis`e götürüldüğü zaman gözüyle görmesidir “Kur`an`da lanetlenmiş ağaç” da zakkum ağacıdır”

Resulullah (sav) bir gün: “Sizden bir rüya gören var mı?” diye sual buyurdular Cemaatten bir adam: “Evet ben (şöyle bir rüya gördüm): Sanki gökten inmiş bir terazi vardı Siz ve Ebu Bekir tartıldınız Sen Ebu Bekir`den ağır geldin Ebu Bekir`le Ömer de tartıldılar Ebu Bekir ağır geldiSonra Ömer`le Osman tartıldılar Ömer ağır bastıSonra terazi kaldırıldı” dedi (Adam sözünü bitirince) Resulullah (sav)`ın mübarek yüzlerinde memnuniyetsizlik gördük”

Tirmizi`de Ebu Said`den şu rivayet kaydedilmiştir: “En sadık rüya seher vakitlerinde görülen rüyadır”

“Rasulullah (aleyhissalatu vesselam) şöyle demişti:

“Benden sonra, nübüvvetten sadece mübeşşirat (müjdeciler) kalacaktır!”Yanındakiler sordu:
“- Mübeşşirat da nedir`?” ” Salih rüyadır” diye cevap verdi”
Muvatta’nın rivayetinde şu ziyade var: “Salih rüyayı salih kişi görür veya ona gösterilir”

“Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:

“Zaman yaklaşınca, mu’minin rüyası, neredeyse yalan söylemeyecek Esasen mu’minin rüyası, nübüvvetin kırk altı cüzünden bir cüzdür” Buhari’nin rivayetinde şu ziyade var: “Nübüvvetten cüz olan şey yalan olamaz”

“Rasulullah (aleyhissalatu vesselam) sık sık: “Sizden bir rüya gören yok mu?” diye sorardı Görenler de, O’na Allah’ın diledigi kadar anlatırlardı Bir sabah bize yine sordu:
” Sizden bir rüya gören yok mu ?”
Kendisine: “- Bizden kimse bir şey görmedi!” dediler Bunun üzerine:
” Ama ben gördüm” dedi ve anlattı()

Hz Enes (radiyallahu anh) anlatıyor: “Hz Peygamber (aleyhissalatu vesselam)’in şöyle söylediğini isittim:
“Ben bu gece, rü’yamda, kendimi Ukbe İbnu Rafi’in evinde imişim gördüm Orada bana İbnu Tab denen cinsten taze hurma getirildi Ben bu rüyayı şöyle te’vil ettim: “Yükselme dünyada bizimdir, ahirette de hayırlı akıbet bizimdir, dinimiz de tamamlanmıştır”

Hz Aişe (radiyallahu anha) anlatıyor: “Rüyamda hücreme üç ayın düştüğünü gördüm Rüyamı babam Ebu Bekr (radiyallahu anh)’e anlattım Sükut etti, cevap vermedi Rasulullah (aleyhissalatu vesselam) vefat edip de odama defnedilince babam Ebu Bekr:
“- İşte (rüyanda gördüğün) üç aydan biri ve en hayırlısı!” dedi”

İslam Nedir?

Cumartesi, Haziran 23rd, 2012

İslam ne demektir?

* Allah’ın insanlara Peygamberi Hz.Muhammed (s.a.v.) vasıtasıyla gönderdiği son ilahi dinin adıdır.
* Allahü teâlâ’dan başka, ibâdete lâyık ve müstehak mabud olmadığına ve Muhammed aleyhisselâmın Onun dinini bildiren Resulü olduğuna şehadet etmen, Namaz kılman, Zekât vermen, Ramazan-ı şerif ayında oruç tutman veYol için gidip gelmeğe gücün yetiyorsa hac etmendir.
* Allah’a, ondan başka îlâh olmadığına, Hz. Muhammed (s.a.s)’ın Allah’ın kulu ve Resulu olduğuna, Allah’ın meleklerine, kitaplarına, ahiret gününe, kadere, hayır ve şerrin Allah tarafından yaratıldığına inanma.
* Allah’a ibadet edip, O’na hiçbir şeyi ortak kılmaman, namazı dosdoğru kılman, farz edilmiş zekâtı vermen, ramazanda oruç tutmandır.
Kaynak: Şamil İslam Ansiklopedisi

Rüyada sevdiği kişiyi görmek

Cumartesi, Haziran 23rd, 2012

sevdiğin kişiyi rüyanda görmek
rüyada sevdiğinizi görmek
rüyanda sevdiğin kişiyi görmek

Rüyada görülen sevgili, gerek kız gerek erkek olsun, bekarlar için mutlu bir karşılaşma demektir, güzel bir evliliğe yorumlanır.

Rüyada eski sevgili’yi görmek ise uzun zamandır ödeyemediği bir borçtan dolayı üzüleceğine; evliler için eski sevgiliyi rüyada görmek, aile içerisine olacak hoşnutsuzluğa işarettir.

Rüyada sevgiliyi görmek; güler yüzlü ise ondan güzel bir haber alacağınıza, sinirli ise bir dedikodu yüzünden ufak bir tartışma yaşayacağınıza yorumlanır.

Sevgili ile gezmek; muradınıza ereceğinize, kavga etmek; evleneceğinize işarettir.

Bazen de, rüyada sevgilinizi görmek, sevgilisi olanlar için ayriliga, olmayanlar için yeni bir sevgili edinecegine isarettir.

Tasavvufi Kıssalar

Cumartesi, Haziran 23rd, 2012
MÂNEVÎ TERBİYEDE METOD

Şâh-ı Nakşibend Hazretleri, tasavvufta kalbi tasfiye ve nefsi tezkiye hususunda dikkat ettiği incelikleri şöyle beyan buyurmuşlardır:
“- Bizler mürîdi gerekli olduğu tarzda, yâni onun içinde bulunduğu hâle göre terbiye ederiz. Îcâbında cezbe, îcâbında sülûk yolunu tercih ederiz. Biliriz ki, sohbetimize gelenlerin bazılarının gönüllerinde muhabbet tohumu vardır, bazılarında yoktur veya dünyevî ve nefsânî alâkalardan dolayı çürümüştür. İşte bizim vazîfemiz, bu fânî alâkaları temizlemek ve gönle muhabbet tohumu ekmek, ekilmiş olanları da hakîkat zemzemiyle sulayıp yeşerterek mârifetullâh güneşiyle bir ihlâs fidanı hâline getirmektir.
Zikir telkînine gelince, o, bir kimsenin eline çakmak taşı vermek gibidir. Bundan sonraki netice, yâni çakmak taşını çakıp da aşk çırasını tutuşturmak işi, mürîde kalmıştır.”
SÖZÜN ÖZÜ:
Nasıl ki, bedene âit hastalıklar muhtelif ve onların tedâvî yolları da birbirinden farklı ise, rûha ve gönle âit hastalıklar da böyledir. Bu bakımdan firâset ve basîret sahibi Allâh dostları, mânevî terbiyede muhâtablarının durumlarına göre teşhis ve tedâvî yolunu tercih ederler. Kimine İbrâhim bin Edhem’de görüldüğü gibi:
“Tacı ve tahtını terket!” tavsiyesinde bulunurlarken, kimine de Fâtih Sultan Mehmed Han’da olduğu gibi:
“Eğer bu vazifeyi bırakırsan ve senden daha liyâkatlisi de gelmezse, vebâle girersin!” îkâzında bulunarak, irşad ve teveccühlerini onların bulundukları makâmda devam ettirirler.
Kimini su ile, kimini ateşle imtihân ederler. Dolayısıyla nasıl ki, bedenî bir hastalıkla muzdarip kimsenin şifaya kavuşması için tabîbe teslîmiyeti ve verdiği reçeteyi tatbik etmesi zarurî ise, kalbî hastalıklarda da durum aynıdır; hattâ daha hassastır. Zîrâ beden tedâvîsindeki ihmâl, sadece bu dünyaya yönelik bir zarara uğratır; ancak gönül tedâvîsindeki ihmâl ise, ebedî bir hayatı hüsrân eyler.

Ramazan ile ilgili resimler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Ramazan bayramı resimleri, Facebook için ramazan bayramı resimleri, face ramazan resimleri, facebook ramazan bayramı kutlama resimleri,





Resimli ramazan mesajları 2012

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Ramazan mesajları resimli
ramazan ayı mesajları 2012
yeni resimli ramazan mesajları
















Dini Resimler Arkaplan Resimleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Dini Resimler Arkaplan Görüntüleri
Dini Resimler Arkaplan Fotoğrafları
Dini Resimler Arkaplanlar

Birbirinden Güzel arkaplan dini resimler sizler burada











Masaüstü İçin Dini Resimler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Masaüstü İçin Dini Fotoğraflar
Masaüstü İçin Dini Arka Plan Görüntüleri
Masaüstü İçin Dini Fotoğraf Galerisi

En Güzel dini Resimler Masa üstü arkaplan resimleri aradığınız resimler burada sizler için özel hazırlanan bu güzel resimleri hep birlikte inceliyelim iyi günlerde Kullanın












Daha Fazla Masa Üstü Resimleri İçin Aşağıda Verdiğimiz Linke Tıklayınız

Dini Masa Üstü Resimleri