Drew Barrymore

John Barrymore’un torunu, Ethel ve Lionel Barrymore’un yeğeni olan aktrist, 22 Şubat 1975’te Amerika’nın California eyaletinde dünyaya geldi. Tam adı Drew Blythe Barrymore’dur. Kameraların karşısına çok küçük yaşlarda geçen Barrymore, henüz dokuz aylık iken bir televizyon reklamında, iki yaşında iken de “Suddenly Love” isimli bir dizide rol aldı. İki yıl sonra, “Altered States” filminde William Hurt’un kızını canlandırarak sinemaya ilk adımını attı.

Şöhret basamaklarını çocuk yaşlarda tırmanmaya başlayan aktrist, yedi yaşında, ünlü yönetmen Steven Spielberg’in “E.T. The Extra Terrestrial” filminde rol alınca, ünü ülke sınırlarını aşan bir yıldız haline geldi. 1982 yapımı bu filmin elde ettiği büyük başarı Barrymore’u geniş kitlelerce beğenilen bir oyuncu haline getirdiyse de, ardından 1984 yapımı “Irreconcilable Differences” ve “Firestarter”da rol alan aktris, bir anda uyuşturucu, alkol ve bitmek bilmez partilerle dolu yıpratıcı bir hayatın içinde buldu kendini.

Çocukluğunu yaşayamadan yetişkinlerin dünyasına adım atmak zorunda kalan küçük oyuncu, teselliyi içkide aramaya başladığında sadece 9 yaşındaydı. Birkaç yıl içinde kendini toparlayan aktris, “Little Girl Lost” isimli bir otobiyografi yazarak burada alkol ve uyuşturucuyla olan yolculuğunu anlattı. 1990’ların başlarında kariyerinde yeni bir dönemece giren Barrymore, aldığı çocuksu ama vamp rollerle dönemin Lolita’sı olmaya adaydı. Bunu yeni bir başlangıç olarak gören aktris, 1992 yılında “Poison Ivy”, 1993’te “The Amy Fisher Story” isimli filmlerindeki performanslarıyla yeniden parlamaya başladı. 1993’te Mike Myers’ın yazdığı komedi “Wayne’s World” filminde, 1995 yılında da romantik komedi “Mad Love” filminde rol aldı genç aktrist.

Yine aynı yıl, “Batman Forever / Batman Daima” filminde rol alan aktris, sahne önünde olduğu kadar, sahne gerisindeki yaşamıyla da dikkatleri üzerinde toplamaya başladı. İlk olarak erkek arkadaşı Jamie Waters ile birlikte verdiği çıplak pozlar “Interview” dergisine kapak oldu, ardından bazı Calvin Klein reklamlarında boy gösterdi, son olarak da 1995 yılında “Playboy” dergisi için çıplak pozlar verdi.

1996 yılında Wes Craven’in gişe rekortmeni “Scream / Çığlık” isimli filminde kısa ama dikkat çekici bir rol alan Barrymore, aynı yıl Woody Allen’ın “Everyone Says I Love You / Herkes Seni Seviyorum Der” filminde de yer aldı. Bu iki film, aktristin kariyerinde yeniden yükselişe geçmesini sağlayan filmler oldu. Tekrar yoğun bir çalışma temposu içine giren Barrymore, bir yandan da sahne dışındaki kötü imajını yıkıp sevimli ve eğlenceli bir insan olarak görünmeye özen gösteriyordu. Sinema çalışmaları da bu yeni imajını destekler nitelikteydi.

Aldığı rollerin çoğunda sade ve güzel kahramanı canlandıran aktris, 1998 yapımı “Ever After / Sonsuza Dek” filminde gerçek bir Sindirella’yı canlandırmaktaydı. Barrymore’un 1998 yılı çalışmalarından bir diğeri olan “The Wedding Singer”, onu Amerika’nın yeni sevgilisi haline getiren bir film olacaktı. Bir sonraki yıl “Never Been Kissed / Gerçek Öpücük” filmi ile iniş çıkışlarla dolu geçmişine son noktayı koyan aktris, filmde sevgilisi tarafından terk edilmiş 20’li yaşlarındaki muhabiri canlandırıyordu.

2000 yılında “Charlie’s Angels / Charli’nin  Melekleri”da Cameron Diaz ve Lucy Liu’yla birlikte Charlie’nin üç meleğinden birini canlandırdı. Aynı yıl “Skipped Parts”, “So Love Returns” ve “Donnie Darko” isimli filmlerde de rol alarak 21. yüzyıla son derece hareketli başladı. Barrymore’un 2001 yılı çalışmaları arasında “ Donny Darko”, “Freddy Got Fingered”, “Riding in Cars with Boys” ve “Barbarella” bulunuyor. Aktrist, 2003 yılında “Charlie’s Angels / Charli’nin  Melekleri” filminin devamı olan “Charlie’s Angels: Full Throttle / Charlie’nin Melekleri: Tam Gaz” filminde rol aldı.

Tags:

Leave a Reply