Macit Gökberk, felsefe dilinin yalınlaşması, terim karmaşasının giderilmesi ve kavramların sınırlanması alanlarında önemli çalışmalarda bulunan tanınmış Türk felsefecisidir.
Kurtuluş Savaşı komutanlarından Şükrü Naili Gökberk ile eşi Nezire Hanım’ın oğlu Macit Gökberk, 1908’de Selanik’te doğdu.
İstanbul Erkek Lisesi’nden mezun olduktan sonra 1932’de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümünü Platon’un Theaitetos Diyaloğu üzerindeki bir çalışmasıyla bitirdi. Aynı yıl bu bölüme asistan oldu ve Hans Reichenbach’ın Logik adı altında verdiği dersleri Türkçe’ye aktardı.
1935 yılında doktora çalışmaları için Berlin Üniversitesi’ne gitti. 1940 yılında Prof. Eduard Spranger’in yanında Hegel ve Auguste Comte’da Toplum Kavramı adı teziyle doktorasını verdikten sonra Türkiye’ye döndü ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’ndeki görevine devam etti. Aynı bölümde önce doçent(1941), daha sonra da profesör (1949) oldu. 1978 yılında emekliye ayrıldı.
Gökberk’in çalışmaları felsefe tarihi ile dil ve bilgi sorunu olmak üzere iki konuda yoğunlaşmıştır. Felsefe tarihi ile ilgili çalışmalarını topladığı Felsefe Tarihi adlı yapıtı bir Türk felsefecisi tarafından kaleme alınmış ilk kapsamlı felsefe tarihidir.
Anadolu-Yunan felsefesinden yola çıkarak 18. yüzyıl Aydınlanmasına, özellikle de Kant ve Hegel’e uzanan çalışmalarında Hegel’in devlet felsefesi, Kant ve Herder’in tarih anlayışları başlıca odağı oluşturur. Herder’le Kant’ın tarih sorununa getirdikleri çözümü Kant ile Herder’in Tarih Anlayışları adlı yapıtında, Hegel’le ilgili çalışmalarını da Felsefe Arşivi dergisinde yer alan Hegel’in Devlet Felsefesi ve Hegel Felsefesi-Yaşayan Yönleriyle adlı yazılarında sergilenmiştir.
Dil konusunun Gökberk’in felsefe anlayışı içinde özel bir yeri vardır. Düşüncenin üretilmesinde başlıca kaynak olan dil, onu kullananlardan bağımsız değildir; uygarlığın gelişimi ile değişir, kendi kendini yeniler. Gökberk dil ile ilgili bu düşüncelerini Değişen Dünya, Değişen Dil adlı bu yapıtında toplamıştır.
Bu arada felsefe dilinin sadeleşmesi, Türkçe felsefe terimlerinin kurulması, kavramların sınıflandırılması yolunda uğraş vermiştir. 1942 yılında henüz bir öğrenci iken ilk Türk Dil Kurultayı’nı izleyen Macit Gökberk, 1954-1960 ve 1969-1976 yılları arasında Türk Dil Kurumu Başkanlığı yapmıştır.
Macit Gökberk 15 Ağustos 1993 günü İstanbul’da öldü. Eşi Zahide Gökberk (vefat etti), Nilüfer ve Ülker adında iki kızı vardır.)
Her yıl felsefe ve deneme yazıları alanında Gökberk ailesi ve Türkiye Felsefe Kurumu tarafından anısına Macit Gökberk Felsefe Ödülü verilir.
Başlıca yapıtları:
- Kant ile Herder’in Tarih Anlayışları (1948)
- Felsefe Tarihi(1961), Felsefenin Evrimi(1979)
- Değişen Dünya-Değişen Dil
Değişen Dünya Değişen Dil
ÖNSÖZ
Bu kitap, geride kalmış kırk yıla yaklaşan bir süre içinde yaptığım konuşmalardan, genişçe bir okuyucu çevresi için yazılmış makalelerden oluşmuştur. “Değişen Dünya” başlığını taşıyan ilk yazıdan başkası –altlarında belirtilen yıllarda ve çoğu dergilerde– yayımlanmıştır.
Kitabın adındaki iki başlığın yan yana gelişi bir rastlantı değildir. Kitabın içeriği tanınınca, “dünyanın değişmesi” ile “dilin değişmesi” arasında, bu iki gerçek arasında zorunlu bir bağlantının bulunduğunun gösterilmeye, bu ilginin belli bir tarih savı ile kanıtlanmaya çalışıldığı görülecektir.
Burada toplanan yazılar, dil sorununun çağdaş kültürümüzün başlıca bir sorunu olduğu inancından kaynaklanmıştır. Bu inancı da, açıklığı ve seçikliği ile, ilkin, yeni Türk kültürünün yolgöstericisi Mustafa Kemal Atatürk ortaya koymuştur. Onun tarih ve dil konularını son yıllarının başlıca kaygısı yapması bundandır.
Kültürümüzün sorunları, doğru olarak, ancak dünyanın nereye gitmekte olduğunu bilmekle anlaşılabilir; ileriye dönük, tüm insanlığa açılan bir tarih bilinci ile kavranabilir. Son otuz yılda, hep ileriye uzanan yaşamın özüne aykırı olarak, geriye itilmek istenmemizde, dar bir taşralı kültür ufkunun elbette payı olmuştur. Oysa tarihin akışı içinde nerede bulunduğumuzu bilmek, bu geniş açıdan bakış, bu gibi çelişkilere düşmememizi, dolayısıyla kültür enerjimizi doğru ve yaratıcı olarak kullanmamızı sağlar.
Macit Gökberk, Ocak 1980