Russell Crowe

Bir Avustralya yapımı olan ” Blood Oath ” ( 1990 ) adlı filmle sinema dünyasına atılan Russel Crowe bu tarihten itibaren 20’nin üzerinde filmde irili ufaklı roller aldı. Yeteneğinin gerçek anlamda keşfedilmesi ise 1997 yapımı ” L.A. Confidential ” filmiyle gerçekleşti. Gösterdiği performans ile En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında Oscar’ın sahibi olan Kim Basinger ile ” American Beauty ” ( Amerikan Güzeli ) ile 2000 yılının En İyi Erkek Oyuncu Oscar’ını kazanan Kevin Spacey’nin yer aldığı filmde 1950’lerin polis teşkilatının kirli yüzünü anlatılıyordu. Filmde, teşkilat içerisinde dönen entrikalara karşı mücadele eden dürüst polisi canlandıran Crowe, başarılı oyunculuğu ile filmi sırtlayanlar arasında gösterildi.

Karizmatik ve yoğun oyunculuğu ile çok farklı duyguları geniş bir perspektifte içten bir şekilde sunmayı başaran aktör, son yıllarda başiarılı filmlere imza atarak kısa zamanda Hollywood yıldızlarının arasına girdi. Rol aldığı hareketli ve şiddet içerikli filmlerde kötü adamları canlandıran Crowe, özellikle masum ve sıcak bakışlarıyla karakterin insancıl doğasını yansıtabilmesi anlamında Sean Penn, Daniel Day Lewis ve Edward Norton gibi yeteneklere benzetiliyor.

1992 yılında rol aldığı ” Proof ” filmiyle En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu dalında Avustralya Film Enstitüsü Ödülü’nün sahibi olan Russel Crowe, bir sonraki sene ” Romper Stomper ” ile aynı enstitüden bu sefer En İyi Erkek Oyuncu ödülünü aldı. Sadist bir Nazi liderini canlandırdığı filmdeki olağanüstü performansı ile bir anda dikkatleri üzerinde toplayan aktör, 1994 yapımı ” The Sum of Us ” filminde utangaç, şirin bir homosexüel genci canlandırdı.

Sharon Stone’un yer aldığı ” The Quick and the Dead ” filmiyle Hollywood sinemasında adını duyurmaya başlayan Russel Crowe, 1995 yılında Denzel Washington ile başrollerini paylaştığı ” Virtuosity ” ile çıkışını sürdürdü.

Filmlerde canlandırdığı kötü adam tiplemelerinden çok da farklı bir karakteri olmadığını iddia eden aktör, özellikle kaba, uzlaşmaz ve soğuk tavırlarıyla beklenilenin aksine oldukça beğeni topluyor. Sert bir mizacı olduğunu her fırsatta dile getiren Russel Crowe, bu yönüyle oynadığı karakterleri canlandırmakta fazla zorlanmadığını vurguluyor Klasik Hollywood filmlerinde oynamak taraftarı olmadığını belirten oyuncu, özellikle deneyimli karakter oyuncuları ile çalışmaktan büyük zevk aldığını söylüyor. 1992 yılında Anthony Hopkins ile birlikte rol aldığı ” The Efficiency Expert ” bunlardan biri. Yetenekli aktörlerin yanı sıra güzel yıldızların yanında da oynama fırsatı bulan Crowe, Bridget Fonda ile ” Rough Magic “, Kim Basinger ile ” L.A.Confidiential ” ve Salma Hayek ile de ” Breaking Up ” gibi filmlerde yer aldı.

Hollywood dünyasında arkadaş olarak Tom Cruise ve Nicole Kidman çiftinin kendisine yakın olduğunu belirten Russel Crowe, her ne kadar giderek yıldızı yükselse de Hollywood’da kalıcı olmak istemediğini ve ilerde Avustralya’daki çiftliğini onarmak gibi projelerinin olduğunu söylüyor.

1999 yılına ” The Insider ” ile birlikte giren Russel Crowe, aynı yılı içerisinde üç filmde birden yer aldı: Yönetmenliğini Ridley Scott’un yaptığı ” Gladiator ” ile ” Yaşam Kanıtı ” ( Proof of Life ) ve ” Flora Plum “.

Bunlardan ” Gladyatör ” ile 2001 Oscar’larında ” En İyi Erkek Oyuncu ” dalı adayı olan Crowe, rakipleri Geoffrey Rush, Ed Harris, Tom Hanks ve Javier Bardem’i geride bırakarak Oscar heykelciğinin sahibi oldu.

Russell Crowe, 2001 yılında gösterime giren, “A Beautiful Mind” (Akıl Oyunları) filminde, Amerikalı ünlü matematikçi John Nash’in hayatını canlandırdı. 

Tags:

Leave a Reply