SirAnthony Hopkins

Sir ünvanına sahip olan Hollywood’un büyük oyuncularından Anthony Hopkins, 31 Aralık 1937’de Güney Galler’de dünyaya geldi. Tam adı Phillip Anthony Hopkins olan oyuncu, Muriel ve fırıncı Richard Hopkins’in tek çocuğuydu. Cowbridge Grammar School’da eğitim gören Hopkins, 17 yaşındayken bir WMCA amatör tiyatro yapımını gördü ve doğru yerde olduğunu hemen anladı. Yeni bulduğu ilgi alanını piyanodaki yeterliliğiyle birleştirerek, iki yıl eğitim göreceği Welsh College of Music & Drama’dan burs kazandı. (1955-57).

OYUNCULUK YOLUNDA ATILAN İLK ADIMLAR

1958’de zorunlu hizmetini tamamlamak için İngiliz ordusuna katıldı. Burada geçirdiği 2 yılının büyük kısmını Kraliyet Ağır Silah Biriminde katip olarak tamamladı. 1960’da Manchester Kütüphanesi Tiyatrosu’na sahneleme yönetici asistanı olarak katıldı, daha sonra Nottingham Repertory Company’ye gitti; burada aktörlük eğitimi alması tavsiye edildi. Hopkins, 1961’de Londra Kraliyet Drama Sanatı Akademisi’ne burslu olarak kabul edildi.

Usta oyuncu, 1963 yılında, Gümüş Madalya alarak mezun oldu ve hemen Phoenix Tiyatrosu’na katıldı. Ardından Liverpool Playhouse and Hornchurch Repertory Company’e katıldı 1965’de Sir Laurence Olivier için, daha sonra National Theater’ın yönetmenliği için davet aldı. İki yıl sonra Hopkins, Strindberg”in Dance of Death”inde Olivier’in öğrencisiydi.

ASLAN YÜREKLİ RICHARD

Hopkins, ilk çıkış filmini 1967 yılında Aslan Yürekli Richard”ı oynayarak yaptı. “The Lion in Winter” filminde Aslan Yürekli Richard”ı, Peter O’Toole ve Katherine Hepburn”le birlikte oynuyordu. Bir British Academy ödülü adaylığı kazandı ve film En iyi film dalında Akademi ödülü kazandı. Amerikan televizyon izleyicileri Hopkins’i 1973 yılında, ABC’deki bir Leon Uris yapımı ilk mini dizisi olan QBVII ile keşfetti. Dizide Hopkins, Polonya doğumlu İngiliz bir fizikçi Adam Kelno’yu canlandırıyordu. 1975 yılında, Broadway’de National Theatre’de, “Eguus” isimli tiyatro oyunuyla birçok ödül kazandı.

1968-1980 arasında birçok filmde rol alan Hopkins, “Fil Adam/The Elephant Man” ile büyük bir ün kazandı. David Lynch’in muhteşem filminde Hopkins, fil adam olayıyla ilgilenen doktoru canlandırdı. Ancak bir türlü A-listesi oyuncularından birisi olamadı. Herkes onun oyun yeteneğini biliyor, ancak o bir türlü gerçekten iyi filmlerde oynayamıyordu.

Los Angeles’da yaşadığı süre içinde Amerikan filmlerinde ve televizyonlarında çalışmalarını sürdürdü. The Bounty (1984) filminde Kaptan Bligh olarak başrolü oynadıktan sonra, İngiltere’ye geri döndü ve David Hare’nin Pravda prodüksiyonunda National Theatre’da oynadı. Buradaki performansıyla British Theatre Assocation’ın En iyi Aktör ödülünü ve 1985’de Outstanding Achievement için Laurence Olivier ödülünü aldı. National Theatre’de geçirdiği bu süre içinde Anthony ve Kleopatra ve King Lear’da rol aldı.

OSCAR’I KAZANDIRAN FİLM:
KUZULARIN SESSİZLİĞİ

1991 yılında “Kuzuların Sessizliği/The Silence Of The Lambs” ile dünya çapında ün kazanan Hopkins, filmde kültürlü ve zeki bir katil olan Hannibal Lecter’ı canlandırdı ve bu rolüyle En İyi Erkek Oyuncu Oscar ödülünü kazandı. Film, toplam dört dalda Oscar kazandı. Hopkins, bu filmden sonra her türlü karaktere bürünebileceğini göstermişti ve bu da onun aranan oyuncu olmasına yetmişti artık.

1992’de Copolla’nın “Bram Stoker’s Dracula”sında Dr. Van Helsing’i lezzetli bir oyunculukla canlandıran usta oyuncu, 1992’de James Ivory’nin “Howards End”inde sosyal statüsüyle kişisel problemlerini saklayan başarılı bir adam rolüyle çıktı sinemaseverlerin karşısına. Sonradan gelen “Günden Kalanlar / The Remains Of The Day” (1993) ve “Nixon” (1993) filmlerindeki performansıyla En İyi Erkek Oyuncu Oscar’ına aday gösterildi.

En İyi Aktör ödülü aynı zamanda British Academy of Film & Television Arts tarafından “Günden Kalanlar / Remains Of The Day” filmindeki performansı için verildi. Hopkins, filmde gerçek bir oyunculuk gösterisine soyundu. Bir yandan, -kimileri için fazlaca- ölçülüydü. Duygularını bir türlü açıklamayan, soylu ve “ciddi” bir adamdı. Ancak rolünü öylesine kavrıyordu ki, seyirci onun hissettiklerine ortak olabiliyor, aldığı eğitim veya yetiştirilme tarzı dolayısıyla yaptığı davranışları anlayabiliyordu.

1993 yılında şövalyelik ünvanı alan Hopkins, yine aynı yıl, Richard Attenborough’un “Gölge Topraklarda/Shadowlands”sında, 1994’de ise Alan Parker’ın “Wellville’e Hoşgeldiniz/The Road To Wellvile” isimli komedisinde oynadı. Parker’ın filminde, meşhur Kellogg’s kahvaltısının yaratıcısını canlandırıyordu.

“EN İYİ ” NIXON

1995 yılında Edward Zwick’in hafif filmi “İhtiras Rüzgarları/Legends Of The Fall”unda, sıkıcı bir rolü sıkıcı bir oyunculukla canlandırdı. 1995’te, ünlü yönetmen Oliver Stone’un Amerikan tarihine birkez daha baktığı “Nixon”da başrol oynadı ve metod oyunculuğun bir gereği olarak aldığı kilolar ve iyi bir makyajla sinema tarihinin en iyi Richard Nixon’u oldu. 1996’da James Ivory’nin “Picasso’yla Yaşamak/Surviving Picasso”sunda Picasso’yu başarıyla canlandırdı ve ünlü kişilikleri perdeye yansıtmaktaki başarısını birkez daha kanıtlamış oldu.

1997’de “Amistad” filmindeki rolüyle En İyi Yardımcı Oyuncu Oscarı’na aday gösterilen Hopkins, 1998 yılına üç film birden sığdırdı. “Junket Whore”, “The Mask of Zorro” ve “Joe Black”. Brad Pitt’in azraili canlandırdığı “Joe Black” filminde Hopkins, zengin bir medya patronu William Parrish karakterini canlandırırken gösterdiği performansıyla yine sinema severleri büyüledi.

HANNIBAL

Sir Anthony Hopkins; “Instinct” (1999), “Siegfried & Roy: The Magic Box” (1999),  “Titus” (1999), “Mission: Impossible II” (2000), “How the Grinch Stole Christmas” (2000), “Gizemli Yabancı / Hearts in Atlantis” filmlerden sonra 2001 yılına damgasını vuran ve “Kuzuların Sessizliği” filminin devamı niteliğinde olan “Hannibal” adlı gerilim filminde, izleyenlerin üzerinde büyük etki bırakan Dr. Lecter karakterini yine kendine has oyunculuğuyla yorumladı ve büyük bir başarı kazandı.

2002 yılında aksiyon-komedi türündeki “Gizli Ortak / Bad Company” adlı filmde rol alan Hopkins, yine aynı yıl, Hollywood’un genç ve başarılı oyuncularından, sinema izleyicilerinin de “Fight Club / Dövüş Kulübü”, “The American History X” adlı filmlerden hatırlayacağı Edvard Norton’la başrollerini paylaştığı “Kızıl Ejder / Red Dragon” filminde oynadı. Hopkins; kurbanlarının vücudunda kendine has bir diş izi bırakan ve gerçek adı Francis Dolarhyde olan katili canlandırdığı filmde, FBI’dan erkenden emekli olan Will Graham karakterini oynayan Edvard Norton’la başarılı bir sinema filmi sundu izleyenlere.

Usta oyuncu, her filminde uç insanları canlandırarak, insanın yoğun yanlarını en başarılı şekilde sergiliyor. İnsanın bilinmezliğinin dehlizlerinde gezinen bir karakter oyuncusu olan Hopkins, küçük büyük demeden bütün rolleri oynuyor. Hopkins, son olarak, 2003 yılında, Nicole Kidman’la başrolü paylaştığı “İnsan Lekesi / The Human Stain” adlı filmle çıktı izleyenlerin karşısına.

Tags:

Leave a Reply