Tam adı Uma Karuna Thurman olan Hollywood’un ünlü yıldızı Uma Thurman, 29 Nisan 1970te, Tibetli Budist bir rahip ve aynı zamanda Colombia Üniversitesi profesörü olan bir baba ve model bir annenin dördüncü çocuğu olarak Amerika’nın Boston kentinde dünyaya geldi. Dechen, Ganden ve Mipam adında 3 erkek kardeşi olan Thurman’ın ailesi Budizme inandıkları için çocuklarına bu Hint isimlerini verdiler. (Uma ismi, “kutsal bağışlayıcı” anlamına geliyor)
3 erkek kardeşiyle birlikte Massachusetts Amherst ve New York Woodstock’ta büyüyen, New England’da bir konservatuarda okuyan sanatçı, 15 yaşındayken New York’lu iki menajer tarafından keşfedildi. 16 yaşında, oyunculuk dalında kariyer yapmak üzere New York’taki Profesyonel Çocuklar Okulu’na geçiş yapman aktris, burada geçimini bulaşıkçılıktan modelliğe pek çok farklı iş yaparak sağladı.
İlk olarak Anthony Michael Hall’le birlikte rol aldığı “Johhny Be Good” ile kamera karşısına geçen Thurman’a uluslararası ün kazandıran film, tanrıça Venüs rolünü üstlendiği, Terry Gillian’ın 1988 yapımlı fantezi tarzındaki “The Adventures of Baron Munchausen / Baron Munchausen’in Maceraları” oldu.
Stephen Frears’ın 1988 yapımlı “Dangerous Liaisons” adlı yapıtında ünlü aktör John Malkovich tarafından baştan çıkarılan 18. yüzyıl manastır bakiresi portresi, çarpıcı ve çok yönlü bir aktris olan Thurman’a eleştirmenlerin övgüsünü getirdi. Ertesi yıl Fred Ward ve Maria de Medeiros’la birlikte rol aldığı, Philip Kaufman yapımı “Henry & June”da Henry Miller’ın nevrotik, erotik ve eşcinsel karısını canlandırdı.
Güzel yıldız, 1990’da John Boorman’ın yönettiği “Where The Heart Is” adlı komedide Dabney Coleman’ın üç şımarık çocuğundan biri olan Daphne McBain rolüyle sinemaseverlerin karşısına çıktı. 1992 yılında ise Phil Joanou’nun gerilim tarzındaki “Final Analysis” filminde Richard Gere ve Kim Bassinger’la birlikte kamera karşısına geçerek, Diana Baylor adındaki bir psikoterapi hastasını canlandırdı.
Bunun ardından, John Malcovich’le “Jennifer Eight” adlı yeni bir gerilim filminde bir kez daha bir araya gelerek Andy Garcia’nın kör kız arkadaşı Helena rolünü üstlendi. 1993 yılında John McNaughton’un yönettiği “Mad Dog and Glory”de Bill Murray’nin hayatını kurtarmak için Robert de Niro’nun hizmetine giren Glory isimli bir barmaid rolünü canlandırmaktaydı. Aktristin belki de bugüne kadarki en egzantrik filmi ise, yine aynı yıl çekilen Gus Van Sant yapımı “Even Cowgirls Get The Blues” oldu. Thurman filmde sinemaseverlerin karşısına otostopçu biseksüel hippi “Sissy Hankshaw” karakteriyle çıkmıştı.
1995’te Quentin Tarantino’nun büyük yankı uyandıran “Pulp Fiction / Ucuz Roman”ındaki rolüyle Oscar’a aday gösterilen sanatçı, filmde komik bir mafya babasının seksi sevgilisi Mia Wallace’ı canlandırmaktaydı. Aynı yıl Vanessa Redgrave’le birlikte romantik bir çalışma olan “A Month By The Lake”te rol alan aktris, 1996 yılında Ted Demme’in yönettiği “Beautiful Girls” ve Michael Lehmann’ın yönettiği “The Truth About Cats & Dogs” filmleriyle kamera karşısına geçti.
Bir sonraki yıl Arnold Schwarzenegger, George Clooney ve Chris O’Donnell ile birlikte kamera karşısına geçtiği “Batman & Robin”de Poison Ivy/Dr. Pamela Isley karakterini canladıran aktris, Ethan Hawke’yle başrolünü paylaştığı “Gattaca”da ise Irene Cassini rolündeydi. Sanatçı filmin setinde yakışıklı aktör Ethan Hawkela tanıştı ve çift kısa bir süre sonra evlendi. Oyuncu, bu evlilikten Maya Ray (1998) ve Roanı (2002) dünyaya getirdi.
Thurman, 1998’de Gérard Depardieu ile birlikte başrollerini paylaştığı ve Fransız bir soylu rolünü canlandırdığı “Les Misérables / Sefiller”le, ardından da Ralph Fiennes ve Sean Connery ile birlikte oynadığı “The Avengers / Tatlı Sert” filmiyle izleyiciyle buluştu. 1999 baharında New york Classic Stage Company’de Moliére’in “The Misantrphe”unun modern uyarlamasıyla ilk tiyatro çıkışını yapan Thurman, aynı yıl Woody Allen’ın “Sweet and Lowdown” isimli filminde Sean Penn ve Samantha Morton’la birlikte rol aldı.
Farklı tarzda ve zorlu pek çok rol üstlenerek kendini kanıtlamış olan Thurman, “Sweet and Lowdown” filminde oynadıktan sonra modellik günlerine geri döndü ve 2000 yılında Fransız kozmetik firması Lancomeda model ve reklam sözcüsü olarak çalışmaya başladı. Empire Magazinenin sinema tarihindeki en seksi 100 bayandan biri olarak kabul ettiği sanatçıyı, 1900lerde geçen “The Golden Bowl / Altın Kap”da zengin bir mirasçı olarak başrolde izledi sinemaseverler. Sanatçının yine aynı yıl rol aldığı bir başka dönem draması da, 17.yy. Fransa’sında geçen “Vatel” oldu.
Aktris, 2002 yapımlı “Hysterical Blindness” filmindeki rolüyle “En İyi Kadın Oyuncu” dalında Altın Küreye layık görüldü. “Tape / Kaset”te gerçek hayattaki oyuncu eşi Ethan Hawke ile kamera karşısına geçen oyuncu, filmdeki güçlü karakter rolüyle dikkatleri çekti.
Aksiyon filmlerinin temposuna alışkın olan Thurman, Quantin Tarantinonun yönetmenliğini üstlendiği 2003 yapımı “Kill Bill”de oynamayı kabul etti fakat filmin çekimleri güzel yıldızın hamileliği yüzünden ertelendi. Hawkela olan evliliğinden ikinci çocuğunu dünyaya getiren Thurman, hızlı bir şekilde kilo vererek rolü için hazırlıklarını tamamladı. İki bölüm halinde çekilen ve ilk bölümü 2003ün ekim ayında vizyona giren “Kill Bill Vol. 1” içerdiği aşırı şiddet öğeleriyle seyirciyi adeta şok eder nitelikte bir yapıt olma özelliğine sahip.