BİNBAŞI
GREKOROMEN GÜREŞ A-MİLLİ TAKIM VE TSK GÜREŞ MİLLİ TAKIMLARI TEKNİK DİREKTÖRÜ
· 29 Aralık 1969 İstanbul doğumlu
· 1984 yılında İstanbul Güreş İhtisasa kulübünde güreşe başladı
· 1989 yılında ilk kez milli mayoyu giydi
· 1993 yılında Marmara Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim dalında ‘ Güreş Sporunun Psiko Sosyal yönü üzerine araştırmalar ‘ isimli teziyle yüksek lisans eğitimini tamamladı
· 1992 yılından itibaren K.K.Gücü ve T.S.K Güreş Milli takımlar teknik direktörlüğü görevini yürütmektedir
· Aynı zamanda sivilde; Grekoromen Genç Milli Takım Antrenörlüğü( 1996 )
· Grekoromen Genç Milli Takım Teknik Direktörlüğü ( 1997,2001) ve Grekoromen A Milli Takım Antrenörlüğü (2002-2004 )görevlerinde bulunmuştur.
· 2002 yılında İtalya’da yapılan ‘ULUSLAR ARASI ANTRENÖR KURSU ‘NU bitirdi.
· 2004 Yılı Atina Olimpiyatlarında Grekoromen A-Milli Takım Antrenörü olarak görev yapmış olup, yılın Teknik Direktörü ( 1995 ) ve en iyi Antrenör/Best Coach (CISM 2004 ) ödülleri bulunmaktadır.
· 26-30 Eylül 2006 Tarihinde Çinde yapılan Büyükler Grekoromen Güreş Dünya Şampiyonasında ‘Cumhuriyet tarihinde ilk kez’ takım halinde Dünya Şampiyonu olan Grekoromen Güreş A-Milli Takımında Teknik Direktör olarak görev yapmıştır.
Güreş hakkındaki görüşleri şöyle;’ Mesleğim gereği müsabık olarak çok kısa güreş yapabildim. 20 yaşında güreşi bırakmak zorunda kaldım.Ancak güreşe olan özlemimi antrenörlük yaparak giderdim.Antrenörlük hayatımda gerek silahlı Kuvvetlerde, gerekse sivilde çok çalıştım.emek verdim.Şükürler olsun ki çabalarımın karşılığını alıyorum.
Görev yaptığım takımlar ülkemi ve bayrağımızı gururla temsil ederek başarıdan başarıya koştular.
Bir sevdadır güreş.Bana göre güreş Türk’ü ve Türklüğü anlatıyor.Anadolu’nun her yerinde güreş yapan, yapanları tanıyan veya güreş seyretmeye koşa koşa giden insanları bulabilirsiniz.Bu milletin tarihinde;Orta Asya’dan Selçuklu’ya, Osmanlıdan Türkiye Cumhuriyetine kadar her dönemde güreş kahramanlıkları görürsünüz.
Türk toplumunun tarihten gelen milli ve manevi değerlerine karşılıksız bağlı, bayrağını bilen ve yüceltme ateşiyle yanan bir yürekle yetişir güreşçiler.
Bir dengedir güreş, ince bir ayardır.Bir güreşçinin bulunduğu bir yerde renk görürsünüz,mertlik ve onur duygusunu hissedersiniz.Bir güreşçi çoğu insanın yapamadığı işleri yapabilir,güreşçinin becerebildiği işleri herkes yapamaz.Medeni cesareti çok üst seviyededir.
Çok zor bir spordur güreş, Her sporcu,antrenör ve idarecinin yapabileceği bir uğraş değildir. Özel insanlar güreşle uğraşır.Yorumsuz bir disiplin, net bir itaat gerektirir.
Güreşin doktoru, masöründe dahi meslektaşlarına göre belirgin bir fark görürsünüz. Bazen güreşe karşı; türlü düzenler,oyunlarla karşılaşabilirsiniz.Ama bu güreş camiasını yıldırmaz,aksine kan yapar.Daha bir sevdayla, daha bir hırsla sarılırlar Ata sporuna.
Bir insan güreşçi doğar ve öleceği güne kadar yaşar güreşi.Çoğu zaman anlatılmaz,yenmek ve yenilmek duygusunun en yüksek yaşandığı bir arenadır güreş.
Milletimin, devletimin sporudur güreş. Ayyıldızlı bayrak dalgalandıkça öylede kalacaktır……