AK Parti Grup Başkanvekilleri Mahir Ünal ve Ahmet Aydın ile AK Parti’li bazı milletvekillerinin imzalarının bulunduğu önergeye göre, özel mahkemeler kaldırılıyor. Özel mahkemelerin görev alanına giren davalar, ağır ceza mahkemelerinde görülecek. Halen özel yetkili mahkemelerdeki davalar, kesin hükümle sonuçlanıncaya kadar bu mahkemelerde görülmeye devam edilecek.Hazırlanan önerge, ”3. Yargı Paketi’ne ilişkin tasarının 74. maddesinin değiştirilmesini öngörüyor.
Önergeye göre, Terörle Mücadele Kanunu (TMK) kapsamına giren suçlar dolayısıyla açılan davalar, Adalet Bakanlığı’nın teklifi üzerine HSYK tarafından yargı çevresi birden çok ili kapsayacak şekilde belirlenecek illerde görevlendirilecek ağır ceza mahkemelerinde görülecek.
Bu mahkemelerin başkan ve üyeleri, Adli Yargı Adalet Komisyonu’nca, bu mahkemelerden başka mahkemelerde veya işlerde görevlendirilemeyecek.
Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay’ın yargılayacağı kişilere ilişkin hükümler ile Askeri Mahkemelerin görevlerine ilişkin hükümler sakla kalacak.
TMK kapsamına giren suçlarla ilgili olarak soruşturma, HSYK’ca bu suçların soruşturma ve kovuşturmasında görevlendirilen Cumhuriyet savcılarınca yapılacak. Bu Cumhuriyet savcıları, Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başka mahkemelerde ve işlerde görevlendirilemeyecek.
MİT mensupları izne bağlı olacak
TCK’nın ”Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak”, ”Anayasayı ihlal”, ”Yasama organına karşı suç”, ”Hükümete karşı suç”, ”Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı silahlı isyan” ”silahlı örgüt”, ”silah sağlama” ve ”suç için anlaşma” başlığıyla düzenlenen suçlar hakkında, görev sırasında veya görevinden dolayı işlenmiş olsa bile Cumhuriyet savcılarınca doğrudan soruşturma yapılacak. Ancak Devlet İstihbarat Hizmetleri ve MİT Kanunu’nun 26. maddesindeki ”MİT mensuplarının veya belirli bir görevi ifa etmek üzere kamu görevlileri arasından Başbakan tarafından görevlendirilenlerin; görevlerini yerine getirirken, görevin niteliğinden doğan veya görevin ifası sırasında işledikleri iddia olunan suçlardan dolayı ya da 5271 sayılı Kanunun 250. maddesinin birinci fıkrasına göre kurulan ağır ceza mahkemelerinin görev alanına giren suçları işledikleri iddiasıyla haklarında soruşturma yapılması, Başbakanın iznine bağlıdır” hükmü saklı olacak.
Yürütülen soruşturmalarda hakim tarafından verilmesi gerekli kararları alma, bu kararlara karşı yapılan itirazları incelemek ve sadece bu işlere bakmak üzere yeteri kadar hakim görevlendirilecek.
Gözaltı süresi 48 saate çıkartılıyor
CMUK’ta gözaltı süresine ilişkin maddede de değişiklik yapılıyor. Gözaltı süreleri, 24 saatten 48 saate çıkarılacak.
Soruşturmanın amacı tehlikeye düşebilecekse yakalanan veya gözaltına alınan, gözaltı süresi uzatılan kişinin durumu hakkında Cumhuriyet savcısının emri ile sadece bir yakınına bilgi verilecek.
Gözaltındaki şüphelinin avukatıyla görüşme hakkı, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine hakim kararıyla 24 saat süreyle kısıtlanabilecek. Bu zaman zarfında ifade alınamayacak.
Türk Ceza Kanunu’nda yer alan ”örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen uyuşturucu ve uyarıcı madde imal ve ticareti suçu veya suçtan kaynaklanan mal varlığı devrini aklama suçu”, ”haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla kurulmuş örgütün faaliyeti çerçevesinde cebir ve tehdit uygulanarak işlenen suçlar” ile ”Temel milli yararlara karşı hakaret, Halkı askerlikten soğutma, Askerleri itaatsizliğe teşvik, Savaşta yalan haber yayma, Seferberlikle ilgili görevin ihmali, Düşmandan unvan ve benzeri payeler kabulü, Askeri yasak bölgelere girme” suçları hariç, açılan davalar, ağır ceza mahkemelerinde görülecek.
Bu hükümler, bu suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmalarda da uygulanacak. Bu suçlarda Ceza Muhakemesi Kanunu’nda öngörülen tutuklama süresi 2 katı olacak. Çocuklar, bu madde hükümleri uyarınca kurulan mahkemelerde yargılanamayacak. Bu mahkemelere özgü soruşturma ve kovuşturma hükümleri çocuklar için uygulanmayacak.
3. Yargı Paketi’ne ilişkin hazırlanan bir başka önergede de tasarının ”Geçici 2. maddesi”ne bazı fıkralar ekleniyor. Buna göre, düzenleme yürürlüğe girdiği tarih itibariyle koşullu salıverilmesine bir yıldan az süre kalan ve açık ceza infaz kurumunda bulunan iyi halli hükümlülerin, talepleri halinde, cezalarının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimi serbestlik uygulanmak suretiyle infazına karar verilebilecek.
Süren davalara ilişkin yeni düzenleme
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun yürürlükten kaldırılan 250. maddesinin birinci fıkrasına göre görevlendirilen mahkemelerde açılan davalara kesin hükümle sonuçlandırılıncaya kadar bu mahkemelerce bakılmaya devam edilecek.
Bu davalarda yetkisizlik veya görevsizlik kararı verilemeyecek. Terörle Mücadele Kanunu’nun 10. maddesinin, kavuşturmaya ilişkin hükümleri, bu davalarda da uygulanacak.
CMUK’nun 251. maddesinin birinci fıkrasına göre görevlendirilen Cumhuriyet Savcıları, yürütmekte oldukları soruşturmalara HSYK’ca TMK’nın 10. maddesi uyarınca görevlendirilen Cumhuriyet savcıları göreve başlayıncaya kadar devam edecekler.
TMK’nın 10. maddesi kapsamına giren suçlarla ilgili olarak bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibariyle açılan davalarda, sanığın taşıdığı kamu görevlisi sıfatı dolayısıyla hakkında soruşturma yapılabilmesi için izin veya karar alınması gerektiğinden durma veya düşme kararı verilemeyecek.
Mevzuatta CMUK’un 250. maddesine göre kurulan ağır ceza mahkemelerine yapılan atıflar, TMK’nın 10. maddesinde belirtilen ağır ceza mahkemelerine yapılmış sayılacak.
AK Parti Grup Başkanvekilleri Mahir Ünal ve Ahmet Aydın, Özel Yetkili Mahkemeler’in kaldırılmasına da öngören önergeye ilişkin bilgi notu hazırladı. Bilgi notunda, CMK’nın 250. maddesi uyarınca görevli ve yetkili mahkeme ve savcılıkların uyguladıkları kuralların yeni sisteme alınmadığı vurgulandı.
Bilgi notunda ayrıca; CMK 250 kapsamına giren ve yeni sistemde TMK’nın 10. maddesinde düzenlenen suçları işleyenlerin sıfat ve memuriyetleri ne olursa olsun, özel yetkili ağır ceza mahkemelerinde yargılanacağına ilişkin hükmün kaldırıldığı belirtildi.
Dogrudan soruşturma yapılabilecek suçlar
Yeni sistemde TMK 10. maddede düzenlenen suçlardan, görev sırasında veya görevden dolayı işlenmiş olsa bile cumhuriyet savcılarınca doğrudan soruşturma yapılabilecek suçlar şöyle sıralandı:
”Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak (TCK 302), cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmak (TCK 309), cebir ve şiddet kullanarak TBMM’yi ortadan kaldırmak (TCK 311), cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmak (TCK 312), halkı Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı silahlı bir isyana tahrik etmek (TCK 313), silahlı örgüt kurmak (TCK 314), örgüt faaliyetinde kullanmak üzere silah sağlama (TCK 315), devlet aleyhine suç işlemek için anlaşmak (TCK 316).”
Bilgi notunda bu suçların dışındaki suçlar yönünden genel usul hükümlerinin uygulanacağı kaydedildi.
”Özgürlükler hakimleri”
Mevcut sistemde arama, el koyma, yakalama, gözaltına alma, tutuklama ve iletişimin tespiti gibi koruma tedbirlerine ilişkin kararların özel yetkili ağır ceza mahkemesi üyesinden alınması uygulamasından vazgeçildiği de belirtildi. Yeni sistemde, sadece bu işlere bakmak üzere ”özgürlükler hakimleri” görevlendirileceği ve bundan böyle bu tür kararların bu hakimler tarafından verileceği, itirazların da yine bu amaçla görevlendirilen diğer hakimler tarafından karara bağlanacağı vurgulandı.
Gözaltı süresi kısalıyor
AK Parti’nin vereceği önergeyle, toplu halde işlenen suçlara ilişkin gözaltı süresinin 7 güne kadar uzatılabilmesine ilişkin hüküm de kaldırılıyor. Böylece gözaltı süresi kısalacak.
Önergeyle kaldırılacak diğer hükümler şöyle:
-Soruşturmanın gerekli kıldığı hallerde suç mahalli ile delillerin bulunduğu yerlere gidilerek soruşturma yapılacağına ilişkin hüküm,
-Soruşturma ve kovuşturmalarda kolluğun; şüpheli veya sanığı, tanığı, bilirkişiyi ve mağduru Cumhuriyet savcısının veya hakimin emriyle belirtilen gün, saat ve yerde hazır bulundurmaya mecbur olduğuna ilişkin hüküm,
-Bu mahkemelerin yargı çevresi içindeki genel ve özel bütçeli idarelere, kamu iktisadi teşebbüslerine, il özel idarelerine ve belediyelere ait bina, araç, gereç ve personelden yararlanmak için istemde bulunabileceğine ilişkin hüküm ile Türk Silahlı Kuvvetleri kıt’a, karargah ve kurumlarından istemde bulunulması halinde istemin, yetkili amirlikçe değerlendirilerek yerine getirilebileceğine ilişkin hüküm.
-Bu davalarda esas hakkındaki iddiasını bildirmek için Cumhuriyet savcısına, katılan veya vekiline; iddialara karşı savunmasını yapmak için sanık veya müdafiine makul bir süre verileceğine ilişkin hüküm,
-Mahkemenin, duruşmanın düzen ve disiplinini bozan sözlü veya yazılı beyan ve davranışlar hakkında yayım yasağı koyabileceğine ilişkin hüküm,
-İşin ivediliğine göre basın veya diğer kitle iletişim araçlarıyla tebligat yapılabileceğine ilişkin hüküm,
-Şüphelinin kolluk tarafından ifadesi alınırken, ancak bir müdafiin hazır bulunabileceğine ilişkin hüküm,
-Müdafiin dosya içeriğini incelemesi veya belgelerden örnek almasının Cumhuriyet savcısının istemi üzerine hâkim kararıyla kısıtlanabileceğine ilişkin hüküm,
-Bu Kanun kapsamında yer alan suçlardan dolayı yapılan soruşturmada müdafiin terör örgütü mensuplarının örgütsel amaçlı haberleşmelerine aracılık ettiğine ilişkin bulgu veya belge elde edilmesi halinde, Cumhuriyet savcısının istemi ve hakim kararıyla, bir görevli görüşmede hazır bulundurulabileceğine ve bu kişilerin müdafiine verdiği veya müdafiince bu kişiye verilen belgelerin hakim tarafından incelenebileceğine ilişkin hüküm,
-Şüphelinin gözaltı süresince yalnız bir müdafiin hukuki yardımından yararlanabileceğine ilişkin hüküm.
Süheyl Batum’dan ne değişti eleştirisi
CHP Eskişehir Milletvekili Süheyl Batum, verdikleri önerge üzerinde söz alarak, milletvekillerinin gece geç saatlere kadar özel yetkili mahkemelere ilişkin önergeye yönelik görüşlerini belirtmek için çalıştığını anlattı.
Önergenin bu gece gelmemesi üzerine milletvekillerinin bazı tahminler yürütmeye başladığını ifade eden Batum, şöyle devam etti:
”(Acaba Pensilvanya ile mi anlaşamadılar), (Acaba ABD’den daha metin gelmedi mi yoksa geldi de Türkçe’ye mi çevrilmedi) şeklinde tahminler yürütmeye başladı milletvekilleri. Ağızlar torba değil işte. Sonra bu önergeler şimdi elimize geldi. Bir baktık ki durum öyle değil. Meğerse Sayın Bakan utanıyormuş bunu çıkarmaya. Metin önümüzde. Siz açıklıkla bile bile gerçekleri saptırıyorsunuz. Türk halkını kandırıyorsunuz. ‘Özel yetkili mahkemeleri kaldırdık’ diye daha ağırını başımıza getiriyorsunuz.”
Bu arada, CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, her önerge ve her madde oylaması öncesinde toplantı yeter sayısı aranmasını istemeye başladı.
Bu durumun AK Parti milletvekilleri tarafından tepkiyle karşılanması üzerine yerinden söz alan Hamzaçebi, ”Şimdi AKP’li arkadaşlar neden bu kadar sık yoklama istediğimizi merak ediyordur. Merak eden arkadaşlarımız şu önergeleri incelesinler. Özel yetkili mahkemelerin kaldırılması konusunda bakanların kamuoyuna nasıl yalan söylediklerini görsünler” diye konuştu.
MHP Manisa Milletvekili Erkan Akçay, verdikleri önerge üzerinde söz aldı. ”Adalet mülkün temelidir” sözünü hatırlatan Akçay, ”Yapılan düzenlemeler maalesef adaleti de yargı düzenini de mülkü de yaralamaktadır. İktidarın en başarısız olduğu alanlar hukuk ve adalet ile terörle mücadele. ‘Kanun’, ‘kanun’ diye hukuku tepeliyorsunuz” şeklinde konuştu.
BDP Mardin Milletvekili Erol Dora da verdikleri önerge üzerinde yaptığı konuşmada, hukuki anlamda hak kayıpların en aza indirileceği düzenlemeler yapılmasının gerektiğini vurguladı. Dora, özellikle yürütmeyi durdurmaya ilişkin yapılacak düzenlemenin HES’lere ilişkin açılan davalarda vatandaşlarda hayal kırıklığı yaratacağını savundu.
Başbakan Yardımcısı Bozdağ’dan ‘ne değişti’ eleştirilerine cevap
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, ”CMK’nın 250, 251, 252 yürürlükten kalkıyor. CHP, sanki 250, 251, 252 yürürlükte duruyormuş gibi bir hava yaratmak istiyor. Halbuki bu maddeler yürürlükten kalktı ve oradaki usule dair imtiyazlar da ortadan kalkmış oluyor. Bu büyük bir iyileştirme” dedi.Özel Yetkili Mahkemelerle ilgili AK Parti’nin hazırladığı önergeye ilişkin gazetecilerin sorularını cevaplandıran Bozdağ, önergede CMK’un 250, 251 ve 252. maddesindeki bazı hükümlerinin yürürlükten kaldırıldığını, bunun da özel yetkili mahkemelerin kaldırılması anlamına geldiğini söyledi.
Bekir Bozdağ, CMK’un 252. maddesinin 2. fıkrasında, ”tutuklama süresi iki kat olarak uygulanır” hükmünün korunduğunu dile getirdi. Bozdağ, ”Bu çıkmış olsaydı, örneğin Alparslan Arslan tahliye edilmiş olurdu. Kamuoyunun çok rahatsız olacağı tahliyeler gündeme gelebilirdi. Bu nedenle bu fıkrayı tuttuk” dedi.
Bozdağ, ”Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak”, ”Anayasayı ihlal”, ”Yasama organına karşı suç”, ”Hükümete karşı suç”, ”Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı silahlı isyan”, ”silahlı örgüt”, ”silah sağlama” ve ”Suç için anlaşma” başlığıyla düzenlenen suçlarda Cumhuriyet savcılarının doğrudan soruşturma yapabileceğini ifade etti.
Diğerlerinin genel hükümlere tabi olacağını vurgulayan Bozdağ, MİT ile ilgili kısmın önergeye neden konulduğuna da açıklık getirdi. Bozdağ, ”Bunu koymamızın nedeni, özel kanun genel kanun, önceki sonraki kanun tartışması olur, bu noktada bizim yaptığımız önceki düzenleme sanki kaldırıldı anlamı çıkar gibi birtakım tereddütler yaşanmasın diye koyduk. Bir tereddüt olmasın bir kez daha açık yazıyoruz” diye konuştu.
Bozdağ, gözaltı süresinin 7 güne kadar artırılmasına ilişkin hükmün kaldırıldığını belirterek, savcının izin almadan açabileceği soruşturmalarla ilgili suçların ise isimlerinin yazılarak, belirgin hale getirildiğini kaydetti. Bozdağ, ”Bunları yazarak sınırlandırmış olduk. Onun dışındakiler ise genel hükümlere giriyor. Yani usul açısından önemli iyileştirmeler yapıldı” dedi.
Mevcut davalarla ilgili bir geçici hüküm getirileceğini belirten Bozdağ, ”Şu anda görüldükleri mahkemelerde sonuçlandırılacak. Davaların hepsi bulundukları mahkemelerde devam edecek” diye konuştu.
Bundan sonraki süreçte açılacak bir davanın mevcut davalarla birleştirilmesi söz konusu olduğunda nasıl bir düzenlemeye gidileceğine ilişkin soruya ise Bozdağ, ”Şu an devam eden davalar devam edecek, yeni soruşturmalar ise yeni usule göre yapılacak. Kaldıracağımız usulle ilgili hükümler, devam eden mahkemeler için de geçerli olacak” karşılığını verdi.
Çifte bir yargılama sistemi olacağına ilişkin eleştirilerin bulunduğunun hatırlatılması üzerine Bozdağ, ”Hayır olmayacak. Çünkü usul aynı. Örneğin geçici maddeye koyduk ‘mevcut mahkemeler devam edecek’ diye; bunların uygulayacağı usul ile öbürlerinin uygulayacağı usul aynı. Usulde bir farklılık olmayacak” şeklinde konuştu.
Bozdağ, soruşturma aşamasında tutuklama kararı veya tahliye kararı veren hakimle, yargılamada görev yapan hakimin aynı olmaması için bir hüküm getirileceğini belirtti.
Önergeyi savunan Bekir Bozdağ, şöyle devam etti:
”Baktığımız zaman hepsi sanık lehine bunlar. Buradakileri okursanız, esasen bunlar usule ilişkin şeylerdir. Örneğin dosyadan belge alamıyorlardı, şimdi herkes oradan belgesini alabilecek. Yani genel hükümlere tabi olacak. Müdafii sayısında genel hükümler nasılsa öyle olacak. Usulle ilgili soruşturulan ve kovuşturulan kişilerin aleyhine olan şeyler ortadan kalkmış olacak. Kanunlardaki genel kurallar uygulanacak, özel kurallar kalkmış olacak.”
Özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasına ilişkin önerge hakkında ”CHP’lilerin ne değişti” eleştirilerinin hatırlatılması üzerine de Bozdağ, ”CMK’nın 250, 251, 252 yürürlükten kalkıyor. CHP sanki 250, 251, 252 yürürlükte duruyormuş gibi bir hava yaratmak istiyor. Halbuki bu maddeler yürürlükten kalktı ve oradaki usule dair imtiyazlar da ortadan kalkmış oluyor. Bu büyük bir iyileştirme” dedi.
Bozdağ, ”Cemaat mevcut davalarda yargılamalarına devam edecek, Hükümet ise kendi özel yetkili mahkemelerini kuruyor” şeklindeki yorumların hatırlatılması üzerine, ”O kadar çok iftira yapılıyor ki bunlar da bir başka iftira” dedi.
Adalet Bakanı Sadullah Ergin eleştirilere cevap verdi
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, özel yetkili mahkemelere (ÖYM) ilişkin verilen değişiklik önergesine ilişkin eleştirilere, ”Tam da sözümüzün arkasında olan düzenlemedir” diye yanıtladı.TBMM Genel Kurulu’nda, ”3. Yargı Paketi” olarak adlandırılan tasarının 3. bölümünde verilen önergeler üzerinde görüşmeler sürüyor.
Bakan Ergin, ÖYM’lere ilişkin hazırlanan önergenin dağıtılmasından sonra kürsüye çıkanların, ”AK Parti’nin, TBMM’yi, kamuoyunu, ülkeyi yanılttığını” söylediklerine işaret etti.
Ergin, ”AK Parti sözcüleri, Başbakanımız, bakanlarımız ne zaman bu maddelerle ilgili konuşmuşlarsa şöyle dediler: ‘250. maddedeki yetkili mahkemeleri kaldıracağız. Devam eden davalar etkilenmeyecek. Terörle mücadelemize zarar verecek, darbe ve darbe girişimleri mücadelemize zarar getirecek bir adım atmayacağız. Uyuşturucu ve çetelerle mücadeleye ilişkin maddelerde zafiyet oluşturmayacağız’ demiştir. Yaptığımız düzenleme, tam da sözümüzün arkasında olan düzenlemedir” diye konuştu.
CHP Antalya Milletvekili Gürkut Acar, Şanlıurfa Cezaevi’nde 13 kişinin yaşamını yitirdiğini anımsatarak, bu olayın Japonya’da olması halinde ilgili bakanın harakiri yapacağını söyledi.
Cezaevinde yattıklarını, cezaevlerinin şartlarını bildiklerini ifade eden Acar, cezaevi şartlarının iyileştirilmesi gerektiğini ifade etti.
Acar, ”Türkiye’yi büyük bir hapishaneye döndürdünüz. Hukuk devletini yok ettiniz. Hukuku olmayan devlette, hiçkimse, partiler ayakta kalamaz” dedi.
BDP Adana Milletvekili Murat Bozlak, verilecek önergeyle isimsiz mahkemelerin geldiğini ifade ederek, ”İsim söylüyorum; ‘AKP mahkemesi’ deyin, isimsiz kalmasın. Düzenleme, Türkiye’yi demokratikleşmeye yönelik bir çalışma değil. Mahkemelerin yükünün azaltılacağı söyleniyor ancak bu şekilde azaltılamaz, yasaklayıcı mantık olduğu gibi kalıyor. AKP’nin güttüğü politikadan, düşüncede demokrat ama pratikte statükocu, özgürlüklere karşı olduğunu görüyorum. Sizi engelleyen ne?” diye sordu.
CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner, verilen önergeyle, ”8 özel yetkili mahkeme yetmez 30 tane getiriyoruz” denildiğini ifade ederek, ”Mevcut tüm hükümleri alıp, TMK içine koyuyorsunuz. Önergeye göre, tek dava kalsa bile bu mahkemeler devam edecek. Sıkıyönetim mahkemelerinden son DGM, sonra özel güvenlik mahkemeleri… M harfi sabit kalarak, tüm harf kombinasyonları kullanılmış olacak. Niyetiniz, ‘hakim, savcıları yasa manyağı haline getirelim, iş yükü altına kalkamaz hale getirelim, sonunda genel af getirelim” ise bunu da açıkça söyleyin” diye konuştu.
Meclis’te tansiyon yükseldi
TBMM Genel Kurulu’nda, AK Parti’nin, özel yetkili mahkemelerin alanına giren suçların ağır ceza mahkemelerinde görülmesini de düzenleyen önergesi okunmadan tartışma çıktı. TBMM Genel Kurulu’nda ”3. Yargı Paketi” olarak adlandırılan tasarının 74. maddesi üzerinde, AK Parti Grup Başkanvekilleri Mahir Ünal ve Ahmet Aydın ile arkadaşları tarafından önerge verildi.
Önerge okunmadan önce söz alan CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, maddenin Terörle Mücadele Kanunu ile ilgili;önergenin ise Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun maddeleriyle ilgili olduğunu belirtti. Hamzaçebi, ”Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun düzenlemelerini içeren bir madde, Terörle Mücadele Kanunu ile ilgili madde içinde görüşülemez” dedi.
Hamzaçebi, yapılanın, DGM anlayışının devam ettirilmesi olduğunu iddia etti.
Akif Hamzaçebi, İçtüzüğe göre değişiklik önergelerinin gerekçeler dahil 500 kelimeyi geçemeyeceğini ancak AK Parti’nin önergesinin 500 kelimenin üzerinde olduğunu belirtti.
TBMM Başkanvekili Mehmet Sağlam ve AK Parti Grup Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, önergenin 500 kelimeye indirildiğini ifade etti.
BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan, önergedeki her fıkranın ayrı ayrı düzenlenmesi gerektiğini, bir önerge içinde toplu torba önerge olamayacağını söyledi. Kaplan, bu şekilde önergenin işleme alınamayacağını, anayasaya aykırı olacağını ifade etti.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, önergenin, komisyon tarafından değerlendirilmesinden sonra Genel Kurul’da ele alınmasını istedi.
AK Parti Grup Başkanvekili Ahmet Aydın, teknik ve hukuki açıdan önergelerinde bir sorun bulunmadığını kaydetti.
CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, birleşimi yöneten Sağlam’a ”Ne bağırıyorsun” diye seslenmesi üzerine Sağlam da ”Sen niye bağırıyorsun” diye tepki gösterdi. Bunun üzerine Sağlam, kürsüden ayrıldı.
Verilen aranın ardından Sağlam, önergenin işleme alınmasına yönelik itirazlara karşı usul tartışması açtı.
-”Utanç belgesi”-
Muhalefet milletvekilleri, daha önceki maddeler üzerinde yaptıkları konuşmada, ÖYM’lerin kaldırılmasına ilişkin hazırlanan önergeye tepki gösterdi.
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, AK Parti’nin özel yetkili mahkemelere ilişkin önergesinin, ”utanç belgesi” olduğunu savunarak, bunun geri çekilmesini istedi. Tanrıkulu, ”Özel yetkili mahkemeleri yeniden bizim önümüze getirmeyin” dedi.
BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, İstiklal Mahkemeleri, DGM ve özel yetkili mahkemelerin aynı olduğunu ileri sürerek, ”Allah, İstiklal Mahkemeleri’nin de DGM ve özel yetkili mahkemelerin de sizin yeni mahkemelerinizin de belasını versin. Bu halka belanın dışında bir şey getirmiyor” diye konuştu.
CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, AK Parti iktidarında Türkiye’nin normal bir hukuk devleti olduğuna inanmanın, saflık olacağını öne sürerek, ”Yasa yapma tekniğini de mi bilmiyorsunuz? Bürokratlarınız bilmiyorsa onları da değiştirin. Anlayış, taşımacılıktan ibaret; mevcut hükümleri başkasına taşımak. Bu önerge içinize siniyor mu? Hukuk adına utanç belgesi bu önerge. Hiçbir hukuk tekniği içermeyen, yasaya uyman bu önergeden utanıyorum” görüşünü savundu.
TBMM Başkanvekili Mehmet Sağlam’ın tutumu hakkında usul tartışması
TBMM Genel Kurulu’nda, ”3. Yargı Paketi”nin görüşülmesi sırasında, AK Parti’nin, özel yetkili mahkemelerin alanına giren suçların ağır ceza mahkemelerinde görüleceğine ilişkin önergesinin işleme konulması konusunda, TBMM Başkanvekili Mehmet Sağlam’ın tutumu hakkında usul tartışması yapıldı. AK Parti Grup Başkanvekili Ahmet Aydın, Sağlam’ın tutumu lehinde söz aldı. Aydın, ”Bir sürü önergeyi görüşüp oyluyoruz, bu önergeye geldiğinde arkadaşlar İçtüzüğe aykırı olduğunu öne sürdüler. Gerekçenin 500 kelimeyi aştığı yolundaki iddia vardı. Daha görüşmeler başlamadan 500 kelimeye indirdik. Şu anda hiçbir problem hiçbir mahzuru yok” diye konuştu.
Önerge ile madde arasında da çelişki olduğunun iddia edildiğini anımsatan Aydın, bu iddianın da tamamen yanlış olduğunu söyledi. Aydın, ”Önerge bizatihi ilgili kanun maddesini değiştiriyor. Bu önerge kabul edilmezse başka hangi önerge burada görüşülür. Önergenin teknik ve hukuki açıdan bir sakıncası yoktur” ifadesini kullandı.
CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi ise düzenleme ile çok önemli bir sistem değişikliği yapıldığını savunarak, ”DGM’ler en son 2004 yılında ismi değiştirilerek, özel yetkili mahkemeye dönüştürüldü. 2004’teki değişikliğin amacı, sizin bu mahkemelere hakim olma düşüncenizdi. Bu mahkemeleri kontrolünüze almak istediniz” şeklinde konuştu.
”Siz şimdi kendi hakimlerinizi atamak istiyorsunuz” diyen Hamzaçebi, sözlerini şöyle sürdürdü:
”Kendi yargı sisteminizi oluşturmak istiyorsunuz. Sistemi alt üst edecek bir düzenlemeyi şu saate kadar saklıyorsunuz, önergeyi bizlerle kamuoyuyla paylaşmıyorsunuz. Bu mudur demokrasi? Saydamlık bu mudur, bu mudur söz hakkı vermek? Hani özel yetkili mahkemeler kalkıyordu? Aranızda, ‘bu mahkemeler işlevini tamamlamıştır’ diyenler vardı. Tek tek bu sözleri çıkarırım. Aynı anlayışı siz Terörle Mücadele Kanunu içerisinde getirip koyuyorsanız, ‘vatandaşa doğruyu söyledim’ diyebilir misiniz? Bu maddeye sonuna kadar karşı çıkacağız. Gelin bunu yeni yasama yılına bırakalım, çekelim.”
”Gecekondu yasa faaliyeti”
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural ise son derece önemli bir düzenlemeyi 5 dakikalık sürede değerlendirmenin doğru olmadığını söyledi.
Tasarının temel kanun olarak görüşülmesi nedeniyle maddelerinin ele alınamamasından da yakınan Vural, şöyle devam etti:
”Türkiye ile ilgili önemli bir konunun gecekondu yasa faaliyeti gibi yapılmasını eleştiriyoruz. 500 kelime falan düzeltilebilir konulardır ama adalet konusunu tartışıyoruz. 1 saatlik adaletin ne kadar önemli olduğunu ifade eden bir manevi görüşe sahip olanlar olarak diyorum ki; böyle bir konuyu kapalı kapılar ardından yapılan konuşmalar hazırlayarak, parmaklarla onaylamayalım. Burada yapılacak bir yanlışın kimlerin adalet duygusunu yok edeceğini düşünürsek sağlıklı bir yasama faaliyeti yapmamız gerekiyor mu?”
Vural da önergenin komisyona çekilerek, ilgili kurumların da görüşü alınmak suretiyle yeniden ele alınmasını talep etti.
BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan da önergenin komisyona çekilmesini isteyerek, ”Adaleti, adalet ismini taşıyan bir partinin çok görmesini yadırgıyorum. Devleti koruma güdüsünü bırakın. Bu mahkemelerin bu Meclisin iradesinin üzerinde olmaması gerekiyor. Sayın İyimaya, ‘bu mahkemeler kendini Allah yerine koyuyor’ demişti. Ben de diyorum; bu mahkemeler kendini Allah yerine koyuyor” diye konuştu.
Kaplan’ın ardından söz alan TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya, ”Ben inanç ve değerlerim bakımından Yüce Allah’ın ismini herhangi bir beşeri işlem yapısına ait tamlama içerisinde kullanmam. Asla bunu yapmam. Öyle bir tamlamayı kullanmadım” dedi.
TBMM Başkanvekili Sağlam, konuşmaların ardından, ”tutumunda bir değişiklik olmadığını ve önergeyi işleme aldığını” söyledi.
Bunun üzerine muhalefet partilerinin milletvekilleri, sıra kapaklarına vurarak ve bağırarak protesto etmesi üzerine Sağlam birleşime ara verdi.