3. Yargı Paketi’nde görüşmelere geçildi

Temmuz 1st, 2012

Genel Kurul’da, Danışma Kurulu önerisi kabul edildi. Buna göre, Meclis bugün, yargı paketinin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar çalışacak.

Yarın ise görüşmeleri yarım kalan ”torba teklif” ve Devlet Sırrı Kanun Tasarısı ile Sağlık Bakanlığı Teşkilat Kanunu’nda değişiklik yapan tasarı ele alınacak.

Genel Kurul’da daha sonra ”3. Yargı Paketi” olarak bilinen tasarının görüşmelerine geçildi. Tasarının görüşmeleri, 55. madde üzerinde verilen önergeler üzerinden sürüyor.

MECLİS’TE AK PARTİ-CHP KAVGASI

Dünkü Meclis Genel Kurulu’nda tasarının 3. bölümü üzerinde konuşan CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, Genel Kurul’da ”boş sıralar” olduğunu ifade etti. Tarhan, kendisine laf atan AK Parti Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner’e, ”parazit yapmayın” derken, Başkanvekili Mehmet Sağlam’a ”Susturacak mısınız paraziti?” diye sordu.

Bu sırada bazı CHP milletvekillerinin yerlerinden kalkarak kendisine tepki göstermesi üzerine Metiner, ”Gel, gel” karşılığını verdi.

İktidarın kendi yarattığı canavarın denetlenemez hale geldiğini savunan Tarhan, ”Bozdağ, bizi polis devletiyle yönettiğini itiraf etti. Çünkü korku dağları bekliyor. Yoksa neden şimdi? Belliki bir şeyler çeviriyorsunuz. ‘Sıra Başbakan’a gelir’ diye çok korktunuz. Bunca milletvekili, gazeteci, öğrenci bir müsteşar etmezmiş. Hangi pazarlıkların aslında devrede olduğunu biliyoruz” dedi.

AK Parti’li bazı milletvekilleri de Tarhan’a tepki gösterdi.

-”Sizi mahcup edecek tablo çıkar”-

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, bölüm üzerinde milletvekillerinin sorularını yanıtlarken, ”Eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz’ün tutuklanması” ile ilgili bir soruya karşılık, konuyu, adaletin geçmişten bugüne izlediği seyri vakalar üzerinden anlatabileceğini belirtti.

”Bu süreci paylaşmak size çok bir şey getirmeyecek” diyen Ergin, konuşmasını şöyle sürdürdü:

”Bu ülkede şiir okuduğu için hapse mahkum edilen siyasetçi, yine seçime girmek üzereyken operasyonla seçime sokulmayan genel başkan, sizlerin yargıya olan güvenini zedelemedi. Anayasa Mahkemesi’nin 367 kararı da sizin yargıya olan güveninizi zedelemedi. Yüzde 47 oy alan bir parti hakkında seçimlerden 8 ay sonra kapatma davası açılması, sizlerin yargıya olan güveninizi zedelemedi. Bunların hiçbirine karşı çıkmadınız bugüne kadar.

TBMM’nin üye seçtiği bir Anayasa Mahkemesi, 22 üyesinin 16 üyesi yargı mensuplarınca seçilen HSYK, karar sayılarını üçe katlayan Yargıtay, AİHM içtihatlarına uyum sağlamaya çalışan yargı, darbe ve muhtıralara selam durmayan, brifing almayan, hesap soran yargı bugün size güven vermemektedir. Seçimlerde milletten almadığı yetkiyi yargı üzerinden devşirip toplum mühendisliği yapanlar, yargının bugün geldiği durumdan son derece rahatsızdır. Bunun kaynağını da çok iyi anlıyorum. Yargıda kadrolaşma ve siyasallaşmayı tartışacaksak sizi mahcup edecek tablo çıkar. Eğer yargıda kadrolaşma ve siyasallaşmadan bahsedeceksek herkesin önce aynaya bakması lazım, sonra AK Parti’ye laf söylemesi lazım.”

-”Polemikten sorumlu bakan”-

Ergin’in ardından söz alan CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, ”Erdoğan’ın seçilmesinin önündeki yasak CHP desteğiyle kaldırılırken Silivri’de yargılananlar sizin vicdanınızı kanatmıyor mu? Pankart astığı için terör örgütü üyesi olarak 9 yıla mahkum olan öğrenciler, vicdanınızı sızlatmıyor mu? Aynı HSYK’nın atadığı hakimler ne zamanki MİT mensupları ve Başbakan’a ulaşmaya başladı, saygı duyduğunuz HSYK’nın hakimlerini, savcılarını değiştirmek için burada bir gecede yasa çıkarmadınız mı? MİT mensupları nedeniyle ‘Başbakan tehlikede’ diye bu yasayı çıkarırken, Silivri’de yargılananlar aklınıza gelmedi mi? Deniz Feneri davası savcılarını utanmadan bir gecede görevden almadınız mı? Sayın Bakan adaletten değil, polemikten sorumlu bakandır” diye konuştu.

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural da Bakan Ergin’e, ”Milletvekillerinin sorularını yanıtlamayarak millete hakaret ediyorsunuz, aynen iade ediyorum” dedi.

BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan ise her milletvekilinin milletin iradesiyle geldiğini belirterek, zaman zaman kendilerine yönelik konuşanların, milletin iradesini unuttuğunu söyledi.

Kaplan’ın, kendi inanç ve değerlerine saygısızlık edildiğini savunarak, ”Kimse Kürt liderlerine karşı konuşurken hakaret edemez” demesine MHP’li Vural, ”Katile katil…” diye bağırdı.

Kaplan’ın, ”Koalisyon Hükümeti döneminde Abdullah Öcalan ile ilgili protokolün açıklanmasını istiyorum” demesine, MHP’li Vural ve milletvekilleri tepki gösterdi.

Tasarının 3. bölümü üzerindeki görüşmeler tamamlanarak maddelerine geçildi.

Ahmet Türk: Çok da kıyamet kopmuyor

Temmuz 1st, 2012

Mardin Bağımsız Milletvekili Ahmet Türk, Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana’ya gösterilen tepkinin, arkadaşlarına danışmadan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la görüşmesinden kaynaklandığını söyledi.

 Türk, AA muhabirinin sorusu üzerine, Leyla Zana’nın, Başbakan Erdoğan’a ilettiği çözüm taleplerini her gün kendilerinin de dile getirdiğini ifade etti. Türk, ”Çözüm için gözönünde tutulması gereken taleplerdir. Aynı talepler, aynı şeyler. Yol haritası konusunda farklı düşünmüyoruz” dedi.

Zana’nın, düşüncelerini ortak bir çalışma sonucunda aktarmadığını dile getiren Türk, şunları söyledi:

”Sayın Leyla Zana’nın kendi başına yaptığı bir şey. Bu bireysel çıkışı, ‘bu blok farklı fikirleri savunuyor, birbirlerinden ayrışıyor’ gibi bir imaj yarattı. Tepkimizi bundan dolayı gösterdik. Silahların susması gerektiğini, silahla bu işin çözülmeyeceğini hep söyledik. Hükümet bu konuda ne kadar samimi? Biz Sayın Başbakan’ın, sorunun çözümü konusunda bir arayış içinde olmadığını düşünüyoruz.”

”Leyla hanıma tepkiler, barışın gelişmesi, barışcıl bir sürecin gelişmesi için yaptığı girişime değil, bunu arkadaşlarına danışmadan yapmasınaydı” diyen Türk, ”Ben inanıyorum ki Leyla hanım bizimle bunu paylaşsaydı, bir siyasetçi olarak, bir kadın olarak geçmişte emek vermiş, bedel vermiş bir insan olarak, kimse de onun görüşmesini engellemezdi, öyle bir şey de olmazdı” dedi.

”Yeni bir sürecin başlayıp başlamayacağına” ilişkin soruya Türk, ”Leyla hanımın Başbakan ile görüşmesinin ötesinde, mutlaka bir gün ortak akıl olacak. Bu sorunun çözümü diyalog ve birbirimizi anlamaktan geçiyor. Kürtler de Türkler de normalleşmeyi bekleyen bir sürecin başlatılmasının arayışı içinde. Ölümün, acının olmadığı bir süreci bekliyor” karşılığını verdi.

-”Çok da kıyamet kopmuyor”-

İrlanda sürecinin çok önemli olduğunu ifade eden Türk, ”Başlarken, İrlanda’da da bunun içini nasıl boşaltırız gibi bir mantıkla yaklaşıldı. Ama görüşmeler öyle bir noktaya geldi ki kimsenin kimseyi aldatmayacağı ortaya çıktı, bu sefer ciddiyetle duruldu. Türkiye’de de kimsenin kimseyi aldatmadığı bir formülü, bir yaklaşım biçimini ortaya koymamız lazım. Bütün mesele bu” ifadelerini kullandı.

Türk, geçmişte Öcalan için ev hapsi, demokratik özerklik” denildiği zaman kıyametlerin kopartıldığını belirterek, ”Ama bugün çok da kıyamet kopmuyor. Bu da normalleşmenin bir işaretidir. Siyasetçiler normalleşmese bile halkta bir normalleşme olduğunu görüyoruz” dedi.

Daha fazla kan dökülmeden ve acı çekilmeden, herkesin bu süreçte elini taşın altına koyması gerektiğini vurgulayan Türk, ”Sayın Başbakan da ‘herkes elini taşın altına koymalı’ diyor. Ama Sayın Başbakan, sıvazlayarak bu işi götürmeye çalışıyor. Ayağını taşın üzerine koyarak bu işi çözeceğini zannediyor” görüşünü savundu.

MHP ile BDP arasında ‘Katil Öcalan’ kavgası

Temmuz 1st, 2012

Tasarının 3. bölümü üzerinde konuşan CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, Genel Kurul’da ”boş sıralar” olduğunu ifade etti. Tarhan, kendisine laf atan AK Parti Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner’e, ”parazit yapmayın” derken, Başkanvekili Mehmet Sağlam’a ”Susturacak mısınız paraziti?” diye sordu.

Bu sırada bazı CHP milletvekillerinin yerlerinden kalkarak kendisine tepki göstermesi üzerine Metiner, ”Gel, gel” karşılığını verdi.

İktidarın kendi yarattığı canavarın denetlenemez hale geldiğini savunan Tarhan, ”Bozdağ, bizi polis devletiyle yönettiğini itiraf etti. Çünkü korku dağları bekliyor. Yoksa neden şimdi? Belliki bir şeyler çeviriyorsunuz. ‘Sıra Başbakan’a gelir’ diye çok korktunuz. Bunca milletvekili, gazeteci, öğrenci bir müsteşar etmezmiş. Hangi pazarlıkların aslında devrede olduğunu biliyoruz” dedi.

AK Parti’li bazı milletvekilleri de Tarhan’a tepki gösterdi.

-”Sizi mahcup edecek tablo çıkar”-

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, bölüm üzerinde milletvekillerinin sorularını yanıtlarken, ”Eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz’ün tutuklanması” ile ilgili bir soruya karşılık, konuyu, adaletin geçmişten bugüne izlediği seyri vakalar üzerinden anlatabileceğini belirtti.

”Bu süreci paylaşmak size çok bir şey getirmeyecek” diyen Ergin, konuşmasını şöyle sürdürdü:

”Bu ülkede şiir okuduğu için hapse mahkum edilen siyasetçi, yine seçime girmek üzereyken operasyonla seçime sokulmayan genel başkan, sizlerin yargıya olan güvenini zedelemedi. Anayasa Mahkemesi’nin 367 kararı da sizin yargıya olan güveninizi zedelemedi. Yüzde 47 oy alan bir parti hakkında seçimlerden 8 ay sonra kapatma davası açılması, sizlerin yargıya olan güveninizi zedelemedi. Bunların hiçbirine karşı çıkmadınız bugüne kadar.

TBMM’nin üye seçtiği bir Anayasa Mahkemesi, 22 üyesinin 16 üyesi yargı mensuplarınca seçilen HSYK, karar sayılarını üçe katlayan Yargıtay, AİHM içtihatlarına uyum sağlamaya çalışan yargı, darbe ve muhtıralara selam durmayan, brifing almayan, hesap soran yargı bugün size güven vermemektedir. Seçimlerde milletten almadığı yetkiyi yargı üzerinden devşirip toplum mühendisliği yapanlar, yargının bugün geldiği durumdan son derece rahatsızdır. Bunun kaynağını da çok iyi anlıyorum. Yargıda kadrolaşma ve siyasallaşmayı tartışacaksak sizi mahcup edecek tablo çıkar. Eğer yargıda kadrolaşma ve siyasallaşmadan bahsedeceksek herkesin önce aynaya bakması lazım, sonra AK Parti’ye laf söylemesi lazım.”

-”Polemikten sorumlu bakan”-

Ergin’in ardından söz alan CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, ”Erdoğan’ın seçilmesinin önündeki yasak CHP desteğiyle kaldırılırken Silivri’de yargılananlar sizin vicdanınızı kanatmıyor mu? Pankart astığı için terör örgütü üyesi olarak 9 yıla mahkum olan öğrenciler, vicdanınızı sızlatmıyor mu? Aynı HSYK’nın atadığı hakimler ne zamanki MİT mensupları ve Başbakan’a ulaşmaya başladı, saygı duyduğunuz HSYK’nın hakimlerini, savcılarını değiştirmek için burada bir gecede yasa çıkarmadınız mı? MİT mensupları nedeniyle ‘Başbakan tehlikede’ diye bu yasayı çıkarırken, Silivri’de yargılananlar aklınıza gelmedi mi? Deniz Feneri davası savcılarını utanmadan bir gecede görevden almadınız mı? Sayın Bakan adaletten değil, polemikten sorumlu bakandır” diye konuştu.

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural da Bakan Ergin’e, ”Milletvekillerinin sorularını yanıtlamayarak millete hakaret ediyorsunuz, aynen iade ediyorum” dedi.

BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan ise her milletvekilinin milletin iradesiyle geldiğini belirterek, zaman zaman kendilerine yönelik konuşanların, milletin iradesini unuttuğunu söyledi.

Kaplan’ın, kendi inanç ve değerlerine saygısızlık edildiğini savunarak, ”Kimse Kürt liderlerine karşı konuşurken hakaret edemez” demesine MHP’li Vural, ”Katile katil…” diye bağırdı.

Kaplan’ın, ”Koalisyon Hükümeti döneminde Abdullah Öcalan ile ilgili protokolün açıklanmasını istiyorum” demesine, MHP’li Vural ve milletvekilleri tepki gösterdi.

Kurtulmuş AK Parti için açık kapı bıraktı

Temmuz 1st, 2012

HAS Parti Kocaeli İl Gençlik Kolları tarafından Derince İlçesi’nde düzenlenen pikniğe katılan Genel Başkan Numan Kurtulmuş, Ak Parti’ye geçeceğine ilişkin fazla konuşmanın doğru olmadığını belirtti ve bunun henüz kendilerine ulaşan bir konu olmadığını söyledi. İşte Kurtulmuş’un konuyla ilgili açıklaması:

“Ak Parti Merkez Yürütme Kurulu içerisinde sayın Başbakan bu konuyu gündeme açmış ve buradan basına sızmış bir konu. Bizde, bize ulaşmış, herhangi bir şekilde bizim bildiğimiz bir konu olmadığı için, bunun etrafında, olmamış bir konu etrafında çok fazla konuşmak doğru değildir. Bizim Has Parti siyaset tarzıyla, üslubuyla, yöntemiyle Numan Kurtulmuş ortaya koyduğu yöntemleri ve siyaset tarzı ile koskoca büyük bir kitlenin oyunu almış olan iktidar partisinin içerisinde böyle bir şeyin konuşuluyor olması da gerçekten bizim açımızdan, sözlerimizin karşılığı olduğunu teyit eden bir gelişmedir. Söyleyeceklerim bu kadar. Eğer bir şey biliyor olsam seve seve sizinle paylaşırım.”

Vural’dan Erdoğan-Zana görüşmesi yorumu

Temmuz 1st, 2012

Vural, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Bağımsız Diyarbakır Milletvekili Leyla Zana’nın görüşmesini değerlendirdi.

Oktay Vural, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ”Meclis’te partiler bir araya gelsin Kürt meselesini çözelim” çağrısını ve Erdoğan’ın Zana ile görüşmesini, ”aynı sudan içmişlerin buluşması” olarak nitelendirdi.

Başbakan Erdoğan’ın, görüşmenin ardından, ”Açıklamaları Leyla Zana yapacak” diyerek, Zana’nın açıklamalarını adeta kabul ettiğini ileri süren Vural, ”Bugün yapılan bu açıklamada da Türkiye’nin çözülmesine yönelik sözde çözümlerin millete hazmettirilmek istendiğini esefle gördük. Televizyonlarda ‘Leyla ile Mecnun’ adlı bir dizi vardı. Kılıçdaroğlu ile Başbakan’ın buluşması bu diziye de konu olmuştu. Ondan önce de Ahmet Türk ile bir araya gelmişti, Ferhat ile Şirin’in buluşması… Bugün de anlaşılan o ki Leyla ile Mecnun’un buluşması… Büyük bir hasret gidermişler herhalde. Sizi buluşturan ne? ‘Analar ağlamasın’ sosuyla yaptığınız bölücülük reçetesini bu millete hazmettirmek istiyorsunuz” diye konuştu.

Zana’nın, görüşmeye ilişkin bugün yaptığı açıklamaları değerlendiren Vural, şöyle devam etti:

”Sayın Başbakan ile Zana’nın buluşması sonucunda ne çıkmış: Oslo’daki müzakereler devam etsin. Uzlaştıkları noktalara bakın. Yani ‘bu protokolleri hayata geçirelim’ anlamı taşıyor. Terör örgütü ile yapılan kirli ve pis pazarlıkları meşrulaştırmanın aracı olarak sunuluyor. Sonra, ‘büyük buluşma’ diye bu millete hazmettirilmek isteniyor.

Türkiye’nin birlik ve bütünlüğü Oslo’da pazarlık konusu yapılırken, PKK’nın milis gücü kurması, sözde Kürdistan diye özerk bölgenin oluşması, Anayasa’dan ‘Türk Milleti’ lafının çıkarılması gibi hususlar protokole bağlanmış, ‘Bu protokolleri hayata geçirin’ diye konuşmuşlar. Meğer Oslo’nun devamı bu görüşmeler.

PKK terör örgütünün nasıl katliam yaptığını bütün millet görürken, PKK terör örgütünü adeta Kürtlerin temsilcisiymiş gibi gösteren bir zihniyetle Başbakan’ın bir araya gelmesi, Türkiye’nin nasıl bir çözülmeye götürülmek istendiğini ortaya koymaktadır.

Yetmiyor, diyor ki ‘Devlet özür dilemeli.’ Özür dilemesi gereken, PKK’yı Kürtlerin temsilcisiymiş gibi gösteren zihniyettir, PKK’yı sorun olarak görmeyip de Kürt kökenli insanları sorun olarak görenlerdir, polisimize, askerimize kurşun sıkanlardır. Doğu ve Güneydoğu’daki insanları öldürenler, bugün kalkmış karşımıza, ‘devletin özür dilemesini’ istiyor. Asıl siz özür dileyin bu milletten.

Pazarlıklara bakın, ‘Öcalan’ı ev hapsine alın…’ , Leyla ile Mecnun’un hangi eksende buluştuğunu gösteren bir tablo. Bu milleti birbirinden ayırmak isteyen bir proje. PKK’yı meşrulaştırmak, PKK’ya af, Öcalan’a siyaset yolunu açmak isteyen bir yol haritası üzerinde çalışıldığını ortaya koyuyor.”

Zana’nın açıklamasındaki anadilde eğitim talebi konusuna da değinen Vural, ”Bu ülkede ana dilde eğitim yapmak Doğu ve Güneydoğu’daki insanları yerelleştirmek, millet yapısından koparmak demektir” dedi.

”AK Parti’ye oy verenleri rencide etti”

Oktay Vural, ‘Türkiye halkları” diyerek, Türk milleti milli kimliğini ortadan kaldırmak isteyen Leyla Zana’nın, Başbakan Erdoğan ile görüşmesinin, her şeyden önce AK Parti’ye oy verenleri rencide ettiğini ileri sürdü.

Görüşmenin çözüm amacı değil Türkiye’nin çözülmesi ve bölücü zihniyetlerin meşrulaştırma amacını taşıdığını iddia eden Vural, ”Türkiye Cumhuriyeti Başbakan’ının makamının ve sıfatının böyle bir meşrulaştırma aracı olarak kullanılmasını kınıyorum” dedi.

Vural sözlerine şöyle devam etti:

”Ne diyor, ‘PKK’yı muhatap al, Oslo’da imzaladığımız protokolleri hayata geçir’ diyor. Başka? ‘Öcalan ev hapsine gelsin.’  Bu milletin en önemli problemi PKK’dır ve PKK’yı meşrulaştırmak isteyen bu gibi zihniyetlerdir.

Terör örgütünün amaçlarını meşrulaştırması ve onu siyasallaştırması, İmralı canisinin ev hapsine alınması konusu eğer Başbakan ile görüşülebiliyorsa, herkesin düşünmesi gereken bir nokta var, Türkiye’yi nereye götürmek istiyorlar?

Seçmeli Kürtçe dersi, aslında anadilde eğitimin bir basamağı olacağı tablosu ortaya çıkmıştır. Bu kirli ve pis pazarlıkların tek amacı, Türk milletinin çözülme projesidir. Sayın Başbakan, bu devlet ve millet yöneticilere emanettir. Emanete ihanet etmemek lazım. Elinizde devletin imkanları var. Terör örgütü 2002 yılında nasıl sıfırlandıysa, bunu sıfırlandıracak imkan ve güç sizin elinizde vardır. Bu gücünüzü kullanın.

Kan üzerinden Meclis’teki koltuklarda oturanların projeleri ve onlarla yapılan görüşmelerin, Türkiye’yi bir çözülmeye doğru götüreceğini görün. Gittiğiniz yol, yol değildir. Kanını ve canını veren, çocuklarını bu ülke için şehit veren gazi olan insanlarımızın koruduğu milli ve manevi değerler vardır. Bu değerlerin içini boşaltarak, şehit veren anaları daha fazla ağlatmış olursunuz. İmralı’nın, Kandil’in etekleri altında siyaset yapanların Türkiye’ye bir çözüm planı dayatmasına karşı, Başbakan olarak, bu milletin ve devletin yanında olamalısınız.”

”Ev hapsinin basamakları oluşturuluyor”

TBMM Genel Kurulu’nda görüşmeleri devam eden ”3. yargı paketi” tasarısına değinen Vural, ”AKP ile BDP’nin, PKK’nın arzu ve istekleri doğrultusunda, İmralı canisinin yeniden yargılanmasına yönelik bir önerge üzerinde çalıştığını ifade etmek istiyorum. Maalesef AKP, kendisine oy veren insanların ruhunu değil, dışarıdan dayatılan bir takım projelerin yerine getirilmesi için çalışıyor” dedi.

Tasarıda, terör örgütü propagandası yapmak suçunun af kapsamına alınmak istendiğini belirten Vural, terör örgütü PKK’nın yol haritası çerçevesinde bir takım adımlar atıldığını ileri sürdü. Oktay Vural, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın yeniden yargılanması yolunun açılmasının, ev hapsi ile ilgili sürecin basamaklarının oluşturulması anlamına geleceğini savundu.

MHP’li vekilden Erdoğan-Zana görüşmesi yorumu

Temmuz 1st, 2012

Yeniçeri, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, bölücü talepler karşısında ”sessiz ve nazik biçimde” dinlemede kaldığını iddia etti. Erdoğan’ın, Zana’yı kabulünü anımsatan Yeniçeri, ”Zana, kendisini her şeye müsait bir Başbakan ve devlet karşısında bulmanın heyecanı içinde, yüksek perdeden taleplerini sıralamakta bir yanlışlık görmemiştir. Bu görüşmeler, bölücülüğü cesaretlendirmiş ve ödüllendirmiştir” diye konuştu.

Zana’nın taleplerinin kabul edilemeyeceğini belirten Yeniçeri, bu tür görüşmelerin, barışa değil, teröristleri cesaretlendirmeye yarayacağını savundu.

”Hiç kimsenin ki buna Başbakan Erdoğan da dahildir, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne diz çöktürmeye gücü yetmeyecektir” diyen Yeniçeri, şöyle devam etti:

”Türk milletine kimse, ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye kalkmamalıdır. Devleti yönetme makamında olanlar, bölücülerle el birliği yaparak, ülkenin birliğine, bütünlüğüne, varlığına yönelik komplolara iştirak etmemelidir. Devleti temsil edenler görevlerinin gereğini yaparak terörist unsurların Türkiye’yi tehdit etmelerini engellemelidir. Bunun yolu da teröristlere teslim olarak değil, teröristlerin umutlarını ve hayallerini kökünden yok etmekten geçmektedir.”

Erdoğan-Zana görüşmesi sonrası açıklama

Temmuz 1st, 2012

Atalay, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Leyla Zana’nın görüşmesine ilişkin AA muhabirine bilgi verdi.

Başbakanlık Resmi Konutu’ndaki görüşmede kendisinin de bulunduğunu hatırlatan Atalay, ”Tabii genel manada görüşme verimli olmuştur ve çok samimi bir hava içinde gerçekleşmiştir” dedi.

Hükümet olarak görüşme taleplerine olumlu cevap verdiklerini anlatan Atalay, konuya ilişkin pek çok kişi, kurum ve siyasi partiyle görüşme yaptıklarını anımsattı.

Terör ve diğer sorunların çözümünde her zaman paylaşmacı olduklarını ve nerede faydalı bir görüş varsa o görüşü almayı gerekli gördüklerini ifade eden Atalay, Başbakan Erdoğan’ın Zana’nın talebini olumlu karşıladığını söyledi.

Atalay, şunları kaydetti:

”Görüşmede sayın Zana kendi düşüncelerini ifade etti. Yani şahsi düşüncelerini ifade etti. Genel manada tabii herkesin dileği bu sorunların bir çözüme kavuşması, şiddetin ve kanın sona ermesi. Ama bizim genel olarak bakışımız, Başbakanımızın bakışı, tabii ifade ettiği, silahlar bırakıldığında sorunun çözümü kolaylaşacaktır. Yahut da zaten bizim demokratikleşme adımlarımız var. Zaten bütün vatandaşlarımızın hak ve hukukunu koruma yönünde yürüttüğümüz politikalarımız var bu politikalarımız daha etkili bir şekilde yürüyecektir. Burada sayın Zana’nın bugün basın toplantısında ifade ettiği gibi başlayan görüşmelerin devam etmesi, diyaloğun sürmesi konusunda Başbakanımıza özel, doğrusu hem iltifat etmiştir hem de ‘Bunu siz yapabilirsiniz. Bu konuda miletin sizden büyük beklentisi var, umudu var ve siz bu milletin başbakanısınız, ilk adımı siz atmalısınız, bu görüşmelerde daima siz öncü olmalısınız, yani bu konuda sizden beklenti var’ diye ısrarla bunu ifade etmişti. Zaten bunu daha önce basında ifade etmişti. Bunlar bir anlamda yinelenmiştir.”

”Özür dileme Uludere ile ilgili değil”

Zana’nın işin özünü ilişkin de bazı düşünceleri olduğunu dile getiren Atalay, şöyle konuştu:

”(Devlet vatandaşından özür diler). Yani o Uludere bağlamında değildi. Genel manada bu ülkede değişik vatandaş kesimlerine karşı devletin geçmişte yanlış tutumu olmuştur veya devlet adına uygulamalarda bulunan insanların yanlışlıkları olmuştur. Geçmişte olup bitenlerle ilgili devletin bir anlamda özür dilemesi gibi bir konu orada gündeme getirilmiştir. Bugün bazı yorumlarda bunun Uludere olayı ile ilgiliymiş gibi. Uludere olayı hiç gündeme gelmedi, ama bu vesileyle şunu da ifade edeyim, devlet gerektiğinde tabii özür diler biz de o düşüncedeyiz. Yani Başbakanımız Dersim katliamı ile ilgili devlet adına özür dilemiştir vatandaşlardan. Gerektiğinde yine dilenir, biz dileriz. Esas olan insandır esas olan vatandaşımızdır. Uludere ile ilgili de aslında belki bu manada bir söz söylenmedi ama Başbakanımız, hükümetimiz uygulamasıyla, yaptıklarıyla bir anlamda özür dilemiş oldu, özür yerine geçecek çalışmalar yaptı.

Hükümetin bölgeyle ilgili o olayla ilgili çalışmaları hatırlayın. Bizleri gönderdi, Başbakan Yardımcısı ve bakanlar olarak biz gittik başsağlığı için. Sonra bizzat Başbakan eşini kızını bölgeye gönderdi; benimle birlikte benim eşim diğer arkadaşlarımız gittik orada hem orada hayatını kaybedenlerin yakınlarına, annelerine, kardeşlerine, eşlerine başsağlığı dilendi. Sonra tazminatla ilgili normal belirlenen kanunun belirlediği meblağın üzerinde Başbakanımız buradaki büyük acıyı dindirme açısından geride kalanlara bir anlamda destek manasında 100 bin lira daha fazla miktar ödeyelim dedi fert başına. Bu tür adımlar atıldı. Yani burada da biz hükümet olarak doğrusu vatandaşımızdan özür yerine geçecek bir tutum içinde olduğumuzu düşünüyoruz.”

”Tamamen kendi düşüncesi”

Başbakan Yardımcısı Atalay, Leyla Zana’nın ”Öcalan’a ev hapsi düşünülemez mi?” gibi bir düşüncesini de ifade ettiğini belirterek, ”Tamamen kendi düşüncesidir. Başbakanımız da buna olumlu bakmadığımızı Öcalan’la ilgili böyle bir şeyin söz konusu olmadığını ifade etmiştir” dedi.

Atalay, şunları kaydetti:

”Yani ortak tabii düşüncelerimiz, dileklerimiz bu konuda daha fazla insanların düşünmesi, çözüme dönük kafa yorması ve her çözüm adımı atılacağı zaman tabii birileri bunu provoke ediyor. Bir yerlerde terör olayları oluyor. Bugün bir terör liderlerinin birinin açıklaması var. Sayın Zana’nın düşüncelerine bile karşı çıkıyorlar. Bir yandan tabii burada diyalog ve çözüm yaklaşımları var ama terör kesimi de Zana’nın bu tür düşüncelerine bile karşı çıkıyor ve aynen şunu diyor; Bu tür düşünceler olduğu için Dağlıca’da 8 askerimizin şehit olduğu olayları meydana getirdik. Ortada yürüyen böyle bir durum var. Onun için biz netice olarak şunu söylüyoruz, Başbakanımız da bunu söyledi; Bizim için hiçbir vatandaşımızın ayrımı yok. Kendi etnik kökeni, vesaire hiçbir ayırıcı unsur değil. Bizde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak yeterli ve devlet de hükümet de her vatandaşının hak ve hukukunu korumak için uğraşıyor. Türkiye’de daha önce yapılan yanlışlıkları gidermek için uğraşıyoruz. Önceki dönemlerdeki asimilasyon, inkar, ret politikaları bugün terk edildi. Her vatandaşımızın kendi dinini, dilini kendi değerini, kültürünü konuşması yaşaması açısından hiçbir engel yok ve biz bütün bu çoğulcu yapının yaşaması için uğraşıyoruz.

Demokratikleşme adımlarımız bunun için. Hiçbir vatandaşın Kürt kökenli olduğu için hiçbir ayrıma tabi tutulmuyor. Bunları da ifade etti Başbakanımız.”

Üç kırmızı çizgilerinin bulunduğunu, ırk, bölge ve dini milliyetçilik yapmadıklarını ifade eden Atalay, AK Parti içinde, kabine içinde Kürt kökenli pek çok arkadaşlarının bulunduğunu söyledi.

Atalay, ”Bir de ülkemizin her köşesinde büyük bir yatırım ve kalkınma faaliyeti yürütüyoruz. Özellikle daha önce bunların yeterince yapılmadığı Doğu ve Güneydoğu bölgelerimize ağırlık veriyoruz. Bu çalışmalarımız da bu vesileyle paylaşılmış oldu. Ama genel manada tabii hepimizin dileği terörün bitmesi. Bizim oradaki en önemli yaklaşımımız son zamanlarda bunu değişik defalarda açıkladık. Silahlar bırakıldığında her şey daha rahat konuşulur ve vatandaşlarımızın diğer sorunları üzerine de daha rahat gidilebilir. Genel manada bu şekliyle de iyi bir diyalog, iyi bir görüşme olmuştur. Onu ifade etmek isterim” diye konuştu.

Özel yetkili mahkemeler

Özel yetkili mahkemelerle ilgili soru üzerine de Atalay, bu konunun uzun süredir hükümetin gündeminde olduğunu, üçüncü paket kapsamında değişiklik önergesinin TBMM’ye sunulduğunu söyledi.

Atalay, şöyle konuştu:

”Burada tabii hükümetin en önemli hassasiyeti, özel yetkili mahkemelerde şu anda mevcut davaların aksamaması ve o davaların yürümesinin buradan olumsuz etkilenmemesi. O konuda da bu teklifte gerekli tedbirleri arkadaşlarımız aldılar, yani düzenlemenin içinde onlar yer alıyor. Mevcut davalarda bir aksama olmayacak, onlar mevcut şekliyle yürüyecek. Verilen önergede de öyle. Ama bundan sonrası için bu mahkemeler kalkıyor ve bazı görevlendirilmiş Ağır Ceza Mahkemeleri bu tür davalara bakmış olacaklar.”

Nevin Yanıt’ın anne ve babası gururlu

Temmuz 1st, 2012

Avrupa Atletizm Şampiyonası’nda bayanlar 100 metre engellide altın madalya kazanarak, Avrupa şampiyonluğu unvanını koruyan Nevin Yanıt’ın Mersin’deki evinde sevinç yaşanıyor.

Site sakinleri Yanıt’ın başarısını, Yenişehir ilçesindeki Atakent Sitesi’nde, önünde Türk bayrağı asılı bulunan evinin karşısına astıkları, ”Şampiyon kızımız evine hoş geldin”, ”Teşekkürler Cüneyt Yüksel & Burcu Ayhan” yazılı pankartla kutluyor.

Anne Semire Yanıt, gazetecilere yaptığı açıklamada, Nevin’i yarışırken komşuları ve site sakinleri ile izlediklerini, birinciliğe ulaşınca da bayram coşkusu yaşadıklarını söyledi.

Kızıyla gurur duyduğunu ifade eden anne Yanıt, ”Zaten bekliyorduk. Nevin tekrar bu sevinci bize yaşattığı için mutluyuz. Çok şükür emekleri boşa gitmedi” dedi.

Antrenörü Cüneyt Yüksel’e de ayrıca teşekkür eden anne Yanıt, şöyle konuştu:

”Ondan beklentim vardı. Yarıştan önce görüştüğümüzde ‘kesinlikle bu yarışmayı kazanacağım’ diyordu. Yarıştan sonra da görüştük, sevincimizi mutluluğumuzu ailece yaşadık. Çok çalıştı, antrenmanlarını aksatmadı. Hafif bir sakatlık geçirdi ama onun da üstesinden geldi. Nevin’in hedefi her zaman birinciliktir. Şimdi de 12.59 istiyor. Bunu başarırsa daha da mutlu olacağız. Arkadaşlarının, sevdiklerinin duasıyla bunu başaracağına inanıyorum.”

Baba Nazım Yanıt da, Avrupa şampiyonluğu unvanını koruyan kızıyla gurur duyduğunu söyledi.

Yarış sonrası başarıyı hep beraber kutladıklarını ifade eden Baba Yanıt, ”Nevin de sevinçli. Böyle bir başarı bekliyordum. Kızım da bize birinci olacağını söylüyordu” diye konuştu.

Ağabeyi Cem Yanıt ise, hem aile olarak hem de ülke olarak gururlu ve mutlu olduklarını belirtti.

Nevin’in, İspanya’nın Barcelona kentindeki 20. Avrupa Şampiyonası’nda bayanlar 100 metre engellide 12.63’lük dereceyle altın madalya kazanmasının tesadüfi olmadığını gösterdiğini vurgulayan ağabey Yanıt, kardeşinin olimpiyatlarda da en iyi dereceyi yapacağına inandığını kaydetti.

Terör soruşturmasında 5 tutuklama

Temmuz 1st, 2012

Edinilen bilgiye göre, Eruh’a bağlı Bilgili köyü ve Milyanis bölgesinde düzenlenen ve 4 askerin şehit düştüğü saldırının ardından başlatılan soruşturma devam ediyor.

Siirt Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında Bilgili köyünde, aralarında muhtar ve korucunun da bulunduğu 10 kişi gözaltına alındı. Jandarmadaki sorgularının ardından savcılığa sevk edilen kişilerden 4’ü ifade işleminin ardından serbest bırakılırken, 6 kişi tutuklama talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk edildi.

Mahkeme, şahıslardan birini tutuksuz yargılanmak üzere serbest bıraktı. Aralarında muhtar ve korucunun da bulunduğu 5 şüpheliyi terör örgütüne yardım ve yataklık yaptıkları gerekçesiyle tutukladı.

Erdoğan’dan Zana’ya duygulandıran hediye

Temmuz 1st, 2012

Leyla Zana’nın “Başbakan’ın bu işi çözeceğine inanıyorum” sözleriyle başlayan yeni süreçte bugün bir adım daha atıldı. Zana geçen hafta “Ben Başbakan Erdoğan’ın bu işi çözeceğine inanıyorum. Buna dair umudumu da, inancımı da asla yitirmedim” sözlerine Başbakan Erdoğan olumlu karşılık vermişti. Daha sonra ikili arasında bugün için bir görüşme planlandı. Bunun üzerine Leyla Zana saat 14.45 sularında Başbakanlık resmi konutuna geldi. Saat 15.00’te başlayan ve yaklaşık 1.5 saat süren görüşmeye, terörle mücadeleden sorumlu Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay da katıldı.

“ZANA 11’DE AÇIKLAMA YAPACAK”

Zirveyle ilgili Erdoğan’dan gelen açıklama, “Gayet iyi geçti, verimli olduğuna inanıyorum” olurken, ön kapıdan girdiği Başbakanlık Resmi Konutu’ndan gazetecilerin olmadığı protokol kapısını kullanarak ayrılan Leyla Zana, yarın saat 11.00’de Meclis’te bir basın toplantısı düzenleyecek.

ERDOĞAN FULAR HEDİYE ETTİ

Edinilen bilgilere göre, Başbakan Erdoğan görüşmede Zana’ya bir fular hediye etti. Duygu dolu bir atmosferde gerçekleşen görüşmede Zana’nın hediyeye yanıtı, “Beni tahmin edemeyeceğiniz kadar mutlu ettiniz” oldu.

BDP ÇÖZÜME YARDIMCI OLMUYOR

Görüşme, 40 dakika olarak planlanmıştı ancak Zana’nın Kürt sorununa ilişkin gündeme getirdiği konu başlıklarının fazla olması nedeniyle görüşme 1,5 saat sürdü. Görüşmede Erdoğan’ın, Zana’ya ‘Biz bu sorunu çözmek istiyoruz ama BDP bize yardımcı olmuyor. Yürüttüğümüz Milli Birlik ve Kardeşlik projesine katkı sağlamanızı bekliyoruz’ dediği öğrenildi.

Kral çıplak demeye geldim

Görüşme başlarken Zana, Erdoğan’a, “Buraya kral çıplak demeye, gerçekleri anlatmaya geldim” dedi. Başbakanlık kaynaklarından alınan bilgiye göre Erdoğan, Zana’ya, “Biz ‘Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi’ süreci içerisinde birçok adım attık. Gördüğüm kadarıyla siz de bizim attığımız adımların doğru olduğu kanaatindesiniz. Silahların susturulması için demokrat isimlerin, sivil toplum örgütlerinin elini taşın altına sokması lazım. Daha fazla kan akmaması için sizden de bu sürece katkı sağlamanızı bekliyoruz” dedi.

Biz barıştık ya, barış gelecek

Zana da sorunun çözümüne ilişkin görüşlerini paylaştığı Erdoğan’a yapılanların yeterli olmadığını, daha ileri ve samimi adımların atılması gerektiğinin altını çizdi. Zana, “Bu sorun ancak güçlü bir siyasi irade tarafından çözülebilir. Şu anda Türkiye’de oluşan olumlu hava çözüm için bir şans. Türkiye’nin herşeyden çok iç barışa ihtiyacı var” dedi. Erdoğan görüşmede daha çok Zana’yı dinledi, Beşir Atalay not tuttu. Zana görüşme bitip ayağa kalkıldığında, “Toplumsal barış için daha ileri ve samimi adımlar lazım” dedi, Erdoğan ise gülerek “Biz barıştık ya, barış gelecek” karşılığını verdi. Başbakan Erdoğan, Leyla Zana’ya kırmızı-beyaz ve lacivert tonlarını taşıyan bir fular hediye etti. Zana yakın çevresine., “Siyah-beyaz bakmadığına ve nezaketine kanıt” dedi.

71 STK’DAN GÖRÜŞMEYE DESTEK:
Anter: Ben artık bedenimi kayanın altına koymaya hazırım (sayfa 2’de)Sayfa: 1 2

Krizdeki AB’nin yeni başkanı Rumlar

Temmuz 1st, 2012

GKRY, 1 Mayıs 2004’te girdiği Avrupa Birliği’nde ilk kez, 1 Temmuz Pazar gününden itibaren altı aylık süre için AB dönem başkanlığını üstlenecek. Rum yönetimi, bir yandan dönem başkanlığını üstlenirken bir yandan da kötü ekonomik durumu nedeniyle AB destek mekanizmasının denetimi altında olacak.

Rum tarafının, hem destek mekanizmasının denetimi altında olup hem dönem başkanlığı yapacak olması hem de Türkiye’yle ilişkileri nedeniyle objektif bir dönem başkanlığı yapıp yapamayacağı çeşitli çevrelerce sorgulanıyor. Rum yönetiminin başkanlık edeceği üyelerin denetimi altında bir başkanlık yürütecek olması da AB tarihinde bir ilk olacak.

Kıbrıs Rum yönetimi, ekonomik kriz yanında, siyasi krizle de boğuşuyor. Rum tarafında 11 Temmuz 2011’de Mari’de askeri üste meydana gelen, 13 kişinin ölmesi ve onlarca kişinin yaralanmasına neden olan cephanelik patlaması ve devamında elektrik santralının devre dışı kalması, ekonomik krizi derinleştirirken, beraberinde siyasi krizi de getirdi ve Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas’a karşı tepkiler arttı.

Öte yandan, Rum tarafı, dönem başkanlığını Kıbrıs’ta AB toprağı olmayan bir mekanda kutlayacak.

Rumlar, AB Dönem Başkanlığı açılış törenini, İngiliz Üsler Bölgesi’nde bulunan, Kurio Antik Tiyatrosu’nda düzenleyecek. Kıbrıs’taki İngiliz Üsler Bölgesi, AB müktesebatı dışında yer alıyor.

”AB buymuş”

KKTC Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün, Kıbrıs Rum AB dönem başkanlığıyla ilgili AB’nin yaptığı yanlışlara işaret ederek, “Adam batmış, kediye ciğeri de teslim edersiniz, demek ki AB buymuş” diye konuştu. Rumların dönem başkanlığı süresinde, Avrupalıların Kıbrıs’a ilgisinin artmasıyla, Kıbrıs sorununun çözümü konusunda bir şeyin değişmeyeceğini kaydeden Özgürgün, AB’nin, üyesi olan Rum tarafına baskı yapacak mekanizması ve isteğinin olmadığını, bunu geçmişte gördüklerini söyledi.

AB’nin Rumların borçlarıyla başı dertte

AB dönem başkanlığını 1 Temmuz’da üstlenecek Kıbrıs Rum Kesimi,  ciddi bir borç sorunuyla mücadele ediyor.
Yunanistan’da süregelen borç krizinden ciddi biçimde etkilenen Kıbrıs Rum Kesimi’nin kültürel ve ekonomik anlamda Atina ile son derece yakın ilişkileri bulunuyor.

Bankacılık sektörünün Yunanistan’a yaptığı yüklü yatırımlar nedeniyle sıkıntılı günler yaşayan ve Yunan devlet tahvillerinden uğradığı zararın altından kalkamayan Kıbrıs Rum Kesimi’nde hükümet, hafta başında mali yardım için Avrupa Finansal İstikrar Fonu’na (EFSF) resmen başvurdu.

AB’ye 2004, Avro Bölgesi’ne ise 2008 yılında üye olan Kıbrıs Rum Yönetimi, Yunanistan, İrlanda, Portekiz ve İspanya’nın ardından Avrupa Birliği’nden finansal yardım talebinde bulunan beşinci ülke oldu.
Kendisi de ciddi borç sorunuyla mücadele eden bir ülke olarak AB dönem başkanlığında Avro Bölgesi’nde süregelen borç krizine çözüm üretmekte yetersiz kalacağı yönünde eleştiriler alan Güney Kıbrıs, söylentileri doğrularcasına hafta ortasında da Uluslararası Para Fonu’ndan (IMF) finansal yardım talep etti.
IMF verilerine göre, geçen yıl yüzde 0,5 oranında büyüyen Güney Kıbrıs ekonomisinin bu yıl yüzde 1,1 daralacağı öngörülürken, enflasyonun bu yıl yüzde 3,5’ten yüzde 3,4’e gerilemesi, işsizlik oranının da yüzde 7,8’den yüzde 9,8’e yükselmesi bekleniyor.

 

 

 

HABERTÜRK

 

Fenerbahçe 3 Temmuz’da topbaşı yapacak

Temmuz 1st, 2012

Kulüpten yapılan açıklamaya göre, sarı-lacivertliler, salı günü sabah saatlerinde sezonun ilk antrenmanını Fenerbahçe Can Bartu Tesisleri’nde gerçekleştirecek.

Fenerbahçe, 4 Temmuz Çarşamba günü sabah saatlerinde, ikinci gruptaki futbolcuların da sağlık kontrollerinin tamamlamasının ardından, hazırlık kampı çalışmaları için Düzce’deki Fenerbahçe Topuk Yaylası Tesisleri’ne hareket edecek. 14 Temmuz’a kadar Topuk Yaylası’nda kamp yapacak sarı-lacivertli ekip, bir günlük iznin ardından, 16 Temmuz Pazartesi günü, 11 gün sürecek hazırlık maçları dönemi için Avusturya’nın başkenti Viyana’ya gidecek.

Bu arada, teknik heyet ve ilk gruptaki futbolcuların yarın sabah Göztepe Medical Park Hastane Kompleksi’nde sağlık kontrolünden geçeceği, kontrole yeni transfer Mehmet Topal’ın da katılacağı duyuruldu.

AA

Beşiktaş Kulübü’nden başsağlığı mesajı

Temmuz 1st, 2012

Siyah-beyazlı kulübün internet sitesinden yayımlanan başsağlığı mesajında, Mevlüt Yılmaz’ın ölümünden duyulan üzüntü dile getirilerek, ”Merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesine ve yakınlarına başsağlığı dileriz” ifadelerine yer verildi.

Mevlüt Yılmaz’ın cenazesinin, İskenderun Kaptan Paşa Camisi’nde ikindi namazını müteakip kılınacak cenaze namazının ardından, aile mezarlığında toprağa verileceği açıklandı.

AA

Galatasaray, şampiyon kürekçilerini kutladı

Temmuz 1st, 2012

Yönetim kurulu, kulübün internet sitesinden yaptığı açıklamada, şampiyon kürekçileri tebrik etti.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

”Sakarya, Kırkpınar’da düzenlenen Büyükler Türkiye Kürek Şampiyonası’nda özverili bir mücadele göstererek büyük A erkekler, büyük A bayanlar, hafif kilo büyük A erkekler olmak üzere üç dalda birden şampiyon olan kürek takımımızı tebrik eder, başta sporcularımız, antrenörlerimiz ve şube idarecilerimiz olmak üzere takımımızı zafere taşıyan herkese üstün başarılarından dolayı teşekkür ederiz.”

AA

‘Kombineni al, Zokora’yı bekletme’

Temmuz 1st, 2012

Trabzonspor, yeni sezonda Hüseyin Avni Aker Stadı’nda oynayacağı resmi müsabakalar için, kombine kart satışlarına 4 Temmuz Çarşamba günü başlayacak.

Bordo-mavili kulubün resmi internet sitesinde ”Kombineni al, Zokora’yı bekletme” başlığıyla yapılan açıklamada, Trabzonspor’un 2012-2013 sezonunda Hüseyin Avni Aker Stadı’nda oynayacağı resmi müsabakalar için kombine kart satışlarına 4 Temmuz Çarşamba günü başlayacağı belirtilerek, kombine kart satışlarında eski kart sahiplerinin 13 Temmuz’a kadar yerlerini tekrar satın alabileceği belirtildi.

Genel satış döneminin ise 14 Temmuz’da başlayacağı anlatılan açıklamada, isteyen taraftarların 4-13 Temmuz tarihleri arasında, geçen yıl satılmamış yerlerin sahibi olabileceği kaydedildi.

Açıklamada, mevcut kombine kart sahiplerine yüzde 10, bayanlar ile 12 yaşında veya daha küçük yaştaki çocuklara yüzde 25 oranında indirim uygulanacağı anlatılarak, şöyle denildi:

”Kombine kart satışlarında kredi kartıyla yapılacak ödemelerde kulübümüz tarafından 5 taksit imkanı sağlanacak. Ayrıca VakıfBank Trabzonspor Taraftar Kredi Kartı ve Denizbank Trabzonspor Bonus Taraftar Kredi Kartı ile yapılacak kombine kart alımlarında yüzde 10 indirim ile 12 taksit fırsatı tanınacak. VakıfBank Trabzonspor Taraftar Kredi Kartı ile alışveriş yapan taraftarlarımıza banka tarafından 6 aylık Trabzonspor Resmi Dergisi aboneliği hediye edilecek. Kombine kartlarımız satın alındığı anda teslim edilecek ve Avrupa Kupaları dahil tüm resmi müsabakalarda geçerli olacak.”

Kombine kart sahibi olmak isteyen bordo-mavili taraftarların Sadri Şener Merkezi dışında kulübün internet sitesi aracılığıyla da satın alma işlemi yapabileceği anlatılan açıklamada, resmi internet sitesinden yapılacak satışların 14 Temmuz’da başlayacağı bildirildi.

Trabzonspor’un yeni sezondaki kombine bilet fiyatları ise şöyle:

”Kale arkası 300 TL, Maraton 350-600 TL arası, Kapalı 1.250-1.500 TL  arası, VIP 3.000 TL”

Bandırmaspor’da transfer

Temmuz 1st, 2012

Spor Toto İkinci Lig takımlarından Bandırmaspor, Ofspor’dan kaleci Kılıçarslan Kopuz’u transfer etti.

Bandırmaspor Basın Sözcüsü Mehmet İlhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, daha önce Samsunspor forması da giyen tecrübeli oyuncuyla yürüttükleri transfer görüşmelerinin anlaşmayla sonuçlandığını söyledi.

Kılıçarslan Kopuz ile kadrolarını güçlendirdiklerini ifade eden İlhan, ”Tecrübeli kaleciyle 2 yıllık anlaşma yaptık” dedi.

Ekmekte yeni dönem başladı

Temmuz 1st, 2012

Raflarda eski ekmekler yerini, tuz oranı ve gramajı düşük, kepek oranı yüksek ekmeklere bıraktı.

Bugün itibariyle yürürlüğe giren yönetmelik, yüzde 1.8 olan tuz oranı yüzde 1,5’a indirdi. 300 gramlık ekmekler ise 250 gramlık kepek oranı artırılmış, tokluk hissi veren ekmeklere dönüştü. Ekmekteki kepek oranı en az yüzde 0,65 ve en çok yüzde 1,1 olacak. Tam buğday ekmeğinde ise kepek miktarı en az yüzde 1,2 ve en çok da 2,9 şeklinde üretilecek.

EKMEK AMBALAJA GİRDİ

Yönetmelik, ekmeğin satış şeklini ve yerlerini de düzenledi. Buna göre, ekmek satışı yapan yerler buğday, çavdar, yulaf ve tam tahıllı ekmek çeşitlerini de bulunduracak. Kepekli ekmek, tam buğday, unlu ekmek, tam buğday ekmeği ve ekşi hamur ekmekleri hariç diğer ekmek çeşitleri ambalajlı olarak satılacak. Ambalajsız piyasaya sunulan ürünler, pazar, manav ya da kasaplarda satılamayacak.

Ekmek üretiminde kullanılan ‘tip1’ unu yerine ‘tip2’ adı verilen kepek oranı yüksek un kullanımı ile ekmek tüketiminin de düşmesi bekleniyor. Tokluk hissi veren kepeğin, kişi başı günlük ekmek tüketimini 400 gramdan 50 grama kadar düşürmesi bekleniyor. Ekmek fiyatlarında herhangi bir artış olmayacak. Ekmek üretim şartlarına uymayanları ise ağır cezalar bekliyor. Kurallara uymayan üreticilere 11 bin 850 lira ceza uygulanacak.

FIRINCILAR BİLGİLENDİRİLİYOR

Yeni yönetmelik konusunda Türkiye’nin bütün illerinde üreticiler bilgilendirildi. İstanbul ve Ankara başta olmak üzere Bursa’da da Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü yetkilileri brifingler verdi. Bursa’da Sanayi ve Ticaret Odası ile Esnaf Odaları Birliği’ne bağlı Fırıncılar Odası üyesi toplam 35 fırıncıya yeni yönetmelik anlatıldı.

Tunceli’de PKK’lılar yol kesti

Temmuz 1st, 2012

Bugün sabah Tunceli Ovacık karayolu 30. kilometresinde bulunan Venk köprüsü civarında 15 kişi olduğu tahmin edilen PKK’lı grubu yol kesti. Yoldan geçen araçları durdurarak bir süre propaganda yapan PKK’lılar daha sonra ormanlık alana girerek bölgeden uzaklaşırken, olayın duyulmasının hemen ardından bölgede operasyon başlatıldı. Havadan Skorsky tipi helikopterler bölgeye hakim tepelere tam techizatlı komando birlikleri indirirken Kobra tipi helikopterler ise bölgeyi ateş altına aldı. Bölgede geniş çaplı operasyonun devam ederken, karadan da zırhlı araçlar eşliğinde operasyon başlatıldı.

Melih Gökçek’ten 200 bin kişilik rekor

Temmuz 1st, 2012

Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Büyük Ankara Festivali’nin 9. gecesine katılan yaklaşık 200 bin kişilik kalabalık, AKM alanında (Eski Hipodrom) kırılması zor bir rekora imza attı.

Ankara tarihinin en kalabalık organizasyonuna imza atılan festivalin dokuzuncu gecesindeki kalabalık konserlerden gösterilere, yarışmalardan çeşit çeşit aktivitelere kadar pek çok etkinliğe eşlik etti. Festival alanındaki çocuklara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek binlerce top dağıttı. Kent Estetiği Daire Başkanlığı tarafından festival alanında oluşturulan ‘Hacı Bayram Meydanı’nda Başkan Gökçek festivale katılanlarla fotoğraf çektirdi.

Havalar daha da ısınacak!

Temmuz 1st, 2012

Meteoroloji Genel Müdür Yardımcısı Ali Karataş, Haziran ayının ikinci ve üçüncü haftalarında tüm yurtta mevsim normallerinin 8 ila 12 derece üstüne çıktığını anlatarak, ay başında kuzey, iç ve batı bölgelerde etkili olan yağışların ikinci haftada kesildiğini, üçüncü hafta Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu ve İç Anadolu’nun doğusunda yerel bazda görüldüğünü kaydetti.

Temmuz ve Ağustos aylarındaki sıcaklık değerleri ve yağış oranlarına da değinen Karataş, genel istatistiki bilgilere göre, hava sıcaklıklarının İç Anadolu, Batı ve Orta Karadeniz’de mevsim normallerinin 1, diğer bölgelerde ise 0,5 derece üzerinde seyredeceğini söyledi.

Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nce yapılan son değerlendirmelere göre ise, Orta ve Doğu Karadeniz kıyıları, Doğu Anadolu’nun kuzeydoğusu ile Sinop, Artvin ve Van çevrelerinde sağanak ve gök gürültülü sağanak şeklinde görülecek yağışların; öğle saatlerinde Giresun, Trabzon, Rize ve Hopa çevrelerinde yer yer kuvvetli olacağı tahmin ediliyor.

Hava sıcaklığında ülke genelinde önemli bir değişiklik beklenmiyor. Kuzey, iç ve doğu bölgelerde mevsim normalleri civarında, güney kesimlerde mevsim normallerinin üzerinde seyredeceği tahmin ediliyor.
Rüzgarın genellikle kuzeyli yönlerden orta kuvvette, Marmara ve Kıyı Ege ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun batısında kuvvetli olarak (30-60 km/s) esmesi bekleniyor.

BÖLGE BÖLGE 5 GÜNLÜK HAVA HARİTALARI İÇİN TIKLAYINIZ

-BAZI İLLERDE HAVA DURUMU-

Bazı illerde bugün hava durumu ve sıcaklık değerleri şöyle olacak:

İSTANBUL: Az bulutlu ve açık (29)

ANKARA: Parçalı ve az bulutlu (30)

İZMİR: Az bulutlu ve açık (35)

ADANA: Az bulutlu ve açık (35)

ANTALYA: Az bulutlu ve açık (35)

SAMSUN: Parçalı ve çok bulutlu, aralıklı sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı (25)

ERZURUM: Parçalı bulutlu, sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı (21)

VAN: Parçalı bulutlu, sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı (20)

DİYARBAKIR: Az bulutlu ve açık (32)

-BÖLGELERDE HAVA DURUMU-

Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün son verilerine göre bölgelerde hava durumu şöyle olacak:

MARMARA: Az bulutlu ve açık geçeceği tahmin ediliyor. Rüzgarın kuzey ve kuzeydoğu yönlerden yer yer kuvvetli olarak (30-50 km/s) esmesi bekleniyor.

EGE: Az bulutlu ve açık geçeceği tahmin ediliyor. Rüzgarın bölgenin kıyı kesimlerinde kuzey ve kuzeybatı yönlerden yer yer kuvvetli olarak (40-60 km/s) esmesi bekleniyor.

AKDENİZ: Az bulutlu ve açık geçecek.

İÇ ANADOLU: Parçalı ve az bulutlu geçecek.

BATI KARADENİZ: Parçalı bulutlu, Sinop çevrelerinin sağanak ve yer yer gök gürültülü sağanak yağışlı geçeceği tahmin ediliyor.

ORTA ve DOĞU KARADENİZ: Parçalı ve çok bulutlu, bölgenin kıyı kesimleri ile Artvin çevrelerinin sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Yağışların; öğle saatlerinden sonra Giresun, Trabzon, Rize ve Hopa çevrelerinde yer yer kuvvetli olması bekleniyor. Rüzgarın; zamanla bölgenin kıyı kesimlerinde batı ve kuzeybatı yönlerden kuvvetli olarak (30-50 km/s) esmesi bekleniyor.

DOĞU ANADOLU: Bölgenin kuzey ve doğusu parçalı bulutlu, Erzurum, Kars, Ardahan, Ağrı, Iğdır ve Van çevrelerinin sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerlerin az bulutlu ve açık geçecek. Rüzgarın bölgenin batısında kuzey ve kuzeybatı yönlerden kuvvetli olarak (30-50 km/s) esmesi bekleniyor.

GÜNEYDOĞU ANADOLU: Az bulutlu ve açık geçeceği tahmin ediliyor. Rüzgar bölgenin batı kesimlerinde kuzey ve kuzeybatı yönlerden kuvvetli olarak (30-50 km/s) esecek.(