Kadın Destek Merkezi’ne molotoflu saldırı

Temmuz 1st, 2012

Edinilen bilgiye göre, Gazi Caddesi Muallak Sokak’ta bulunan Sur Kaymakamlığı Kadın Destek Merkezi’ne yüzleri maskeli bir grup tarafından molotofkokteyli atıldı. Saldırıda, merkezde maddi hasar meydana geldi.

Bu arada, akşam saatlerinde Emek Caddesi’nde devriye görevi yürüten polis aracına, Yenişehir ilçesinde bir alışveriş merkezine ve 7. Kolordu Komutanlığı’nın duvarına da molotofkokteylli atıldı. 

Molotofkokteyli polis aracına isabet etmezken, alışveriş merkezindeki olayda ise hasar meydana oluştu.

Polis, saldırıları gerçekleştirenlerin tespit edilmesi için geniş çaplı soruşturma başlattı.

Cezayir, Fransa dosyasını yeniden açıyor

Temmuz 1st, 2012

 Cezayir’deki İslami eğilimli partiler, Cezayir Millet Meclisi’nde, Fransa’nın ülkede işlediği suçları kabul etmesi, özür dilemesi ve tazminat ödemesini içeren, ”Fransa’nın Sömürgecilik Suçu” yasa tasarısını yeniden gündeme getireceklerini açıkladı.

Yeşil Cezayir Bloğu’na bağlı Nahda Hareketi’nin genel sekreteri Hamlavi Akuşi, düzenlediği basın toplantısında, bloğun Millet Meclisi’ndeki grubunun, ”Fransa’nın Sömürgecilik Suçu” kanun tasarısını genişletilmiş ve düzenlenmiş olarak yeniden gündeme getireceğini ifade etti.

Nahda Hareketi’nden yapılan açıklamada ise söz konusu tasarının, Fransa’nın Cezayir’de işlediği suçları kabul etmesi, özür dilemesi ve tazminat ödemesini içerdiğini bildirdi.

Yeşil Cezayir Bloğu’nu Barış Topluluğu Hareketi, Nahda Hareketi ve Ulusal Reform Hareketi olmak üzere 3 parti oluşturuyor. Bu partiler, Cezayir Millet Meclisi’ndeki 462 koltuktan 47’sine sahip bulunuyor.

Nevin Yanıt’tan da altın madalya!

Temmuz 1st, 2012

Milli atlet Nevin Yanıt, Avrupa Atletizm Şampiyonası’nda bayanlar 100 metre engellide altın madalya kazanarak, Avrupa şampiyonu unvanını korudu.

Yanıt, Helsinki Olimpiyat Stadı’nda devam eden şampiyonada bayanlar 100 metre engellide 12,81’lik derecesiyle altın madalyanın sahibi oldu. 

Belarus Alina Talay’nın 12,91’lik zamanıyla gümüş madalya kazandığı yarışta, bronz madalyanın sahibi, 12,97’lik derecesiyle Belarus Ekaterina Poplavskaya oldu.

Yanıt, ilk Avrupa şampiyonluğunu 2010 Avrupa Atletizm Şampiyonası’nda elde etmişti.

Yanıt: Türkiye’nin gücünü üzerimde hissettim

Temmuz 1st, 2012

Milli atlet Nevin Yanıt, Avrupa Atletizm Şampiyonası’nda bayanlar 100 metre engellide altın madalya kazanarak, Avrupa şampiyonluğu unvanını korudu.

Yanıt, Helsinki Olimpiyat Stadyumu’nda devam eden şampiyonada bayanlar 100 metre engelli finalinde Yanıt piste çıktı. Baştan sona birinci götürdüğü yarışta 12.81’lik derecesiyle finiş çizgisine şampiyon giren milli atlet, altın madalyayı boynuna taktı.

Yanıt, yarıştan sonra Türk Bayrağı ile piste sevinç turu attı.

Belarus Alina Talay’nın 12.91’lik zamanıyla gümüş madalya kazandığı yarışta, bronz madalyanın sahibi 12.97’lik derecesiyle Belarus Ekaterina Poplavskaya oldu.

İlk Avrupa şampiyonluğunu 2010 Avrupa Atletizm Şampiyonası’nda elde eden Yanıt, yarıştan sonra gazetecilere yaptığı açıklamada, takoza oturduğunda üzerinde tüm Türkiye’nin gücünü hissettiğini, altın madalya alacağını hissettiğini söyledi.

-Yarınki program-

Millilerin yarınki son gün programı şöyle:

16.00 – Tuğçe Şahutoğlu (Bayanlar çekiç atma)

16:10 – Aslı Çakır Alptekin, Gamze Bulut (Bayanlar 1500 metre finalleri)

18:50 – İlham Tanui Özbilen (1500 metre finali)

Helsinki’de altın yağıyor

Temmuz 1st, 2012

Milli atlet  Gülcan Mıngır, Avrupa Atletizm Şampiyonası’nda bayanlar 3000 metre engellide  şampiyon oldu.
       
Helsinki Olimpiyat Stadı’nda devam eden şampiyonanın akşam seansında,  milli atlet Mıngır bayanlar 3000 metre engelli finalinde yarıştı.
       
8. kulvarda başladığı yarışta kendine ilk grupta yer bulan milli atlet,  yarışın bitmesine bir tur kalaya kadar ikinci sırada koştu. Son turun başlarında  ilk sıraya yükselen Gülcan Mıngır’ın hemen arkasındaki rakibi Ukraynalı Svitlana  Shmidt’in tüm çabaları yetersiz kaldı ve milli atlet, 9:32.36’lık derecesiyle  altın madalyayı boynuna taktı.
        
Türkiye rekortmeni milli atlet, şampiyonada madalya kazanan ilk kadın  atlet oldu.
        
Gümüş madalyanın sahibi 9:33.03’lük zamanıyla Ukraynalı Shmidt olurken,  Alman Antje Möldner-Schmidt 9:36.37’lik derecesiyle bronz madalya kazandı.
        
Mıngır

Milli atlet Gülcan Mıngır, yarışın ardından gazetecilere yaptığı  açıklamada, ”Aslında ilk 3 için gelmiştim ancak seçmelerden sonra altın madalya  kazanabileceğime inandım” dedi.

Kontrollü bir yarış koştuğunu belirten Avrupa şampiyonu atlet, ”Son 200  metrede hızlı ve dayanıklı olan kazanacaktı, bunu başardım. Aileme, Türkiye  Atletizm Federasyonu’na, kulübüm Üsküdar Belediye Spor’a ve tüm Türkiye’ye  teşekkür ederim” diye konuştu.

 Helsinki’de 2. altın madalya

 Milli atlet  Polat Kemboi Arıkan, Avrupa Atletizm Şampiyonası’nda 10 bin metrede altın madalya  kazandı.
Helsinki Olimpiyat Stadı’nda devam eden şampiyonada, Arıkan, 28:22.27’lik  derecesiyle Avrupa şampiyonu olurken, İtalyan Daniele Meucci gümüş, Rus Yevgeniy  Rybakov bronz madalya kazandı.
Şampiyonada ikinci madalyasını elde eden Polat Kemboi Arıkan, 5000  metrede ise bronz madalyayı boynuna takmıştı.
  
3. ALTIN NEVİN’DEN
Helsinki’de devam eden Avrupa Atletizm Şampiyonası’nda bayanlar 100 metre engelli finalinde Nevin Yanıt, 12.81’lik derecesiyle birinci oldu ve altın madalya kazandı.

Avrupa’nın en büyüğü belli oluyor

Temmuz 1st, 2012

Son dünya ve Avrupa şampiyonu İspanya ile 2006 Dünya Kupası’nın sahibi İtalya arasındaki final maçı bugün saat 21.45’te başlayacak. Zorlu karşılaşmaya Ukrayna’nın başkenti Kiev’de bulunan Olympic Stadyum evsahipliği yapacak.

İki takım şampiyonada aynı grupta yer aldı ve birlikte çeyrek finale yükseldi. İki takım arasında Polonya’nın Gdansk kentinde 10 Haziran Pazar günü oynanan (C) Grubu karşılaşması 1-1 berabere sonuçlandı.

Finalist takımlardan İspanya daha önce kupayı 1964 ve 2008 yıllarında olmak üzere iki kez kazanma başarısı gösterdi. Boğalar, 1984 yılında ise Avrupa şampiyonluğunu finalde kaybetti.

İtalya ise 1968 yılında kazandığı ilk ve tek Avrupa şampiyonluğundan beri kupaya uzanamıyor. İtalyanlar 2000 yılında final, 1988’de ise yarı final oynadı.

CÜNEYT ÇAKIR 4. HAKEM
Final maçını Portekiz Futbol Federasyonu’ndan Pedro Proença yönetecek. Proença’nın yardımcılıklarını ise vatandaşları Bertino Cunha Miranda ile Ricardo Jorge Ferreira Santos yapacak. Manuel Jorge Neves Moreira de Sousa ile Duarte Nuno Pereira Gomes ise mücadelede ilave yardımcı hakem olarak görev alacak.

Zorlu mücadelenin dördüncü hakemi ise son olarak İspanya ile Portekiz arasında Ukrayna’nın Donetsk kentinde oynanan ilk yarı final maçını yöneten FIFA kokartlı Türk hakem Cüneyt Çakır.

Türk hakemlerden Bahattin Duran da zorlu maçta yedek hakem olarak bulunacak.

UEFA’NIN GÖZDE HAKEMLERİNDEN PROENÇA
Portekizli hakem Proença, 2004 yılında yönettiği UEFA 19 Yaşaltı Şampiyonası final maçından sonra UEFA’nın en gözde hakemlerinden biri halinde geldi. 

2007 yılı Ocak ayında ”UEFA Premier Hakem” kategorisine yükselen Proença, 2007/2008 sezonunda Şampiyonlar Ligi grup maçlarında görev almaya başladı.

2009/2010 sezonunda UEFA tarafından ”Elit Hakem” kategorisine yükseltilen Portekizli hakem, aynı sezon 4 Şampiyonlar Ligi grup maçı, ertesi sezon ise aynı ligde 5 karşılaşma yönetti.

Proença, geride kalan 2011/2012 sezonunda 6 Şampiyonlar Ligi maçının yanı sıra Bayern Münih ile Chelsea arasında Münih kentinde oynanan final karşılaşmasında da düdük çaldı.

İSPANYA İLE İTALYA 31. RANDEVUDA
Avrupa Futbol Şampiyonası’nda final maçında karşı karşıya gelecek son dünya ve Avrupa şampiyonu İspanya ile İtalya tarihlerindeki 31. maça çıkacak.

İki takım arasındaki ilk maç 1920 Olimpiyat Oyunları’nda oynanmış ve bu karşılaşmayı İspanya 2-0 kazanmıştı.

Avrupa’nın en büyüğü olmak için mücadele edecek takımlardan İtalya’nın İspanya’ya karşı 10 galibiyeti bulunuyor. 12 maçın berabere bittiği iki takım arasındaki mücadelelerin 8’ini ise İspanyollar kazandı. İtalyanların geride kalan 30 maçta attığı 39 gole İspanyollar, 30 golle karşılık verdi.

İki takım Avrupa Şampiyonaları tarihinde toplam 4 maçta karşı karşıya geldi. Bu maçlarda İspanya’nın henüz galibiyeti bulunmazken, 1 maçtan İtalya galip ayrıldı, 3 karşılaşma ise berabere bitti. İtalyanların 2 golüne İspanyollar 1 golle karşılık verdi.

İki takım arasında Dünya Kupalarında oynanan 3 maçta da İspanya’nın rakibine karşı galibiyeti bulunmuyor. Bu maçların 2’sini İtalya kazanırken, 1 maç ise berabere sonuçlandı.

ÖZEL MAÇLARDA 23 KARŞILAŞMA
İspanya ile İtalya arasında en çok karşılaşma ise özel maçlarda oldu. İki takım 23 maçta karşı karşıya gelirken bu maçların 8’ini ispanya, 7’sini ise İtalya kazandı. 8 maçta ise taraflar birbirlerine üstünlük sağlayamadı. Bu maçlarda İtalyanlar rakip fileleri 33 kez havalandırırken, İspanyollar rakiplerine 27 golle karşılık verebildi.

İki takım arasında oynanan son karşılaşma 10 Haziran’daki Avrupa Futbol Şampiyonası (C) Grubu maçı oldu. Bu müsabaka Di Natale ve Fabregas’ın karşılıklı golleriyle 1-1 sona ermişti. Bu maçla birlikte İtalya rakibinin 2010 Dünya Kupası’ndan beri sürdürdüğü 14 maçlık galibiyet serisini de sonlandırdı.

İspanya, Avrupa Şampiyonu olduğu 2008’de, 22 Haziran’da Viyana’da İtalya ile çeyrek finalde karşılaşmış ve rakibini penaltı atışları sonucu 4-2 yenerek yarı finale yükseldi.

İSPANYA 28 MAÇTIR YENİLMİYOR
İspanya, 7 Ekim 2006’da 2008 Avrupa Şampiyonası Elemeleri’nde İsveç ile oynadığı ve 2-0 kaybettiği karşılaşmadan bu yana Avrupa Şampiyonalarında 28 maçtır yenilmiyor.

İspanya’nın Avrupa Şampiyonaları’nda grup maçlarındaki son yenilgisi ise 2004’e evsahibi Portekiz karşısında aldıkları 1-0’lık mağlubiyet oldu.

İtalya ise büyük turnuvalardaki son yenilgisini 2010 Dünya Kupası Finalleri’nde Slovakya karşısında 3-2’lik skorla aldı. İtalya bu karşılaşmadan sonra oynadığı 15 resmi maçta 10 galibiyet, 5 beraberlik elde etti.

İtalyanlar 2008’deki Avrupa Şampiyonası’nda 3-0 kaybettikleri Hollanda karşılaşmasından beri 18 maçtır Avrupa Şampiyonalarında 90 dakikalık normal sürelerde maç kaybetmedi.

İSPANYA’NIN 1, İTALYA’NIN 4 DÜNYA KUPASI VAR
İspanya Avrupa şampiyonluğunun yanı sıra dünya şampiyonluğu apoletiyle de final maçına çıkacak. Ancak İtalyanların 1934, 1938, 1982 ve 2006 olmak üzere 4 Dünya Kupası şampiyonlukları bulunuyor.

İspanya’da Casillas, Sergio Ramos, Andres Iniesta, Xavi Hernandez, Fabregas, David Silva ve Fernando Torres takımın 2008’deki Avrupa şampiyonluğunda ilk 11’de oynadı. Xabi Alonso ve Santi Cazorla ise oyuna sonradan girdi.

İtalya’da ise kaleci Gianluigi Buffon, Andrea Pirlo ve De Rossi, 2006 Dünya Kupası’nın kazanıldığı final maçında görev yaptı.

DEL BOSQUE TARİHE GEÇECEK
İspanya Teknik Direktörü Vicente Del Bosque, 1972 ve 1974’te Almanya’nın başında Dünya Kupası ve Avrupa Şampiyonluğu sevinci yaşayan Helmut Schön’den sonra bunu başaran ikinci teknik adam olmak için mücadele verecek.

İngiliz ekibi Chelsea forması giyen İspanyol oyuncular Fernando Torres ile Juan Mata, takımlarının kazanması halinde aynı sezon içinde kulüp takımıyla Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu, milli takımlarıyla da Avrupa şampiyonluğu yaşayacak.

Luis Suarez (1964, Inter ve İspanya) ve Hans van Breukelen, Ronald Koeman, Barry van Aerle ve Gerald Vanenburg (1988, PSV Eindhoven ve Hollanda ) bunu daha önce başaran futbolcular oldu.

Bakan Kılıç’tan milli atletlere kutlama

Temmuz 1st, 2012

Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, Avrupa Atletizm Şampiyonası’nda altın madalya kazanan sporcuları ve Atletizm Federasyonu Başkanı Mehmet Terzi’yi telefonla arayarak kutladı. 

Bakan Kılıç, şampiyonada madalya kazanan sporcularla tek tek görüşürken, Avrupa şampiyonu milli atlet Nevin Yanıt ile yaptığı telefon konuşmasında, ”Avrupa’yı peşinizden koşturdunuz, hepinizi tebrik ediyorum” ifadesini kullandı. 

Kılıç ayrıca milli sporculara olan inancını yineleyerek, ”Bu başarılarınızı Londra Olimpiyat Oyunları’nda da sürdüreceğine inanıyorum” dedi.

Erdoğan partili vekilleri ile yemekte buluştu

Temmuz 1st, 2012

Başbakan Erdoğan, Genel Kurul’da ”3. Yargı Paketi”nin görüşmeleri sırasında TBMM’ye geldi. Kuliste bir süre sohbet eden Erdoğan, ardından milletvekilleriyle birlikte TBMM Üyeler lokantasında yemek yedi.

Basına kapalı gerçekleştirilen yemekte Erdoğan’ın, milletvekillerine çalışmalarından dolayı teşekkür ettiğini bildirildi.

Başbakan Erdoğan, yemeğin ardından TBMM’den ayrıldı.

Kocaeli’nde 3 yılda 276 milyonluk yatırım

Temmuz 1st, 2012

Son 3 yılda 1 milyar 276 milyonluk yatırımla 2.097 projenin hayata geçtiğini ifade eden Başkan Karaosmanoğlu, ”Kocaeli’ni model bir şehir haline getirmek için çıktığımız yolda gücümüzü milletimizden ve teşkilatlarımızdan alıyoruz” dedi.

AK Parti Kocaeli İl Başkanlığı’nın 55. İl Danışma Meclisi, Sabancı Kültür Sitesi’nde geniş bir katılımla gerçekleştirildi. AK Parti İl Başkanı Mahmut Civelek ve yönetim kurulunun ev sahipliğinde yapılan danışma meclisinde Başkan Karaosmanoğlu’nun yanı sıra gençlik ve kadın kollarının il başkanları, ilçe başkanları, belediye başkanları ve partililer hazır bulundu.

İl Başkanı Civelek’in ”hoş geldiniz” konuşmasının ardından söz alan Başkan Karaosmanoğlu, Büyükşehir’in sadece son 3 yılda yaptığı yatırımları anlattı. Yaklaşık 1 buçuk saat süren bir sunum gerçekleştiren Başkan Karaosmanoğlu, son 3 yılda 1 milyar 276 milyonluk yatırımla 2 bin 97 projenin hayata geçirildiğini anlattı.

Teşkilatlarla birlikte düzenlenen bu toplantıların önemine değinen Başkan Karaosmanoğlu, ”Bir elimizde ressam fırçası, Kocaeli’ni adeta bir sanat eseri gibi işledik. Son 3 yıl içinde de binlerce hizmete, binlerce esere imza attık. Biz el ele, Kocaeli’ni hayata döndürdük. Biz el ele, küçük bir ilçeden, bir büyükşehir kurduk. Biz el ele, ölüme yakın Körfez’i yeniden hayata döndürdük. Biz el ele, Kocaeli’ni insanların yaşamak istediği bir şehre çevirdik” ifadelerini kullandı.

Kocaeli’nin bilimin ve teknolojinin yeni merkezi olmasını, Kocaeli’nden dahilerin çıkmasını istediklerini ve bu yolda adımlar attıklarını hatırlatan Başkan Karaosmanoğlu, ”Mahallelerimizden, derelerimizden, sokaklarımızdan kanalizasyon akmasına müsaade etmedik. Milyonlarca ton pis çamuru, yılmadan biz topladık, on binlerce kilometre yolu biz açtık. Yeşili maviyle, körfezi yunuslarla, vatandaşımızı denizle biz barıştırdık. Karamürsel Altınkemer Plajı’na verilen Mavi Bayrak ile çalışmalarımızı taçlandırdık” diye konuştu.

Salonu dolduranların büyük bir ilgiyle takip ettikleri ve sık sık alkışlarla destekledikleri bir sunum gerçekleştiren Başkan Karaosmanoğlu, ”Her yer Büyükşehir, Büyükşehir her yerde dedik. Türkiye’nin sanayi ve ticaret lokomotifi olan şehrimizi, aynı zamanda Türkiye’nin en gözde yaşam merkezi haline getirdik. Hepimiz, bu teşkilatın her bir ferdi, bir ve beraber büyük bir destan yazdık. Bu destanı, Kocaeli biliyor, Türkiye biliyor, dünya gıptayla izliyor. Eserimiz, modern, model, büyük Kocaeli’dir. Hepiniz bu eserden gurur duyabilirsiniz. Altını çizerek ifade etmek istiyorum, ortaya çıkardığımız eserin altında sizin imzanız, milletin imzası var. Bize güç veren bu millettir, bu teşkilattır. Başarı milletindir, bu teşkilatındır” açıklamasını yaptı.

Güler: AKP Batı’nın taşeronu

Temmuz 1st, 2012

CHP Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Birgül Ayman Güler, ”CHP’ye Suriye’nin Baas’çı partisi demek doğru değildir ama AKP’ye Batı’nın taşeronu demek de, şamar oğlanı demek de çok gerçekçidir ve doğrudur” değerlendirmesinde bulundu.

Güler, yaptığı yazılı açıklamada, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun haritadan Şam’ın yerini gösteremeyeceğine ilişkin sözlerini hatırlattı.

Başbakan Erdoğan’ın haritayla arasının iyi olmadığını ve herkesi kendisi gibi bilmesinin normal olduğunu öne süren Güler, şöyle devam etti:

”Başbakan gerçekten haritadan anlamaz ama radar okumasını iyi bilir. O nedenle, ABD-İngiliz radarlarının işaret ettiği bombalanacak başkentlerden ve başına bomba yağdırılacak eski dostlarından haberdar olur, radarların işaret ettiği başkentlere ve eski dostlarına saldırır.

CHP, Cumhuriyeti ilan eden, demokrasiyi getiren Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu partisidir. CHP’ye Suriye’nin Baas’çı partisi demek doğru değildir ama AKP’ye Batı’nın taşeronu demek de şamar oğlanı demek de çok gerçekçidir ve doğrudur.”

Hükümetin dış politikasını eleştiren Güler, sıfır dış politika anlayışının Türkiye’yi taşeron ülke konumuna ve savaşın eşiğine sürüklediğini iddia etti.

‘Öcalan’a ev hapsi’ tartışmasına noktayı koydu!

Temmuz 1st, 2012

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Abdullah Öcalan’a ev hapsinin söz konusu olmadığını ve gündemlerinde yer almadığını açıkladı.

Üçüncü Yargı paketine ilişkin tasarının TBMM’de görüşülmesine katılan Bakan Ergin’in komisyon sıralarında oturması dikkat çekti.

Ayrıntılar gelecek

Kamalak’a göre terörü doğuran sebepler

Temmuz 1st, 2012

Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, Ortadoğu’da çıkacak bir savaşın Türkiye bakımından, İslam alemi açısından doğuracağı sonuçların tahmin edilemeyecek kadar büyük olacağını söyledi.

Kamalak, Genel Merkez’de partisinin İl Başkanları Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin Suriye üzerinden bir savaşa sokulmak istendiğini ileri sürerek, Hükümetin Türkiye’nin menfaatlerini korumak için uluslararası hukuk çerçevesinde elinden gelen çabayı sarfetmek mecburiyetinde olduğunu ifade etti.

”Asla ve asla maskeli dostlarımızın savaş kışkırtıcı sözlerine itibar etmemelidir” diyen Kamalak, Ortadoğu’da çıkacak bir savaşın Türkiye’yi bölmek, parçalamak isteyen siyonistlerle, emperyalistlerin işine yarayacağını dile getirdi.

Kamalak, böyle bir savaşın Türkiye bakımından, İslam alemi açısından doğuracağı sonuçların tahmin edilemeyecek kadar büyük olacağını belirtti.

-”Özel yetkili mahkemelere karşıyız”-

Terör olaylarına da değinen Kamalak, ”Terörü doğuran da besleyen de geliştiren de Türkiye’deki yanlış uygulamadır, batıl zihniyettir” iddiasında bulundu.

Kamalak, şu değerlendirmelerde bulundu:

”Milli Görüş’ün dışındaki bir zihniyetin terörü durdurması mümkün değil. Çünkü terörün doğup gelişmesine, zemin hazırlayan ana düşüncenin sahibi CHP’dir. CHP’nin iktidarda bulunduğu dönemlere bakacak olursanız ‘yerli bir dil, yerli bir din’ oluşturulmak istenmiştir. Bu kadar bozuk zihniyetten herhalde olumlu bir imalat çıkmazdı. Terörün kaynaklarını buralarda aramak gerekir.”

Terör alanında doğru düzgün bir mevzuat düzenlemesinin olmadığını öne süren Kamalak, terörün onu doğuran sebeplerin ortadan kaldırılmadıkça önlenemeyeceğini söyledi.

Özel yetkili mahkemelerle ilgili yapılması beklenen düzenlemeler hakkında da konuşan Kamalak, terörle mücadele için, darbelerle yüzleşmek için 2004 yılında düzenlemeler yapıldığını, o tarihten beri de özel yetkili mahkemelerin yürürlükte olduğunu hatırlattı.

Suç teşkil eden konuşmaların yayınlanmasının da suç teşkil edeceği düzenlemelerin yapılmak istendiğini ve bunun Anayasa’ya aykırı olduğunu öne süren Kamalak, ”Bir takım bantların, seslerin kamuoyuna duyurulmasını istemiyorsanız, gizli görüşmeler olmasın diyorsanız buyurun milli istihbaratı kaldıralım” dedi.

Prensip itibarıyla, özel durumlar hariç özel yetkili mahkemelere karşı olduklarını belirten Kamalak, ancak özel şartlar devam ettiği sürece bu tür mahkemelere ihtiyaç olduğu görüşünü dile getirdi.

Kutluata: Diplomasinin tüm imkanları kullanılmalı

Temmuz 1st, 2012

MHP Sakarya İl Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada, çeşitli incelemelerde bulunmak üzere Sakarya’nın Hendek ilçesini ziyaret eden Kutluata’nın partisinin Hendek İlçe Teşkilatı’nda partililerle bir araya geldiği belirtildi.

Burada bir konuşma yapan Kutluata’nın, Türkiye’nin iyi yönetilmediğini ileri sürerek, ”Milletimiz gözyaşının olmadığı bir gün geçirmiyor. Ülkenin her yöresinden yükselen feryatlar, tüm milletimizi ağlatıyor. Acısını içine gömen eli öpülesi şehit anaları ve babalarına sabır diliyorum” dediği belirtildi.

Dış politikada da sorunların bulunduğunu belirten Kutluata’nın, Suriye ile yaşanan uçak krizinin çözümü yolunda, diplomasinin tüm imkanlarının kullanılmasından yana olduklarını söylediği kaydedildi.

Kutluata’nın, terörün bitirilmesi konusunda kararlı olduklarını ifade ederek, ”Akan kan ve gözyaşlarının hesabının sorulması, terörün kökünün kazılması için terörle pazarlık etmeden etkin bir mücadele gerekir” şeklinde konuştuğu bildirildi.

Erdoğan, Leyla Zana ile görüştü

Temmuz 1st, 2012

“Kürt sorunu”yla ilgili daha önce yaptığı açıklamada, ”Ben Başbakan Erdoğan’ın bu işi çözeceğine inanıyorum. Buna olan inancımı yitirmedim. Yitirsem burada olmazdım” diyen Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana Başbakan Erdoğan ile görüşmek üzere Başbakanlık binasına saat 15.00’da geldi.

GAZETECİLERE PROTOKOL KAPISI ÇALIMI

Yoğun güvenlik önlemleri arasında Resmi Konut’a giren Leyla Zana ile Erdoğan’ın görüşmesi yaklaşık bir saat 40 dakika sürdü. Zana’nın Resmi Konut’tan açıklama yapmadan gazetecilerin beklediği kapıdan değil de protokol kapısından ayrılması dikkat çekti.

KUTBETTİN ARZU SÜRPRİZİ

Görüşmeye, Demokratik Açılım’ın koordinatörlüğünü yürüten Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın yanı sıra AK Parti Diyarbakır eski Milletvekili Kutbettin Arzu’nun da katılması dikkat çekti. Görüşmenin sürpriz katılımcısı olan Arzu şu anda Gıda, Tarım ve Köyişleri Bakanı Yardımcılığı görevini yürütüyor. Arzu, geçtiğimiz yerel seçimlerde de AK Parti’nin Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkan adayıydı.

DEMOKRATİK AÇILIMA DESTEK İSTEDİ

Görüşmeden sonra Başbakanlık ve Leyla Zana herhangi bir açıklama yapmazken, Başbakan Erdoğan’ın Zana’ya “Yürüttüğümüz Milli Birlik ve Kardeşlik projesine katkı sağlamanızı bekliyoruz” dediği öğrenildi.

“BELKİ ÖMRÜMÜZ YETMEZ AMA BARIŞ GELECEK”

Öte yandan Leyla Zana’nın dün yaptığı açıklama tarihi buluşmanın öncesine damgasını vurmuştu.

Zana, “bu topraklara mutlaka barış gelecek” diyerek şu mesajları vermişti: “Her zaman barışa olan inancımız olmalı ve bu konuda da bilgili olmamız gerekiyor. Hiçbir savaş sonsuza kadar devam etmez. Bu topraklara barış mutlaka gelecek. Bir halka saygılı olmak her iki tarafın da kazancı olacaktır. Dost ve düşman herkes bilsin ki, bu birliktelik bu topraklara mutlaka barışı getirecektir, barış bu topraklarda mutlaka yeşerecektir. Belki bizim ömrümüz yetmez. Ne krallık tahtı, ne iktidarlar devamlı değillerdir. Ancak hizmet yapan hiçbir zaman unutulmayacak.

Başbakan Erdoğan vekillerle görüşecek

Temmuz 1st, 2012

AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, Başbakan Erdoğan’ın bu akşam Meclis’te milletvekilleriyle yemek yiyeceğini söyledi.

Bakan Ergin’den ‘ 2. Habur’a açık kapı

Temmuz 1st, 2012

TBMM Genel Kurulu’nda 3. Yargı Paketi’nin görüşmeleri sürüyor.

CHP Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz, tasarının 1. bölümü üzerinde yaptığı konuşmada, Ergin’in terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ile ilgili açıklamasının kendilerini tatmin etmediğini belirtti.

Yılmaz, ”1 yıldır görüş yaptırılmıyor. Burada bir bit yeniği olmasa, protesto yaparlar mı? Sayın Bakan ‘bizde böyle bir bir bilgi yok’ demekle kaçamazsınız. Sizin sorumluluğunuz var. Cezaevinde değil, başka yerde barındırılması affedilemez. Böyle bir hata, kasıt, kusurunuz varsa bu Yüce Divan’da yargılanmayı gerektiren suçtur. Açıklamanız yeterli değil” dedi.

BDP Grubu adına İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder de bölüm üzerinde konuşurken, ”Öcalan’ın İmralı’da olup olmadığı” tartışmaları yapıldığını ifade ederek, ”Bu ülkede bir koster vakası olarak tarihe geçecek olan ağır ihlal yapılırken mahkumun hüviyetine bakılmaz. Söz konusu Tolon ya da Öcalan olduğunda tavrınız değişmemeli, ‘avukatıyla niçin görüştürülmüyor?’ diye sormanız gerekir” dedi.

Bugünün özel yetkili mahkemelerinin İstiklal Mahkemeleri’nden hiçbir farkı olmadığını savunan Önder, ”Ha Kel Ali, ha Kör Ali. O gün yapılan hoyratlık neyse bugün de odur. 3 Ali, işi o kadar azıtmıştı ki bunları buraya getiren irade ‘bir mahkeme de sizin için kurarım’ demek zorunda kalmıştır. Bugün ÖYM için söylenen de bunun kibarcasıdır. Çünkü iktidarın kendisine yöneldi. Şeyh Said yargılanırken, ‘sanığın idamına, yargılamanın devamına…’ diye bir replik bu ülkenin tarihine geçmiştir. Bugün de yapılan budur” diye konuştu.

-”Yeni cezaevleri açılacak”-

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, milletvekillerinin bölüm üzerinde sorularını yanıtlarken, cezaevlerinde yer olmadığı için hükmü kesinleşmiş olmasına rağmen infazının ertelenmesinin söz konusu olmadığını ifade etti.

Cezaevlerinde doluluk oranının Türkiye ortalamasının mevcutla eşit göründüğünü anlatan Ergin, ”Yüzde 100 görünüyor. Ama belli bölgelerde dağılımdan kaynaklanan yoğunluklar var. Bunların dengelenmesi için nakiller var. Başka bölgeye gitmek istemeyen hükümlü ve tutuklular ve aileleri devreye giriyor. Cezaevlerindeki yoğunluğu çözme noktasında 2009 yılında eylem planı devreye konuldu. Bu plan çerçevesinde ciddi kapasite artışı sağlayacak yatırımlar başlamıştır. Önemli kısmı inşa halindedir. Bu yıl içinde  22, 2013’te 34, 2015’te 50’nin üzerinde cezaevi kapasite artışıyla devreye girmiş olacak” diye konuştu.

MHP’li bazı milletvekillerinin ”Habur’a mobil mahkeme götürdünüz” demesi üzerine konunun Genel Kurul’da çok tartışıldığını hatırlatan Ergin, ”İhtiyaç olması halinde devlet geçmişte yaptığı gibi bundan sonra da benzer uygulamalar yapar. İmralı’da ceza infaz kurumu var ama oraya o günkü ismiyle DGM, daha sonra Ankara Ağır Ceza Mahkemesi gitmiştir ve bölücü örgüt başını orada yargılamıştır. Güvenlik şartları, değişen gelişen ortama göre usul yasalarında verilen imkan geçmişte kullanılmıştır. Bundan sonra ihtiyaç olursa yine kullanılır” dedi.

-”Adliye sarayları yapmak yetmez”-

Türkiye’de yargıya ilişkin eleştirilerin öteden beri devam ettiğini kaydeden Ergin, bunların yargılamaların uzunluğundan, vatandaşın adaletle buluşamamasından kaynaklanan yoğun şikayetlerin yanı sıra fizik kapasite eksikliği, mevzuatın iyi olmaması, eğitimin yeterli olmamasından ötürü şikayetleri ortadan kaldırmaya yönelik çalışmanın 2009 sonunda başlatıldığını anlattı.

Fiziki altyapıyı inşa etme noktasında önemli mesafeler alındığını kaydeden Ergin, ”Ancak adliye sarayları yapmak, fiziki şartları iyileştirmek çözüm değil. Bununla beraber mevzuat altyapısını da günün şartlarına ve evrensel hukukla barışır hale getirmek önemliydi. Temel yasaları birlikte yaptık. Yargıya güvenin oluşturulması noktasında en önemli adım, makul sürelerde yargılamaların sona erdirilmesi ve vatandaşın adaletle buluşması sıkıntısıydı. İlk 2 paketle önemli neticeler aldık” dedi.

Türkiye’de ilk derece mahkemelerinde karara bağlanma süresinin ortalama 200-210 gün olduğunu, bunun  6,5-7 aya tekabül ettiğini vurguladı. Yılda 6 milyon dosyanın sisteme girdiğine işaret eden Ergin, şöyle konuştu:

”Bu dosyaların ortalama bitme süresi 200-210 gündür ama esas itibarıyla temyizde çok zaman kaybı yaşanıyor. Bunun için Yargıtay ve Danıştay’ın üye ve daire sayısı artırıldı. İlk kez 2011 yılının Eylül ayından itibaren gelenden fazla dosya karara çıkmaya başladı. 1 milyon 200 bin civarında da stokta dosya bekliyordu. Sürekli gelen dosyalar da bunun üzerine biniyordu ve yılda ortalama 100 bin dosya iş yükü olarak artıyordu Yargıtay’da. Şimdi o artış durmuştur, stokta bekleyen dosyalardan azalma başlamıştır. 1 milyon 200 bin dosya 880 bine gerilemiştir. 2011 yılın ilk 5 ayında ceza dairelerinde 68 bin dosya karar çıkmışken, bu yılın aynı döneminde 200 binin üzerinde dosya karara çıkmıştır.

Yargıtay’da önemli hareketlenme olmuştur. Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun yaptığı planlamayla cezada 2 yıl içinde, hukuk dosyalarında 1,5 yılda stokları bitirmek ve ilk derece mahkemelerinden gelen davaların 2-2,5 ay içinde karara bağlanarak bölgesine gönderilmesi hedeflenmiştir. İlk derece mahkemesinde 200-210 günde gelen dosya, 2-2,5 ay Yargıtay’da kaldığında, posta süresini de koyun, en fazla 11-12 ayda kesinleşmiş olarak karara çıkacaktır. Bu Türkiye’de bizim için hayal etmesi bile zor bir sonuçtur. Bu limiti yakalarsak adalet olan güven hızla yükselecektir.”

-Hakim ve savcılara ”AİHM kriteri”-

Evrensel hukukla uymayan kararların çıkması da adalete güveni sarstığını belirten Ergin, Türkiye’deki yargıçların Strasbourg mahkemelerine çalışma ziyaretlerine, Türkiye içinde ve dışında eğitime gönderildiğini anlattı.

Ergin, hakim savcıların terfi kriterlerine AİHM içtihatlarını ne kadar dikkate aldığının da eklendiğine işaret ederek, Türkiye aleyhine verilen ihlal kararlarının önemli kısmının Türkçe’ye çevrilerek UYAP üzerinden hakim ve savcıların kullanımına açıldığını söyledi. Ergin, evrensel hukukla barışık karar çıkması noktasında ciddi çaba sarfedildiğini de belirterek, ”Bütün bunlarla birlikte Türkiye’de makul sürede yargılanma, evrensel hukukla barışık karara ulaşma, fiziki şartların ikmaliyle birlikte yargıya güven hızla yükselecektir” dedi.

Bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanarak maddelerine geçildi.

Öte yandan, MHP Iğdır Milletvekili Sinan Oğan Meclis’te Iğdır kayısısı dağıttı.

 

Erdoğan: Dış politikada en son CHP konuşsun

Temmuz 1st, 2012

Başbakan Erdoğan, Daha önce, İstanbul’da Şanlıurfa’da en son olarak da Erzurum’da stadyumda kongrelerini yaptıklarını söyledi. Türkiye’de birleştirici olan tek partinin AK parti olduğunu söyleyen Erdoğan, 11 yıl önce kurulan ve 9.5 yıldır iktidarda olduklarını söyledi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ”CHP’nin Genel Başkanı bir haftadır biz söz öğrenmiş her yerde onu tekrarlıyor. Neymiş, ‘sıçan geçer, yol olur.’ Sayın Kılıçdaroğlu merak etme biz sizin gibi fareden korkmayız, fare korkusuyla uykusuz kalmayız. Üstelik bu ülkenin aslanları var, o farelere de o kemirgenlere de haddini bildirir. Bizim dış politikamızı eleştirecek en son kişi, CHP Genel Başkanı’dır. CHP yönetimi için dış politika ürkekliktir, CHP yönetimi için dış politika çekingenliktir, CHP yönetimi için dış politika hiçbir şeye karışmadan yerinde oturmaktır. Eğer gerekirse CHP dönemlerinde Türkiye’de nasıl acziyet içinde bir dış politika izlendiğini belgeleriyle ortaya koyarız” dedi.

Erdoğan, CHP’nin yıllarca ”yurtta sulh cihanda sulh” sözünü yanlış anladığını belirterek, ”Bu sözün ardına sığınıp her meseleye mesafeli durdular. Yıllarca Türk dünyasına açılamadılar, Ortadoğu ile konuşamadılar, Batı’ya seslerini çıkaramadılar. Korkaklar zafer abidesi dikemezler. Ürkek dış politikayla ekonomi büyümez, Türkiye büyüyemez. Bugün artık CHP’nin içine kapattığı bir Türkiye yok, CHP’nin içine kapattığı bir Ankara yok” dedi.

“Bugün artık, Ankara, iddiaları hedefleri olan bir dünya başkenti” diyen Erdoğan, Bugün Ankara gündemi belirlenen değil gündem belirleyen bir başkenttir” dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, terör örgütünün belli çevrelerin elinde bir maşa, bir taşeron olduğunu belirterek, ”Allah’ın izniyle, milletimizin desteğiyle biz hem terör örgütüne hem de onu maşa olarak elinde tutan çevrelere karşı, bir tek geri adım atmadan mücadele etmeye devam edeceğiz. İnanıyorum ki bu son saldırıların ardından benim Kürt kardeşlerim de terör örgütünün nasıl bir maşa oluğunu gördüler, anladılar. Türkiye düşmanı, millet düşmanı, Kürt kardeşlerimin aleni düşmanı olan bu örgüte de ona ihale veren çevrelere de ona göz yuman, ona müsamaha gösteren çevrelere de Türkiye gerekeni yapmaya kararlı bir şekilde devam edecektir” dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ”Şu anda dünyada savunma sanayinde öne çıkan, dikkati çeken iddia sahibi bir Türkiye var, bir Ankara var. İşte böyle bir Türkiye, böyle bir Ankara, hem çevremizde hem dünyada birilerini, bazı çevreleri rahatsız ediyor. Ekonomisiyle güçlü Türkiye’den rahatsız olanlar var” dedi.

Erdoğan, 19 Mayıs Stadyumu’nda düzenlenen AK Parti Ankara İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada, Türkiye ekonomisinin 2002 yılından bu yana gösterdiği gelişmeye dikkati çekti.

Türkiye’nin 2002 yılında 230 milyar dolar olan milli gelirinin bugün 3 kat artarak 772 milyar dolara yükseldiğini belirten Erdoğan, 2023’teki hedeflerinin ise 2 trilyon dolar olduğunu söyledi.

Kişi başı milli gelirin, 2002’de 3 bin 500 dolar olduğunu, 2011 yılı sonu itibarıyla ise 10 bin 444 dolara çıkardıkları rakamın 2023 yılında 25 bin dolar olacağını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

”2002’de ihracat neydi, 36 milyar dolar. Bugüne kadar 3 kattan fazla artırdık. Son 2011, 135 milyar dolar. Geçen ay sonu itibarıyla 140 milyar dolara ulaştık. 2023 hedefimiz, 500 milyar dolar ihracata ulaşacağız. Dış ticaret hacmi 2002’de 88 milyar dolar, şimdi 376 milyar dolar. 2023’te inşallah hedef 1 trilyon dolar dış ticaret hacmine ulaşacağız. İktidarı kimden aldık, MHP’den, DSP’den, ANAP’tan aldık ve IMF’ye olan borcumuz neydi, 23,5 milyar dolardı. Bakın gazetelerde, kavgalar oluyor son günlerde, ’40 milyar dolar, IMF’den borç aldınız’ diyorlar, bu parayı nerede kullandınız? Bize devrederken, 23,5 milyar dolarla devrettiler. Ama şimdi bizim IMF’ye olan borcumuz ne, 1,7 milyar dolar. Nereden nereye. Merkez Bankası’nın kasasında ne vardı? 27 milyar dolar. Peki şimdi Merkez Bankası’nın kasasında döviz rezervimiz ne? 94 milyar dolar. Hedefimiz, yıl sonu itibarıyla, inşallah 100 milyar dolara ulaşmak. Böyle güçlü bir yapımız olmamış olsa zaten bu adımları atmakta da zorlanırız. Türkiye’yi sağlık altyapısıyla, ulaştırma, turizm, enerji altyapısıyla, dünyanın modern bir ülkesi, parmakla gösterilen ülkesi haline, refah, huzur, güvenlik ülkesi konumuna inşallah getireceğiz. Bir dünya başkenti konumuna yükselttiğimiz Ankara’yı, sözü daha fazla dinlenen, daha itibarlı, daha güçlü, görüşleri dikkatle izlenen başkent konumuna yükselteceğiz.”

-”Teröristlerle mücadeleyi kendi helikopterlerimizle yapacağız”-

 Kurtuluş Savaşı hazırlıklarına Ankara’da başlandığında, askeri olarak çok büyük yoksulluklar yaşandığına, top, tüfek, mermi sıkıntısı çekildiğine dikkati çeken Erdoğan, şunları söyledi:

”Kahraman kadınlarımız, sırtlarında, kağnılarda bebeklerini soğuğa kurban vererek, çamur içinde ordumuza cephane taşıyordu. Bugün nereye geldik biliyor musunuz? Çarşamba günü, Ankara’nın Kazan ilçesindeydim. TUSAŞ’ta çok önemli bir törene iştirak ettik. Önce, orada kendi imal ettiğimiz Türk mühendislerin, Türk teknisyenlerin, Ankara’da imal ettiği insansız hava uçaklarımızı inceledik ve insansız hava aracı olarak önce şöyle bir ANKA’yı izledik. Kendi uçağımız ANKA uçuşunu yaptı, onu gördük. Hamd olsun, bugünü de gördük. Ardından yine kendi mühendislerimizin, kendi teknisyenlerimizin, kendi şirketlerimizde ürettiğimiz ATAK savaş helikopterinin oradaki manevrasını gördük. İnşallah gelecekte terörizmle, teröristlerle mücadeleyi kendi helikopterlerimizle yapacağız. Her türlü hareketi yapabilen ve motoru çok güçlü olan ATAK helikopterlerimizi, Göktürk Gözlem Uydumuzu inceledik. Hemen arkasında HÜRKUŞ uçağımızın, onun da tanıtımını yaptık. HÜRKUŞ isminde bu uçağımızın da tanıtımını yapmak suretiyle adımını attık. İşte nerelerden, nerelere geldik.”

-”Karanlık senaryoların tamamını aşar geçeriz”-

”Şu anda kendi piyade tüfeğini, kendi gemisini, kendi uçağını, topunu, helikopterini, roketlerini imal eden bir Türkiye var” diyen Erdoğan, şöyle konuştu:

”Şu anda dünyada, savunma sanayinde öne çıkan, dikkati çeken iddia sahibi bir Türkiye var, bir Ankara var. İşte böyle bir Türkiye, böyle bir Ankara hem çevremizde hem dünyada birilerini, bazı çevreleri rahatsız ediyor. Ekonomisiyle güçlü Türkiye’den rahatsız olanlar var. Savunma sanayisiyle güçlü Türkiye’den rahatsız olanlar var. 2023 hedeflerine kararlıkla ilerleyen Türkiye’den rahatsız olanlar var. Dış politikasıyla aktif bir Türkiye’den rahatsız olanlar var. İşte bu rahatsızlıktan dolayı belli ülkeler, belli çevreler terör örgütünü besliyor, büyütüyor ve üzerimize gönderiyor. İşte bu rahatsızlıktan dolayı kukla diktatörleri kışkırtıp üzerimize gönderiyorlar. Biz bunları Allah’ın izniyle aşarız. Bunlar problem değil. Biz bu karanlık senaryoların tamamını aşar geçeriz. Terör örgütlerine, teröre yataklık yapan çevrelere Türkiye haddini, hududunu bildirecek güce sahiptir.

Bakın dün Erzurum’da da söyledim. Terör örgütü hem Türkiye’ye hem de Kürt kardeşlerimize nasıl bir ihanet, nasıl bir hıyanet içinde olduğunu açıkça ispat etmiştir. Terör örgütü, belli çevrelerin içinde bir maşa olduğunu, bir taşeron olduğunu artık açıkça göstermiştir. Allah’ın izniyle, milletimizin desteğiyle hem bu terör örgütüne hem de onu elinde maşa olarak tutan çevrelere karşı bir tek adım geri atmadan mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu son saldırıların ardından benim Kürt kardeşlerim de terör örgütünün nasıl bir maşa olduğunu gördüler ve anladılar. Türkiye düşmanı, birlik düşmanı, Kürt kardeşlerimin aleni düşmanı olan bu örgüte de ona ihale veren çevrelere de ona göz yuman, ona müsamaha gösteren çevrelere de Türkiye gerekeni yapmaya kararlı bir şekilde devam edecek.”

-Ankara için tasarlanan projeler-

Başbakan Erdoğan, ”Geçen yıl 25 Mayıs’ta, Ankara için tasarlanan dev projelerden bahsettiğini” anımsatarak, bu doğrultuda Ankara’yı savunma sanayinin merkezi yapacaklarını belirterek, ”Radar Tasarım ve Üretim Merkezi’ni, inşallah Gölbaşı’nda kuruyoruz” dedi.

Erdoğan, Ankara’da ayrıca 300 bin metrekare kapalı alana sahip adalet sarayı projesiyle ilgili somut adımlar attıklarını, Etlik’te 3 bin 500, Bilkent’te ise 3 bin 600 yataklı şehir hastanesi yaptıklarını ve başkentin beşinci devlet üniversitesi olan Yıldırım Beyazıt Üniversitesi için de Esenboğa beldesinde 3 bin dönüm araziyi kampüs alanı olarak tahsis ettiklerini bildirdi.

Ankara’da uluslararası standartlarda bir fuar merkezi inşa edeceklerini, hayvanat bahçesi ve ”Tema Park” projesi için Atatürk Orman Çiftliği’nde 2 milyon 100 bin metrekare alanın Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne tahsis edildiğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

”Geçen yıl 25 Mayıs’ta sizlere bir müjde vermiştim, Ankara-Niğde, Ankara-İzmir, Ankara-Samsun arasında 3 tane otoyol inşa edeceğiz ve karayolları noktasında Ankara’yı merkezi konuma getireceğiz. Söz verdiğimiz bu otoyol projerimizle ilgili somut adımlar atılmış durumda. Ankara metrolarının yapım çalışmaları, Ulaştırma Bakanlığımız tarafından hızla devam ettiriliyor. Kızılay-Çayyolu metro hattını ve Batıkent-Sincan-Törekent hattını 2013 yılı sonunda, Tandoğan-Keçiören metro hattını da 2014 yılında tamamlayıp hizmete açacağız. Şehir içinde demiryolu çalışmalarımız devam ediyor. Keçiören ile İstanbul Bulvarı arasında 3 geliş, 3 gidiş yönlü olarak projelendirilen tünelin altyapı çalışmaları devam ediyor. İnşallah 2 yıl içinde bitirmeyi hedefliyoruz.”

Erdoğan, Ankara’da tüm bu inşaatlar nedeniyle trafikte bazı sıkıntılar yaşandığına da değinerek, vatandaşlardan mümkün olduğunca özel araçlarını değil toplu taşıma araçlarını kullanmalarını istedi.

Kuzey Ankara Protokol Yolu Kentsel Dönüşüm Projesi çerçevesinde 8 bin hak sahibine bu yıl başında konutlarını teslim ettiklerini anımsatan Erdoğan, Ankara Büyükşehir Belediyesi aracılığıyla yapılan Güneykent Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında konut inşaatlarına başladıklarını, Mamak Kentsel Dönüşüm Projesi çerçevesinde inşa edilen konutların ilk kısmını teslim ettiklerini belirtti. 

Başbakan Erdoğan, yapılan 4 yeni ihaleyle hak sahiplerine teslim edilecek daire sayısının 2014 yılına kadar 5 bini bulacağını belirterek, ”Dikmen Vadisi dördüncü ve beşinci etaplarına da bu yıl içinde başlıyoruz. Daha birçok yatırımlarla Ankara değişiyor, değişmeye devam ediyor” diye konuştu.

Erdoğan, Ankara’ya ayrıca çok daha büyük ve modern bir şekilde stat yapılacağını, bununla ilgili gerekli talimatı Gençlik ve Spor Bakanlığı’na verdiğini bildirdi.

-AK Parti Ankara İl Başkanı Murat Alparslan-

AK Parti Ankara İl Başkanı Murat Alparslan da ”Millete tepeden bakanlar bizi anlayamaz. Biz milletin kendisiyiz. Biz hor görmek değil, hor görülenlere sahip çıkmak için çalışmaya devam edeceğiz. Hedefimiz yeniden büyük Türkiye’yi inşa etmektir. Amacımız sevgiyi ve kardeşliği bin yıldır olduğu gibi bu topraklar üzerinde pekiştirmektir” dedi.

Bugün 10 yıl öncesine göre çok farklı bir Türkiye’de yaşanıldığını vurgulayan Alparslan, ”10 yıl önce konuşulması hayal bile edilemeyen şeylerin konuşulduğu bir Türkiye var. Uluslararası arenada itibarlı bir Türkiye var” diye konuştu.

-Kongreden notlar-

19 Mayıs Stadı’ndaki kongreye, Başbakan Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Başbakan Yardımcıları Bülent Arınç, Beşir Atalay ve Ali Babacan, AK Parti Genel Sekreteri Haluk İpek, AK Parti Genel Başkan yardımcıları Zelkif Kazdal, Bülent Gedikli, Salih Kapusuz, Ekrem Erdem, AK Parti Kadın Kolları Başkanı Güldal Akşit, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ve milletvekilleri katıldı. 

Başbakan Erdoğan’ın futbol oynadığı dönemde çekilmiş bir fotoğrafının yanında, ”Statlar Böyle Kaptan Görmedi” yazılı pankart dikkati çekti. 

Erdoğan’ın konuşması sırasında tribünde, Beşşar Esed’in fotoğrafının bulunduğu ve ”Bu Sana Son Uyarı; Oğlum Bak Git” yazılı pankart açıldı. 

Stadyumda ayrıca ”Büyük Usta Sıra Çankaya’da” ve ”Biz Huzuruz, Güveniz, İstikrarız, Kardeşliğin Adresiyiz” pankartları yer aldı.

Bozdağ’dan ‘davalar etkilenmeyecek’ sözü

Temmuz 1st, 2012

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, “3. Yargı Paketi”nin TBMM Genel Kurulu’nda görüşmeleri sırasında gazetecilerle yaptığı sohbette, tasarının 74. maddesinde, Terörle Mücadele Kanunu’nun 10. maddesine atıf yapılarak düzenleme yapılacağını söyledi.

CMK’nın 250, 251, 252’inci maddesinin kaldırılacağını belirten Bozdağ, bir kısım davalarda doğrudan soruşturma olacağını, bir kısım davalar için izin mekanizmasının geçerliği olacağını söyledi. İhtisas mahkemelerinin devam edeceğini, usule ilişkin imtiyazların kaldırılacağını kaydeden Bozdağ, 9 özel yetkili ağır ceza mahkemesi olduğunu ve bunların özel yetkilerinin olmayacağını ifade etti.

Değişiklikten mevcut davaların hiçbirinin olumsuz anlamda etkilenmeyeceğini söyleyen Bozdağ, mevcut davaların yeni usule göre devam edeceğini ve bu düzenlemelerin savunmayı güçlendiren adımlar olduğunu kaydetti.

Destici: Suriye ile PKK aynı yerden emir alıyor

Temmuz 1st, 2012

Altınyayla İlçesi ve Köyleri Tonus Köftesi Kültür ve Dayanışma Festivali’ne katılan Destici, burada yaptığı konuşmada, Türkiye’nin birinci gündem maddesinin terörle mücadele olduğunu, terör bitene kadar da öyle olacağını belirtti.

Terörle mücadeleye 27 yıl boyunca yüksek oranda bütçe ayrıldığını dile getiren Destici, ”Eğer bu bütçe teröre harcanmamış olsaydı, Türkiye bugün dünyanın ilk 10 büyük ekonomisinden birisiydi. Birleşmiş Milletler’e veto hakkı talep eden bir ülkesiydi. Türkiye güçlü olmak zorunda, Türkiye birlik olmak zorunda, zengin olmak zorunda. Çünkü Türkiye sadece 75 milyondan sorumlu değil, İslam coğrafyası üzerindeki bütün mazlum milletlerin gözü Türkiye’de. Çünkü yardım eli uzatmasını istiyorlar. Emperyalist güçlerin maşası olan PKK, daha güçlü bir şekilde oralara ulaşmamızı engelliyor” dedi.

Mustafa Destici, Suriye’de yaşanan olaylara paralel olarak terör olaylarının arttığına işaret ederek, şunları aktardı:

”Suriye olayı başladı, terör olayları başladı. Kürt kökenli kardeşlerimizin bunu iyi izlemesi lazım, iyi dikkat etmesi lazım. Suriye hangi güçlerden emir alıyorsa, PKK da aynı güçlerden emir alıyor. PKK’nın zaten kuruluş felsefesine, inancına baktığımız zaman, benim coğrafyamın en fedakar, en dindar, en maneviyatçı olan bölgesinin temsilcisi olamaz. Çünkü Marksist, Leninist, Zerdüşt bir anlayışa sahip olan, çoğu Kürt kökenli bile olmayan PKK kadrosunun millete gösterilmesi lazım. 27 yılda Türkiye PKK ile gerçek anlamda mücadele etmedi. Bunu muhalefet olsun diye söylemiyorum, 27 yıldır siz PKK ile mücadele ediyorsunuz da neden hala eğitimli birliklerimiz yok? Nasıl oluyor da Dağlıca’da şehit olan 8 tane yavru Anadolu’nun çeşitli köylerinden gider, acemi birliğini yeni bitirmiş? Ben bunu anlamıyorum, 27 senede nasıl yetiştirilmiyor? Ben bunu hem Sayın Başbakan’a, hem Cumhurbaşkanı’na hem de Genelkurmay Başkanı’na söylüyorum. Mobil birlikler kuracaksınız, PKK’lılar gibi dağda yaşayacak. Onlardan daha güçlü olacak. Gerekirse bunlardan yarısını devşirme yapacaksınız. Devşirme derken Yeni Zelandalılardan bahsetmiyorum, bizim akraba ve soydaş topluluklarımızdan alacağız. Burada akrabası, yakını, eşi, dostu olmayacak. İçeride bunu bitireceğiz, dışarıda Kandili söndüreceğiz. Neymiş efendim Kandil’e girilmezmiş, kim çıkarıyor? Türk ordusu istediği yere girer, istediğini de alır. Yeter ki burada bir kararlılık olsun. Biz bunu yapabilecek güçteyiz.”

-Bazı illerin büyükşehir yapılması-

Konuşmasında, 13 tane ilin büyükşehir olmasının tasarlandığını dile getiren Destici, büyükşehir yapmanın tek kriterinin nüfus olmaması gerektiğini, bunun içerisine yüz ölçümü ve yerleşim birimi sayısının da eklenmesi gerektiğini savundu.

Destici, sözlerini şöyle tamamladı:

”Tekirdağ 6 bin 500 kilometrekare yüz ölçümüne sahip. Sadece Sivas’tan nüfusu 50 bin fazla diye büyükşehir yapılıyor. Ama Sivas yüz ölçümü olarak Tekirdağ’ın 4 katı, 26 bin 500 kilometrekare. Yerleşim birimi olarak da belki 10 katı. Türkiye’nin en çok yerleşim birimine sahip ili Sivas. Burada tek kriter nüfus olmasın, yüz ölçümü büyüklüğü, yerleşim birimi sayısının da dikkate alınması gerektiğini vurguluyoruz. İktidardan da bunu talep ediyoruz. Biz istiyoruz ve arzu ediyoruz ki, Sivas’ta bütün siyasetçiler el ele verelim, Sivas için ne yapılması gerekiyorsa onu yapalım. Biz BBP olarak varız. Dün de varız, bugün de varız, yarın da olacağız.”

Erdoğan’dan Zana’nın yapacağı açıklamaya dikkat

Temmuz 1st, 2012

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana ile görüşmesine ilişkin olarak, ”Gayet iyi geçti. Gayet verimli olduğuna inanıyorum” dedi. Erdoğan, TBMM’ye gelişinde gazetecilerin görüşmeye ilişkin sorularını yanıtladı. ‘

Bir basın mensubunun “Leyla Zana ile bir görüşme yaptınız, nasıl geçti?” sorusuna Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Gayet iyi geçti, gayet verimli olduğuna inanıyorum. Ama konuyla ilgili Leyla Hanım kendileri zannediyorum yarın bir basın açıklamasıyla onlar açıklayacaklar. Dolayısıyla benim bunun ötesinde bir açıklama yapmam doğru değil” dedi.

“Tekrar bir görüşme yapacak mısınız? Böyle bir randevulaşma oldu mu?” sorusuna da Başbakan, “Yok” demekle yetindi.

Başbakan, saat 20.00’de milletvekillerine TBMM’de bir yemek verecek.

Zana’nın yarın saat 11.00’de Meclis’te basın toplantısı düzenleyeceği ve görüşmeyle ilgili bilgi verecek.