Egemen Korkmaz rest çekti

Temmuz 2nd, 2012

Beşiktaş daha önce mevcut kontratıyla yola devam edileceğini açıkladığı Egemen Korkmaz ile bugün yine masaya oturacak. Çünkü milli futbolcu alacakları nedeniyle huzursuz ve bu nedenle kulüpteki geleceği de halen belirsiz… Vatan’a siyah-beyazlıların gündemini değerlendiren Beşiktaş Futbol Komitesi Başkanı Tamer Kıran, özellikle bu konuyu aydınlatacak çok önemli açıklamalar yaptı. İşte o sözler:

‘HAKSIZLIK YAPARIZ’

“Yabancı oyuncular buraya para için geliyor. Onlar için çeşitli formüller üretiyor, ortak paydalarda buluşmaya çalışıyoruz. Ama Türk futbolculardan anlayış bekliyoruz. Geçmişte yapılmış sözleşmelerinin karşılıklarını alamayacaklarını gördüklerinde, alabilecekleri rakamları kabul etmelerini düşünürüz. Ama Egemen’in çizgileri çok net. Hayata bakış açısı böyle. Kuralları, prensipleri var. Ve bu prensiplerin dışına çıkmak istemiyor. Para konusunda da çok ketum.

Kendisi açık açık ‘Trabzon’dan ayrılıp Beşiktaş’a gelirken, son kontratım olduğunu düşünerek imza attım. 1.1 milyon Euro’ya, 25 bin Euro da maç başı eklerken, performansımın karşılığını almak için böyle bir kontrat düzenlemiştik. Ve ben attığım bu imzanın karşılığını verip, 50 maç oynadım. Ama daha kontratımın ilk senesinde büyük ödeme sıkıntıları oldu. Önümüzdeki yıllarda bunun tekrar edeceğini düşünüyorum, bu nedenle beni bırakın’ diyor.

Bugün ona sözleşmesi gereği 4.3 milyon TL ödemeliyiz. Verecek durumumuz yok. Böyle bir paramız olsa bile ödeme bekleyen bir sürü insan var. Diğerlerine yanlış yapmış olmaz mıyız?

‘ASLA KABUL ETMİYOR’

Biz ‘Alacağını 10’a bölüp, senet yapalım’ dedik. Kabul etmedi. ‘Bana bunu ödemelisiniz’ diyor. Ona ‘Garanti ücretin 1.1 milyon Euro kalsın, maç başını 12 bin Euro’ya düşürelim’ dedik, onu da kabul etmedi. Şimdi baktığımızda yanında İ.Toraman, Sezer, Ersan, anlaşabilirsek Sivok var. Aldıkları paraları Egemen’le karşılaştırdığınızda büyük farklar doğuyor. Bu farkları karşılamak niyetinde değiliz ve zaten durumumuz yok. Beşiktaş’ta deniz bitti. O mevkiide 1.2 milyon Euro’nun üzerinde oyuncu oynatmak istemiyoruz. Egemen’in parası maç başılarla 2.2 milyon Euro. O paraya iki Sivok alırız.”

(vatan)

Egemen Korkmaz rest çekti

Temmuz 2nd, 2012

Beşiktaş daha önce mevcut kontratıyla yola devam edileceğini açıkladığı Egemen Korkmaz ile bugün yine masaya oturacak. Çünkü milli futbolcu alacakları nedeniyle huzursuz ve bu nedenle kulüpteki geleceği de halen belirsiz… Vatan’a siyah-beyazlıların gündemini değerlendiren Beşiktaş Futbol Komitesi Başkanı Tamer Kıran, özellikle bu konuyu aydınlatacak çok önemli açıklamalar yaptı. İşte o sözler:

‘HAKSIZLIK YAPARIZ’

“Yabancı oyuncular buraya para için geliyor. Onlar için çeşitli formüller üretiyor, ortak paydalarda buluşmaya çalışıyoruz. Ama Türk futbolculardan anlayış bekliyoruz. Geçmişte yapılmış sözleşmelerinin karşılıklarını alamayacaklarını gördüklerinde, alabilecekleri rakamları kabul etmelerini düşünürüz. Ama Egemen’in çizgileri çok net. Hayata bakış açısı böyle. Kuralları, prensipleri var. Ve bu prensiplerin dışına çıkmak istemiyor. Para konusunda da çok ketum.

Kendisi açık açık ‘Trabzon’dan ayrılıp Beşiktaş’a gelirken, son kontratım olduğunu düşünerek imza attım. 1.1 milyon Euro’ya, 25 bin Euro da maç başı eklerken, performansımın karşılığını almak için böyle bir kontrat düzenlemiştik. Ve ben attığım bu imzanın karşılığını verip, 50 maç oynadım. Ama daha kontratımın ilk senesinde büyük ödeme sıkıntıları oldu. Önümüzdeki yıllarda bunun tekrar edeceğini düşünüyorum, bu nedenle beni bırakın’ diyor.

Bugün ona sözleşmesi gereği 4.3 milyon TL ödemeliyiz. Verecek durumumuz yok. Böyle bir paramız olsa bile ödeme bekleyen bir sürü insan var. Diğerlerine yanlış yapmış olmaz mıyız?

‘ASLA KABUL ETMİYOR’

Biz ‘Alacağını 10’a bölüp, senet yapalım’ dedik. Kabul etmedi. ‘Bana bunu ödemelisiniz’ diyor. Ona ‘Garanti ücretin 1.1 milyon Euro kalsın, maç başını 12 bin Euro’ya düşürelim’ dedik, onu da kabul etmedi. Şimdi baktığımızda yanında İ.Toraman, Sezer, Ersan, anlaşabilirsek Sivok var. Aldıkları paraları Egemen’le karşılaştırdığınızda büyük farklar doğuyor. Bu farkları karşılamak niyetinde değiliz ve zaten durumumuz yok. Beşiktaş’ta deniz bitti. O mevkiide 1.2 milyon Euro’nun üzerinde oyuncu oynatmak istemiyoruz. Egemen’in parası maç başılarla 2.2 milyon Euro. O paraya iki Sivok alırız.”

(vatan)

Olcay Şahan 90 dakikada 12.5 km koşuyor

Temmuz 2nd, 2012

Beşiktaş’ın yeni transferi Olcay Şahan’ı göklere çıkaran Beşiktaş Teknik Direktörü Samet Aybaba’nın yardımcısı Ulvi Güveneroğlu, “Stili Türkiye’deki oyunculara benzemiyor. Karşılaşma boyunca oyunda kalmaya çalışıyor” diye konuştu

Kaiserslautern’de oynadığı futbolla birçok Türk takımının dikkatini çeken Olcay Şahan’ı, Beşiktaş Teknik Direktörü Samet Aybaba’nın yardımcısı Ulvi Güveneroğlu göklere çıkardı.
Almanya’daki alt yapı döneminden beri Olcay’ı takip ettiğini söyleyen Güveneroğlu, “Beşiktaş çok büyük bir yeteneği transfer etti. Bizim için en kritik dönem, Olcay’ın ilk baştaki uyum süreci. Bu süreci en kısa zamanda atlatırsa Olcay sadece Beşiktaş için değil, Türk futbolu için büyük bir kazanç olacak. Bundesliga’da 26 maç oynamış bir futbolcudan bahsediyoruz. Stili Türkiye’deki oyunculara benzemiyor. Sanki Almanlar’ın klasik hücuma dönük orta saha oyuncuları gibi” diye konuştu.
Olcay’ın maç başına 12 bin 500 metre koşarak 90 dakika boyunca sürekli oyunda kalmaya çalışan bir oyuncu olduğunu söyleyen Güveneroğlu, “Beşiktaş’ta belki ilk başlarda yedek kalabilir. Bu gayet normal, çünkü yeni bir takıma geliyor. Uyum sürecini en kısa zamanda atlatması lazım. Ama sürekli ilk on birde oynarsa bence milli takımın da vezgeçilmez oyuncularından biri olabilir. Sadece Olcay değil, Beşiktaş’ın bu seneki bütün transferlerine taraftar destek vermeli. Hepsi çok iyi yetenek ama sabır göstermeliyiz” ifadelerini kullandı.

(milliyet)

 

Olcay Şahan 90 dakikada 12.5 km koşuyor

Temmuz 2nd, 2012

Beşiktaş’ın yeni transferi Olcay Şahan’ı göklere çıkaran Beşiktaş Teknik Direktörü Samet Aybaba’nın yardımcısı Ulvi Güveneroğlu, “Stili Türkiye’deki oyunculara benzemiyor. Karşılaşma boyunca oyunda kalmaya çalışıyor” diye konuştu

Kaiserslautern’de oynadığı futbolla birçok Türk takımının dikkatini çeken Olcay Şahan’ı, Beşiktaş Teknik Direktörü Samet Aybaba’nın yardımcısı Ulvi Güveneroğlu göklere çıkardı.
Almanya’daki alt yapı döneminden beri Olcay’ı takip ettiğini söyleyen Güveneroğlu, “Beşiktaş çok büyük bir yeteneği transfer etti. Bizim için en kritik dönem, Olcay’ın ilk baştaki uyum süreci. Bu süreci en kısa zamanda atlatırsa Olcay sadece Beşiktaş için değil, Türk futbolu için büyük bir kazanç olacak. Bundesliga’da 26 maç oynamış bir futbolcudan bahsediyoruz. Stili Türkiye’deki oyunculara benzemiyor. Sanki Almanlar’ın klasik hücuma dönük orta saha oyuncuları gibi” diye konuştu.
Olcay’ın maç başına 12 bin 500 metre koşarak 90 dakika boyunca sürekli oyunda kalmaya çalışan bir oyuncu olduğunu söyleyen Güveneroğlu, “Beşiktaş’ta belki ilk başlarda yedek kalabilir. Bu gayet normal, çünkü yeni bir takıma geliyor. Uyum sürecini en kısa zamanda atlatması lazım. Ama sürekli ilk on birde oynarsa bence milli takımın da vezgeçilmez oyuncularından biri olabilir. Sadece Olcay değil, Beşiktaş’ın bu seneki bütün transferlerine taraftar destek vermeli. Hepsi çok iyi yetenek ama sabır göstermeliyiz” ifadelerini kullandı.

(milliyet)

 

Olcay Şahan 90 dakikada 12.5 km koşuyor

Temmuz 2nd, 2012

Beşiktaş’ın yeni transferi Olcay Şahan’ı göklere çıkaran Beşiktaş Teknik Direktörü Samet Aybaba’nın yardımcısı Ulvi Güveneroğlu, “Stili Türkiye’deki oyunculara benzemiyor. Karşılaşma boyunca oyunda kalmaya çalışıyor” diye konuştu

Kaiserslautern’de oynadığı futbolla birçok Türk takımının dikkatini çeken Olcay Şahan’ı, Beşiktaş Teknik Direktörü Samet Aybaba’nın yardımcısı Ulvi Güveneroğlu göklere çıkardı.
Almanya’daki alt yapı döneminden beri Olcay’ı takip ettiğini söyleyen Güveneroğlu, “Beşiktaş çok büyük bir yeteneği transfer etti. Bizim için en kritik dönem, Olcay’ın ilk baştaki uyum süreci. Bu süreci en kısa zamanda atlatırsa Olcay sadece Beşiktaş için değil, Türk futbolu için büyük bir kazanç olacak. Bundesliga’da 26 maç oynamış bir futbolcudan bahsediyoruz. Stili Türkiye’deki oyunculara benzemiyor. Sanki Almanlar’ın klasik hücuma dönük orta saha oyuncuları gibi” diye konuştu.
Olcay’ın maç başına 12 bin 500 metre koşarak 90 dakika boyunca sürekli oyunda kalmaya çalışan bir oyuncu olduğunu söyleyen Güveneroğlu, “Beşiktaş’ta belki ilk başlarda yedek kalabilir. Bu gayet normal, çünkü yeni bir takıma geliyor. Uyum sürecini en kısa zamanda atlatması lazım. Ama sürekli ilk on birde oynarsa bence milli takımın da vezgeçilmez oyuncularından biri olabilir. Sadece Olcay değil, Beşiktaş’ın bu seneki bütün transferlerine taraftar destek vermeli. Hepsi çok iyi yetenek ama sabır göstermeliyiz” ifadelerini kullandı.

(milliyet)

 

Tugay: Terim beni sahaya indirmedi

Temmuz 2nd, 2012

Futbol hayatına son noktayı koyduktan sonra Manchester City ve Galatasaray’da idareci ve antrenör olarak önemli görevler üstlenen Tugay Kerimoğlu yıllar süren suskunluğuna son verdi.

GİTMEYİ KENDİM İSTEDİM – Tugay Kerimoğlu, efsane G.Saray takımının en önemli parçalarından biri iken neden Glasgow Rangers’a gitti?

Avrupa’ya gitmeyi her zaman istemiştim. Bu, en büyük hedeflerimden biriydi. İnsanlar en çok sezon ortasında gitmiş olmana şaşırdı ve bunun üzerine çeşitli yorumlar, spekalüsyonlar yapıldı…Sezon ortası olması önemli değildi. Bu tamamen kendi tercihimdi. Bu konuda G.Saray camiasından da büyük destek gördüm. Gittim, 11 sene kaldım ve döndüm.

– Peki bu kesin dönüş mü? İngiltere’ye tekrar gitme ihtimaliniz var mı?

Geri dönmem zor. İki yıldır buradayım. Bütün ailem burada, yeni bir düzen kurdum. Bu saatten sonra düzeni bozmak zor.

HOCA OLMAYI REDDETTİM –

G.Saray’da antrenör ve yönetici olarak çalıştığın dönemle ilgili çok spekülasyon yapıldı. Bu konuyu en başından anlatır mısın?

Ben Frank Rijkaard zamanında Altyapı Koordinatörü olarak işe başladım. Rijkaard’dan sonra teknik direktörlüğe getirilen Hagi, yardımcı antrenör olmamı istedi. Ben de seve seve kabul ettim. Bazı şeyleri iyi yaptık, bazılarını yapamadık. Ama sonuçta o dönemin oyuncu portföyündeki bazı sıkıntılardan dolayı şampiyon olamadık. Hagi’den sonra yönetim benim teknik direktör olmamı istedi, ama kabul etmedim.

– Neden istemediniz?

İstemedim çünkü doğru zaman değildi. Aslında teknik direktörlüğe hazırım. O konuda kendime güveniyorum. Ama zamanın o zaman olduğuna inanmadım. Ben hayır deyince, Bülent Korkmaz’ı düşündüklerini söylediler. Ben ona da seve seve yardımcı olacağımı bildirdim. Ama o zaman benim Altyapı Koordinatörlüğüm bitmişti. Ben A takıma çıktıktan sonra Altyapı Koordinatörlüğü görevi boş kaldı.

İSTEDİLER, DOĞRU ZAMAN OLMADIĞI İÇİN REDDETTİM

– Ondan sonra yeni bir yönetim ve Fatih Terim hoca geldi. Fatih Hoca kendi grubunu kurdu. Ben de A Takım Oyuncu İzleme Komitesi’nin başına getirildim. Bir sene boyunca bu görevi yaptım ve şimdi buradayım!

– A Takım Oyuncu İzleme Komitesi Başkanlığı pasif bir görev. Neden böyle oldu? Fatih Terim ile aranızda bir sorun mu vardı?

Yoo, kendisine, ‘Hocam ben saha görevi istiyorum. Eğer benimle ilgili böyle bir düşünceniz yoksa, bu işi başka bir kulüpte yapmak istiyorum’ dedim. Olay bu. Ben A takımda yardımcı antrenör olarak da çalışabilirdim. Fakat Fatih Hoca böyle karar verdi. Aramızda ne bir problem, ne bir sıkıntı, hiçbir şey yoktu. Aksine ben, kendisine de yardımcıları Hasan Şaş ve Ümit Davala’ya gereken her türlü yardımı yaptım.

– Fatih Terim’in gelişinden sonra sana teklif edilen, ‘Maaşını 70 bin liradan 20 bin liraya indir’ teklifini kabul ettiğin basında yazıldı çizildi. Bu iddia doğru muydu?

Doğru… O zamanın şartları öyle gerektiyordu. Doğru bildiğim için kabul ettim.

2000’LER TEKRAR GELMEZ –

1996-2000 yılları arasındaki G.Saray gibi bir takımı yeniden kurmak mümkün mü?

Olabilir tabii ama her takım kendi devrinde değerlendirilmeli. O dönem yaşandı ve bitti. O zamanın başarılarını yakalamak zor çünkü o takımın altyapısında Ümit Milli Takım vardı. O dönem Akdeniz Oyunları’nda başarılı olan ve birbirlerini çok iyi tanıyan kadro tamamen G.Saray’a geldi. O ekibe Hagi, Popescu, Filipescu gibi dünyaca ünlü futbolcular da eklenince ortaya çok enteresan bir grup çıktı.

– Örnek aldığın futbolcu var mıydı?

Ben her zaman Guardiola’yı örnek almışımdır. Onun çok videosunu seyrettim.

İÇİMDEN KABLO GEÇMİYOR! –

 Tugay Kerimoğlu deyince ilk akla gelen şeylerden biri ‘düzgün aile hayatınız.’ İnsanlar sizin bu yönünüzü çok takdir ediyor… Allah’a şükürler olsun ki öyle. Şunu söyleyeyim ben de yeri geldiğinde geziyorum, eğleniyorum, deşarj oluyorum. Benim içimden kablo geçmiyor! Damarlarım var, kanım var. Ha tabii bunun bir dozajı var tabii ki. Ve inanın insanlar beni dışarıda eğlenirken görürse de hiç umrumda olmaz. Çünkü ben haddimi ve dozajımı bilirim.

– G.Saray’a ilk gelişini anlatır mısın?

Ben Trabzonspor altyapısında oynuyordum. O dönem G.Saray’ın masörü Uğur Duru’yu milli takım kampında ziyarete gitmiştim. Babam ona, ‘Eti senin kemiği benim’ dedi. Böylelikle G.Saray’a gittim,

– G.Saray altyapısına girmeden önce de G.Saray taraftarı mıydın?

– Profesyonellİk anlamında diyorsanız; Trabzonsporlu idim çünkü o kulüpte oynuyordum. Sonra G.Saray’a geldim G.Saraylı oldum. Ben G.Saray’ın her şeyini çok iyi biliyorum. Kültürünü aldım, marşlarını ve Gül Baba’yı öğrendim.

Ben ilk defa bir G.Saraylı futbolcunun gül bahçesinden söz ettiğini duydum. Gül Baba’yı çok iyi bilirim. Bütün bunları bize rahmetli Salih Bulguroğlu öğretti.

– Selçuk İnan’ı nasıl değerlendiriyorsunuz? Sana göre nasıl bir futbolcu?

Selçuk çok kaliteli ve özellikli bir futbolcu. Ben onu çok severim. Çok ayrıcalıklı bir oyuncu. Selçuk bu kafa yapısını Avrupa mantalitesine dönüştürebilirse G.Saray’da duramaz, gider.

– Nereye gidebilir mesela.? Real Madrid, Barcelona? Selçuk öyle büyük kulüplerde de oynayabilir mi?

O kalitedeki futbolcular her yerde oynayabilir. Hiçbir sıkıntı da çekmez.

– Türk futbolculara Avrupa’da oynamalarını tavsiye eder misiniz?

Avrupa’dan teklif alan bütün Türk futbolcuları kabul edip gitmeli. Özellikle de İngiltere’den gelirse, hiç kaçırmasınlar. Her Türk futbolcusunun orada oynaması gerekir. Benim yaşadıklarımı onların da yaşamalarını isterim. Takımın küçüğünü, büyüğünü ayırt etmemeli. F.Bahçeli Gökhan Gönül’e teklif geldi ama o gitmedi. Kararına saygı duymak gerekir. Ancak gitseydi kendisini daha da geliştirme imkanı bulurdu. Sonuçta Gökhan yurt dışında ülkemizi başarıyla temsil edebilecek karakterde ve yetenekte bir oyuncu.

– Blackburn Rovers’taki bu kadar başarılı olmanızın sırrı neydi?

Her şeyden önce keyif almak, keyif vermek… İnsanlar çok saygılı, kulüp bütün taahhütlerini yerine getiriyor. E tabii ortam böyle olunca, siz de elinizden gelen her türlü çabayı gösteriyorsunuz. Bakın sizinle şunu paylaşayım; ben Blackburn’e ilk gittiğimde Souness bana, ‘Futbolculuk yıllarımda Liverpool, Sampdoria gibi büyük kulüplerde oynadım. Ben sende kendimi görüyorum. Senden bir tek ricam var; bu ülkede basit oynayacaksın. Diğer futbolcular senin için koşacak. Ben bunu sağlayacağım. Bu takımda her şey senin üzerine kurulu olacak. Ama mutlaka dikine oynayacaksın’ dedi. Diğer futbolculara da, ‘Top Tugay’a gelince herkes hareket edecek’ diyordu.

– Blackburn Rovers’a gittikten sonra başka İngiliz kulüplerinden transfer teklifleri aldınız mı?

Çok teklif geldi. İlk sezonumda, yani 32 yaşında iken Arsenal’den teklif aldım ama Souness vermedi.

– Eğer bir gün teknik direktör olursanız, hedefleriniz neler olur?

Ben gerek Türkiye’de edindiğim tecrübe, gerekse İngiltere’de öğrendiğim bilgilerin ışığında bu işi en iyi şekilde yapacağıma inanıyorum. Ama 10 sene yapıp bırakmayı düşünüyorum. Bazı şeyleri tadında bırakacaksın. Ben futbolu da tadında bıraktım. 40 yaşında idim, Blackburn’den 2 senelik kontrat teklif ettiler ama ben, ‘Hayır’ dedim…

Kerimoğlu’nun İNGİLTERE’Sİ!.. –

 İngiltere’de hiçbir menajer sezon içinde, transfer mevsimi dışında oyuncularla konuşamaz. Yasaktır. – İngiltere’deki bütün teknik direktörlerle aram iyidir. Alex Ferguson’la arada bir telefonla görüşürüm. – İngiltere Futbol Federasyonu, ülke futboluna katkılarımdan dolayı bana Teşekkür Mektubu gönderdi. – İngiltere’de futbolcular deplasman yolculuklarında ya kitap okur ya müzik dinler. Hem futbol hem de yaşam alanında entellektüel bir nesil yetiştirmeliyiz biz de…

– Memleketinizin takımı Trabzonspor’dan hiç transfer teklif geldi mi?

Geldi… Oyuncu iken de geldi, antrenör iken de… Souness’la beraber gelecektik. Souness bana, ‘Trabzonspor’dan teklif geldi. Hem yardımcım hem de oyuncum olarak benimle gelir misin’ dedi. Ben de, ‘Tabii ki’ dedim. Fakat sonra Souness bazı konularda anlaşamayınca gelmekten vazgeçtik.

– Futbolculuk yıllarında F.Bahçe’den teklif aldığını biliyoruz, neden gitmediniz?

O dönemde F.Bahçe’nin başkanı Ali Şen’di. Beni Kemalettin Şentürk ile takas etmek istiyordu. Ama ben kabul etmedim. ‘Sana şu kadar para veririm’ falan dedi. Kendisine, ‘Ali Baba yapma bunu’ dedim.

– O dönem Beşiktaş’tan da teklifler aldınız, onlara da ‘hayır’ dediniz. Eğer gitseydiniz daha fazla para kazanabilirdiniz…

Fazla para kazanmak neyi kazandırır.

– Melo ile aynı sahada çalışan çocuktan Manchester City’nin akademisinde çalıştınız. İki ülkenin altyapıları arasında karşılaştırma yapabilir misiniz?

Altyapıda esas mesele; yetiştirdiğiniz oyuncuya iyi bir yerlere gelmenin ne kadar zor olduğunu ve işine saygıyı öğretmektir. Şimdi altyapıdaki oyuncuya diyorsunuz ki; buradan çık oraya gel. Ama çocuk o iki yer arasındaki mesafeyi bilmiyor. Türkiye’de bana teknik direktörlük teklifi getiren bir kulübe sordum; ‘A takım ile A2 takımının dışındaki futbolcuların başka bir yerde çalışma şansı var mı?’ ‘Var’ dediler. Tamam o zaman A takım ile A2’ler aynı yerde kalsın. A2’ler benden yarım saat önce başlasın idmana, ki gerek duyduğumda oradan oyuncu alayım. Aynı zamanda A2 futbolcusu da iyi çalışırsa hemen yan sahadaki A takıma geçecebileceğini bilsin. Altyapı oyuncuları da, A2 ve A takımın ayrıcalıklı olduğunu bilmeli. ‘Ben iyi olursam, gelecekte A takımın yanında idmana çıkacağım, oradan da A takıma geçebilirim’ diye düşünmeli. İngiltere’de her kulübün altyapısı böyledir. A ve A2 takım aynı yerde, altyapı takımları başka yerde çalışır. Altyapıda oynayan çocuklar A takım tesislerinin kapısından bile giremez.

– Bizde böyle bir kulüp var mı?

Yok. Bütün kulüpler tesislerini bir yerde topluyor. Böyle olunca da çocuk diyor ki; ben nasıl olsa Melo ile yan yanayım. Bu yetiyor ona. Böyle futbolcu yetiştirilmez…

– İnsanlar senin futbol kariyerini 2 bölüme ayırıyor. Birinci bölümde, Türkiye’de iken topla çok oynayan ve yan pas yapan Tugay; ikinci bölümde ise tek top ve dikine oynayan Tugay… Bu değişimin sırrı neydi?
Kafa rahatlığı… Sebep buydu. Şimdi diyeceksin ki, ‘sen 14 sene bu ülkede top oynadın, o zaman kafan rahat değil miydi?’ Ne yazık ki ülkemizde insanların birinci önceliği başarı. Türkiye’de sabır yok. Burası ile orası arasındaki fark şu; yapmış olduğunuz işte keyif almak, o keyfi sizi izleyenlere de yaşatmak.

– İskoçya’da ya da İngiltere liglerinde; maç kaybettiğiniz zaman ne olur?

Hayat devam eder. Size şöyle bir örnek vereyim; biz Blackburn’de oynarken kendi sahamızda üst üste 10 maç kaybettik. Taraftarın en ağır tepkisi, ‘Şanssızdınız’ demek olurdu.

– Kerimoğlu ailesi olarak futbolla iç içesiniz. Babanız Özkan Kerimoğlu, Trabzon İdmanocağı Kulübü’nün en önemli futbolcularından biriymiş. Ağabeyiniz Tolgay Kerimoğlu da halen Van Belediyespor takımının teknik direktörlüğünü yapıyor… Evet, geçen sene Van’daki depremden sonra Van Belediyespor takımı Futbol Federasyonu’nun Riva’daki tesislerine getirildi. Ben de o arada ağabeyimin yanına çok gittim. Hatta takımla defalarca antrenmana çıktım, futbolculara moral olsun diye. Oradaki futbolcu arkadaşların böyle şeylere çok ihtiyacı vardı. Çünkü depremde maddi manevi çok büyük zarar gördüler…

AVRUPALILAR CESUR

– Van Belediyespor’da defalarca idmana çıktığınızı söylediniz; alt ligdekiler ile sizin ayarınızdaki futbolcular arasında çok mu fark var?

Çok… Bir kere Türkiye’deki futbol eğitimi çok düşük seviyede. Ben Rangers’ta da, Blackburn’de de şunu gördüm; altyapıya A takımdan daha çok önem veriyorlar. Aşağısı onlar için çok önemli bir kaynak. Yetenekli gördükleri gençleri oynatmaktan hiçbir zaman çekinmezler.

Bizde yatak odası moda! – 139 defa milli takımlara çağrıldınız. Bu sayıyı pekala 150-160’a çıkarabilirdin ama siz bir ara kendi isteğinizle milli takımı bıraktınız..

O dönemlere girmek istemiyorum. Hiç bahsetmeyelim…

– Bunun bir sebebi olsa gerek?

Çünkü çok haksızlığa uğradım. Bizim ülkemizde yatak odasına girmek moda olduğu için, karşıdakine hep vuruyorlar. Ama ben hiç konuşmadım, cevabımı sahada verdim.

 

Tugay: Terim beni sahaya indirmedi

Temmuz 2nd, 2012

Futbol hayatına son noktayı koyduktan sonra Manchester City ve Galatasaray’da idareci ve antrenör olarak önemli görevler üstlenen Tugay Kerimoğlu yıllar süren suskunluğuna son verdi.

GİTMEYİ KENDİM İSTEDİM – Tugay Kerimoğlu, efsane G.Saray takımının en önemli parçalarından biri iken neden Glasgow Rangers’a gitti?

Avrupa’ya gitmeyi her zaman istemiştim. Bu, en büyük hedeflerimden biriydi. İnsanlar en çok sezon ortasında gitmiş olmana şaşırdı ve bunun üzerine çeşitli yorumlar, spekalüsyonlar yapıldı…Sezon ortası olması önemli değildi. Bu tamamen kendi tercihimdi. Bu konuda G.Saray camiasından da büyük destek gördüm. Gittim, 11 sene kaldım ve döndüm.

– Peki bu kesin dönüş mü? İngiltere’ye tekrar gitme ihtimaliniz var mı?

Geri dönmem zor. İki yıldır buradayım. Bütün ailem burada, yeni bir düzen kurdum. Bu saatten sonra düzeni bozmak zor.

HOCA OLMAYI REDDETTİM –

G.Saray’da antrenör ve yönetici olarak çalıştığın dönemle ilgili çok spekülasyon yapıldı. Bu konuyu en başından anlatır mısın?

Ben Frank Rijkaard zamanında Altyapı Koordinatörü olarak işe başladım. Rijkaard’dan sonra teknik direktörlüğe getirilen Hagi, yardımcı antrenör olmamı istedi. Ben de seve seve kabul ettim. Bazı şeyleri iyi yaptık, bazılarını yapamadık. Ama sonuçta o dönemin oyuncu portföyündeki bazı sıkıntılardan dolayı şampiyon olamadık. Hagi’den sonra yönetim benim teknik direktör olmamı istedi, ama kabul etmedim.

– Neden istemediniz?

İstemedim çünkü doğru zaman değildi. Aslında teknik direktörlüğe hazırım. O konuda kendime güveniyorum. Ama zamanın o zaman olduğuna inanmadım. Ben hayır deyince, Bülent Korkmaz’ı düşündüklerini söylediler. Ben ona da seve seve yardımcı olacağımı bildirdim. Ama o zaman benim Altyapı Koordinatörlüğüm bitmişti. Ben A takıma çıktıktan sonra Altyapı Koordinatörlüğü görevi boş kaldı.

İSTEDİLER, DOĞRU ZAMAN OLMADIĞI İÇİN REDDETTİM

– Ondan sonra yeni bir yönetim ve Fatih Terim hoca geldi. Fatih Hoca kendi grubunu kurdu. Ben de A Takım Oyuncu İzleme Komitesi’nin başına getirildim. Bir sene boyunca bu görevi yaptım ve şimdi buradayım!

– A Takım Oyuncu İzleme Komitesi Başkanlığı pasif bir görev. Neden böyle oldu? Fatih Terim ile aranızda bir sorun mu vardı?

Yoo, kendisine, ‘Hocam ben saha görevi istiyorum. Eğer benimle ilgili böyle bir düşünceniz yoksa, bu işi başka bir kulüpte yapmak istiyorum’ dedim. Olay bu. Ben A takımda yardımcı antrenör olarak da çalışabilirdim. Fakat Fatih Hoca böyle karar verdi. Aramızda ne bir problem, ne bir sıkıntı, hiçbir şey yoktu. Aksine ben, kendisine de yardımcıları Hasan Şaş ve Ümit Davala’ya gereken her türlü yardımı yaptım.

– Fatih Terim’in gelişinden sonra sana teklif edilen, ‘Maaşını 70 bin liradan 20 bin liraya indir’ teklifini kabul ettiğin basında yazıldı çizildi. Bu iddia doğru muydu?

Doğru… O zamanın şartları öyle gerektiyordu. Doğru bildiğim için kabul ettim.

2000’LER TEKRAR GELMEZ –

1996-2000 yılları arasındaki G.Saray gibi bir takımı yeniden kurmak mümkün mü?

Olabilir tabii ama her takım kendi devrinde değerlendirilmeli. O dönem yaşandı ve bitti. O zamanın başarılarını yakalamak zor çünkü o takımın altyapısında Ümit Milli Takım vardı. O dönem Akdeniz Oyunları’nda başarılı olan ve birbirlerini çok iyi tanıyan kadro tamamen G.Saray’a geldi. O ekibe Hagi, Popescu, Filipescu gibi dünyaca ünlü futbolcular da eklenince ortaya çok enteresan bir grup çıktı.

– Örnek aldığın futbolcu var mıydı?

Ben her zaman Guardiola’yı örnek almışımdır. Onun çok videosunu seyrettim.

İÇİMDEN KABLO GEÇMİYOR! –

 Tugay Kerimoğlu deyince ilk akla gelen şeylerden biri ‘düzgün aile hayatınız.’ İnsanlar sizin bu yönünüzü çok takdir ediyor… Allah’a şükürler olsun ki öyle. Şunu söyleyeyim ben de yeri geldiğinde geziyorum, eğleniyorum, deşarj oluyorum. Benim içimden kablo geçmiyor! Damarlarım var, kanım var. Ha tabii bunun bir dozajı var tabii ki. Ve inanın insanlar beni dışarıda eğlenirken görürse de hiç umrumda olmaz. Çünkü ben haddimi ve dozajımı bilirim.

– G.Saray’a ilk gelişini anlatır mısın?

Ben Trabzonspor altyapısında oynuyordum. O dönem G.Saray’ın masörü Uğur Duru’yu milli takım kampında ziyarete gitmiştim. Babam ona, ‘Eti senin kemiği benim’ dedi. Böylelikle G.Saray’a gittim,

– G.Saray altyapısına girmeden önce de G.Saray taraftarı mıydın?

– Profesyonellİk anlamında diyorsanız; Trabzonsporlu idim çünkü o kulüpte oynuyordum. Sonra G.Saray’a geldim G.Saraylı oldum. Ben G.Saray’ın her şeyini çok iyi biliyorum. Kültürünü aldım, marşlarını ve Gül Baba’yı öğrendim.

Ben ilk defa bir G.Saraylı futbolcunun gül bahçesinden söz ettiğini duydum. Gül Baba’yı çok iyi bilirim. Bütün bunları bize rahmetli Salih Bulguroğlu öğretti.

– Selçuk İnan’ı nasıl değerlendiriyorsunuz? Sana göre nasıl bir futbolcu?

Selçuk çok kaliteli ve özellikli bir futbolcu. Ben onu çok severim. Çok ayrıcalıklı bir oyuncu. Selçuk bu kafa yapısını Avrupa mantalitesine dönüştürebilirse G.Saray’da duramaz, gider.

– Nereye gidebilir mesela.? Real Madrid, Barcelona? Selçuk öyle büyük kulüplerde de oynayabilir mi?

O kalitedeki futbolcular her yerde oynayabilir. Hiçbir sıkıntı da çekmez.

– Türk futbolculara Avrupa’da oynamalarını tavsiye eder misiniz?

Avrupa’dan teklif alan bütün Türk futbolcuları kabul edip gitmeli. Özellikle de İngiltere’den gelirse, hiç kaçırmasınlar. Her Türk futbolcusunun orada oynaması gerekir. Benim yaşadıklarımı onların da yaşamalarını isterim. Takımın küçüğünü, büyüğünü ayırt etmemeli. F.Bahçeli Gökhan Gönül’e teklif geldi ama o gitmedi. Kararına saygı duymak gerekir. Ancak gitseydi kendisini daha da geliştirme imkanı bulurdu. Sonuçta Gökhan yurt dışında ülkemizi başarıyla temsil edebilecek karakterde ve yetenekte bir oyuncu.

– Blackburn Rovers’taki bu kadar başarılı olmanızın sırrı neydi?

Her şeyden önce keyif almak, keyif vermek… İnsanlar çok saygılı, kulüp bütün taahhütlerini yerine getiriyor. E tabii ortam böyle olunca, siz de elinizden gelen her türlü çabayı gösteriyorsunuz. Bakın sizinle şunu paylaşayım; ben Blackburn’e ilk gittiğimde Souness bana, ‘Futbolculuk yıllarımda Liverpool, Sampdoria gibi büyük kulüplerde oynadım. Ben sende kendimi görüyorum. Senden bir tek ricam var; bu ülkede basit oynayacaksın. Diğer futbolcular senin için koşacak. Ben bunu sağlayacağım. Bu takımda her şey senin üzerine kurulu olacak. Ama mutlaka dikine oynayacaksın’ dedi. Diğer futbolculara da, ‘Top Tugay’a gelince herkes hareket edecek’ diyordu.

– Blackburn Rovers’a gittikten sonra başka İngiliz kulüplerinden transfer teklifleri aldınız mı?

Çok teklif geldi. İlk sezonumda, yani 32 yaşında iken Arsenal’den teklif aldım ama Souness vermedi.

– Eğer bir gün teknik direktör olursanız, hedefleriniz neler olur?

Ben gerek Türkiye’de edindiğim tecrübe, gerekse İngiltere’de öğrendiğim bilgilerin ışığında bu işi en iyi şekilde yapacağıma inanıyorum. Ama 10 sene yapıp bırakmayı düşünüyorum. Bazı şeyleri tadında bırakacaksın. Ben futbolu da tadında bıraktım. 40 yaşında idim, Blackburn’den 2 senelik kontrat teklif ettiler ama ben, ‘Hayır’ dedim…

Kerimoğlu’nun İNGİLTERE’Sİ!.. –

 İngiltere’de hiçbir menajer sezon içinde, transfer mevsimi dışında oyuncularla konuşamaz. Yasaktır. – İngiltere’deki bütün teknik direktörlerle aram iyidir. Alex Ferguson’la arada bir telefonla görüşürüm. – İngiltere Futbol Federasyonu, ülke futboluna katkılarımdan dolayı bana Teşekkür Mektubu gönderdi. – İngiltere’de futbolcular deplasman yolculuklarında ya kitap okur ya müzik dinler. Hem futbol hem de yaşam alanında entellektüel bir nesil yetiştirmeliyiz biz de…

– Memleketinizin takımı Trabzonspor’dan hiç transfer teklif geldi mi?

Geldi… Oyuncu iken de geldi, antrenör iken de… Souness’la beraber gelecektik. Souness bana, ‘Trabzonspor’dan teklif geldi. Hem yardımcım hem de oyuncum olarak benimle gelir misin’ dedi. Ben de, ‘Tabii ki’ dedim. Fakat sonra Souness bazı konularda anlaşamayınca gelmekten vazgeçtik.

– Futbolculuk yıllarında F.Bahçe’den teklif aldığını biliyoruz, neden gitmediniz?

O dönemde F.Bahçe’nin başkanı Ali Şen’di. Beni Kemalettin Şentürk ile takas etmek istiyordu. Ama ben kabul etmedim. ‘Sana şu kadar para veririm’ falan dedi. Kendisine, ‘Ali Baba yapma bunu’ dedim.

– O dönem Beşiktaş’tan da teklifler aldınız, onlara da ‘hayır’ dediniz. Eğer gitseydiniz daha fazla para kazanabilirdiniz…

Fazla para kazanmak neyi kazandırır.

– Melo ile aynı sahada çalışan çocuktan Manchester City’nin akademisinde çalıştınız. İki ülkenin altyapıları arasında karşılaştırma yapabilir misiniz?

Altyapıda esas mesele; yetiştirdiğiniz oyuncuya iyi bir yerlere gelmenin ne kadar zor olduğunu ve işine saygıyı öğretmektir. Şimdi altyapıdaki oyuncuya diyorsunuz ki; buradan çık oraya gel. Ama çocuk o iki yer arasındaki mesafeyi bilmiyor. Türkiye’de bana teknik direktörlük teklifi getiren bir kulübe sordum; ‘A takım ile A2 takımının dışındaki futbolcuların başka bir yerde çalışma şansı var mı?’ ‘Var’ dediler. Tamam o zaman A takım ile A2’ler aynı yerde kalsın. A2’ler benden yarım saat önce başlasın idmana, ki gerek duyduğumda oradan oyuncu alayım. Aynı zamanda A2 futbolcusu da iyi çalışırsa hemen yan sahadaki A takıma geçecebileceğini bilsin. Altyapı oyuncuları da, A2 ve A takımın ayrıcalıklı olduğunu bilmeli. ‘Ben iyi olursam, gelecekte A takımın yanında idmana çıkacağım, oradan da A takıma geçebilirim’ diye düşünmeli. İngiltere’de her kulübün altyapısı böyledir. A ve A2 takım aynı yerde, altyapı takımları başka yerde çalışır. Altyapıda oynayan çocuklar A takım tesislerinin kapısından bile giremez.

– Bizde böyle bir kulüp var mı?

Yok. Bütün kulüpler tesislerini bir yerde topluyor. Böyle olunca da çocuk diyor ki; ben nasıl olsa Melo ile yan yanayım. Bu yetiyor ona. Böyle futbolcu yetiştirilmez…

– İnsanlar senin futbol kariyerini 2 bölüme ayırıyor. Birinci bölümde, Türkiye’de iken topla çok oynayan ve yan pas yapan Tugay; ikinci bölümde ise tek top ve dikine oynayan Tugay… Bu değişimin sırrı neydi?
Kafa rahatlığı… Sebep buydu. Şimdi diyeceksin ki, ‘sen 14 sene bu ülkede top oynadın, o zaman kafan rahat değil miydi?’ Ne yazık ki ülkemizde insanların birinci önceliği başarı. Türkiye’de sabır yok. Burası ile orası arasındaki fark şu; yapmış olduğunuz işte keyif almak, o keyfi sizi izleyenlere de yaşatmak.

– İskoçya’da ya da İngiltere liglerinde; maç kaybettiğiniz zaman ne olur?

Hayat devam eder. Size şöyle bir örnek vereyim; biz Blackburn’de oynarken kendi sahamızda üst üste 10 maç kaybettik. Taraftarın en ağır tepkisi, ‘Şanssızdınız’ demek olurdu.

– Kerimoğlu ailesi olarak futbolla iç içesiniz. Babanız Özkan Kerimoğlu, Trabzon İdmanocağı Kulübü’nün en önemli futbolcularından biriymiş. Ağabeyiniz Tolgay Kerimoğlu da halen Van Belediyespor takımının teknik direktörlüğünü yapıyor… Evet, geçen sene Van’daki depremden sonra Van Belediyespor takımı Futbol Federasyonu’nun Riva’daki tesislerine getirildi. Ben de o arada ağabeyimin yanına çok gittim. Hatta takımla defalarca antrenmana çıktım, futbolculara moral olsun diye. Oradaki futbolcu arkadaşların böyle şeylere çok ihtiyacı vardı. Çünkü depremde maddi manevi çok büyük zarar gördüler…

AVRUPALILAR CESUR

– Van Belediyespor’da defalarca idmana çıktığınızı söylediniz; alt ligdekiler ile sizin ayarınızdaki futbolcular arasında çok mu fark var?

Çok… Bir kere Türkiye’deki futbol eğitimi çok düşük seviyede. Ben Rangers’ta da, Blackburn’de de şunu gördüm; altyapıya A takımdan daha çok önem veriyorlar. Aşağısı onlar için çok önemli bir kaynak. Yetenekli gördükleri gençleri oynatmaktan hiçbir zaman çekinmezler.

Bizde yatak odası moda! – 139 defa milli takımlara çağrıldınız. Bu sayıyı pekala 150-160’a çıkarabilirdin ama siz bir ara kendi isteğinizle milli takımı bıraktınız..

O dönemlere girmek istemiyorum. Hiç bahsetmeyelim…

– Bunun bir sebebi olsa gerek?

Çünkü çok haksızlığa uğradım. Bizim ülkemizde yatak odasına girmek moda olduğu için, karşıdakine hep vuruyorlar. Ama ben hiç konuşmadım, cevabımı sahada verdim.

 

Tugay: Terim beni sahaya indirmedi

Temmuz 2nd, 2012

Futbol hayatına son noktayı koyduktan sonra Manchester City ve Galatasaray’da idareci ve antrenör olarak önemli görevler üstlenen Tugay Kerimoğlu yıllar süren suskunluğuna son verdi.

GİTMEYİ KENDİM İSTEDİM – Tugay Kerimoğlu, efsane G.Saray takımının en önemli parçalarından biri iken neden Glasgow Rangers’a gitti?

Avrupa’ya gitmeyi her zaman istemiştim. Bu, en büyük hedeflerimden biriydi. İnsanlar en çok sezon ortasında gitmiş olmana şaşırdı ve bunun üzerine çeşitli yorumlar, spekalüsyonlar yapıldı…Sezon ortası olması önemli değildi. Bu tamamen kendi tercihimdi. Bu konuda G.Saray camiasından da büyük destek gördüm. Gittim, 11 sene kaldım ve döndüm.

– Peki bu kesin dönüş mü? İngiltere’ye tekrar gitme ihtimaliniz var mı?

Geri dönmem zor. İki yıldır buradayım. Bütün ailem burada, yeni bir düzen kurdum. Bu saatten sonra düzeni bozmak zor.

HOCA OLMAYI REDDETTİM –

G.Saray’da antrenör ve yönetici olarak çalıştığın dönemle ilgili çok spekülasyon yapıldı. Bu konuyu en başından anlatır mısın?

Ben Frank Rijkaard zamanında Altyapı Koordinatörü olarak işe başladım. Rijkaard’dan sonra teknik direktörlüğe getirilen Hagi, yardımcı antrenör olmamı istedi. Ben de seve seve kabul ettim. Bazı şeyleri iyi yaptık, bazılarını yapamadık. Ama sonuçta o dönemin oyuncu portföyündeki bazı sıkıntılardan dolayı şampiyon olamadık. Hagi’den sonra yönetim benim teknik direktör olmamı istedi, ama kabul etmedim.

– Neden istemediniz?

İstemedim çünkü doğru zaman değildi. Aslında teknik direktörlüğe hazırım. O konuda kendime güveniyorum. Ama zamanın o zaman olduğuna inanmadım. Ben hayır deyince, Bülent Korkmaz’ı düşündüklerini söylediler. Ben ona da seve seve yardımcı olacağımı bildirdim. Ama o zaman benim Altyapı Koordinatörlüğüm bitmişti. Ben A takıma çıktıktan sonra Altyapı Koordinatörlüğü görevi boş kaldı.

İSTEDİLER, DOĞRU ZAMAN OLMADIĞI İÇİN REDDETTİM

– Ondan sonra yeni bir yönetim ve Fatih Terim hoca geldi. Fatih Hoca kendi grubunu kurdu. Ben de A Takım Oyuncu İzleme Komitesi’nin başına getirildim. Bir sene boyunca bu görevi yaptım ve şimdi buradayım!

– A Takım Oyuncu İzleme Komitesi Başkanlığı pasif bir görev. Neden böyle oldu? Fatih Terim ile aranızda bir sorun mu vardı?

Yoo, kendisine, ‘Hocam ben saha görevi istiyorum. Eğer benimle ilgili böyle bir düşünceniz yoksa, bu işi başka bir kulüpte yapmak istiyorum’ dedim. Olay bu. Ben A takımda yardımcı antrenör olarak da çalışabilirdim. Fakat Fatih Hoca böyle karar verdi. Aramızda ne bir problem, ne bir sıkıntı, hiçbir şey yoktu. Aksine ben, kendisine de yardımcıları Hasan Şaş ve Ümit Davala’ya gereken her türlü yardımı yaptım.

– Fatih Terim’in gelişinden sonra sana teklif edilen, ‘Maaşını 70 bin liradan 20 bin liraya indir’ teklifini kabul ettiğin basında yazıldı çizildi. Bu iddia doğru muydu?

Doğru… O zamanın şartları öyle gerektiyordu. Doğru bildiğim için kabul ettim.

2000’LER TEKRAR GELMEZ –

1996-2000 yılları arasındaki G.Saray gibi bir takımı yeniden kurmak mümkün mü?

Olabilir tabii ama her takım kendi devrinde değerlendirilmeli. O dönem yaşandı ve bitti. O zamanın başarılarını yakalamak zor çünkü o takımın altyapısında Ümit Milli Takım vardı. O dönem Akdeniz Oyunları’nda başarılı olan ve birbirlerini çok iyi tanıyan kadro tamamen G.Saray’a geldi. O ekibe Hagi, Popescu, Filipescu gibi dünyaca ünlü futbolcular da eklenince ortaya çok enteresan bir grup çıktı.

– Örnek aldığın futbolcu var mıydı?

Ben her zaman Guardiola’yı örnek almışımdır. Onun çok videosunu seyrettim.

İÇİMDEN KABLO GEÇMİYOR! –

 Tugay Kerimoğlu deyince ilk akla gelen şeylerden biri ‘düzgün aile hayatınız.’ İnsanlar sizin bu yönünüzü çok takdir ediyor… Allah’a şükürler olsun ki öyle. Şunu söyleyeyim ben de yeri geldiğinde geziyorum, eğleniyorum, deşarj oluyorum. Benim içimden kablo geçmiyor! Damarlarım var, kanım var. Ha tabii bunun bir dozajı var tabii ki. Ve inanın insanlar beni dışarıda eğlenirken görürse de hiç umrumda olmaz. Çünkü ben haddimi ve dozajımı bilirim.

– G.Saray’a ilk gelişini anlatır mısın?

Ben Trabzonspor altyapısında oynuyordum. O dönem G.Saray’ın masörü Uğur Duru’yu milli takım kampında ziyarete gitmiştim. Babam ona, ‘Eti senin kemiği benim’ dedi. Böylelikle G.Saray’a gittim,

– G.Saray altyapısına girmeden önce de G.Saray taraftarı mıydın?

– Profesyonellİk anlamında diyorsanız; Trabzonsporlu idim çünkü o kulüpte oynuyordum. Sonra G.Saray’a geldim G.Saraylı oldum. Ben G.Saray’ın her şeyini çok iyi biliyorum. Kültürünü aldım, marşlarını ve Gül Baba’yı öğrendim.

Ben ilk defa bir G.Saraylı futbolcunun gül bahçesinden söz ettiğini duydum. Gül Baba’yı çok iyi bilirim. Bütün bunları bize rahmetli Salih Bulguroğlu öğretti.

– Selçuk İnan’ı nasıl değerlendiriyorsunuz? Sana göre nasıl bir futbolcu?

Selçuk çok kaliteli ve özellikli bir futbolcu. Ben onu çok severim. Çok ayrıcalıklı bir oyuncu. Selçuk bu kafa yapısını Avrupa mantalitesine dönüştürebilirse G.Saray’da duramaz, gider.

– Nereye gidebilir mesela.? Real Madrid, Barcelona? Selçuk öyle büyük kulüplerde de oynayabilir mi?

O kalitedeki futbolcular her yerde oynayabilir. Hiçbir sıkıntı da çekmez.

– Türk futbolculara Avrupa’da oynamalarını tavsiye eder misiniz?

Avrupa’dan teklif alan bütün Türk futbolcuları kabul edip gitmeli. Özellikle de İngiltere’den gelirse, hiç kaçırmasınlar. Her Türk futbolcusunun orada oynaması gerekir. Benim yaşadıklarımı onların da yaşamalarını isterim. Takımın küçüğünü, büyüğünü ayırt etmemeli. F.Bahçeli Gökhan Gönül’e teklif geldi ama o gitmedi. Kararına saygı duymak gerekir. Ancak gitseydi kendisini daha da geliştirme imkanı bulurdu. Sonuçta Gökhan yurt dışında ülkemizi başarıyla temsil edebilecek karakterde ve yetenekte bir oyuncu.

– Blackburn Rovers’taki bu kadar başarılı olmanızın sırrı neydi?

Her şeyden önce keyif almak, keyif vermek… İnsanlar çok saygılı, kulüp bütün taahhütlerini yerine getiriyor. E tabii ortam böyle olunca, siz de elinizden gelen her türlü çabayı gösteriyorsunuz. Bakın sizinle şunu paylaşayım; ben Blackburn’e ilk gittiğimde Souness bana, ‘Futbolculuk yıllarımda Liverpool, Sampdoria gibi büyük kulüplerde oynadım. Ben sende kendimi görüyorum. Senden bir tek ricam var; bu ülkede basit oynayacaksın. Diğer futbolcular senin için koşacak. Ben bunu sağlayacağım. Bu takımda her şey senin üzerine kurulu olacak. Ama mutlaka dikine oynayacaksın’ dedi. Diğer futbolculara da, ‘Top Tugay’a gelince herkes hareket edecek’ diyordu.

– Blackburn Rovers’a gittikten sonra başka İngiliz kulüplerinden transfer teklifleri aldınız mı?

Çok teklif geldi. İlk sezonumda, yani 32 yaşında iken Arsenal’den teklif aldım ama Souness vermedi.

– Eğer bir gün teknik direktör olursanız, hedefleriniz neler olur?

Ben gerek Türkiye’de edindiğim tecrübe, gerekse İngiltere’de öğrendiğim bilgilerin ışığında bu işi en iyi şekilde yapacağıma inanıyorum. Ama 10 sene yapıp bırakmayı düşünüyorum. Bazı şeyleri tadında bırakacaksın. Ben futbolu da tadında bıraktım. 40 yaşında idim, Blackburn’den 2 senelik kontrat teklif ettiler ama ben, ‘Hayır’ dedim…

Kerimoğlu’nun İNGİLTERE’Sİ!.. –

 İngiltere’de hiçbir menajer sezon içinde, transfer mevsimi dışında oyuncularla konuşamaz. Yasaktır. – İngiltere’deki bütün teknik direktörlerle aram iyidir. Alex Ferguson’la arada bir telefonla görüşürüm. – İngiltere Futbol Federasyonu, ülke futboluna katkılarımdan dolayı bana Teşekkür Mektubu gönderdi. – İngiltere’de futbolcular deplasman yolculuklarında ya kitap okur ya müzik dinler. Hem futbol hem de yaşam alanında entellektüel bir nesil yetiştirmeliyiz biz de…

– Memleketinizin takımı Trabzonspor’dan hiç transfer teklif geldi mi?

Geldi… Oyuncu iken de geldi, antrenör iken de… Souness’la beraber gelecektik. Souness bana, ‘Trabzonspor’dan teklif geldi. Hem yardımcım hem de oyuncum olarak benimle gelir misin’ dedi. Ben de, ‘Tabii ki’ dedim. Fakat sonra Souness bazı konularda anlaşamayınca gelmekten vazgeçtik.

– Futbolculuk yıllarında F.Bahçe’den teklif aldığını biliyoruz, neden gitmediniz?

O dönemde F.Bahçe’nin başkanı Ali Şen’di. Beni Kemalettin Şentürk ile takas etmek istiyordu. Ama ben kabul etmedim. ‘Sana şu kadar para veririm’ falan dedi. Kendisine, ‘Ali Baba yapma bunu’ dedim.

– O dönem Beşiktaş’tan da teklifler aldınız, onlara da ‘hayır’ dediniz. Eğer gitseydiniz daha fazla para kazanabilirdiniz…

Fazla para kazanmak neyi kazandırır.

– Melo ile aynı sahada çalışan çocuktan Manchester City’nin akademisinde çalıştınız. İki ülkenin altyapıları arasında karşılaştırma yapabilir misiniz?

Altyapıda esas mesele; yetiştirdiğiniz oyuncuya iyi bir yerlere gelmenin ne kadar zor olduğunu ve işine saygıyı öğretmektir. Şimdi altyapıdaki oyuncuya diyorsunuz ki; buradan çık oraya gel. Ama çocuk o iki yer arasındaki mesafeyi bilmiyor. Türkiye’de bana teknik direktörlük teklifi getiren bir kulübe sordum; ‘A takım ile A2 takımının dışındaki futbolcuların başka bir yerde çalışma şansı var mı?’ ‘Var’ dediler. Tamam o zaman A takım ile A2’ler aynı yerde kalsın. A2’ler benden yarım saat önce başlasın idmana, ki gerek duyduğumda oradan oyuncu alayım. Aynı zamanda A2 futbolcusu da iyi çalışırsa hemen yan sahadaki A takıma geçecebileceğini bilsin. Altyapı oyuncuları da, A2 ve A takımın ayrıcalıklı olduğunu bilmeli. ‘Ben iyi olursam, gelecekte A takımın yanında idmana çıkacağım, oradan da A takıma geçebilirim’ diye düşünmeli. İngiltere’de her kulübün altyapısı böyledir. A ve A2 takım aynı yerde, altyapı takımları başka yerde çalışır. Altyapıda oynayan çocuklar A takım tesislerinin kapısından bile giremez.

– Bizde böyle bir kulüp var mı?

Yok. Bütün kulüpler tesislerini bir yerde topluyor. Böyle olunca da çocuk diyor ki; ben nasıl olsa Melo ile yan yanayım. Bu yetiyor ona. Böyle futbolcu yetiştirilmez…

– İnsanlar senin futbol kariyerini 2 bölüme ayırıyor. Birinci bölümde, Türkiye’de iken topla çok oynayan ve yan pas yapan Tugay; ikinci bölümde ise tek top ve dikine oynayan Tugay… Bu değişimin sırrı neydi?
Kafa rahatlığı… Sebep buydu. Şimdi diyeceksin ki, ‘sen 14 sene bu ülkede top oynadın, o zaman kafan rahat değil miydi?’ Ne yazık ki ülkemizde insanların birinci önceliği başarı. Türkiye’de sabır yok. Burası ile orası arasındaki fark şu; yapmış olduğunuz işte keyif almak, o keyfi sizi izleyenlere de yaşatmak.

– İskoçya’da ya da İngiltere liglerinde; maç kaybettiğiniz zaman ne olur?

Hayat devam eder. Size şöyle bir örnek vereyim; biz Blackburn’de oynarken kendi sahamızda üst üste 10 maç kaybettik. Taraftarın en ağır tepkisi, ‘Şanssızdınız’ demek olurdu.

– Kerimoğlu ailesi olarak futbolla iç içesiniz. Babanız Özkan Kerimoğlu, Trabzon İdmanocağı Kulübü’nün en önemli futbolcularından biriymiş. Ağabeyiniz Tolgay Kerimoğlu da halen Van Belediyespor takımının teknik direktörlüğünü yapıyor… Evet, geçen sene Van’daki depremden sonra Van Belediyespor takımı Futbol Federasyonu’nun Riva’daki tesislerine getirildi. Ben de o arada ağabeyimin yanına çok gittim. Hatta takımla defalarca antrenmana çıktım, futbolculara moral olsun diye. Oradaki futbolcu arkadaşların böyle şeylere çok ihtiyacı vardı. Çünkü depremde maddi manevi çok büyük zarar gördüler…

AVRUPALILAR CESUR

– Van Belediyespor’da defalarca idmana çıktığınızı söylediniz; alt ligdekiler ile sizin ayarınızdaki futbolcular arasında çok mu fark var?

Çok… Bir kere Türkiye’deki futbol eğitimi çok düşük seviyede. Ben Rangers’ta da, Blackburn’de de şunu gördüm; altyapıya A takımdan daha çok önem veriyorlar. Aşağısı onlar için çok önemli bir kaynak. Yetenekli gördükleri gençleri oynatmaktan hiçbir zaman çekinmezler.

Bizde yatak odası moda! – 139 defa milli takımlara çağrıldınız. Bu sayıyı pekala 150-160’a çıkarabilirdin ama siz bir ara kendi isteğinizle milli takımı bıraktınız..

O dönemlere girmek istemiyorum. Hiç bahsetmeyelim…

– Bunun bir sebebi olsa gerek?

Çünkü çok haksızlığa uğradım. Bizim ülkemizde yatak odasına girmek moda olduğu için, karşıdakine hep vuruyorlar. Ama ben hiç konuşmadım, cevabımı sahada verdim.

 

Sadri Şener’e renk körü iması

Temmuz 2nd, 2012

Fenerbahçe eski Asbaşkanı Murat Özaydınlı, Trabzonspor Başkanı Sadri Şener’e başka birinin ağzından göndermede bulundu.

Kendisine ait Twitter hesabına bir yazı yazan Özaydınlı, “Adını veremeyeceğim çok önemli bir kişi, Sadri Şener için, ‘Onun yerinde olsaydım, bana kimse bunu yaptıramaz (A.Yıldırım aleyhine) deyip, Trabzonspor başkanlığından istifa ederdim’ dedi” ifadesini kullandı.

Özaydınlı ayrıca, “3 Temmuz darbesinden sonra sayımızın renk farkı gözetmeden 40 milyona ulaştığını görenler veya hâlâ goremeyenler.. Dikkat!! Sayımız çoğalıyor… Renk körlüğü olanlar hâlâ ‘Sayımız artiyor’ ifadesini anlayamamışlar” ifadesini kullandı.

(fanatik)

Sadri Şener’e renk körü iması

Temmuz 2nd, 2012

Fenerbahçe eski Asbaşkanı Murat Özaydınlı, Trabzonspor Başkanı Sadri Şener’e başka birinin ağzından göndermede bulundu.

Kendisine ait Twitter hesabına bir yazı yazan Özaydınlı, “Adını veremeyeceğim çok önemli bir kişi, Sadri Şener için, ‘Onun yerinde olsaydım, bana kimse bunu yaptıramaz (A.Yıldırım aleyhine) deyip, Trabzonspor başkanlığından istifa ederdim’ dedi” ifadesini kullandı.

Özaydınlı ayrıca, “3 Temmuz darbesinden sonra sayımızın renk farkı gözetmeden 40 milyona ulaştığını görenler veya hâlâ goremeyenler.. Dikkat!! Sayımız çoğalıyor… Renk körlüğü olanlar hâlâ ‘Sayımız artiyor’ ifadesini anlayamamışlar” ifadesini kullandı.

(fanatik)

Sadri Şener’e renk körü iması

Temmuz 2nd, 2012

Fenerbahçe eski Asbaşkanı Murat Özaydınlı, Trabzonspor Başkanı Sadri Şener’e başka birinin ağzından göndermede bulundu.

Kendisine ait Twitter hesabına bir yazı yazan Özaydınlı, “Adını veremeyeceğim çok önemli bir kişi, Sadri Şener için, ‘Onun yerinde olsaydım, bana kimse bunu yaptıramaz (A.Yıldırım aleyhine) deyip, Trabzonspor başkanlığından istifa ederdim’ dedi” ifadesini kullandı.

Özaydınlı ayrıca, “3 Temmuz darbesinden sonra sayımızın renk farkı gözetmeden 40 milyona ulaştığını görenler veya hâlâ goremeyenler.. Dikkat!! Sayımız çoğalıyor… Renk körlüğü olanlar hâlâ ‘Sayımız artiyor’ ifadesini anlayamamışlar” ifadesini kullandı.

(fanatik)

Real’de Hamit Altıntop satış listesinde mi?

Temmuz 2nd, 2012

G.Saray’a Hamit Altıntop müjdesi. Fatih Terim’in en çok istediği isimler arasında yer alan milli yıldız, Real Madrid tarafından gözden çıkarıldı. Yeni sezonda A takımda yer almayacak isimlere tebligatları yapan İspanyol ekibinin hocası Jose Mourinho’nun, Hamit Altıntop’u telefonla arayarak, “Seni yeni sezonda kadroda düşünmüyorum” dediği belirtildi. Marca, Hamit’in 15 Temmuz’daki sezon açılışında yer almayacağını duyurdu.

YENİDEN GÖRÜŞECEKLER

Marca gazetesi, haberinde Real’in Hamit’le birlikte Gago, Carvalho ve Lassana Diarra’yı satış listesine koyacağını yazdı. Real Madrid kapısının kapanması ile Hamit’in Galatasaray’a transferinin önü açıldı. Daha önce sarı- kırmızılı takımın yıllık 2.5 milyon euro önerisini kabul etmeyen tecrübeli oyuncunun, daha iyi bir teklif olmazsa Cimbom’a ‘evet’ demesi bekleniyor. Aslan’ın Hamit’le bu hafta tekrar görüşüp transferi sonuçlandıracağı ifade ediliyor.

(fotomaç)

 

Real’de Hamit Altıntop satış listesinde mi?

Temmuz 2nd, 2012

G.Saray’a Hamit Altıntop müjdesi. Fatih Terim’in en çok istediği isimler arasında yer alan milli yıldız, Real Madrid tarafından gözden çıkarıldı. Yeni sezonda A takımda yer almayacak isimlere tebligatları yapan İspanyol ekibinin hocası Jose Mourinho’nun, Hamit Altıntop’u telefonla arayarak, “Seni yeni sezonda kadroda düşünmüyorum” dediği belirtildi. Marca, Hamit’in 15 Temmuz’daki sezon açılışında yer almayacağını duyurdu.

YENİDEN GÖRÜŞECEKLER

Marca gazetesi, haberinde Real’in Hamit’le birlikte Gago, Carvalho ve Lassana Diarra’yı satış listesine koyacağını yazdı. Real Madrid kapısının kapanması ile Hamit’in Galatasaray’a transferinin önü açıldı. Daha önce sarı- kırmızılı takımın yıllık 2.5 milyon euro önerisini kabul etmeyen tecrübeli oyuncunun, daha iyi bir teklif olmazsa Cimbom’a ‘evet’ demesi bekleniyor. Aslan’ın Hamit’le bu hafta tekrar görüşüp transferi sonuçlandıracağı ifade ediliyor.

(fotomaç)

 

Real’de Hamit Altıntop satış listesinde mi?

Temmuz 2nd, 2012

G.Saray’a Hamit Altıntop müjdesi. Fatih Terim’in en çok istediği isimler arasında yer alan milli yıldız, Real Madrid tarafından gözden çıkarıldı. Yeni sezonda A takımda yer almayacak isimlere tebligatları yapan İspanyol ekibinin hocası Jose Mourinho’nun, Hamit Altıntop’u telefonla arayarak, “Seni yeni sezonda kadroda düşünmüyorum” dediği belirtildi. Marca, Hamit’in 15 Temmuz’daki sezon açılışında yer almayacağını duyurdu.

YENİDEN GÖRÜŞECEKLER

Marca gazetesi, haberinde Real’in Hamit’le birlikte Gago, Carvalho ve Lassana Diarra’yı satış listesine koyacağını yazdı. Real Madrid kapısının kapanması ile Hamit’in Galatasaray’a transferinin önü açıldı. Daha önce sarı- kırmızılı takımın yıllık 2.5 milyon euro önerisini kabul etmeyen tecrübeli oyuncunun, daha iyi bir teklif olmazsa Cimbom’a ‘evet’ demesi bekleniyor. Aslan’ın Hamit’le bu hafta tekrar görüşüp transferi sonuçlandıracağı ifade ediliyor.

(fotomaç)

 

Marsilya’da Deschamps görevinden ayrıldı

Temmuz 2nd, 2012

Kulüpten yapılan açıklama, tarafların karşılıklı mutabakatı sonucunda, Deschamps’ın sözleşmesinin fesih edildiği bildirildi.

Fransa Milli Futbol Takımı’nda uzun yıllar top koşturan ve Dünya Kupasını kazanan kadroda da yer alan Deschamps, 2009 yılından bu yana Olimpik Marsilya’nın teknik direktörlüğünü yapıyordu.

Deschamps, son üç yılda biri lig şampiyonluğu olmak üzere, Olimpik Marsilya’ya toplam 6 kupa kazandırmıştı.

Marsilya’da Deschamps görevinden ayrıldı

Temmuz 2nd, 2012

Kulüpten yapılan açıklama, tarafların karşılıklı mutabakatı sonucunda, Deschamps’ın sözleşmesinin fesih edildiği bildirildi.

Fransa Milli Futbol Takımı’nda uzun yıllar top koşturan ve Dünya Kupasını kazanan kadroda da yer alan Deschamps, 2009 yılından bu yana Olimpik Marsilya’nın teknik direktörlüğünü yapıyordu.

Deschamps, son üç yılda biri lig şampiyonluğu olmak üzere, Olimpik Marsilya’ya toplam 6 kupa kazandırmıştı.

Marsilya’da Deschamps görevinden ayrıldı

Temmuz 2nd, 2012

Kulüpten yapılan açıklama, tarafların karşılıklı mutabakatı sonucunda, Deschamps’ın sözleşmesinin fesih edildiği bildirildi.

Fransa Milli Futbol Takımı’nda uzun yıllar top koşturan ve Dünya Kupasını kazanan kadroda da yer alan Deschamps, 2009 yılından bu yana Olimpik Marsilya’nın teknik direktörlüğünü yapıyordu.

Deschamps, son üç yılda biri lig şampiyonluğu olmak üzere, Olimpik Marsilya’ya toplam 6 kupa kazandırmıştı.

37 Yaşındaki Beckham’dan derslik frikik

Temmuz 2nd, 2012

ABD Major Lig’de SJ Earthquakes ile LA Galaxy takımları arasında oynanan maçın 30. dakikasında, 37 yaşındaki futbolcu David Beckham muhteşem bir frikik golüne imza attı.      

37 Yaşındaki Beckham’dan derslik frikik

Temmuz 2nd, 2012

ABD Major Lig’de SJ Earthquakes ile LA Galaxy takımları arasında oynanan maçın 30. dakikasında, 37 yaşındaki futbolcu David Beckham muhteşem bir frikik golüne imza attı.      

37 Yaşındaki Beckham’dan derslik frikik

Temmuz 2nd, 2012

ABD Major Lig’de SJ Earthquakes ile LA Galaxy takımları arasında oynanan maçın 30. dakikasında, 37 yaşındaki futbolcu David Beckham muhteşem bir frikik golüne imza attı.