Michel Platini

Haziran 30th, 2012

Bir italyan göçmenin torunu olan Michel Platini, 1955’de Joeuf’da doğdu. Futbola ilk olarak, babasının antrenörlüğünü üstlendiği Nancy takımında başladı. 1976 yılında Olimpiyatlar’da oynayan Platini ilk resmi uluslararası müsabakasına aynı yıl Çekoslavakya karşısında çıktı. Nancy takımında oynadığı yedi sezonda attığı 98 golün ardından 1979 yılında AS St. Etienne takımına transfer oldu.

1982 yılında rekor bir transfer ücretiyle (1.200.000 pound) Juventus’a transfer olan Platini orada da gollerine devam etti ve italyan ekibinin 4 yıl içinde 3 kez şampiyon olmasında ve ayrıca Avrupa kupalarında da büyük başarılara imza atmasında büyük pay sahibi oldu. Milli takımını ’84 Avrupa Şampiyonası’na sürüklemekle kalmayan Platini, 2 hat-trick de dahil olmak üzere toplam 9 golle Fontaine’in rekorunu da kırdı.

1985 yılında Avrupa’nın En iyi Futbolcusu ödülünü de 3. kez alan Platini dünya futbol tarihine adını altın harflerle yazdırdı. Platini 1978, 1982 ve en son da 1986 Dünya Kupalarında oynadı. Jübilesini Dünya Karmasıyla birlikte 1987’in ağustos ayında Wembley Stadı’nda büyük bir taraftar kitlesi önünde yapan Platini, hayatının geri kalan bölümüne adım attı.

Ancak futboldan uzak durması pek uzun sürmedi ve 1990 Dünya Kupası’na katılamayan Fransa’nın başına teknik patron olarak geçti.

Rivaldo

Haziran 30th, 2012

Futbol sahalarında görülebilecek en yetenekli oyunculardan biri olan ama çelimsiz görünümlü ve yay şeklinde bacaklara sahip olan Rivaldo, Brezilya’nın kuzeyinde, Recife kentinde yoksul bir ailenin çocuğu olarak büyümüş.

Rivaldo, kendisinden önceki yıldızlar Maradona ve Pele gibi, kendi has koşuları ve ani dönüşlerinde top ayağına yapışmış izlenimi veriyor. Çok sayıda defans oyuncusunu driplingle geçebiliyor, her iki ayağıyla da pas veriyor, şut çekiyor ve kafa hizasındaki topları akrobatik hareketlerle gol yapabiliyor.

1996’da Deportivo La Coruna ile sözleşme imzalayana kadar Avrupa’da pek tanınmayan ama ilk sezonunda ligde fırtına gibi esen Rivaldo, 42 lig maçının 41’inde oynayıp 21 gol atarak Deportivo’nun ligi üçüncü bitirmesinin baş mimarı oldu.

1997’de Ronaldo’yu Inter’e satan Barcelona, onun boşluğunu Rivaldo ile doldurmaya karar verdi. Barcelona ile ilk sezonunda da çok başarılı bir performans sergileyen Brezilyalı oyuncu, 34 lig maçında 19 gol attı ve Figo’lu Barcelona ile hem lig, hem de kupa sevinci yaşadı. İkinci yılında da şampiyonluk yaşayan Rivaldo, o sezon 24 gol atarak Real Madridli Raul’un ardından gol krallığında ikinci oldu.

Barcelona takımıyla sahada büyük başarılara imza atan Rivaldo, saha dışında birtakım problemler yaşadı. Geçen sezon alacağı ücret konusunda Başkan Josep Lluiz Nunez ile anlaşmazlık yaşayan ünlü oyuncu, bir ara kulüpten ayrılma tehdidinde bulundu. Nunez’in yerine Barcelona Başkanlığı’na gelen Joan Gaspart ise Figo’yu Real’e kaptırdıktan sonra Rivaldo konusunda temkinli davranarak 6 milyon dolar karşılığı yeni kontrat yaptı. Bu sezon tekrar güzel futbolunu sahaya yansıtan Rivaldo, futbolunu takımın aldığı sonuçlara yansıtmakta başarılı olamadı.

Figo’nun gidişiyle takım için önemi bir hayli artan Brezilyalı oyuncunun Leeds’e son dakikada attığı gol, Milan maçında deplasmanda hat-trick yapması takımına hayat verse de takımının Rivaldo, Şampiyonlar Ligi’nden elenmesine engel olamadı.

Barcelona taraftarlarının sıkça eleştirilerine maruz kalan Rivaldo, en çok takım oyuncusu olmadığı konusunda. Bu sezon İspanyol basınıyla da problemler yaşayan Rivaldo, tedavi için Brezilya’ya gitmesi nedeniyle ağır bir şekilde eleştirilmiş, Rivaldo da parayı unutup Brezilya’ya dönebileceğini belirtmişti.

Milli takımda da oldukça eleştiri alan ünlü futbolcu, 1996 Atlanta olimpiyatlarında finalde Brezilya Nijerya’ya kaybedince eleştirilerin odağında yer almış, hatta kendisi ve ailesi ölüm tehditleri almıştı.

Rivaldo’nun milli takımla esas başarısı 1999 Copa America’da Brezilya’nın kupayı kazanmasında önemli rol oynaması oldu. 2002 Dünya Kupası elemelerinde Kolombiya maçında Brezilyalı taraftarların tepkisini çeken Rivaldo, bugünlerde milli takıma devam edip etmeme konusunda karar vermeye çalışıyor.

Futbolseverlerin dünyanın en yetenekli futbolcularından biri olduğu konusunda kuşku duymadığı Rivaldo için akıllarda kalan soru ise, “Rivaldo acaba futbol oynamayı seviyor mu?”

Rivaldo’nun futbol geçmişi şöyle:

1972: 19 Nisan’da Recife, Brezilya’da doğdu. Tam adı Vitor Barbosa Ferreira.

1989: 16 yaşında Santa Cruz takımıyla profesyonel sözleşme imzaladı.

1991: Brezilya birinci lig takımlarından Mogi-Mirim ile sözleşme imzaladı.

1993: Corinthians ile anlaştı. Aralık’ta Meksika ile oynanan özel maçta ilk kez milli oldu ve maçın tek golünü attı.

1994: Milli takımda dah sık forma şansı bulmaya başladı ama dünya şampiyonluğunu kazanan kadroda yer almadı.

1994: Palmeiras’a transfer oldu ve burada Brezilya lig şampiyonluğunu kazandı.

1996: Palmeiras’la Sao Paulo eyalet şampiyonluğunu kazandı

1996: Atlanta Olimpiyatlarında Brezilya ile bronz madalya kazandı.

1996: İspanya’ya, Deportivo Coruna’ya transfer oldu.

1997: Deportivo Coruna İspanya lig üçüncüsü oldu, Rivaldo 42 maçın sadece 1’inde, kasım ayında Milli Takımla Galler maçına çağırıldığı için oynamadı.

1997: Ağustos’ta 26.7 milyon dolar karşılığı Barcelona’yla anlaştı.

1998: Barcelona İspanya Ligi ve Kupasını kazandı. Rivaldo34 maçta 19 gol attı.

1998: Brezilya’nın Fransa 98’deki 7 maçının hepsinde yer aldı.

1998: Avrupa’da yılın futbolcusu oylamasında 5., FIFA yılın futbolcusunda 6. oldu.

1999: Barcelona ile ikinci kez İspanya lig şampiyonluğunu kazandı

1999: Brezilya ile Copa America’yı kazandı ama turnuvada iki kez kırmızı kart gördü.

1999: Hem FIFA’nın hem de World Soccer dergisinin Dünyada yılın futbolcusu ödülünü kazandı. France Football dergisi tarafında Avrupa’da Yılın futbolcusu seçildi.

2000: 1999-2000 Şampiyonlar Ligi’nde 10, İspanya Ligi’nde 12 golattı.

2000: Ağustos’ta 6 milyon dolar karşılığı Barcelona ile yeni sözleşme imzaladı.

2000: Kasım’da 2000 Dünyada yılın futbolcusu ödülüne aday gösterildi.

Kaynak: NTVMSNBC.com

Diego Armando Maradona

Haziran 30th, 2012

Maradona 30 Ekim 1960’ta dünyaya geldi. Futbola Boca Juniors takımında başladı ve burada 1981’e kadar oynadı. 1981’de rekor bir ücretle (12 milyon Dolar) Barcelona’ya transfer oldu.

Nou Camp’taki ilk maçını 82 dünya kupası açılışında Belçika’ya karşı oynayan Maradona beklenmedik şekilde kötü bir başlangıç yaparak karşılaşmayı izleyen Barca taraftarlarını hayal kırıklığına uğratmıştı. 2 sezon Barca, forması giyen Maradona hastalık ve sakatlıklar dolayısıyla bekleneni tam anlamıyla veremedi. Maradona, kendisini 1978 Dünya Kupası kadrosuna almayan Menotti’nin takımın başına gelmesiyle Barcelona’dan ayrıldı. İtalya’nın Napoli takımıyla sözleşme imzalayan Maradona için altın yıllar başlıyordu.

Napoli formasıyla 2 şampiyonluk yaşayan Maradona, 1986 Dünya Kupasının da yıldızıydı. Arjantin, Dünya Kupasının sahibi olurken, çeyrek finalde Maradona’nın İngiltere ağlarına eliyle gönderdiği gol, üstünden uzun yıllar tartışıldı. Büyük tepki alan Maradona ise topa değen elini “tanrının eli olarak” tanımlamaktan çekinmemişti. 1990 Dünya Kupasında da takımını finale taşıyan Maradona Almanya’ya penaltı golüyle teslim oluyordu. Bu belki de, Maradona’nın yükselen kariyerinin tersine döndüğü andı.

1991 yılında bir İtalya lig maçı sonrası rutin bir doping kontrolünde kokain kullandığı ortaya çıkan Maradona, Arjantin’e dönüşünde de polis tarafından uyuşturucu bulundurduğu gerekçesiyle göz altına alınıyordu. Gözaltı günlerinin ardından evinin önünde bekleyen basın mensuplarına saldıran Maradona, artık çalımlarından çok olaylarıyla manşetlerden düşmüyordu. Bu olaydan sonra Maradona’nın “bittiğini” düşünenler yanılmıştı. 1993 yılında İspanya’da bu kez Sevilla’ya dönen Maradona, 1994 Dünya Kupası için yine iddialıydı. Ancak 94’ Amerika, Maradona için beklenmedik şekilde kısa sürdü. Yasak madde kullandığı tespit edilen Maradona şampiyonadan men edildi ve 15 ay ceza aldı. 15 aylık süre zarfında Deportivo Mandiyu ve Racing Clup’da teknik direktörlük yapan Maradona, cezasının bitmesiyle 1995 yılında yuvam dediği Boca Juniors’a oyuncu olarak döndü. 2 sezon Boca’da oynayan Maradona kariyerini kemiren kokain alışkanlığından kurtulamayınca 37 yaşında aktif futboldan koptu.

Futbolu bıraktıkna sonra sağlık problemleri yaşayan Maradona, uyuşturucuya bağlı olarak kalbiden geçirdiği rahatsızlığın ardından Küba’da 22 aylık bir tedavi gördü. Tedavinin ardından bir trafik kazası geçiren Maradona dizinden ufak bir operasyon geçirdi.

Bu kadar çalkantılı bir hayata rağmen Maradona 2000’de FİFA tarafından Pele ile birlikte yüzyılın futbolcusu seçildi. 11 Aralık 2000’de yapılan bir törenle ödülünü aldı. Fakat törende kendi ödülünü aldıktan hemen sonra Pele’nin ödül almasını beklemeden salonu terketti. Nitekin bir gün sonra yaptığı açıklamada “Kendi bedenime karşı saygısız olsam da işime devamlı saygılıydım; bu yüzden de dünyanın en iyisi benim” diyerek bütün spor kamuoyunun beklediği açıklamayı yapmıştı.

Rüştü Reçber

Haziran 30th, 2012

10 Mayıs 1973’de Antalya’nın Korkuteli ilçesinin Küçükköy’ünde doğan milli kalecimiz Rüştü Reçber,  futbol hayatına bir santrafor olarak başladı. İlk hocası Dursun Karasucu’nun, kendisinin uzun boyundan yola çıkarak kalecilik yeteneğini keşfetmesi üzerine, o günlerde Niğde’de düzenlenen bölgelerarası amatör futbol yarışmasında otoritelerin dikkatini çekti. Daha sonra, ümit milli takımı seçmelerinden de başarıyla geçti. Ümit milli takıma davet edildikten sonra, çocukluğundan beri hayalindeki takım olan Galatasaray’la görüşmek için İstanbul’a giden Rüştü, bu görüşmeden kafasında pek çok soru işaretiyle ayrıldı. Kendisinden Galatasaray’da forma giymeden önce bir yıl PAF takımında oynaması istendi, fakat İstanbul’da yanlız bir yıl geçirmeyi göze alamadığından, doğduğu şehir olan Antalya’ya geri döndü.

Fatih Terim tarafından keşfedilen, Antalya’da başladığı spor kariyerinde yedek kulübesinde beklemekten, İzmir’de yapılan Ümit Milli takımı seçmelerini geçerek kurtulan Rüştü, Ümit Milli takımımızda ilk kez forma giydiği karşılaşmada, Polonya’da Almanlar’dan 4 gol yedi. Daha sonra, 1993 yılında Beşiktaş’la anlaşan Rüştü, talihsiz bir trafik kazası geçirdi. Bu kazada, çok yakın bir arkadaşını kaybeden ve ağır yaralanan Rüştü için Beşiktaş’ın kapıları, kendisini muayene eden doktorun “çok riskli, almayın.” sözleriyle kapandı. Bunun üzerine Antalyaspor’a dönen Rüştü, yeni taliplisi olan Fenerbahçe’de 1994-2003 yılları arasında toplam 9 yıl kaldı.

Otoritelere göre şu anda dünya’nın en iyi kalecilerinden olan Rüştü, adını hafızalara 2002 Dünya kupasında sergilediği muhteşem performansla kazıdı. UEFA’nın düzenlediği “2002 yılının en iyileri” anketinde,  2002 yılının en iyi kalecisi seçildi. 1990-1994 yılları arasında Antalyaspor’da, 1994-2003 yılları arasında Fenerbahçe’de forma giyen Rüştü Reçber, Fenerbahçe’de forma giydiği 9 yıl boyunca şu başarılara imza attı:
-1995-1996 ve 2000-2001 Türkiye Ligi Şampiyonluğu,
-1997-1998 Başbakanlık Kupası ve 1998-1999 Atatürk Kupası,
-Fenerbahçe tarihinde ligde ve toplamda en çok forma giyen kaleci,
-2002 Dünya Kupası’nda Dünya Üçüncülüğü,
-2002 Dünya Kupası’nda Dünya Üçüncülüğü’nden dolayı Devlet Üstün Hizmet Madalyası,
-77 kez A milli, 11 kez Ümit, 1 kez Ordu milli takım forması giydi.

A milli takımımızın başarılı kalecisi Rüştü Reçber, 2002-2003 sezonu sonunda dünyanın büyük takımlarından Barcelona’yla beş yıllık bir sözleşme imzaladı.

Metin Oktay

Haziran 30th, 2012

1936 yılında İzmir’de doğan Metin Oktay, Damlacık kulübünde futbola başlamış, Yün Mensucat takımından sonra geçtiği İzmirspor’da kendini göstererek genç milli takıma yükselmiştir.

1956 yılında Galatasaray’a gelen Metin Oktay, İtalya’nın Palermo takımına transfer olduğu 1961-62 sezonu dışında sürekli Sarı Kırmrzılı formayı giymiştir.

Daha İzmirspor’da oynarken, attığı 17 golle İzmir Profesyonel Ligi gol kralı olan Metin Oktay, ondan sonraki yıllarda da bu unvanı nadiren başkalarına kaptırmıştır.

Metin Oktay kral olamadığı yıllarda da çok sayıda golle listenin hep ilk sıralarında yer almış, toplam 608 golle bir rekorun sahibi olmuştur. (Bazı kaynaklarda bu sayının 632 olduğu belirtilmektedir.) Bir sezonda attığı 38 golle oluşan rekor ise, tam 25 yıl sonra yine Çolak tarafından kırılabilmiştir. Metin Oktay, 36’sı A, 4’ü de genç olmak üzere Milli Takım formasını 40 kez giymiş, 7 kez kaptanlık yaparken, 19 gol atmıştır.

10 Haziran 1959’da Fenerbahçe kalesinin ağlarını yırtan golü , Türk futbol tarihine geçen büyük olaylarından biridir.

1965 yılında ”Taçsız Kral” adlı bir filmde de rol alan Oktay, futbol yaşamı boyunca sadece 1 kez oyundan atılmıştı. Büyük bir golcü oluşunun yanı sıra, efendi ve sportmen kişiliğiyle de Türk futbolseverlerinin sevgilisi olan Metin Oktay, futbolu bıraktıktan sonra yine futbolla ilgili çeşitli işler yaptı. Sarı Kırmızılı kulüpte yönetici ve menajer olarak görev yapan Metin Oktay’ın son görevi spor yazarlığı idi. Oktay, Galatasaray ve Bursaspor’da teknik adam olarak da görev yapmıştı.

Türk futbolunun efsane golcüsü Metin Oktay, 13 Eylül 1991’de bir trafik kazası sonucunda yaşamını yitirmişti.

Metin Oktay’ın gol krallığı listesi şöyledir:

1956-57 İstanbul Profesyonel ligi, 17 golle,

1957-58 İstanbul Profesyonel ligi, 19 golle,

1958-59 İstanbul Profesyonel ligi, 22 golle,

1959 Türkiye ligi,11 golle,

1959-60 Türkiye ligi, 33 golle,

1960-61 Türkiye ligi, 36 golle,

1962-63 Türkiye ligi, 38 golle,

1964-65 Türkiye ligi, 17 golle,

1968-69 Türkiye ligi, 17 golle,

Kaynak:galatasaray.org

Pele

Haziran 30th, 2012

Edson Arantes do Nascimento Pele, 1940 yılında dünyaya geldi. Futbola Bauru Atletic takımında başlayan Pele, 1955’te geçtiği Santos Kulübü’nde 1956’da A takımına alındı.

İlk Dünya Şampiyonluğu’nun 1958’de tattı. Yedekler arasında İsveç’e götürülen Pele oyuna girdiği zamanlarda başarılı futboluyla dikkatleri üzerine çekti ve Milli Takımın ilk onbirinde yer alarak kupayı kaldıranlar arasına girdi. 1962 Dünya Kupası onun için kötü bir dönemdi. Pele sakat olduğu için bu milli takıma çağrılmadı.

Futbol’un taçsız kralı olarak adlandırılan Pele, 1970 dünya kupasında hem olgun bir futbolcu hem de dünyanın gelmiş geçmiş en iyi futbolcusu olduğu gösterdi ve Brezilya bu dünya kupasından da şampiyonlukla çıkarak 3 kez kupayı evine götürdü.

Her an her şeyi yapabilecek teknikte bir oyuncu olması, rakiplerin korkulu rüyası haline getirdi onu fakat o bununla şımarmak yerine kendisini daha da geliştirmeye çalıştı. 1974 yılına kadar oynadığı Santos takımında tam 1284 gol attı. O da tatilini ABD’de geçirdi ve New York Cosmos takımına transfer oldu. 1977’de de futbolu bıraktı.

Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük futbolcusu olarak gösterilen Pele, bütün dünyada futbol için ölçü ve hedef olarak gösterilmektedir.

Yrd. Doç. Dr.Metin Şahin

Haziran 30th, 2012

1963 yilinda KONYA’ da doğdu, ilk, orta ve lise tahsilini KONYA’ da tamamladı. 1987 yilinda Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Bölümünden mezun oldu. 1988 yilinda Selçuk Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Bölümüne Öğretim görevlisi olarak atandı.

1992 yilinda Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimler enstitüsünde Yüksek Lisansını tamamladı. 2002 yilinda Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde Doktorasını tamamlayarak 2003 yilinda Yrd.Doç. Dr. Unvanını aldı.

Üniversitelerin Beden Eğitimi ve Spor Bölümlerine Taekwondo branşının seçmeli Ders olarak okutulmasında ve yüzlerce Taekwondocunun bu bölümlere girmesinde Büyük katkıları oldu. Avrupa’nın değişik ülkelerinde uzun süre Taekwondo ile ilgili seminerler verdi.

1973 yilinda Cimnastikle başlayan spor hayati 1975 yilinda Taekwondoyla devam etti. 1982 yilinda Türkiye Şampiyonu oldu. 1983 yilinda milli takımda sporcu olarak girdi, uzun yıllar milli takım kaptanlığı yaptı. Bir çok kez yılın sporcusu seçilen Metin ŞAHIN uzun yıllar Avrupa’nın en basarili sporcuları arasında yer aldı.

Federasyon Başkanımız Metin ŞAHİN 2003 yılı Kasım ayında Taekwondo Federasyon Başkanlı görevine geldi. 2004 yılı Ağustos ayında WTF (Dünya Taekwondo Federasyonu) Yönetim Kurulu Üyeliğine atandı. 2005 yılı Mayıs ayında yapılan WTF olağan üstü Kurulunda yeniden WTF Yönetim Kurulu Üyeliğine ve Dünya Taekwondo Gençler Komitesi Başkanlına seçildi. 25 Ekim 2007 tarihinde Azerbaycan’da yapılan Avrupa Taekwondo Birliği (ETU) Yönetim Kurulu Seçimlerinde de Avrupa Taekwondo Birliği Yönetim Kurulu Üyeliğine ve Balkan Ülkeleri Taekwondo Birliği Başkanlığına seçildi.

Halen Selçuk Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulunda Öğretim Üyesi olarak görev yapmaktadır.
ULUSLARARASI BAŞARILARI

1. 5. Avrupa Şampiyonası 26-28/10/1984 ALMANYA 2.
2. Antalya Turnuvası 13-15/04/1984 ANTALYA 1.inci
3. Avusturya-Türkiye İkili Turn. 04.07.1984 AVUSTURYA 1.
4. Belçika Turnuvası 13.05.1984 BELÇİKA 1.
5. 1. Akdeniz Kupası 01-02/05/1985 YUGOSLAVYA 1.
6. 7. Dünya Şampiyonası 04-08/09/1985 KORE 2.
7. Helsinki Turnuvası 13-14/04/1985 FİNLANDİYA 3.
8. Kıbrıs Turnuvası 25-26/05/1985 K.K.T.C. 1.
9. 1. ETU Başkanlık Kupası 28-30/03/1986 İZMİR 1.
10. Avrupa Şampiyonası 03-05/10 1986 AVUSTURYA 1.
11. Belçika Turnuvası 18.05.1986 BELÇİKA 1.
12. Belçika Turnuvası 28.02.-01.03.1987 BELÇİKA 1.
13. 7. Avrupa Şampiyonası 26-29/05/1988 ANKARA 2.
14. 100.Yıl Dostluk Turnuvası 20-26/06/1990 JAPONYA 1.
15. 8. Avrupa Şampiyonası 16-21/11/1990 DANİMARKA 1.
16. 10. Dünya Şampiyonası 28.10-03.11.1991 YUNANİSTAN 3.
17. Olimpiyat Oyunları 1988 KORE/SEUL 3.

YILIN SPORCUSU ÖDÜLLERİ

1985 Milliyet Gazetesi Yılın Sporcusu
1986 Milliyet Gazetesi Yılın Sporcusu
1986 Tercüman Gazetesi Yılın Sporcusu
1991 Milliyet Gazetesi Yılın Sporcusu
1991 Zaman Gazetesi Yılın Sporcusu
1991 Renault Mais Yılın Sporcusu

BİLİMSEL YAYINLARI

1. Yüksek Lisans Tezi : 1992. 9-12 yas Çocuklarda Taekwondo Öğretim Yöntemleri
2. Doktora Tezi : Taekwondo Eğitimi Alan Taekwondocularin Taekwondo Sporunu Algılamaya Yönelik Tutumlarının Bazı Değişkenler Açısından Karsılaştırmalı Olarak incelenmesi. ( Yardımcı Ders Kitabi olarak yayınlanmış,
1. Taekwondo Öğretiminin 9-12 Yas Çocuklarda Gelişime etkisi. (Yüksek Lisans Tezinden Derleme.) S.Ü. Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi. Yıl: 2000,Sayı: 2, Konya
2. Taekwondo Eğitimi Alan Taekwondocuların Taekwondo Sporunu Algılamaya Yönelik Tutumlarının Bazı Değişkenler Açısından Karsılaştırmalı Olarak incelenmesi. (Doktora Tezinden Derlenmiştir.) S.Ü. Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, Yil: 2002 Sayı: 1 (Basımda) KONYA
3. Sporda Saldırganlık ve Taekwondo, Meslek için Gelişim Seminer notları, 6 Kasım 2002, S.Ü. Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu-KONYA
4. Spor Kavramı ve Uzak Doğu Sporları, Meslek İçi Gelişim Seminer notları, 19 Kasım 2002, S.Ü. Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu-KONYA
5. Taekwondo-Temel Teknikler ve Poomse (Ders Kitabi) Nobel Yayınları 6. Taekwondocuların Taekwondo Sporunu Algılamaya Yönelik Tutumları (Yardımcı Ders Kitabi ) Doktora Tezidir.

Menalaos Zamboğlu

Haziran 30th, 2012

Galatasaray’da yöneticilik yaptı. 1954-64 yılları arasında Voleybol Federasyonu’nda görev alan Zamboğlu, Uluslararası Voleybol Federasyonu (FIVB) üyeliğinde bulundu.

Avrupa Voleybol Konfederasyonu ve Maliye Komisyonu Başkanlığı’nı yürüttü.

Mehmet Akzambak

Haziran 30th, 2012

Konya’nın Seydişehir ilçesinde 1927 yılında dünyaya gelen Akzambak, Beden Terbiyesi ile Emniyet Genel Müdürlüğü’nün çeşitli kademelerinde görev aldı.

Daha çok güreş sporu ile ilgilenen Akzambak, çeşitli federasyonlarda teknik ve idari üyelikler yaptı. 1975 yılında Beden Terbiyesi Genel Müdürü olarak çalıştı.

Cihat Uskan

Haziran 30th, 2012

İstanbul’da doğan Uskan, Harp Okulu’nda öğrenim gördü. Güreş ve judoyla ilgilenen Uskan, yurtiçinde birincilikler kazandı.

Judo ve Judo-Karate Federasyonu’nda 10 yıl başkanlık yapan Uskan, 1993 yılında öldü.

Chris Evert Lloyd

Haziran 30th, 2012

ABD’de doğan Lloyd, 6 yaşında tenise başladı. 3 kez Wimbledon’ı, 6 kez Roland Garros’u, 6 kez Amerika Açık Tenis Turnuvası’nı, 2 kez de Avustralya Açık Tenis Turnuvası’nı kazandı.

1974-81 yılları arasında bayanlarda 1 numaralı tenisçi olan Lloyd, 1449 karşılaşmanın 1304’ünü kazandı, 145’ini kaybetti.

İlan Uyguç

Haziran 30th, 2012

1914 yılıda İstanbul’da doğdu. 1945 yılında basketbol hakemliğine başladı ve uluslar arası alandaki başarılı yönetimleriyle dikkat çekti. 31 yıl hakemlik hayatında 4 Avrupa Şampiyonası, 87 Şampiyon Kulüpler, 3 Akdeniz Oyunları, 4 Avrupa Gençler, 3 Ordu Milli maçını içeren üç binden fazla maç yönetti. 1974’te Galatasaray-Hapoel maçıyla hakemlikten ayrıldı ve bundan sonra basketbol hakemi eğitmenliği yaptı.

Arif Nusret Say

Haziran 30th, 2012

1933’te Gaziantep’te doğdu. Ankara’da doğdu. Ankara’da spor hayatına başladı. Önce atletizmle ilgilendi. Gülle ve disk attı. Bu sporu yaparken halterle de uğraştı. Spor yaşamını bıraktıktan sonra (1967) Halter Federasyonu’nun bünyesinde aktif görevler aldı. Türkiye Halter Federasyonu Başkanlığı’nı 21 yıl süreyle üstlenen Say, başkanlık döneminde Türk halter sporuna çok önemli hizmetler verdi. Halter dünyasında sevilen ve sayılan bir kişi oldu. Uluslararası Halter Federasyonu Denetleme Kurulu üyesi olarak görev aldı. 1995 yılında öldü.

Cemal Güngör

Haziran 30th, 2012

İstanbul’da doğan Güngör, Vücut Geliştirme Federasyonu Yönetim Kurulu üyeliğinde bulundu. Uluslararası hakemlik yaptı.

Güngör Sayarı

Haziran 30th, 2012

1937’de Ankara’da doğan Sayarı, Ankara Üniversitesi, Dil Tarih Coğrafya Bölümü’nü bitirdi. 1955-1960 yılları arasında Ankara Yenişehir Takımı’nda profesyonel olarak şehir Takımı’nda profesyonel olarak futbol oynadı. Ankara’da çeşitli gazetelerde spor yazarı olarak çalıştı. Yarışmalarda “Spor Gazetecilik” ödüllerini aldı. TRT’de spiker ve spor programcısı olarak görev yaptı. Futbol ve at yarışları branşlarında uzman oldu. “Her Yönüyle Futbol” isimli bir kitap yazdı. 1978-1979 yıllarında Futbol Federasyonu Başkanlığı görevinde bulundu. Yeni Sabah ve Güneş gazetelerinde çalıştı.

Soner Dinler

Haziran 30th, 2012

Türkiye’de tekvandoya ilk başlayan isimler arasında yer alan Dinler, ülkemizin uluslararası alanda temsil edilmesine büyük katkı sağladı.

Uluslararası hakem olan Dinler, 1984’te Avrupa Tekvando Birliği (ETU) Teknik Komite üyeliğine getirildi.

1992’de ETU tarafından gümüş madalya ile ödüllendirildi.

Atilla Örsel

Haziran 30th, 2012

1939 yılında Kütahya’da doğdu. Askeri Liseyi Erzincan’da bitiren Örsel, öğrenimine Kara Harp Okulu’nda devam etti. İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Antropoloji Bölümü’ne girdi. 1980 yılında Jimnastik Federasyonu As Başkanlığı’na getirildi. 1984 yılında başkan oldu. 1986 senesinde Balkan Ülkeleri Jimnastik Federasyonu Başkanlığı’na seçildi. 1988 yılında Viyana’da Avrupa Jimnastik Birliği Yönetim Kurulu Üyeliği’ne seçildi. 1993 yılında Avrupa Jimnastik Birliği 2. Başkanlığı’na getirilen Örsel, yapılan seçimleri kazanarak Türkiye Jimnastik Federasyonu Başkanlığı’nı sürdü.

Mehmet Aşkun

Haziran 30th, 2012

Kırşehir’de doğan Aşkun, Vücut Geliştirme Federasyonu’nun kurucuları arasında yer aldı. Uluslararası hakem olan Aşkun, Vücut Geliştirme Federasyonu asbaşkanlığı ve Vücut Geliştirme Derneği başkanlığı yaptı.

Serena Williams

Haziran 30th, 2012

26 Eylül 1981 yılında ABD’de doğdu.

Tam adı Serena Jameka Williams’dır. Tenisçi Venus Williams’ın kardeşi.

Grand Slam Tekler Finalleri
 
Kazandığı (8) 

1999 Amerika Açık
2002 Fransa Açık
2002 Wimbledon
2002 Amerika Açık
2003 Avustralya Açık
2003 Wimbledon
2005 Avustralya Açık
2007 Avustralya Açık

Kaybettiği (2)

2001 Amerika Açık
2004 Wimbledon

Fazıl Özok

Haziran 30th, 2012

Halife Abdülmecid Efendi’nin okculuk öğretmeni olan Bahir Özok’un oğludur. 1941 yılında devrin Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın hamiliğiyle okçuluk sporu için çalışmalara başladı ve kurulan ilk federasyonun başkanlığı aralıklarla 1982 yılına kadar yaptı. Özok “soyda gelme okçu” olarak tanınır.