Sabahat Akkiraz

Haziran 30th, 2012

1955’te Sivas’ta doğan Türk Halk Müziği’nin başarılı yorumcusu Sabahat Akkiraz, ilk olarak ailesinde müzikle uğraşanlardan etkilendi. Akkiraz’ın sanata yönlenmesine ise ilkokul öğretmeni öncülük ederek, baba Akkiraz bu konuda ikna etti. Böylece, Sabahat Akkiraz, daha 13 yaşında Arif Sağ ve Orhan Gencebay’ın sazları eşliğinde ilk 45’lik plağını Mahmut Erdal ile çıkardı.

Aynı yıl ailesiyle birlikte Almanya’ya yerleşen Akkiraz, orta ve lise eğitimini bu ülkede tamamladı. Bu süreçte müzikten hiç kopmayan sanatçı, ustalarım dediği; Feyzullah Çınar, Aşık Daimi, Davut Sulari ve Muhlis Akarsu ile tanıştı ve desteğini gördü. 1983 yılında ilk profesyonel albümü “Şafak Söktü”yü Musa Eroğlu ile yaptı. 1985 yılında İstanbul’a taşınan Akkiraz, aynı yıl Arif Sağ ile çalışmaya başladı ve ikili beraber bir çok albüme imza attı.

Albümlerinde çoğunlukla kendi derlediği türküleri, deyişleri ve uzun havaları seslendirdi. Seslendirdiği derlemeleri dışında yüzlerce derlenmiş eseri de arşivinde bulunmaktadır. 1996 yılında London Jazz Festivaline davet edilen usta sanatçı, Grand Union Orchestra ile Echoes From Anatolia (Anadolu’dan Yansımalar) projesini hazırladı ve başta London Jazz Festivali olmak üzere Londra, Dublin ve Glasgow da 10 konser yaptı. Bu çalışma aynı zamanda bir halk müziği sanatçısının jazz ve türküler üzerine hazırladığı ilk uluslararası proje olması açısından da önemlidir.

1999 yılında Queen Elizabeth Hall’de “Womens of Tradition’’ projesinde Türkiye’yi temsil eden Akkiraz, aynı yıl Echoes from Anatolia konserleri Redgold Music tarafından kaydedildi ve tüm dünya da satışa sunuldu. 2000 yılının Şubat ayında Fransız Kültür Bakanlığı tarafından Fransa’ya davet edildi ve 11 Subat 2000’de Cite de la Musique Paris’de, 13 Şubat 2000’de Dieppe Ulusal Sahne’de, 15 Şubat 2000 tarihinde de Saint Claude Şehri kültür merkezinde 3 konser verdi.

Aynı yılın Haziran ayında Lyon da “Doğu Festivaline” çağırılan Akkiraz, 25 Kasım 2000’de Etnik müziğin mabedi kabul edilen “Theatre de le ville” de konser verdi. Fransız-Belçika ortak yapımı olarak hayatı ve çalışmaları belgesel yapıldı ve bu belgesel Mezzo ve Muzzik adlı tv kanallarında yayınlandı. 2001 Şubatında Hollandalı ünlü şanson şarkıcı Jasperina De Jong ile 5 konserlik Hollanda turnesi yaptı. 31 Mart-1 Nisan tarihlerinde Brezilyanın Sao Paolo kentinde iki konser veren Akkiraz, türküleri ilk defa Güney Amerika’ya okyanus ötesine taşıdı.

Nil Karaibrahimgil

Haziran 30th, 2012

Türk pop müziğinin kimliğini yeniden tanımlayan genç müzisyen Nil Karaibrahimgil, 1976 yılında Ankara’da dünyaya geldi. Babası Suavi Karaibrahimgil müzikomani şarkısıyla tanınır. Sanatçının amcası Selami Karaibrahimgil, Modern Folk Üçlüsü’nün elemanlarındandır ve Türkiye Turizm Ateşesidir.

Nil Karaibrahimgil, 1998 yılında part-time olarak Reklamevi’nde reklam yazarı olarak çalıştı. 2000 yılında da B.Ü. Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun oldu. Hüner margarin ve first duo sinema reklamlarıyla Kristal Elma Ödülü’nü aldı. Ayrıca “Shoei” ilanıyla da başarı ödülü aldı. Turkcell Hazır Kart “Ben Özgürüm”, Bellona “Bellonayla Bellonayla”, Algida “Aşkımla Erir misin”, “Trendy&Friendly “Trendy&Friendly” jingle’larını yaptı.

Turkcell’in Hazırkart reklamlarında oynayan Nil Karaibrahimgil, 2002 yılında Ozan Çolakoğlu’yla “Nil Dünyası” adlı ilk albümünü müzikseverlerin beğenisine sundu.

Beyazıt Öztürk

Haziran 30th, 2012

1969 Bolu doğumlu olan Beyazıt Öztürk, Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü mezunu. Okurken radyoculuğa heves etti ama, ona “sen ‘r’leri söyleyemiyorsun, en iyisi mi sen hiç konuşma sadece program hazırla” dediler. Buna rağmen Beyazıt şansını denedi ve program sundu. “Beyaz” ismini ilk olarak arkadaşlarıyla birlikte “Gına” isimli siyasi içerikli bir mizah dergisi çıkarırlarken kullandı. Eskişehir’de geçirdiği 7-8 aylık dönem içinde iki heykel, iki seramik, bir karikatür sergisi açtı ve bir karma seramik sergisine katıldı. Radyoculuğa Eskişehir’de başladı.

Eskişehir’den İstanbul’a uzanan şöhret yolu böylece açılmış oldu.

İstanbul’da Klas Fm’den gelen teklif üzerine bu mesleğe profesyonel olarak giriş yaptı. Number One TV’de ve Kanal 6’da çeşitli televizyon programları, Kanal D ve Star televizyonlarında Beyaz Show, TRT’de 5+1 Şans Topu sunuculuğu, Kanal D’de Aileler Yarışıyor yarışması sunuculuğu, Best FM ve Radyo D’de radyo programları yaptı. Konuk oyuncu olarak yer aldığı “Dansöz” filmi dışında “Nihavent Mucize” adlı sinema filminde, “Biz Size Aşık Olduk” ve “Karım ve Annem” adlı televizyon dizilerinde rol aldı.

Çeşitli reklam ve kliplerde de yer alan Beyazıt Öztürk, Aktüel Dergisi’nde “Kardan Adam” başlığı altında köşe yazıları yazdı. Talk Show’u kendisine pek çok ödül kazandırdı.

Beyaz “r” özürlü bir sunucu, şovmen ve türkücü ama aynı zamanda çapkın da… Sürekli sevgili değiştirmesiyle ve annesine olan düşkünlüğüyle tanındı.

Standup’ı deneyen ve bu konuda da ülkenin ilk üçü arasına giren Beyaz sinemada da şansını denedi ve Türkan Şoray’la “Nihavent Mucize”de başrolü paylaştı.

Filmleri (7)
Film Adı, Yılı, Karakter Adı
Nihavend, Mucize, 1997 
Dansöz, 2000, Taksi Şoförü
Sır Çocukları, 2002, Beyaz
Biz Size Aşık Olduk, 2002, Cem
Karım ve Annem, 2004, Levent
O Şimdi Mahkum, 2005, Beyaz
Karagöz ile Hacivat Neden Öldü?, 2005, Hacivat

Kelly Osbourne

Haziran 30th, 2012

Heavy Metal’in efsane ismi Ozzy Osbourne ve Sharon Osbourne’ın kızı olan Kelly Osbourne, 27 Ekim 1984’te İngiltere’de dünyaya geldi. MTV’nin izlenme rekoru kıran show’u “The Osbournes” ile yıldızı parlayan Kelly, farklı imajı ve tarzıyla, 2002 yılında en çok konuşulan gençlik idollerinden biri oldu. 2002 yılında, 17 yaşındayken, MTV Sinema Ödülleri’nde sahneye çıktı ve bir Madonna klasiği olan “Papa Don’t Preach” şarkısını söyleyerek dikkatleri üzerine çekti.

Ardından ilk albümü “Shut Up”ı 2003 yılında çıkardı. Albümde 12 rock’l roll parçasına yer verdi. MTV’nin izlenme rekorları kıran “The Osbournes” programı Osbourne ailesi’nin hayatını en küçük ayrıntısına kadar ekranlara aktarıyor ve çılgın ailenin marjinal yaşantısını gözler önüne seriyor. Evin reisi ünlü rock yıldızı Ozzy Osbourne ve Sharon Osbourne’ın kızı olan Kelly de, en az ailesi kadar farklı bir kişilikte. Dizinin başarısı sayesinde 20 bölümlük yeni bir kontrat imzalandı ve “Pocket Boks” ile iki kitaplık 2 milyon değerinde bir anlaşma yapıldı.

Kelly Osbourne, ünlü klasik Alice Harikalar Diyarında’dan (Alice in Wonderland) esinlenen “Malice in Sunderland” adlı filmde başrol oynayacak.

 

 

Mariah Carey

Haziran 30th, 2012

150 milyonluk albüm satışı ile gelmiş geçmiş en çok satan kadın şarkıcı unvanına sahip olan Mariah Carey, 27 Mart 1970’de, yarı Venezuellalı, yarı Afrika kökenli bir babanın ve İrlandalı bir annenin en küçük çocukları olarak dünyaya geldi. Fakir bir çocukluk geçiren Mariah Carey, henüz üç yaşındayken annesi ve babası ayrıldı ve üç kardeşten en küçüğü olduğu için annesinin yanında yaşamını sürdürmeye başladı. Küçük bir çocukken sesini farkeden annesi sayesinde müzik eğitimi almaya başlayan sanatçı, liseyi bitirene kadar amatör olarak müzik çalışmalarını sürdürdü. Liseyi bitirdikten sonra da profesyonel olarak çalışmak için Manhattan’a yerleşti.

1990 yılında demo kasedini bir partide Sony Music’in sahibi Tommy Mottola’ya dinlettiren Carey, Mottola’nın sesine hayran olması ile aynı yıl ilk albümü “Mariah Carey”i çıkarttı. İlk albümünün başarısının ardından 1992’de “Emotion” albümünü çıkaran sanatçı,hemen ardından da 1992’de “MTV Unplugged” ile tüm dünyanın tanıdığı bir isim oldu. Sanatçı, üçüncü albümü “Music Box” ile tüm listeleri alt üst etti ve bu albümle 20 milyon satış yaparak ulaşılması güç bir rekora imza attı.

Unutulmaz şarkılarla zirveye çıkan sanatçı, 1993 yılında Sony Music’in sahibi Tommy Mottola ile dünya evine girdi fakat bu evlilik beş yıl sürdü ve çift 1998 yılında boşandı. Boşandıktan sonra “Butterfly” albümünü yayınlayan sanatçı, müziğinde R&B’nin yanında funk ve Hip-Hop öğelerine de yer vererek müziğinin yapısını değiştirdi. 80 milyon sterlin karşılığında Sony Music’ten ayrılıp Virgin ile beş albümlük bir anlaşma imzalayan Carey, aşk hayatındaki ikinci darbeyi üç yıllık sevgilisi Latin pop yıldızı Luis Miguel’den ayrılarak yedi.

1998 yılında Celine Dion, Whitney Houston, Aretha Franklin ile “Divas” konserlerine katılan Carey, yine o yıl “Glitter” albümünü sürdü piyasaya. Albüm, Carey’nin 80’lerde ünlü bir şarkıcı olmaya çalışan ‘Billie’ adındaki bir genç kızı canlandırdığı aynı adlı filmin müziklerinden oluşuyordu. Carey’nin, kendi yaşamöyküsünden esinlenilen ‘Glitter’daki performansı eleştirmenler tarafından yerden yere vurulmuştu. Filmin soundtrack’i niteliğindeki albüm, plak şirketine 25 milyon sterline mal olmuş, ama dünya çapında sadece 2 milyon kopya satmıştı. Virgin, ‘Glitter’ın başarısızlığı üzerine 35 milyon sterlin karşılığında Carey ile arasındaki beş albümlük sözleşmeyi feshetti.

Virgin’den ayrılarak, Universal’ın bünyesinde “MonarC” adlı kendi plak şirketini kuran sanatçı, kariyerinin dokuzuncu albümü olan ‘Charmbracelet’i 2002’nin sonunda kendi kurduğu plak şirketinden çıkardı. Albümde, sanatçıya ünlü hip hop’çılardan jay-Z, Cam’ron ve Missy Elliott gibi isimler destek verdi.

Oya Küçümen

Haziran 30th, 2012

Oya Küçümen 24 Ağustos 1966 tarihinde İstanbul’da doğdu. Mimar Sinan Üniversitesi Fransızca-İngilizce bölümü mezunu olan sanatçı, Çocuk tiyatrolarında çalıştı, müzikallerde oynadı. Müzik çalışmaları nedeniyle küçük yaşta başladığı seslendirme çalışalarına 1985’te ara verdi. Eşi Bora Ebeoğlu’yla birlikte Oya-Bora Gurup Denk ikilisi olarak tanındı. Beş albüm çıkardılar. Son albümü 1999 da çıktı. 1998 yılından bu yana yeni albüm çalışması yapmayan sanatçı, bu ara dönemde dublaj çalışmalarını sürdürdü.

2007 nisan ayında yeniden eşiyle (Bora Ebeoğlu) birlikte konserler vermeye başladı.

Süper Baba dizisindeki Bana bir masal anlat baba / içinde İstanbul olsun şarkısıyla sevenlerinde önemli bir yer edinmiştir.


Oya KüçümenOya ve Bora yeniden sahnede

90 gençliğinin idol sanatçılarından Oya ve Bora, 7 yıl aradan sonra ilk konserlerini verdi.

24 Nisan 2006 Pazartesi günü saat 20.00’de Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda gerçeklen konserde, ikiliye İncesaz Grubu eşlik etti.


Filmografisi
Hırçın Menekşe (film müziği) – 2003
Sevimli Dinazor (Seslendirme) – 2006
Kuruntu Ailesi – 1986
At Gözlüğü – 1978
Batı Yakasının Hikayesi
Hüsnü Kuruntu

Rol aldığı tiyatrolar:
AÇT Çocuk Tiyatrosu
Şan Tiyatrosu
İstanbul Sanat
Rol aldığı oyunlar:
Batı Yakasının Hikayesi
Tv’de uzun süre devam eden Hüsnü Kuruntu adlı dizide oynadı.
Seslendirdiği ünlüler:
Çocuk sesleri denince akla hep o gelir.
Webster’i,
Rugrats (Tom)
Star Wars (Anakin)
Hey Arnold’ta Arnold’ı
Deniz Kızı (çizgi müzikal)Ariel Dora, Tombikler’de seslendirme yaptı.


Grup Denk
Oya-Bora, Oya Küçümen ve Bora Ebeoğlu çiftinden oluşan müzik grubudur. Grup Denk adıyla müzik piyasasına girmişlerdir.

Grup Denk ve müzik yarışmaları
İkili ilk kez 1987 Eurovision Şarkı Yarışması Türkiye Finali’nde Melih Kibar’ın bestesi Paydos ile katılarak 2. olmuşlardır. İlk büyük başarıyı 1987 Kuşadası Altın Güvercin Şarkı Yarışması’nda seslendirdikleri “Tasvir-i Şikayet” adlı şarkıyla elde etmişlerdir. Bu şarkı yarışmada 5. olup Çiğdem Talu Özel Ödülü’nü kazanmış ve kısa zamanda popüler olmuştur.

Aynı yıl ilk albümleri “Seninle Beraberim/Akvaryum” Erdal Kasetçilik’ten piyasaya çıkmıştır. 1988 yılı Eurovision Şarkı Yarışması Türkiye Finali’nde Turhan Yükseler’in bestesi “Onikiden” ile bir kez daha ikinci olsalar da artık bütün Türkiye tarafından tanınmışlardır. Aynı yıl Uluslararası Çeşme Şarkı Yarışması’na “Onikiden”in İngilizce versiyonu “Target Twelve” ile katılmışlardır. 1989 Eurovision Türkiye Finali’nde Turhan Yükseler’in “Aşk-ı Memnu” adlı bestesiyle yarışmışlar ancak dereceye girememişlerdir. 1989 Kuşadası Altın Güvercin Şarkı Yarışması’nda Levent Çoker’in “Gerçek Aşk” adlı şarkısını seslendirmişler, Bora’nın bestesi “Aldırma”yı ise Oya, solo olarak seslendirmiştir. 1990 Eurovision Türkiye Finali, katıldıkları son Eurovision olmuştur. Bu yarışmada Bora’nın sözlerini yazdığı Turhan Yükseler’in bestesi “Serseri Aşık”ı Oya solo olarak seslendirmiş ancak 4 yıl üst üste katıldıkları yarışmada Avrupa Finali’ne gitme hakkını elde edememişlerdir. O dönemde ulusal müzik yarışmalarının müdavimi olarak anılan ikili 1990 Kuşadası Altın Güvercin Şarkı Yarışması’nda Bora’nın bestesi “Nerdesin” ile 3.lük ödülü olan “Bronz Güvercin”i kazanmışlardır. 1990 yılının sonunda gelen ve Elenor Plakçılık’tan çıkan ikinci albüm “Tiryaki”de Tasvir-i Şikayet’in yeni versiyonunu da seslendirmişlerdir. Bu albümden sonra Şahin Özer Kasetçilik’e geçmişlerdir.

Oya-Bora dönemi
1993 yazında çıkardıkları “Seni Bana Yazmışlar” adlı albümde ilk kez Grup Denk yerine “Oya-Bora” adını kullanmışlardır. Bu albümden “Seni Bana Yazmışlar”, “Ara Beni” ve Goran Bregoviç’in Çingeneler Zamanı film müziğine Türkçe söz yazarak seslendirdikleri “Sevmek Zamanı” adlı şarkılarıyla en popüler dönemlerine ulaşmışlardır.

1995 yılı Ocak ayında çıkarttıkları “Saraylı” albümü ile başlayan farklı tarz arayışları, bir önceki albümün başarısını getirmemiştir. 1997’de gelen “Aşk, İhanet vs.” adlı albümün çıkış şarkısı “Yalancı Sevgilim” yaz dönemi boyunca listelerde yer alsa da ikili 1993’teki başarıyı tekrarlayamamıştır.

Aria dönemi
Halen “Aria” ismi ile dizi müzikleri yapmaktadırlar.

Albümleri
Seninle Beraberim/Akvaryum (1987)
Seninle Beraberim
Aşk Kavgam Şimdi
Var Mısın ?
Akvaryum
Ateşle Oyun
Bizim Gibiler
Al Beni Dansa
Sensiz Olmaz
Kelimeler Fazla
Aşka Aşığım
Bana Yeter
Tasvir-i Şikayet

Tiryaki (1990)
Tiryakin Oldum
Şu Adamlar Anne
Karşı Koyma
Her Şey Boş
Bir Şans Daha
Onikiden
Tasvir-i Şikayet
Ay Işığı
Farketmez
Nerdesin ?
Ölmek İstedim

Seni Bana Yazmışlar (1993)
Seni Bana Yazmışlar
Ara Beni
Gurbette
Ayrılık Zamanı
Sevmek Zamanı
Miskin
Ah Yabanım Benim
Bugün Baharsa
Aşka Feda
Aşk Yarınsız

Saraylı (1995)
Saraylı
Yarısı Senin
Sevdikçe
Gel Vefasız
Belli Belli
Tango İstanbul
Gönül Kaçanı Kovalar
Kıskanır Seni
Neyi Neyle İyi Böyle
Kötü Çocuk
Ben Birim Sen Sıfırsın
Herşeye Hazırım Seninle

Aşk, İhanet, Vs. (1997)
Ölene Kadar
Yalancı Sevgilim
Veda Çeker Kürekleri
Böyle Ağlama
Bu Benim Kalbimi Kırar
İhanetin Oyunu
Bana Bir Masal Anlat Baba
Cennet
Kendine Ağla
Bugün Bir Yara Aldım

Serdar Ortaç

Haziran 30th, 2012

İstanbul’da doğdu. İlk öğretimini Kocamustafapasa’da ve ortaokul öğretimini Suadiye Lisesi’nde tamamladı. Haydarpaşa Meslek Lisesinde torna-tesviye bölümünde liseyi bitirdi. Yüksek öğretimine Bilkent Üniversitesi Amerikan Dili ve Edebiyatı Bölümünde başladı. Fakat tahsilini tamamlamadan üniversiteden ayrıldı.

   1993 yılında istanbul’da özel radyolarda program yapımcısı ve sunucu olarak çalıştı. Programlarını dinleyen bir plak yapımcısı tarafından Raks müzik şirketi ile anlaşma yapması teklif edildi. Böylelikle o gune kadar yazdıgı şarkılarını, kendi sesi ile seslendirme şansını yakaldı ve ilk albümünü yaptı.

   1994 yılında ilk albümü “Aşk İçin-Karabiberim” ile müzik dünyasına merhaba dedi.
   1996 yılında ikinci albümü olan “Yaz yağmuru“nu yaptı. Bu albümün tamamını ispanyolca seslendirdi.  Meksikada bir albüm yaptı. Daha sonra Türkiye’de de bu albümü, ispanyolca bir single olarak hazırladı.

   1998 yılında üçüncü albümü “Gecelerin Adamı” piyasaya çıktı.
   2000 yılında dördüncü albüm calısması “Bilsemki 2000” piyasaya  çıktı.
   2002 yılında beşinci albüm  “Okyanus”   piyasaya çıktı.
   2004yılında altıcı albüm “Beni Unut/Çakra”  satışa sunuldu.

  Ödülleri :

 1994 Kral tv Video Müzik Ödülleri – En iyi çıkış yapan sanatçı

 1997 Milliyet Yılın En Sevilen Şarkısı – Padişah

 1999 Hürriyet Altın Kelebek – Yılın en başarılı sanatçısı.

 2000 Kral tv Video Müzik Ödülleri – Pop Müzik en iyi erkek sanatçı

 2003 Radyo ve TV Oscarları – En iyi Show Programı : Serdar Ortaç’la Hep Beraber

Eminem

Haziran 30th, 2012

Gerçek adı Marshall Mathers olan Eminem, 17 Ekim 1972’de ABD’nin Kansas City eyaletinde dünyaya geldi. Fakir bir çocukluk geçiren Eminem, 12 yaşındayken annesi ile Detroit’in doğusuna taşındı. İki-üç ayda bir okul değiştirmek zorunda kalması ona arkadaş edinmek, beladan uzak durmak ve mezun olmak konularında büyük zorluklar çıkarıyordu. Tüm bunlara karşılık, rap Eminem’in tesellisi oldu. Daha sonrasında okulu bırakmasına ve bir çok asgari ücretli full-time işte çalışmasına rağmen, müzikal anlayışı hiç değişmedi.

14 yaşında sahneye çıkmaya başladı ve Motor City ikilisi Soul Intent’in bir üyesi olarak ün saldı. İlk solo albümünü 1996’da bağımsız plak şirketi Infinite’den çıkardı. Eminem ilk albümü hakkında “Infinite benim için rap stilimin nasıl olacağını, kendimi nasıl sunacağımı belirlememe yarayan bir albümdü” şeklinde konuşuyor. Infinite’e gelen tepkilerden büyük bir hayal kırıklığına uğrayan Eminem, daha sonra “Slim Shady EP” adını alacak albüm üzerinde çalışmaya başladı. Yerel müzik endüstrisindeki kişilikler ve hayatın içindeki sahtekarlıklar hakkında bir çok yıkıcı söz ürettikten sonra hip-hop’un zor beğenen alemine girmesini sağlayacak müziğe ulaştı.

O günler için Eminem “Kaybedecek hiç bir şeyim yoktu; fakat bir şeyler kazanabilirdim,” şeklinde konuşuyor. “Kendim için bir albüm yaparsam ve benim hoşuma giderse başarırdım. Eğer yapamazsam, prodüktörler yapmaya çalıştığımız tüm rap olayından vazgeçeceklerdi. Ben de duymak istediğim bir şeyler yaptım. The Slim Shady EP’de benim hakkında kötü konuşan herkese cevap verdim.”

Artık albümleri hip hop dünyasında bomba etkisi yaratmıştı. Eminem’in sadece kendine özgü rap stil değil, derisinin rengi de ilgi çekmişti; artık o rap müziğin ‘yeni beyaz’ umuduydu. 1997’de Los Angeles’te düzenlenen Rap Olimpiyatları’nda ikinci sırayı aldı. Bir efsaneye göre, Dr. Dre Eminem’in demo kasetini, Interscope plak şirketin sahibi Jimmy Iovine’in garajında yerde bulmuş ve dinledikten sonra çok etkilenmiş. Ancak Dre; Eminem 1997’de Los Angeles’ta düzenlenen Rap Olimpiyatları’nda ikinci olana dek onunla anlaşma yapmadı.

Slim Shady albümü 1999’da “My name Is” parçasının yarattığı büyük gürültü eşliğinde piyasaya çıktı. Albüm bir yıl içinde üç kez platin plak kazandı. Eminem bu albümüyle bir yandan büyük bir başarı elde ederken, bir yandan da çok sert eleştirilere maruz kaldı. Şarkı sözlerindeki ve konserlerindeki küstah tavrı, başta ailesi olmak üzere birçok kişiyi rahatsız etti. 2000’in yazında çıkan “The Marshall Mathers LP”, Eminem’in hem ününü, hem aldığı tepkileri perçinledi. Özellikle eşcinsellerin büyük öfkesini çeken bu albüm, iki haftada iki milyon satarak tarihin en hızlı satan rap albümü unvanını kazandı.

Eminem, 2002 yılının Haziran ayında dördüncü albümü “Eminem Show”u piyasaya sürdü. 1999’da en iyi solo rap dalında ve en iyi rap albümü dalında iki Grammy ödülü kazandı. 2001’de buna üç Grammy daha ekledi. Eminem, BBC’ye verdiği demeçte, “son yıllarda çok tükendiğini, artık daha sakin işler yapma zamanının geldiğini” belirtti. Ünlü şarkıcı, “Hep ön planda olmak istemiyorum. Yapımcı olarak isim yapmak ve arkama yaslanmak istiyorum” diye konuştu.

Çevirdiği “8 Mil” filminde kendi hayatını oynamasına ve filmin başarılı olmasına rağmen, oyunculuktan zevk almadığını söyleyen Eminem, başkasının koyduğu kurallara uymak zorunda kaldığını söyledi ve film setini hapishaneye benzetti. Ünlü rapçi,“8 Mile” filmi için yapılan ‘Lose Yourself’ şarkısıyla, 2003 yılında gerçekleştirilen 75. Akademi Ödüllerinde ‘En İyi Şarkı’ Oscarının sahibi oldu.

Eminem, kızı Hailie Jade Scott için de istediği tek şeyin, ileride normal ve düzenli hayat sürmesi olduğunu ifade etti.

Bendeniz

Haziran 30th, 2012

25 Temmuz 1973 yılında İsviçre’de doğan Bendeniz (Deniz Çelik), Erenköy Kız Lisesi’nden mezun oldu. Lise öğreniminin ardından tekrar İsviçre’ye dönerek iki yıl boyunca büro işleri alanında bir meslek yüksekokuluna devam etti. Bir süre Türkiye’nin ilk bayan futbol takımı Dostlukspor’da oynadı. Bu dönemde yapmış olduğu bestelerini somut bir çalışmaya dökmek üzere bir takım olanaklar aramaya başladı.

Bir arkadaş toplantısı sırasında tesadüfen orada bulunan Raks Müzik Yapım’dan bir yetkilinin kendisini dinlemesiyle şöhret kapısı aralanmış oldu. Raks ile anlaşarak 3-4 aylık yoğun bir çalışmanın ardından kendi adını taşıyan ilk albümünü çıkardı. Düzenlemelerini Garo Mafyan’ın yaptığı albümden ilk klip, “Ya Sen Ya Hiç” adlı parçaya çekildi. Neslihan Yargıcı’nın hazırladığı ilginç kostümüyle müzikseverlerin hafızalarında “Abajur Kız” olarak yer alırken, albüm, bir milyona yaklaşan tirajıyla büyük başarı kazandı.

Diğer yandan “Ya Sen Ya Hiç” adlı klibiyle, dünyanın en büyük müzik televizyonlarından biri olan MTV’nin düzenlemiş olduğu yarışmanın Türkiye elemelerinde dört iddialı klibi geride bırakarak Avrupa elemelerine katılmaya hak kazandı. 19 ülkeden 19 klibin yer aldığı yarışmada Türkiye’yi temsil ederek 11. sırada yer aldı. Bu arada Harun Kolçak’la biraraya gelerek “Biz” adlı bir single çıkardılar. İlk albümün kazandığı başarının ardından “Bendeniz II” adlı ikinci albümünde de Türkiye’nin sayılı müzik adamlarıyla çalıştı. Harun Kolçak, Emel Müftüoğlu, Demet Sağıroğlu, Ümit Sayın gibi isimlerin vokalleriyle destek olduğu albümün düzenlemeleri Ozan Çolakoğlu, Murat Yeter ve yıllar önce kaybettiğimiz değerli müzik adamı Onno Tunç’un elinden çıktı.

İlk albümünde olduğu gibi bu albümde de oniki şarkıdan onbirinin söz ve müziğini yazdı. İlkine kıyasla daha hareketli ama yine batı normlarına yakın parçaların yer aldığı albümden “Gönül Yareler İçinde”, “Neler Olacak” ve “80 Günde Devr-i Alem” adlı üç parçaya klip çekildi. 1996 yılında çıkardığı “Bendeniz III”de bu defa temposu yüksek parçalar yer aldı. Söz ve müzikleri tamamen Bendeniz’e ait albümün düzenlemelerini Murat Yeter ve Ahmet Özden yaptı. İlk video klip “Turnayı Gözünden Vurdum”a çekilirken bir de ilke imza atıldı. Klip çekilmeden önce albümdeki dört parçanın kırkaltı saniyelik miksine ilginç görüntülerle süslü bir tanıtım filmi çekilerek medya kuruluşlarına dağıtıldı.

Kısa sürede edindiği tecrübeleri iyi kullanan sanatçı, vokalistliğini de yapan Volkan’ın “Ve Volkan” isimli albümünün prodüktörlüğünü üstlendi. Biri dışında albümdeki tüm parçaların söz ve müziklerini yazan Bendeniz, iki parçada da Volkan ile düet yaptı. Bu parçalardan “Adını Ben Koydum”un klibinde de yer alarak Volkan’a destek verdi.

İki senelik ayrılığın ardından 1998 yılı başında, “yaşanmış ve ilelebet yaşayacak olan tüm aşklarına” adadığı dördüncü albümü “Bendeniz’den”, daha canlı ve romantik yapısıyla en olgun çalışması olarak değerlendirildi. Âdeti bozmayarak tüm söz ve müziklerini yazdığı albümün hazırlıklarını İsviçre’de tamamladı. Özenle çalışılmış altyapısı ve Bendeniz’in duru sesiyle takdir toplayan albümün ilk çıkış parçası ve klibi “Günahlar” oldu.

Bendeniz’in müzik kariyerindeki beşinci albümü, 1999 yılının son aylarına doğru müzik marketlerdeki yerini aldı. “Kurtulamıyorum” adlı çalışmada, yine bir parça dışında tüm söz ve müzikler kendisine ait. On bir şarkının yer aldığı albümde düzenlemeler Alper Benli ve Ahmet Özden imzasını taşıdı. Albümle de aynı ismi taşıyan “Kurtulamıyorum”, duygu yüklü sözleri ve Bendeniz’in farklı tarzıyla ilk çıkış parçası olarak düşünüldü. İlk albümünde yer alan “Ağlayayım Mı?” adlı meşhur şarkısını yeni düzenlemesiyle bir daha yorumlayan Bendeniz, hayranlarına hoş bir sürpriz yapmış oldu. Renkli kişilikleriyle dikkat çeken MGM, “Ben Tazecik Ceylanım”da üflemeli çalgılarla sanatçıya eşlik etti. Bendeniz, “Sarmaşık” adlı şarkıyı ise Volkan Akyol’la birlikte seslendirdi. Volkan, böylece kendi albümüne büyük katkıları olan Bendeniz’e sıcak bir yanıt vermiş oldu.

Yine kendi yolunda, birikimlerini artırarak ilerleyen sanatçının albümünde yer alan diğer şarkılar ise şunlar: “Hello Papi, Hello Mama”, “Ağaoğlu”, “Kolay Değil”, “Yalnızım”, “Gece Yatarken”, “Sevda Çiçeği”, “Ninni, Ninni”. Sanatçı son olarak “Zaman” adlı albümüyle sevenlerinin karşısına çıktı.

Demet Akalın

Haziran 30th, 2012

23 Nisan 1972 tarihinde Kocaeli’de doğdu. İlk ve orta öğrenimini Gölcük’te yapan şarkıcı, bu sıralarda, öğretmen veya gazeteci olma düşüncesine sahip olduğunu belirtiyor. Ancak, üniversiteye gitmedi ve Yaşar alptekin’in mankenlik kursuna devam etti. 1990 yılında düzenlenen Mayo Güzelliği yarışmasında birinci olan Demet Akalın, Neşe Erberk‘in mankenlik ajansında çalışmaya başladı.

Mankenlik döneminde de, adını ülkeye duyuran Demet Akalın, İbrahim Kutluay ile olan uzun arkadaşlığı ile de magazin haberlerinde bol bol yer aldı. Bu arkadaşlığın sonra ermesi ile de yine haberlerin temel konusu haline gelen manken, 1998 yılında ilk albümünü çıkararak, müzik piyasasına adım attı. Mankenlikten, şarkıcılığa veya oyunculuğa adım atanların başarısızlıklarının karşıtı olarak, Demet Akalın, müzik dünyasında, mankenlik hayatından daha başarılı oldu. Arka arkaya yaptığı albümlerle, halk tarafından sevilen ve özellikle yazlık mekanların favrori sanatçısı haline gelen Akalın, 2006 yılında Oğuz Kayhan ile evlendi ancak bir süre sonra evlilik sonra erdi.

İlk albümünden sonra “Unuttum” albümü ile tekrar müzik piyasasına hareket kazandıran Demet Akalın, özellikle bu albümü ile, müzik piyasasının, radyoların, kulüplerin en çok aranan ve çalınan seslerinden birisi olmayı başardı. Daha sonra yaptığı Banane albümü ise hala dinlenen albümler arasında yer alıyor.

..:: Albümleri ::..
Sebebim (1998)
Yalan Sevdan (2000)
Unuttum (2003)
Banane (2004)
Kusursuz 19 (2006)
Tatil Single (2007)

Sebebim (1998)
Sebebim
Dost Kalamam
Sakın Vazgeçme
Düğüm
Asla Affedilmez
Kör Olası
Özür Dilerim
Avut Beni
Kanayaklı
Zor Sevda

Yalan Sevdan (2000)
Senin Anan Güzel Mi?
Yalan Sevdan
Senin Anan Güzel Mi? (Radio Mix)
Yalan Sevdan
Senin Anan Güzel Mi? (Club Mix)
Yalan Sevdan (Club Mix)
Cd Extra

Unuttum (2003)
Unuttum
Yana Yana
Allahından Bul
Aklım Hep Sende
Doğruyu Söyle
Sana Veda
Gazete
Değmezmiş
Sen Mutlu Ol
Allahından Bul
Tanrıya Kaldı
Seni Seviyorum

Banane (2004)
Banane
Bana Döneceksin
Bittim
Bilmek İstiyorum
Pembe Dizi
Vuracak
Yalnızım
Taçsız Kral
Ninni
Aşkın Açamayacağı Kapı
Adam Gibi
Bir Anda Sevmiştim
Tamamdır

Kusursuz 19 (2006)
Affedersin
Alçak
Herkes Hak Ettiği Gibi Yaşıyor
İhanet
Helal Olsun
İyi Dinle
Mantık Evliliği
Esmer Yarim
Of
Seven Kızın Romanı
Kader
Anlatamadın mı
Sana Değer
Yanılmışım
Oldu Mu?
Solundan Mı Kalktın?
Yanılmışım (Dance)
Herkes Hakettiği Gibi Yaşıyor (Versiyon)
Of (Club Remix)

Tatil Single (2007)
Tatil
Tatil (Latin Groove Versiyon)

Pink

Haziran 30th, 2012

Asıl adı Alecia Moore olan ünlü Amerikan pop şarkıcısı Pink, 8 Ekim 1979’de Amerika’nın Pensilvanya eyaletinin Doylestown bölgesinde dünyaya geldi. Şarkıcının Pink adını almasının sebebi, sanıldığı gibi müzik dünyasına ilk adım attığında saçlarının pembe renkli olması değildi. Bu takma ismi, genç şarkıcının çocukluk yıllarında da kullanılmaktaydı. Pink’in müziğe olan ilgisinin başlıca sebebi, babasının onu uyutmak için bestelediği ninillerdi. Yaşı ilerledikçe bu ninniler düetlere dönüştü ve Pink lise yıllarında babasıyla birlikte ilk bestelerini yapmaya başladı. Yerel bir rap grubuyla sahneye çıktığında ise henüz 13 yaşındaydı.

Oldukça sorunlu bir gençlik dönemi geçirdikten ve annesi ile babası ayrıldıktan sonra, annesiyle kavga etmekten bunalarak 14 yaşında evi terk etti ve müzik hayatına daha ciddi bir şekilde devam etmek zorunda olduğunu anladı. Çocukluğunun büyük bir bölümü müzikle geçti. Babasının bu durumdaki etkisi sadece manevi değildi. Ona gitar derslerinde büyük katkı sağlayacak bilgiler vermiş; Janis Joplin, Shirley Murdocuk ve Donna Hathaway gibi isimleri örnek göstererek kızını küçük yaştan itibaren bir müzisyen olarak yetiştirmeye çalışmıştı.

14 yaşına geldiğinde ilk şarkısını yazdı ve Philidelphia’daki Kulüp Fever’da sahne almaya başladı. Yıldızı burada parlamaya başlayan genç kız, her zaman programına dahil olduğu bu kulüpte, sıradan bir cuma akşamında, MCA Kayıt Şirketi yetkililerinin dikkatini çekti. Yeteneğini ölçmek için Basic Instinct isimli bir grupla kısa süre birlikte çalıştırdıkları Alecia’yla çalışmaya devam etmediler. Bu geçici hayal kırıklığı, genç kızın moralini bozmadı. Çünkü o, herhangi bir topluluğa ait olduğunu düşünmüyordu.

Çok kısa bir süre sonra, referansları arasında Toni Braxton ve TLC gibi önemli isimleri de bulunduran ünlü LaFace Plakçılık’la birlikte Choice adlı bir R&B topluluğunda çalışmalara başladı. Topluluk, müzik zevkleri ve tarzlar arasındaki uyumsuzluk nedeniyle yoluna devam edemese de Pink’in LaFace ile olan bağları güçleniyordu. Choice ile Atlanta’da yaptığı çalışmaları sırasında yazdığı şarkılarla yeniden keşfedilmişti. Daryl Simmons ile “Just To Be Loving You” isimli parçaya sağladığı katkılar da yeteneğini kanıtlar niteliğe sahipti.

R&B’nin popa dönük olduğu tarza ilgi duyan Pink, kısa süre sonra L.A. Reid’e, yazdığı şarkıları gönderdi ve ilk kez ‘solo çalışma’ yapmak üzere harekete geçmiş oldu. Reid, Pink’in çalışmalarından çok etkilenmişti. Artık genç kız, başarılarla dolup taşacak olan kariyerine gerçek bir giriş yapmak üzereydi. Reid sayesinde; She’kspeare, Babyface ve 112 gibi önemli isimlerle birlikte çalışarak besteler üretme şansına sahip oldu.

Pink’in ilk albüm çalışması olan “Can’t Take Me Home” böyle oluştu. Amerika’da En İyi 40 sıralamasına girmeyi başaran albüm, satış rakamlarıyla da çift platin ödülün sahibi oldu. Eleştirmen Christopher John Farley, Time dergisinde “20 yaşındaki bu kızın müziği adından kesinlikle daha güzel” yorumunu yaparken, Bob Brunner ise albüm tanıtımında şarkıların “özgün müzikal etkiler bıraktığı” şeklinde görüş belirtmişti. “Can’t Take Me Home”, çıkardığı hit şarkılarla da uzun süre gündeme damgasını vurdu. “There U Go”, “Most Girls” ve “You Make Me Sick” gibi parçalar Pink’in başarısını pekiştirirken genç şarkıcı, aynı yıl, MTV Video Ödülleri’nde de “En İyi Yeni Şarkıcı” dalında aday gösterilmişti.

2001 yılında Pink; “Moulin Rouge” isimli sinema filmi için 70’lerin Patti LaBelle klasiği olan “Lady Marmalade”i, Christina Aguilera, Mya ve Lil’ Kim gibi ünlü isimlerle birlikte seslendirdi. Tüm dünyayla birlikte ülkemizde de büyük ilgi gören yeniden düzenleme çalışması, etkili video klibiyle de dikkat çekti. Pink’e; “MTV Yılın En İyi Videosu” ve “Yılın En İyi Film Videosu” ödüllerinin yanısıra “En İyi Pop Birlikteliği” dalında Grammy de kazandıran “Lady Marmalade”, şarkıcının müzik listelerinde bir numaraya yükselen ilk parçası olarak da önem taşıyor.

Pink, aynı yıl çıkardığı “M!ssundaztood” albümüyle kayıt şirketinin “altın kuralı”nı çiğnedi. Jim Farber’ın bu şekilde nitelendirdiği madde, “tarzınızı, stilinizi veya imajınızı değiştirerek hayranlarınızın aklını karıştırmayın” ifadesini içeriyordu. Ancak Pink, kumar oynar gibi yaptığı bu değişiklikten alnının akıyla çıkmayı başardı.

Yaşadığı ve yaşattığı değişikliklerin temelinde, 4 Non Blondes’un lideri Linda Perry ile birlikte yaptığı işbirliği çalışması bulunuyordu. Pink; albümün çoğunluğunda yardımcı yazar ve yardımcı yapımcı olarak görev alan Perry için, “Onu çok sevdim. Sanırım 13 yaşındayken aynen öyleydim!” diyor. Birlikte oldukları çalışma sürecini ise “ilham verici, özgür ve hayret verici derecede güzel” olarak nitelendiriyor.

“Bu albüm, benim kim olduğumu ve nasıl işler yaptığımı bildiklerini düşünen insanlarda şok etkisi yaratacak.” diyor Pink “M!sundaztood” için. Albümde genç şarkıcı, etkileyici sözleri ve yapımdaki başarısıyla dikkat çekiyor. “Don’t Let Me Get Me” (Beni Benden Almama İzin Verme), kendinden nefret etme konusunu ele alan, ilginç sözlere sahip bir şarkı. En önemli çıkış parçalarından biri olan “Family Portrait”te ise anne ve babasının ayrılıklarından söz ediyor. “My Vietnam”‘da, yaşadığı kişisel sorunlarla savaşı karşılaştırdığı akıl dolu diziler yer alıyor.

Pink, daha sonraki çalışmasını, Charlie’nin Melekleri: Tam Gaz (Charlie’s Angels: Full Throttle) adlı sinema filmiyle gerçekleştirdi. Filmde kısa bir rolü de bulunan genç şarkıcı, “Feel Good Time” isimli parçasıyla izleyenleri müthiş bir hareketliliğe hazırlıyor.

Hande Yener

Haziran 30th, 2012

Ünlü şarkıcı Hande Yener, 12 Ocak 1973 yılında İstanbul’da doğdu. Liseyi İstanbul’da bitirdikten sonra evlendi ve Çağın adını verdiği bir oğlu oldu. Evliyken bir giyim mağazasında satış elemanı olarak çalışmaya başlayan sanatçı, çalışırken 1992 yılında Sezen Aksu ile tanışarak hem vokalisti hem de asistanı oldu. “Deli Kızın Türküsü” albümüyle birlikte yaklaşık 40 konserde, sahnede Sezen Aksu’ya vokal yaptı.

Yener, 1993 yılında Sezen Aksu‘nun yanından ayrıldı ve Erdem Siyavuşgil’den şan dersleri aldı. Aynı dönemde Cem Özer’in televizyon programında şarkı söyledi. 1994 yılında boşandı. Daha sonra Antalya’da çeşitli barlarda 3 yıl süreyle şarkı söyledi. İstanbul’a dönerek İstanbul’da sahne almaya başladı. 2000 yılında çıkardığı ilk albümü “Senden İbaret” ile müzik piyasasına bomba gibi düştü.

Albümleri:
2000 yılında Senden İbaret
2001 yılında Extra
2002 yılında Sen Yoluna Ben Yoluma
2004 yılında Aşk Kadın Ruhundan Anlamıyor
2006 yılında Apayrı ve Hande Maxi
2007 yılında Nasıl Delirdim
2008 yılında Hipnoz
2009 yılında Hayrola
2010 yılında Hande’ye neler oluyor

..::: Ödülleri :::..

YılÖdül veren organizasyonKategori
200028.Altın Kelebek ÖdülüYılın en iyi çıkış yapan sanatçısı
2001Magazin Gazetecileri Derneği 8. Altın Objektif ÖdülleriUmut veren kadın şarkıcı
2002Kral Tv Video Müzik ÖdülleriEn çok satan albüm
2002Kral Tv Video Müzik ÖdülleriEn iyi pop bayan sanatçı
2004İstanbul FM TürkiyeAltın ödül
2004MÜYAP Türkiye Müzik Endüstrisi ÖdülleriAltın albüm
2007Powerturk TV 2007 Müzik ÖdülleriEn iyi şarkıcı
2007Siyaset DergisiYılın şarkıcısı ödülü
200711. İstanbul FM Altın Ödülleri (İFA)Pop kadın
200711. İstanbul FM Altın Ödülleri (İFA)En iyi kadın albüm

..::: Diskografi :::..

Hande Yener

 

Senden İbaret

01-Yalanın Batsın
02-Bunun Adı Ayrılık
03-Güvenemiyorum
04-Yoksa Mani
05-Haykırdım Seni
06-Senden İbaret
07-Anlamadın ki
08-Bitmesin Bu Rüya
09-Güvenemiyorum (Remix)
10-Yalanın Batsın (Remix)

Hande Yener

 

Extra

01-Sürünüyorum
02-Yalanın Batsın
03-Senden İbaret
04-Güvenemiyorum
05-Bitmesin Bu Rüya
06-Yalanın Batsın (Club Mix)
07-Sürünüyorum (Club Mix)

Hande Yener

Sen Yoluna… Ben Yoluma…

01-Şansın Bol Olsun
02-Duyduk Duymadık Demeyin
03-Sen Yoluna… Ben Yoluma…
04-Yanmışız
05-Üzgünüm O Kadın Ben Değilim (Ü.O.K.B.)
06-Küs
07-Evlilik Sandalı
08-Elin Diline Sakız Ederim
09-Sözün Söz müdür
10-Hadi Geçmiş Olsun
11-Mendil
12-32 Kısım
13-Bakarım Keyfime
14-Bana Olanlar
15-Kazanamadık
16-Sen Yoluna… Ben Yoluma (Dans Version)
17-Duyduk Duymadık Demeyin (Alaturka)
18-Yanmışız (Ud Version)
19-Yanmışız (Greko Latin)

 

Hande Yener

Aşk Kadın Ruhundan Anlamıyor

01-Kırmızı
02-Bedenim Senin Oldu
03-Bir İz Gerek
04-Acele Etme
05-Bu Yüzden
06-24 Saat
07-Armağan
08-Hoşgeldiniz
09-Yanındaki Var Ya
10-Acı Veriyor
11-Acısı Çıkıyor
12-Savaş Sonrası
13-Bence Mutluyduk
14-Aşk Kadın Ruhundan Anlamıyor
15-Savaş Sonrası [Remix]
16-24 Saat [Remix]

 

Hande Yener

Apayrı

01-Yola Devam
02-Apayrı
03-Nasıl Zor Şimdi
04-Kelepçe [Club Version]
05-Kim Bilebilir Aşkı
06-Bugün Sevgililer Günü
07-Şefkat Gibi
08-Aşkın Ateşi
09-Kanat
10-Unut
11-Düş Bozumu
12-Sakin Olmalıyım
13-Sorma
14-Kelepçe [Clip Version]
15-İnsanlar Çok

 

Hande Yener

 

Hande Maxi

01-Biraz Özgürlük
02-Deri Eldiven
03-Heey Çocuk
04-Kelepçe (New Version)
05-Kim Bilebilir Aşkı (New Version)
06-Yola Devam (New Version)

Hande Yener

Nasıl Delirdim

01 Kibir (Yanmam Lazım)
02 Ne Yaparsın
03 Yalan Olmasın
04 Romeo
05 Fırtına
06 Şu An Erken
07 Paranoya
08 Nasıl Delirdim
09 Kurtar Beni
10 Kötülük
11 Sen Anla
12 Aşkın Gücü
13 Naciye
14 Seni Seviyorumlar…Yok
15 Kibir Remix(Cd Bonus Track)

Petek Dinçöz

Haziran 30th, 2012

Petek Dinçöz 29 Mayıs 1980 tarihinde İzmir’de Sağlık Hastanesi’nde doğdu. 14 yaşına kadar İzmir’de yaşadı. Kıbrıs’ta düzenlenen güzellik yarışmasında dereceye girdi. Ardından aldığı dizi teklifleriyle ve “Sırılsıklam” adlı diziyle oyunculuğa başladı. Daha sonra “Zehirli Çiçek”, “Bir Yıldız Doğuyor” ve “Nehir” adlı dizilerde oynadı. Dizilerle birlikte sahne hayatı da başladı ve sahneye ilk kez Günay’da çıktı ardından Maksim’de assolist olarak sahne aldı.

Nişanlısı olan Can Tanrıyar, 8 yıldır birlikte olduğu Petek Dinçöz’e, 11 Ocak 2008 tarihindeki canlı yayın Beyaz Şov’da evlenme teklif etti. Beyaz’la birlikte Petek Dinçöz’e sürpriz yapan Can Tanrıyar, evlenme teklif ederken oldukça heyecanlıydı. Evlilik teklifini “Burada herkesin ve milyonlarca izleyicinin önünde benimle evlenir misin?” diyerek yapan Tanrıyar’a Dinçkök’ün teklifi “evet” oldu.

Teklif sonrası yine bir sürpriz; Kutsi programa katıldı ve “İlanı aşk ediyorum” şarkısını söyledi. Şarkıyla dans eden çiftin, gözyaşlarını tutamadığı gözlendi. Dinçöz, Tanrıyar’ın programa getirttiği gelinliği reklam arasında giydikten sonra nikah masasına oturdu.

Petek Dinçöz’ün nikah şahitliğini RTÜK Başkanı Zahid Akman, Can Tanrıyar’ınkini ise Mehmet Ali Birand yaptı.

Dinçöz dizi oyunculuğu ve ses sanatçısı olarak çalışmalarına devam etmektedir.


Petek Dinçöz Video Kliplerini izlemek için tıklayınız


Diskografi
Bende Kaldı, (2001)
Aşkın Tam Sırası, (2002)
Sen Değmezsin, (2003)
Şaka Gibi, (2004)
Doktor Tavsiyesi, (2005)
Kördüğüm, (2006)
Remixlere Nonstop İstanbul Geceleri, (2006)
Yolun Açık Olsun, (2007)
Arım Balım Peteğim,(2007)

Filmografi
Sırılsıklam
Zehirli Çiçek
Bir Yıldız Tutuldu
Nehir
Keloğlan Kara Prens’e Karşı (Can Kız)

Bedih Yoluk

Haziran 30th, 2012

Kazancı Bedih lakabıyla tanınan Bedih Yoluk 1929 yılında Şanlıurfa’nın Siverekli Mahallesinde doğdu. Babası Dalyanlardan Culhacı (Dokumacı) Halil, annesi Şatıroğullarından Zemzem’dir. Evli olup, Halil, Mehmet, Şükran, Naci, Remziye, Nihat ve Müzeyyen isimlerinde 7 çocuk babasıdır. Asıl mesleği kazancılıktır. Bu nedenle kendisine “Kazancı Bedih” denilmektedir. Herkes kendisini bu lakapla tanır. Kazancı olarak ilk ustası Hasan Diyar’dır ve uzun zaman bu ustanın yanında çalışmıştır.

Daha sonra Aziz ve Kadir Ucar ustaların yanında kazancılık yapmıştır.  1949 yılında askere gitmiş, Bingöl’de, ve Elazığ’da Bando Bölüğünde askerliğini tamamlamıştır. Bilahare belediyeye girmiş ve 26 yıl çalıştıktan sonra 1986 yılında emekli olmuştur. Emekli olduktan sonra Hacca gitmiştir. Boş gezmemek ve günlük nevalesini çıkarmak için Eski Hal pazarı civarında demlik ve cezve tamiriyle ilgili küçük bir dükkan açmış halen bu işi yapmaktadır. Ayrıca bir mevlüt grubuyla birlikte mevlütlere gidip ilahi ve gazel okumaktadır.

Şanlıurfa’nın yetiştirmiş olduğu en ünlü gazelhanlardan biridir. Fuzuli, Nabi, Nezihe, Furugi, Abdi gibi çeşitli şairlerin gazellerini Şanlıurfa makam geleneğine uygun olarak, davudi ve etkileyici sesiyle okur. Bir güfteyi farklı makamlarda icra edebilme meziyetine sahiptir. Ud, tambur ve cümbüş çalmasını fevkalade iyi bilir.

Nezih meclislerin sayılan sevilen ve takdir edilen kişilerin başında gelir. Gazelin yanında çok güzel meye, hoyrat ve türkü de okumaktadır. Çok güzel okuması nedeniyle, gazelin sevilmesinde ve gazel okuma geleneğinin yaygınlaşmasında çok büyük hizmetleri olmuştur. Eserleri kendine has bir tavırla okur. Çok bilinen bir maya kazancı Bedih’in okuyuşuyla bambaşka bir havaya dönüşür. Ses tonu gazel okumaya çok elverişlidir. Sesi çok etkileyicidir ve sesini iyi kullanır.

İbrahim Tatlıses, Selahattin Alpay gibi birçok ünlü sanatçı da dahil olmak üzere kendisinden sonra yetişen bir çok eses sanatçısı gazel okurken Kazancı Bedih’i taklit ederek onun tavrında okumaya çalışırlar.

Kazancı Bedih gazelleri çok güzel okuduğundan dolayı kendisine “Pir” denilmektedir.

1996 yılında yapımcı Mine VARGIN, yönetmen Yavuz TUĞRUL, aktör Şener ŞEN’in başrolünü oynadığı EŞKİYA filminin bir sahnesinde sıra gecesine yer verildi, Eski bir avlulu ev ve KAZANCI Bedih (Yoluk) in bir gazel okuması istenmiş. Urfanın etrafı dumanlı dağlar türküsü ve ardından da dillere düşen güzel bir gazel, Gazel Şanlıurfalı şair mirine hoca’nındır, Mahlası Lütfü’dür.
Hicaz makamında okunan gazel şöyledir.
Nice bu hasreti dildar ile giryan olayım
Yanayım aşkın ile büryan olayım
Görmedim gül yüzünü âhü fiğan etmedeyim
Akıdıp göz yaşımı dert ile nalan olayım
Kapladı bu nârı firkat cismi ğem âludemi
Korkarım heşre keder böylece suzan olayı
Sevdiğim rağmet yeter incitme artık kalbim
Gerilerdesin yusufu asa bendi zindan olayım
Lütfüyüm bülbül gibi gülşende feryat edlerim
Vusleti yâr ile ancak şâdi ğendan olayım

Şanlıurfa’ya özgü gazel okuma geleneğinin son temsilcisidir.

Son yıllarda birkaç kaseti ve CD’si çıkmıştır.

Kazancı Bedih ve eşi, 20 Ocak 2004 günü Şanlıurfa’daki evinde uyurken katalitik sobadan sızan gazdan zehirlenerek öldü.

Bedih Yoluk ve eşi için Hasanpaşa Camii’nde cenaze töreni düzenlendi. Törene, Vali Şükrü Kocatepe, Belediye Başkanı Ahmet Bahçıvan, Emniyet Müdürü Kutlay Çelik ile sanatçılar Mahsun Kırmızıgül, Mahmut Tuncer ve Sellahattin Alpay’ın yanı sıra çok sayıda vatandaş katıldı.



MÜZİK YAŞANTISI
Müzikle ilgisi küçük yaşlarda başlayan Kazancı Bedih ailenin tek çocuğu olduğundan babasının ısrarıyla 14 yaşında evlendi gençlik yıllarında babası onu beraberinde Mecbelbahır’a götürdü. Mecbilbahır Balıklıgöl’den çıkan suyun bir kanalla Hasan Paşa camiine geçtiği yerde ağaların ve yeşilliğin olduğu bir yerdi. Orayı çay bahçesi olarak çalıştıran kişi müziğe çok meraklı idi. Oraya kurduğu gramofondan müşterilerine günün en sevilen sanat müziği parçalarını, Hafız Burhan, Müzeyyen Senar, Safiye Ayla gibi ünlü sanatçıları dinletirdi. Yine zaman zaman Mukim Tahir gibi o devrin ünlü sanatçıları dinlenmeye oraya gelir, zaman zamanda okurlardı. Akşam serinliğinde çaylarını ve nargilelerini içmek, müzik dinlemek için Mecbelbahır’a giderlerdi. Kazancı Bedih’te babasıyla Mecbelbahır’a gider, gramofondan ünlü sesleri ve ustalarının sohbetlerini dinlerdi.

Müziğe olan merakı bu şekilde gelişti ve cümbüş çalmaya merak sardı. Hafız Ahmet, Hafız Culha, Hafız Dellek Mahmut ve Şükrü Hafız’ı çeşitli müzik meclislerinde dinledi. Bir kısmı ile müzik meclislerine katıldı.

Şanlıurfa’da eskiden müzik gruplarına “Takım” denirdi ve bir tere çağrıldığında herkes takımı ile giderdi. Kazancı Bedih’in de Mehmet Çelik, Ali Kanun, Hasan Diyar, Necip Şıbe, Çırçır Mahe, Şıhmüslüm Görgün, Nacar Celal, Mustafa Usta takım arkadaşlarıydı. Daha sonra tenekeci Mahmut, Aziz Çekirge, Gacı İmam Kayıs, Cuan Mahe ile çeşitli müzik meclislerine katıldı. Bunların dışında Seyfettin Sucu, demir İzzet, Mahmut Coşkunses, İbrahim Tatlıses, Kadir Sema gibi birçok ses sanatçısı ile müzik meclislerinde bulunmuştur.

Hiç plak yapmadı. Kasnak teyibin Şanlıurfa’ya gelişinden sonra bant yapma meraklılarının aranan kişisi oldu ve yüzlerce mahalli banta herhangi bir ücret almadan gazel, maya ve türkü okudu.

Kazancı Bedih, müzik meclislerinde birçok şairin gazelini kendi tavrına göre çeşitli makamlarda okur. Makamları ve makamlarındaki geçkileri çok iyi bilir.

Sık sık okuduğu gazelleri şöyle sıralayabiliriz. Nezihe Hanım’dan Gümrahlarını goncayı zibaya değişmem”, “Sabret gönül eyyamı yare de kalmaz”, Kuddus’den, “Aldanma gönül devleti ikbale güvenme”, Abdi Efendi’den “Hüsnün senin ey dilber nadide kamer mi”, “Nice bir nar’ı  aşkınla ciğer yansın kebap olsun. Fuzuli’den “Öyle sermestem ki idrak etmezem dünya nedir”, Nabi’den “Sakın terk-i edepten kuy-umah-bubu hudadır bu”, Baba Kani’den “Gamı Aşkın-la ahvalim perişan oldu gettikçe” Ruhi’den “Nice bir dağdağa ile berbad olalım”, Muharrem hoca’dan “Karadan ağa dönüp dest-i dilara okuruz” ve daha bir çok şairin gazellerini okumaktadır.

Okur yazar olmadığı için önceleri gazelleri dinleme yoluyla ezberleyen ama uzun gazelleri bu şekilde öğrenmek zor olduğu için gece mektebine giden Kazancı Bedih, pek iyi olmasa da şimdi okuyabiliyor, meramını anlatabilecek kadar da yazabiliyor.

Sesi pes ve kendine has güzelliktedir, bu nedenle gazelleri ve mayaları o kadar güzel okur ki dinleyen onun sesinin tonunu ve okuma tarzını unutamaz.

Uzun havaları ve türküleri kendi tavrında okur. Bazen sanat müziğinden bir şarkısı kendi üslubunda, değişik bir yorumla uzun hava gibi okur. Buna örnek olarak “Kara gözlüm efkarlanma gül gayri” adıl rast makamındaki şarkıyı gösterebiliriz. Bu şarkıyı başka makamda uzun hava olarak bir çok meclislerde okumuş ve dinleyenlerin beğenisini kazanmıştır. Bundan başka “Yeşil kurbağalar” “Eminem”, “Atıma verdiler sarı samanı”, “Neyleyim de Karamanın elini”, “Kara göz” gibi uzun havaları kendi uslubuyla çok güzel şekilde okumaktadır.

Yüzlerce mahalli kasetin yanında İstanbul’da doldurulan kasetlerde de gazel, maya ve türkü okumuştur. Urfa gecelik isimli kasetler dizisinde okuduğu gazeller yurt çapında çok beğenilmiştir.

Kazancı Bedih, radyo ve TV programlarına da katılmıştır. İbrahim Tatlıses’in hazırladığı “İbo Show “ daki programı, Selahattin Alpay’la yaptığı program ve Ali Bozkurt’un hazırladığı “Bizim Eller” programları bunlardan birkaçıdır..

Bugün gazel okuyan bir çok kişiyi yetiştirmiştir. Birçok kişi de mahalli bantlarını dinleyerek ondan faydalanmıştır ve onun tavrında söylemeye çalışmıştır. Yetiştirdiği kişilerden biri de oğlu Naci Yoluk’tur. Oğlu da kendisi gibi ud çalıp, gazel okuyarak gazel okuma geleneğini sürdürmektedir. Sesi ve okuma tavrı babasına çok benzemektedir.


Şanlıurfa Halk Müziğinin Önemli Diğer Kaynak Kişileri

AHMET ALAYBEYİ
1935 yılında Urfa’da doğdu. Babasının ismi Celal, annesinin ismi Hayriye’dir. Bir devlet kurumunda muhasebecilikten emekli oldu. Babası ve ağabeyi müziğe meraklıydı, kendisi de ailesindeki müzik ortamında yetişti. Gençlik yıllarında Tenekeci Mahmut’tan istifade ederek müzik bilgisini ilerletti. Urfa’da çeşitli dönemlerde üç musıki cemiyetinde çeşitli çalışmalarda bulundu. Talebeler yetiştirdi. Makamları ve Urfa makam geleneğini çok iyi bilmektedir. Urfa tavrında bağlama çalar. Derlediği türküleri TRT repertuarına alınmıştır. 1976 yılında MİFAD’ın Şanlıurfa’da yaptığı ve 340 adet türkü ile uzun havanın derlendiği çalışmada kaynak kişi olarak, diğer kaynak kişilerle birlikte kendisinden de istifade edildi.

AHMET UZUNGÖL (Ahmet Hafız)
1930 yılında Urfa’da doğmuş ve 1992 yılında vefat etmiştir. Babasının adı Bozan, annesinin adı Emine’dir. Evli ve altı çocuk babası idi. Müzik merakı, küçük yaşlarında başlamış ve meşhur ustaları dinleyerek makamları öğrenmiştir. Daha sonra Şanlıurfa’nın ünlü müzik ustalarıyla fasıllara katılmış; okuduğu gazel ve hoyratlarla Şanlıurfalıların gönlünde taht kurmuştur. Birçok mahalli kasette okuduğu gazellerle, gazel okuma geleneğini devam ettirmiş ve gazeli sevdirmiştir. Kasetlerde okuduğu gazeller, dinleyenlerin çok takdirini kazanmış ve halen sevilerek dinlenmektedir. Urfa’da “çifte” denen ilâhileri de çok güzel okumuş ve Urfa’da bu konuda yapılan derlemelerde kaynak kişi olarak kendisinden faydalanılmıştır.

BAKIR YURTSEVER (Bekçi Bakır)
1909 yılında Urfa’da doğmuş ve 1985 yılında Şanlıurfa’da vefat etmiştir. Musıkiye küçük yaşlarda başlamıştır. Ustası Pehel’in Ahmet Hafız’dan makamları öğrenmiştir. Hacı, Nuri Hafız’dan da mevlüt okumasını öğrenmiştir. 30 sene kadar mevlüthanlık yapmıştır. Bekçilik yaptığı için kendisine “Bekçi Bakır” denilmiştir. Muzaffer Sarısözen’in hazırladığı “Yurttan Sesler” programına zaman zaman çağrılmıştır. Ayrıca radyoda çeşitli Şanlıurfa programlarına katılmıştır. TRT repertuarında derlemeleri yer almaktadır. Birçok plak yapmıştır.

CEMİL CANKAT
1913 yılında Şanlıurfa’da doğmuş 1976 yılında Şanlıurfa’da vefat etmiştir. Babası Onbaşı Mehmet, annesinin adı Ayşe’dir. Evli olup 3 çocuğu vardır. Esas mesleği şoförlüktür. 19 yaşında “Pencereden kar geliyor” adlı ilk plağını doldurur. Okuduğu plak çok sevilince, plaklar birbiri ardına gelir ve 300 civarında plak yapar. Ünü yurt sınırlarını aşmıştır. Bilhassa Arap ülkelerinde sevilerek dinlenmiştir. Halep, Şam ve Kahire’de konserler vermiştir. Ses sanatçılığının yanında aynı zamanda da bestekârdır. Plağa okuduğu eserlerin çoğunu kendisi bestelemiştir. Birçok filmde başrol ve yardımcı rollerde oynamıştır.plaklara okuduğu eserlerden bazıları TRT repertuarına alınmıştır.

HALİL UZUNGÖL (Halil Hafız)
1928 yılında Şanlıurfa’da doğmuş, 1992 yılında vefat etmiştir. Evli ve 6 çocuk babası idi. Çeşitli camilerde müezzinlik ve imamlık yapmıştır. Babası meşhur gazelhanlardan Bozan Emmi’dir. Şanlıurfa’nın son yıllarda yetiştirmiş olduğu en güzel ses, en güzel tavıra sahip kişilerden biridir. Sesi çok temiz, parlak, etkileyici ve yüksektir. Usta bir mevlüthan, gazelhan ve hoyrat okuyucusudur. İlk hafızlık derslerini kurra Mehmet Hafız’dan, makam derslerini de Hacı Nuri Hafız’dan almıştır. İyi bir edebiyatçı olup gazeller yazmıştır. Farsça’yı da bilirdi. Ramazan’da, bayramda ve yağmur dualarında okuduğu dualar dinleyenleri ağlatırdı.

HAMZA ŞENSES
1904 yılında Şanlıurfa’da doğmuştur. Tanburacıoğulları’ndandır. Ses sanatkârı ve bestekârıdır. Müziğe üç telli saz çalarak başlamış, bilahare tanbura ve cünbüş çalmasını öğrenmiştir. Sesi çok dik, temiz ve etkileyicidir. Mukim Tahir’le aynı dönemlerde yaşamıştır. Şanlıurfa’da Halkevi Sahnesi’nde ve Aynzelha gazinolarında programlar yapmıştır. Bir müddet de İstanbul sahnelerinde çalışmıştır. Çok temiz giyinen ve modern görünüşlü bir kişiydi. “Kışlalar doldu bugün”, “Aşkın ne derin yaralar açtı ciğerimde”, “Ne hoş olur mahpushâne havası”, “Kız adın Fatma güzel”, “Nazmiyem gel beni yakma”, “Adanalı esmer olur can yakar”, “Duman duman olmuş karşıki dağlar” Taş plağa okuduğu eserleridir.

MAHMUT GÜZELGÖZ (Tenekeci Mahmut)
1919 yılında Şanlıurfa’da doğmuş ve 1988 yılında vefat etmiştir. Babasının adı İbrahim, annesi İslim’dir. Esas mesleği tenekeciliktir. Kütüphâne memurluğundan emekli olmuştur. Şanlıurfa’nın folklor tarihinde en büyük müzisyen ve kaynak kişilerden biridir. Devrin en büyük ustalarından istifade etmiştir. Şanlıurfa repertuarında icra edilen türküleri, hoyratları, gazelleri bilir ve makam esasına göre eksiksiz okurdu. Şanlıurfa ile ilgili; hikâye, masal, mani, gazel, atasözleri ve benzeri folklorik bilgilerin hemen hemen hepsinde söz sahibi idi. Büyük bir halkbilimcisi ve müzik üstadı idi. Şanlıurfa adına birçok türküyü TRT repertuarına kazandırmıştır. Ayrıca MİFAD tarafından Şanlıurfa’da yapılan derleme çalışmalarında kendisinden kaynak kişi olarak faydalanılmıştır.

MEHMET ATAÇ (Aliçine Mehmet)
1931 yılında Şanlıurfa’da doğmuş ve 1994 yılında vefat etmiştir. Babasının ismi Reşit’tir. Evli ve 4 çocuk babası idi. Cünbüş ve ud çalar. Ustası Mukim Tahir’dir. Müzik toplantılarında edindiği bilgileriyle içinden gelen duyguları bestelere döküp sevilen eserler yaptı. Yaptığı eserler birçok sanatçı tarafından kasetlere ve plaklara okundu. “Derbederim yoktur yuvam”, “Felek hançerini almış eline” sevilen eserlerindendir.

ŞÜKRÜ ÇADIRCI (Şükrü Hafız)
1917 yılında Şanlıurfa’da doğmuş ve 1993 yılında vefat etmiştir. Türk Halk Müziği ve Sanat Müziği dalında 70 civarında eseri vardır. Şanlıurfa’nın yetiştirmiş olduğu en ünlü bestekârlarından biridir. İki yaşında iken gözlerini kaybetmiştir. Devrin birçok ustalarından faydalanmıştır. Devrin birçok klasik ve halk türküleri sanatçıları eserlerini severek icra etmiştir. 1938 yılında Şanlıurfa’ya derleme yapmaya gelen Muzaffer Sarısözen, kendisinden “Küstürdün barışamam”, “Bülbüller düğün eyler”, “Seherde girdim bağa” adlı türküleri derlemiştir. TRT repertuarında eserleri bulunmaktadır.

TAHİR OTURAN (Mukim Tahir)
1900 yılında Şanlıurfa’da doğmuş ve 1945 yılında Zonguldak’ın Yenice ilçesinde vefat etmiştir. Babası Mukimlerden Hacı Abdurrahman’dır. Ailece sevilen ve sözleri geçen varlıklı bir aileye mensuptur. Küçük yaşlarda bolluk içinde yetişti, ömrünün son döneminde yoksul düştü. Okuduğu gazel, hoyrat ve türkülerinde Urfa şivesini en mükemmel bir şekilde kullandı. Bağlamayı ve darbukayı çok iyi çalardı. 1938 yılında Muzaffer Sarısözen, Şanlıurfa’da yaptığı derleme çalışmalarında, kendisinden kaynak kişi olarak istifade etmiştir. 1944 yılında 35 kişilik bir ekiple Türkiye’de konser turnesine çıkmıştır. Taşplağa okuduğu eserleri; “Ayağında kundura”, “Kapıyı çalan kimdir”, “Elleri pambıh”, “Kırmızı kurdele”, “Hüsnün senin ey dilber nadide kamer mi”dir.

YUSUF BİLGİN
1920 yılında Şanlıurfa’da doğdu. Babasının adı Halil, annesinin adı ise Zemzem’dir. Esas mesleği helvacılıktır. Şanlıurfa makam geleneğini bilir. İlahi ve gazel okumada ustadır. Arûz vezniyle yazdığı şiirleri vardır. Keskin bir zekâya sahip olup yüzlerce beyit gazeli eksiksiz olarak ezbere bilir. Çok geniş bir ilâhi repertuarı vardır. Şanlıurfa’nın ünlü ustaları Mukim Tahir, Kıde Hafız, Ahmet Hoca, Dede Osman ve Tenekeci Mahmut’la birlikte birçok meclislerde bulunmuştur. Kültür Bakanlığı başta olmak üzere birçok kurum ve araştırmacı kendisinden kaynak kişi olarak istifade etmiş ve kendisinden Şanlıurfa’da okunan ilâhiler derlenmiştir.

YUSUF KUŞÇUOĞLU
1911 yılında Şanlıurfa’da doğdu. 1989 yılında vefat etti. Babasının adı Reşat, annesinin adı ise İsmet’tir. Evli 8 erkek, 7 kız olmak üzere 15 çocuk babasıdır. Maddi yönden varlıklı bir ailenin çocuğuydu. Buğday Pazarı’nda zahirecilik yapmaktaydı. Daha sonra Ankara’ya yerleşerek kuşçuluk yaptı. Gençlik yıllarında müziğe olan merakından dolayı Mukim Tahir gibi devrin müzik ustalarının meclislerine katılarak onlarla birlikte okudu. Hafızası çok kuvvetliydi; bir defa duyduğu eseri hafızasına kaydederdi. Repertuarında çok sayıda şarkı, türkü ve gazel bulunmaktaydı. “Küçük hanım bere giymiş başına” türküsü gibi birçok türkü, kaynak kişi olarak kendisinden derlenmiştir.

DAMBURACI DERVİŞ
1877 yılında Şanlıurfa’da doğdu. 1957 yılında vefat etti. “Tamburacı” lakabı dayılarından kendisine gelmiştir. Kendisi baba tarafından Timuroğulları’ndandı. Esas mesleği oturakçı (Bedesten’de halıcı) idi. Küçük yaşlardan beri müziğe meraklıydı. Devrin birçok ustalarına hizmet etti ve olgunlaştı. Ustaları; Mehış’ın oğlu Ali Hafız, Hacı İbiş, Cürre Mehemet, Mehsim’in oğlu Mehmet’tir. Bütün makamları ve makam geleneğini çok iyi bilirdi. En çok sevdiği ve okuduğu makamlar Rast, Hicaz, Segâh, Sâbâ ve Araban’dır. Günümüzde okunan gazel, hoyrat ve anonim türkülerimizin oluşmasında çok önemli katkıları olmuştur. Birçok ustalar yetiştirmiştir.

OSMAN ÖZSOY (Bandocu Osman)
1908 yılında Şanlıurfa’da doğdu. Babası Hacı Ali, annesinin adı Adile’dir. Çocukluk ve gençlik yılları Şanlıurfa’da geçmiştir. 1972 yılında vefat etmiştir. Bursa Sanat Okulu’nda 2 yıl Musiki Nazariyatı dersleri aldı. Daha sonra Urfa Sanat Okulu’nun bando kısmına devam ederek Yüzbaşı Mehmet ve Ali Rıza Bey’den solfej ve armoni dersleri aldı. Notayı, solfeji ve diğer müzik bilgilerini ileri düzeyde öğrendi. 1934 yılında Mardin’de, daha sonra da Urfa’da bando takımını kurdu. 1950 yılına kadar bu görevi yürüttü. Bu hizmetleri sırasında birçok kişiye nota ve solfej öğretmiştir. Şanlıurfa Halk Müziği ile ilgili türkü ve oyun havaları derlemiş; derlediklerini “Urfalı Musikişinaslar ve Halk Türküleri” adlı bir defterde toplamıştır. İcracı ve ekip şefi olarak birçok konserlerde bulunmuştur. 1946 yılında Gaziantep’ten başlayıp İstanbul’a kadar birçok ilde konserler veren Şanlıurfalı sanatkârlardan oluşan bir ekibin şefliğini yapmıştır.

Eric Bogle

Haziran 30th, 2012

Ululararası ünlü folk şarkıcısı Eric Bogle, 1944’te, İskoçya’da, Edinburgh’un 29 mil , kadar kuzeybatısında, topu topu 5000 nüfuslu Peebles kasabasında doğdu. On altı yaşındayken okulu bıraktı: Dokuz yıl amelelik, barmenlik, ihracat işleri takipçiliği vb gibi değişik birkaç işte yaşamını kazanmaya çalıştı. 1969’de yirmi beş yaşındayken “güneş ve para ülkesi” olarak öyküleri anlatılıp duran Avustralya’ya göç etti ve ablasının oturmakta olduğu Canberra’ya yerleşti.

Eğitimini tamamlayarak Fyshwick’te bir inşaat alanında amele başı olarak kendine iş buldu; birkaç yıl muhasebeci olarak çalıştı. Müzik alanındaki kariyerine Avustralya’da kavuştu. Canberrâ da folk müziği çevresini uzun süre araştırdı, sonunda Colin McJanet, Bob Rummery ve Bob Mclnnes topluluğu içinde yer aldı. Güney Avustratya’da Adelaide’e yerleşti. Kendisiyle yapılan bir söyleşide şöyle diyor:

“On yedimde beni folk müziğine iten politika oldu. Benim içimde duyduğum şeyleri, folk müziği dile getiriyordu. İskoç müziğine folk müziği aracılığıyla ulaştım. Rock müziği, o günlerde, söyleyecek bir şeyleri olmayan Tin Pan Alley döküntüleriyle dolup taşıyordu, Halkın sesi ise, folk müziği ile geliyordu. Size ulaşan, sizi saran, halkın müziğidir. Ben işçi sınıfının şarkılarını, örneğin jüt fabrikalarının emekçi şarkılarını söyleyen Jeannie Morrison’u severdim.” 1971’den beri şarkılar yazmaya koyulan Eric Bogle,en çok ün”kazanacak şarkısı And the Band Played Walzing Matilda’yı, 1972’de Canberra’da ANZAK Günü’nde yaşlı Gelibolu muhariplerinin geçit törenini seyrettikten sonra yazdı. Şarkıyı kendisi çalıp söyledi, ama plağını yapmadı. 1976’da İrlanda’da, Clancy Kardeşler’in seslendirdiği, The Band Played Walzing Matilda liste başı oldu.

Bogle, kendisi ile yapılan bir konuşmada şunları söylüyor. “Yazmıştım ama pek beğenmemiştim. Sekiz kıta uzunluğundaydı. Söylemesi on beş dakika sürüyordu; insanlar uyuyup kalıyor, bir sürü insan da tuvalete gidiyordu. Yeniden gözden geçirdim ve “Yahu, bunu söylemişim ya, bir daha ne diye söylüyorum ki?” diye kendi kendime söylenip durdum. Şarkı sözü yazımında aldığım ilk ders şudur: Neyi anlatmak istiyorsan onu yaz ve bunu mümkün mertebe en az sayıda kıta içinde

söyle. Şarkının sözlerini beş kıtaya indirdim.”

Bogle, ırklar arasındaki eşitlik konusundaki etkinliklerinden ötürü bir süre önce Avustralya Madalyası ile ödüllendirilmişti. Bunun tam ne zaman olduğunu hatırlamıyor ama, bir boyunbağı almak zorunda kaldığını çok iyi hatırladığını söylüyor.

İzzet Altınmeşe

Haziran 30th, 2012

1945 yılında Diyarbakır’da doğan sanatçı, beş aylık iken ekonomik nedenlerden ötürü ailesiyle Adana’ya göç etmek zorunda kaldı. İlkokul mezunu olan Altınmeşe, bir süre baba mesleği olan erkek kuaförlüğü yaptı fakat sonra bıraktı.1963 yılında Adana Halk Eğitim Merkezinde T.H.M. nota ve şan dersleri almaya ve amatörce sahne çalışmaları yapmaya başladı ve 1965 yılında ilk plak çalışmasını müzik severlerin beğenisine sundu.
1966-1968 yılları arasında vatani görevini yerine getirdikten sonra, askerlik dönüşü Adana’da 2 yıl çalışmalarını sürdürdü. 1970 yılında Ankara’ya yerleşti ve bir yıl sonra eşi Müzeyyen hanımla evlendi. 1972 yılında ilk çocuğu Fatoş dünyaya geldi. 1972 yılında söz ve müziği kendisine ait olan “Biraz da Bana Gül Kader” isimli bestesiyle Türkiye genelinde ismini duyuran sanatçı, 1976 yılında Ankara Radyosu Sanatçılık Sınavını kazandı.

Bu dönemde Nida Tüfekçi, Coşkun Güla, İhsan Öztürk ve Musa Eroğlu gibi Türk Halk Müziğinin ustaları ile çalışmalarını sürdürdü. 1977’de kendi derlediği “Maden Dağı” adlı türküyle bugünkü şöhretinin temelini atmış oldu. Ardından, 1978 yılında, “Esmerim” türküsü yılın hit parçası oldu. İzzet Altınmeşe’nin hit olan parçalarından bazıları şunlardır; Nazey, De Get Bayburt, Kınayı Getir Aney, Saza Niye Gelmedin, Sevdiğime Pişman Ettin, Fırat.

Sanatçının; 100 civarında derleme, sözü ve müziği kendisine ait olan parçalar mevcuttur. Ayrıca sanatçının 7 tane filmi bulunmaktadır.

Michael Jackson

Haziran 30th, 2012

Tam adı Michael Joseph Jackson olan dünyanın en ünlü pop şarkıcısı Michael Jackson, 29 Ağustos 1958’de Amerika’nın Indiana kentinde dünyaya geldi. Birbirinden yetenekli kardeşleriyle birlikte olduğu “Jackson 5″ın en küçük üyesi olan Michael Jackson, 70’lerin en popüler şarkıcı starlarından biri; yalnızkense 80’lerin en büyük pop starıydı.

Michael Jackson, Jackson 5’dayken belki de tek ilgi odağıydı. 11 yaşındayken Motown etiketiyle tek başına çıkış yaptığı zaman kazandığı başarı inanılmazdı; ardı ardına gelen dört, bir numara hit’lerinden ilki ‘I Want You Back’ ile solo bir sanatçı olarak göze batmaya başladı ve asıl başarısını 1971’deki ‘Got to Be There’ ile yakaladı. Ardından 1972 tarihli yenilenmiş ‘Rockin’ Robin’ ve ‘Ben’ geldi.

Michael Jackson ve Jackson 5, 70’lerin başında düşüşe geçti, grup Epic’e geçti. Jackson geçici olarak solo kariyerini iptal ederek ismi “Jacksons” olarak değişen grubun liderliğine soyundu. Grup kendi birikimi ve materyalini kullanarak eski popülerliğini kısa sürede kazandı. Jackson 1979 solo kariyerine hislice söylenmiş, olgun dans şarkıları derlemeleri ‘Off the Wall’ ile geri döndü; ‘She’s Out of My Life’, ‘Don’t Stop ’til You Get Enough’. Bu çalışmalar daha önceki grup ve solo çalışmalarını da geride bırakıp dört tane bir numara hit’i çıkarttı.

Jackson, tekrar Jacksons’la kayıt yapmaya ve turneye çıkmaya başladı, ancak bir sonraki solo albümü 1982’deki ‘Thriller’ müzikal bir fenomen oldu. Tüm zamanların en büyük albümlerinden biri olan albüm; sadece Amerika’da 20 milyon sattı ve yedi Top 10 hit’i çıkardı. Açıkça Jackson kendi kardeşlerini geçmişti, ama onlarla bir albüm daha yaptı ve 1984’te turneye çıktı.

Bir sonraki albümü ‘Bad’ 1987 yılında çıktı. Amerika’da altı milyon satan albümün çıkışının hemen ardından Jackson, albümü destekleyen bir dünya turnesine çıktı. Albümden çıkan yedi single’dan altısı Top 10 hit’i olurken bunlardan sadece beş tanesi bir numaraya kadar yükselebildi.

1991’de Michael Jackson büyük bir reklam / tanıtım kampanyasıyla gelen ‘Dangerous’la geri döndü. 1992 yılının ortalarına doğru yaklaşık dört milyon satan albümden ‘Black and White’, ‘Remember the Time’, ‘In the Closet’ ve ‘Jam’ gibi hit’ler çıktı. Jackson, bu albümün arkasından ikinci dünya turuna çıktı. 1992’de Avrupa’da başlayan turne 1993 yılına kadar sürdü. Hakkınca onlarca kirli dedikodu çıkmasına rağmen Jackson’ın kariyeri hep temiz kaldı. 1993’e kadar imajında büyük hasarlar oldu. Jackson çocuk taciziyle suçlandı, ancak tüm iddiaları reddeden Jackson, 1994’e kadar tüm bu davalardan kurtulamadı.

Mahkemenin ardından 1994’te ‘History’ üzerine çalışmalarına başlayan Jackson, 20 Haziran 1995 günü bir yeni albüm, bir de greatest hits’ten oluşan derlemeyi piyasaya dürdü. Yine aynı yıl, Mayıs 1994’te gelmiş geçmiş en ünlü rock efsanesi kabul edilen Elvis Presley’nin kızı Lisa Marie Presley ile evlenen Jackson, bu evliliğini ancak 19 ay sürdürebildi ve çift, 1996 yılının başında ayrıldı.

1996 yılında ‘History’ adlı albümünün tanıtımı için dünya turnesine Jackson, 1997 yılında da konserlerine devam etti. Bu sırada ”Blood on the Dancefloor – HIStory in the Mix’ adlı albümünü piyasaya sürdü ve bu kasette 5 yeni şarkı ve 8 remix yer aldı. Albüm kısa sürede Avrupa’da 1 numara oldu ve en çok satan remix albümü oldu. Çocuk taciz suçlamaları ve bu taciz suçlamalarındaki medyanın yoğun baskısı, Debbie Rowe ile sürpriz ikinci evliliği yapması bile onun, hayranlarının kalbindeki “Pop’un Kralı” unvanını yok edemedi.

2001 yılında otuzuncu sanat yılını kutlayan Jackson, yine aynı yıl, uzun süren sessizliğini ‘Invincible’ adlı albümüyle bozdu. Fakat Jackson’un bu albümü dünya çapında eski albümlerine göre pek beğenilmedi. Jackson, evlat edindiği 2 çocuğuyla birlikte hayatına ve stüdyo çalışmalarına devam etmektedir.

Volkan Konak

Haziran 30th, 2012

1967 yılında Trabzon’un Maçka ilçesinde doğdu. İlk orta ve Lise Eğitimini Maçka’da tamamladıktan sonra, İstanbul Teknik Ünüversitesi Türk Müsikisi Devlet Konservatuarına girdi. 1988 yılında Konservatuarı bitiripaynı yıl İstanbul Teknik Ünüversitesinde Sosyal Bilimler Master Eğitimine başladı. Karadeniz Müziğini Evrensel Müzik formlarıyla buluşturarak, özgün bir yapıda yeniden şekillendiren Volkan konak, İlk albümü “Efulim“i 1993 yılında yaptı. Albüm başta Karadeniz halkının ve müzikseverlerin beğenizini ve ilgisini kazandı daha sonra 1994 yılının Ekim ayında “Gelirmisin Benimle“adlı albümünü hazırladı ve askerlik görevi nedeniyle bir süre çalışmalarına ara verdi.

Askerlik görevini tamamladıktan sonra hemen üçüncü albümü “Volkanik Parçalar“ın çalışmasına başladı. Üç aylık çalışmadan sonrada bu albüm Müzikseverlerin beğenisine sunuldu. Volkan konak 1998 yılının Nisan ayında kendisi tarafından kurduğu “Kuzey Müzik Prodüksiyon” isimli firmasından “Pedaliza” isimli Albümünü Müzikseverlerin beğenisine sundu. 1993 yılından bu yana Albüm çalışmalarında yaklaşık elli adet bestesini sergilemiş ve bu çalışmalar sonunda Gazeteciler Cemiyeti, çeşitli vakıf ve dernekler tarafından yılın sanatçısı seçildi. 1997 yılınıda Politika dergisi tarafından yılın en iyi Müzik sanatçısı seçildi. Volkan Konak’ın 1993 yılında ürettiği bir bestesinin tüm dünya hakları “Kuzey Müzik Prodüksiyon ile Fransız prodüktör Alain Finet tarafından yapılan sözleşme sonucunda Alain Finet tarafından satın alındı. Bu beste İspanyolca olarak tüm dünyada yayınlanmak üzere single olarak çıkarılacaktır.

2000 yılında “Şimal Rüzgarı” adlı albümünü DMC’den çıkararak dinleyicilerine ulaştırdı. 2003 yılı Aralık ayında 3.5 yıl aradan sonra yine DMC etiketiyle yayınlanan “Maranda” isimli albümü ise büyük beğeni toplayarak 2004’e müzik dünyasının iddiaları yapımlarından biri olarak girdi.

Meyra

Haziran 30th, 2012

1978 yılında İstanbul’da doğdu. Meyra’nın müziğe olan yeteneğini 9 yaşındayken ünlü bestekar Avni Anıl keşfetti. Bunun üzerine, Meyra 10 yaşında İTÜ Türk Müziği Devlet Konservatuarı‘nda 8 sene sürecek olan akademik müzik eğitimine başladı. Lise yıllarında bazı sanatçılara vokal yaparak kariyerinde ki ilk adımlarını atan Meyra, 18 yaşında yaptığı “Nurtopu” albümü ile müzik sektörüne başarılı bir giriş yaptı ve büyük kitlelere ulaşmayı başardı.

Meyra, ilk albümünden sonra Amerika‘da yaşadığı 5 yıl süresince müzik kariyerine New World School of The Arts‘ta akademik opera eğitimiyle devam etti. Lirik soprano sesini profesyonel bir arya yorumcusu olarak geliştirmeyi başaran Meyra, aldığı müzik eğitimi ile yetinmeyerek burada ki stüdyolarda Amerikalı müzisyenlerle çalışarak çok güzel İngilizce şarkılar ortaya çıkardı. Özellikle, “Only when I Breath” isimli şarkısı ve gösterdiği performans ile Arif Mardin‘in de dikkatini çekmeyi başardı.

Meyra

2003 yılında Türkiye’ye dönüş yapan Meyra, Müzik Direktörlüğünü Ozan Çolakoğlu‘nun üstlendiği, Sezen Aksu, Aysel Gürel, Ümit Sayın, Zeynep Talu gibi müzik dünyasının başarılı isimlerinin imzasının yer aldığı; Özgür Buldum, Volga Tamöz, Aytuğ Yargıç ve Alper Erinç’in de muhteşem aranjeleri ile fark yarattığı Başka Bir Kadın isimli yeni albümü ile yeniden müzikseverlere merhaba demenin heyecanını yaşıyor.

Uzun yıllar Amerika’da yaşamanın avantajlarını müziğine yansıttığına inanan Meyra, güçlü yorumculuğunun yanı sıra bu kez söz yazarı ve besteci olarak kendi şarkılarını görücüye çıkarıyor. Albümde sözü ve müziği Meyra’ya ait tam 4 şarkı yer alıyor. Meyra; Albinoni’nin 1600’lü yıllarda yarattığı “Adagio” adlı klasik eserini de opera -şan tekniğiyle Türkçe ve İtalyanca olarak yorumluyor.

Meyra

Ajda Pekkan‘ın Sana ne Kime ne adlı klasik parçası da yeni düzenlemesi ve Meyra’nın özgün yorumuyla albümde dikkat çeken cover şarkılar arasında yer alıyor.

Meyra

Meyra

Edip Akbayram

Haziran 30th, 2012

29 Aralık 1950’de Gaziantep’te doğdu. 1968 yılında İstanbul’a gelip profesyonel müzik çalışmalarına başlayan sanatçı, 1972 yılında çıkardığı, ilk bestesi olan “Kükredi Çimenler” adlı 45’liğiyle “Altın Mikrofon Ödülü”nü kazandı. “Aldırma Gönül” ve “Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz” adlı parçalarıyla satış rekorları kıran ve altın plak kazanan sanatçının çeşitli kuruluşlar tarafından veilen 250 kadar ödülü mevcut…

1979 yılında Ayten Akbayram ile evlenen sanatçının bu evliliğinden Ozan ve Türkü adlarında bir oğlu, bir kızı var… 30 yıllık sanat yaşamının 28. albümünü Prestij Müzik’ten, 1998’in Mart ayı başında çıkaran sanatçı, yılların birikimini yansıtan bu çalışmasında, geçmişte hit olmuş parçalarını topladı. “Dün ve Bugün” adlı albümünde yer alan parçaya klip çeken Akbayram’ın hedefi, müzikteki yozlaşmaya karşı verdiği mücadeleyi sonuna kadar sürdürmek…